Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1176 E. 2020/1094 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1176 Esas
KARAR NO : 2020/1094 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/19 Esas 2019/1192 Karar
TARİH: 03/12/2019
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin uluslararası taşıma faaliyeti yapan bir şirket olduğunu, taraflar arasında taşıma işi nedeniyle ticari liişki bulunduğunu, davalı tarafın takibe yapmış olduğu itirazında takip dayanağı faturalara ve fatura ekindeki belgelere itiraz ettiğini, taşıma işi yapmadıklarını beyan ettiğini, davalı tarafın itirazında kötü niyetli olduğunu, borcu ödememek için gerçek dışı beyanda bulunduğunu, dosyaya sundukları davalı şirkete ait olan 25/06/2016, 02/07/2016 ve 20/07/2016 tarihli faturalardan ve tır karnesi ile beynelminel hamule senedi belgelerinden görüleceği gibi davalı tarafın müvekkili şirket aracılığı ile Polonya ülkesine dondurulmuş balık ürünlerini gönderdiğini, taşıma işini davacı müvekkil şirket yaptığını, faturaların malın taşındığına ve yurt dışına çıkarıldığına dair gümrük mühür ve kayıtlarının da üzerinde bulunduğu tır karnesi, davalı borçlu şirketin imza ve kaşesinin bulunduğu taşıma sözleşmesi birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın itirazının haksız ve kötü niyetle yapıldığı, taşıma konusu malların davalıya ait olduğu ve taşıma bedelini ödenmekten kaçınmak için gerçek dışı beyanda bulunduğunu, navlun bedelini ödemekle yükümlü olan davöalının herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı tarafın itirazlarının kötü niyetli olduğunu beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılma anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/12/2019 tarih ve 2017/19 Esas – 2019/1192 Karar sayılı kararında;”Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas alınan 13/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu dayanak yapılarak; Taraflar arasında Taşıma Sözleşmesi – CMR – Tır Karnesi ve bu belgelere istinaden yapılmış olan taşıma için navlun faturası kesildiği, günlük ihracaat beyannameleri ve gümrükçe onaylanmış tır karnesi suretlerine göre taşımanın kesin olarak yapıldığı, navlun faturalarındaki toplam 9.700 Euroluk taşıma bedellerinin rayiç değerlere uygun olduğu, davacı tarafın incelenen 2016-2017 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafın takip tarihi olan 25/10/2016 tarihi itibari ile 9.700 Euro alacaklı olduğu, davacı tarafın 04/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını alacak davası olarak ve dava değerini 9.700 Euro ve harca esas değer olarak da 61.180,81 TL olarak ıslah ettiği, davacının icra takip dosyasında yabancı para alacağını TL cinsinden seçerek takibe geçtiği, tercih hakkını kullanmış olduğu, davacı tarafça ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah edildiği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile 32.450,38 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine dair…”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile; 32.450,38 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının reddedilen kısmı usul ve yasalara aykırı olduğu, Görülen işbu davada yerel mahkemece dava konusu ile ilgili hatalı ve hukuki mesnetten yoksun bir karar verildiğini, Davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 30/06/2016 tarihi itibari ile taşıma sözleşmesi imzalandığı ve davacı müvekkilinin davalı şirkete ait balık yükünü yurtdışına taşıdığını, ancak davalı tarafça navlun bedeli ödenmemiş olup dosyadaki fatura toplam bedeli olan 9.700EURO’nun icra takibi tarihi olan 25/10/2016 tarihindeki TL karşılığı olan 32.450,38TL’nin ödenmesi için Hatay icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açılmış ancak davalı tarafça yetkiye itiraz edilmesi nedeni ile dosya İstanbul Anadolu Adliyesi ….icra müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip devam ettiği, ancak takibe davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine huzurdaki itirazın iptali davası açıldığını, Dava devam ederken yerel mahkemede açmış oldukları itirazın iptali davasını 04/07/2019 tarihinde alacak davası olarak ıslah ederek dava dosyasında bulunan davacı müvekkilinin navlun alacağı ile ilgili düzenlenen 3 adet fatura toplamı 9.700EURO’nun 25/10/2016 tarihinden itibaren bankaların vadeli döviz hesabına uyguladıkları en yüksek faiz miktarı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine