Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1182 E. 2020/1140 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1182 Esas
KARAR NO: 2020/1140 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/687 Esas – 2019/1077 Karar
TARİH: 24/12/2019
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki ticari ilişkide, müvekkili şirket muhasebe evrakları arasında yapmış olduğu inceleme sonucunda davalının cari hesap olarak 23.03.2018 tarihi itibari ile 43.663,64-TL borcu olduğunun anlaşıldığını, borcun ödenmemesi üzerine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalı şirketin 11.07.2018 tarihinde icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyaya yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/12/2019 tarih 2018/687 Esas – 2019/1077 Karar sayılı kararında; “Tüm dosya kapsamı, takip dosyası ile davacı vekilinin karar duruşmasındaki imzalı beyanı birlikte değerlendirilmiş, davalı tarafın dava açıldıktan sonra borcunu davacıya ödediği, böylece davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ayrıca davanın açıldığı tarihte davacının haklı, davalının ise haksız olduğu hususunda mahkememizde kanaat oluşmakla davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretini de kapsar şekilde aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davacı … Ltd. Şti. ile anlaşıldığını ve sulh olunduğunu, buna ilişkin dosyaya 22/10/2019 tarihinde davacı ile anlaşma yapıldığına dair yazıları içeren maillerin sunulduğunu, Yerel mahkemece de davacı ile mail üzerinden yapılan anlaşmanın kabul edilerek davanın konusuz kaldığına ilişkin hüküm kurulduğunu, Davacı tarafın, tüm alacaklarından vazgeçerek sulh olduğunu, davacı vekilinin 24/12/2019 tarihli celsesinde, “davalı taraf dava açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz devam etmektedir” şeklindeki talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı ile yapılan, tarafların sulh olduğu mail konuşmalarında, davacı yanın ” …le anlaşılmış ve karşılıklı sulh olmuştur. Avukatımız davayı ve icrayı geri çekecektir. …den konu ile ilgili alacağımız kalmamıştır.” diyerek müvekkili şirketten hiçbir alacağı olmadığını kabul ettiğini, davacı vekilinin bu durumu 08/10/2019 tarihli duruşma sırasında kabul ettiğini, hiçbir alacağı olmadığını kabul ve beyan eden davacı yanın, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmesinin ve bu talebe bağlı kalarak yerel mahkemenin, davacının yargılama gideri ve vekalet ücretine hak kazandığı hükmünü kurmasının kabul edilemeyeceğini,
İleri sürerek, yerel mahkeme kararının davalı lehine bozulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı yargılama giderleri yönünden davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava açıldıktan sonra takip konusu borcun haricen ödendiği uyuşmazlık konusu değildir. 08/10/2019 tarihli ön inceleme tutanağında taraf vekilleri bu yönde açıklamada bulunmuşlardır. Uyuşmazlık yargılama giderlerinden kimin sorumlu olacağı konusunda çıkmaktadır. Davalı vekili her ne kadar, davacı asil ile sulh olduklarını ve her hangi bir borçlarının kalmadığını, buna göre de davacının yargılama gideri taleplerinin olmadığını ileri sürmüş ise de davacı asilin yargılama gideri talebi olmadığına ilişkin dosyaya her hangi bir belge sunmamıştır. Dosyaya davalı vekilince sunulan ve davacı şirket yetkilisi tarafından gönderildiği ispatlanamayan mail yazışmasında da yargılama giderlerinin talep edilmeyeceğine ilişkin bir beyan bulunmamaktadır. Buna göre davadan sonra tarafların uzlaşması ile takip konusu borç ödendiğinden, davanın açılmasına davalı sebep olmuştur. HMK’nın 331 maddesine göre bu durumda yargılama giderlerinin davalıdan tahsilinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/10/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.