Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1230 E. 2022/1398 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1230 Esas
KARAR NO: 2022/1398 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/576 Esas – 2020/358 Karar
TARİH: 01/07/2020
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 2016 yılı şubat sonuna kadar …’ de tuhafiye ürünleri satışı yaptığını, müvekkilinin iş yerini satışa çıkardığını, müvekkilinin iş yerindeki malzemeleri davalı yana sattığını ve 2016 yılı sonunda iş yerinden ayrıldığını, 23/02/2016 tarih ve … numaralı fatura kapsamı ile 15.773,40 TL ve 23/02/2016 tarih ve … numaralı fatura kapsamı ile 472,00 TL’lik faturaların düzenlendiğini, faturalar gereği alacağın müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin alacağını tahsili için davalı yan ile görüşmeye çalıştığını davalı yanca borcu ödemeye yanaşılmadığını, müvekkilinin alacağını temini için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalı yanca borca itiraz ediliğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, takibin devamına, ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesİne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu faturaların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davacı yanca müvekkili şirkete verdiği sözlerin yerine getirilmediğini, aldığı ödemeler için davalı yana makbuz verilmediğini, davacı yanca haksız icra takibi başlatıldığını takibe itiraz edildiğini takibin durduğunu, davalı yanca itirazın iptali davasının açıldığını davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 01/07/2020 tarih 2018/576 Esas 2020/358 Karar sayılı kararında;” taraflardan birinin, iddiasını sadece karşı tarafın defterleriyle ispat etmek istediğini söylemesi; başka bir anlatımla, hasmının ticari defterlerinin içeriğini kabul edeceğini mahkeme önünde beyan etmesi durumunda HMK. m.222/5 uygulanacaktır. HMK. m.222/5’in, yani karşı tarafın ticari defterlerinin kendi aleyhine delil teşkil edebilmesi için ilk şart, ispat yükü kendine düşen tarafın karşı tarafın ticari defterlerindeki içeriği kabul edeceğini mahkeme önünde beyan etmesidir.22/05/2019 tarihli ön incelme duruşmasında davacı vekili HMK m. 222/5 ‘e dayandıklarını sözlü olarak beyan etmiştir.HMK m.222/5’in uygulanabilmesi için, defterlerinin ibrazını isteyen tarafın tacir olmasına gerek yoktur. Tacir olmayan taraf da tacir hasmının defterlerine dayanabilir. Buna karşılık karşı tarafın tacir olması şarttır. Bir tarafın, karşı taraf tacirin ticari defterlerinin içeriğini kabul edeceğini mahkemede bildirmesi üzerine, mahkeme, karşı tarafın bütün ticari defterlerinin mahkemeye verilmesi için süre verilir(HMK. m.220/1, m. 222/1, TTK. m.83). Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizce 05/12/2019 tarihinde muhtıra çıkarıldığı, 09/12/2019 tarihinde karşı tarafa tebliğ olduğu, muhtıra ile karşı tarafın ticari defterlerinin ibrazına 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, davalı tarafça , ticari defterlerini ibraz etmesi için verilen kesin süre içinde defterler mahkemeye verilmediğinden, defterlerin ibrazını isteyen taraf iddiasını ispat etmiş sayılacağından (HMK. m.222/5) davacının 16.245,00TL alacaklı olduğunu ispat etmiş olduğuna kanaat getirilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜNE, 16.245,00 TL alacağın temerrüt tarihi 24/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı tarafın iddiasını somut delillerle kanıtlayamadığı halde davanın kabulüne karar verdiğini, Davacı tarafın kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini 19/07/2019 tarihinde yatırdığını, yerel mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiğini, kesin sürenin sonuçları yerine getirilmediğinden ve davacı tarafın bilirkişi incelemesinden başka bir delili olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, işletmenin devri anlaşması uyarınca, davalıya satılıp teslim edildiği iddia olunan bir kısım mallar için tanzim edilen faturalara dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 4/1-c maddesi uyarınca, TBK’nun bir malvarlığının veya işletmenin devralınmasına ilişkin 202 maddesinde öngörülen hususlardan doğan davalar ticari dava sayıldığından, gerçek kişi davacının tacir olup olmadığına bakılmaksızın iş bu uyuşmazlığı çözme görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir. Davacı tarafça; 2016 yılına dek işlettiği “…” isimli işyerinin davalı tarafından devralınmak istenildiği, bunun üzerine işyerinde bulunan ürün ve malzemelerin iki adet satış faturası karşılığında toplam 16.245,40-TL bedelle davalıya satılıp teslim edildiği, davalının ürün ve malzeme bedellerini ödemediği, davalı hakkında başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine, iş bu alacak davasının açıldığı ileri sürülmüştür. Davalı vekilince; dava konusu fatura muhteviyatını oluşturan malların davalı şirkete teslim edilmedikleri, davacının taahhütlerini yerine getirmediği, aldığı ödemeler için makbuz vermediği, haksız olarak müvekkili aleyhine takip başlattığı, iş bu davadan önce herhangi bir bildirimde bulunmayan davacının faiz de talep edemeyeceği savunulmuş ve davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; davacının HMK’nun 222/5 maddesi uyarınca münhasıran davalının ticari defter ve kayıtlarına dayandığı, davalı şirketin verilen kesin süre içerisinde defterlerini ibraz etmediği, aynı madde gereğince davacının iddiasını ispat ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin; dava konusu KDV dahil toplam 16.245,40-TL tutarlı her biri 23/02/2016 tarihli iki adet satış faturası örneğini dosyaya sunduğu, HMK’nun 222/5 maddesi gereği davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 222/5. maddesi uyarınca taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticarî defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Bu hüküm, taraflardan birinin ileri sürdüğü hususun ispatında münhasıran karşı tarafın defterlerine delil olarak dayandığı hâllerde uygulanacaktır. Ayrıca ticarî defterlerin ibraz edilmemesi durumunda ibrazı isteyen tarafın iddiasını ispatladığı kabul edilecek olup bu hususta hâkime takdir yetkisi tanınmamıştır(bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/11-172 esas, 2022/69 karar sayılı, 27/01/2022 tarihli ilamı) Mahkemece davalı şirket vekiline; uyuşmazlık konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtların dosyaya ibrazı için iki haftalık kesin süre verildiğine, verilen süre içerisinde defterlerin ibraz edilmemesi halinde, HMK. 222/5 maddesine göre defter ibrazından kaçınmış sayılacaklarına ve mevcut dosya delil durumuna göre karar verileceğine dair ihtarı içeren muhtıra gönderildiği, muhtıranın davalı vekiline 11/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde defterlerin ibraz edilmediği tespit edilmiştir. Davacının dava konusu faturalara konu ürünlerin teslim edildiği ve bedellerinin ödenmediği yönündeki iddiası bakımından HMK’nun 222/5 fıkrasına göre münhasıran davalı şirketin ticari defterlerindeki kayıtlara dayandığı, davalının verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği sabit olup, davacı iddiasını ispat etmiş sayılacağından, davalı tarafın davacının fatura konusu ürünlerin teslim edildiğini ispat edemediği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi, kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.109,69.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 1.107,57.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 2,12.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.