dair karar verilmesini talep ettiklerini, Yerel mahkemece yargılama sürecinde aldırılan 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı müvekkili şirketin davalıdan 9.700 EURO alacaklı olduğuna dair bir tespit yapıldığını,İşbu bilirkişi raporu doğrultusunda davayı alacak davası olarak ıslah edip 9.700 EURO’nun davalıdan alınarak davacı müvekkili şirkete verilmesini talep ettikelrini, Yerel mahkemece ıslah dilekçesi doğrultusunda davayı icra takibinden ve itirazın iptali davasından bağımsız olarak alacak davası şeklinde yürütüp karar vermesi gerekirken gerekçeli kararda ” davacının icra takip dosyasında yabancı para alacağını TL cinsinden seçerek takibe geçtiği, tercih hakkını kullanmış olduğu” gerekçesiyle icra takibine atıf yapılarak davacı müvekkilinin yabancı para alacağını TL olarak seçip takibe geçtiği şeklinde hatalı bir değerlendirme ile 32.450,38 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne dair karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ekte bir suretini sunduklarını Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2009 tarih ve 2008/9694 E.- 2009/1327 K. Sayılı ilamında “Davacı, dava dilekçesinde itirazın iptalini istemis ve ancak 12.05.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak görülmesini istemistir. Davacı ıslah dilekçesindeki talebi ile baglı olup, bu nedenle davanın alacak davacı olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur.Mahkemece davaya alacak davası olarak bakılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı sekilde itirazın iptali olarak karar verilmis olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.” şeklinde bir karar vererek itirazın iptali davasının ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülebileceğine hükmettiğini, Yine ekte bir suretini sundukları Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 06/04/2012 tarih ve 2012/1156 E. – 2012/2677 K. sayılı ilamında da itirazın iptali davasının ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülebileceğine dair karar verdiğini, Yukarıda belirtildiği üzere 04/07/2019 tarihli Islah dilekçesi doğrultusunda davayı alacak davası olarak ıslah ettikleri yerel mahkemece icra takibinden bağımsız olarak davayı alacak davası olarak görüp bilirkişi raporu doğrultusunda 9.700 EURO alacak üzerinden davanın kabulüne dair karar vermesi gerekirken davanın kısmen kabulüne dair karar vermesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalıya kesilen 3 adet toplam:9700 EURO bedelli faturadan kaynaklı 32.450,38 TL. Asıl alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine 32.450,38 TL. Alacak yönünden açılan itirazın iptali davası olup yargılama aşamasında davacı vekili tarafından verilen ıslah dilekçesi ile dava alacak davası olarak ıslah edilip 9700 EURO’nun faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir.Mahkemece, yukarıdaki gerekçe ile davanın KISMEN KABULÜ ile 32.450,38 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK Madde 176-” (1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir,” hükmü düzenlenmiştir.HMK. Madde 177-” (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir,” hükmü düzenlenmiştir.Davacı vekili 04/07/2019 tarihinde uyap vasıtası ile dosyaya sunduğu ıslah dilekçesi ile; itirazın iptali davasını alacak davasına dönüştürerek 9.700 Euro alacağını temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi süresi içerisinde verilmiş olup ve ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum görülmemiştir. (Yargıtay 23 HD. 2016/8924 Esas, 2020/233 Karar sayılı kararı benzer mahiyettedir.) Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K., 15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları ve HGK. 2015/7-917 Esas- 2017/265 Karar sayılı ilamı.)Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 99. Maddesi uyarınca konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacak ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Ancak yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Somut olayda davacı, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalıya kesilen 3 adet toplam: 9700 EURO bedelli faturadan kaynaklı 32.450,38 TL. Asıl alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine 32.450,38 TL. Alacak yönünden açılan itirazın iptali davası olup yargılama aşamasında bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi ile borcun yabancı para (9700 EURO) üzerinden tahsilini isteyemeyecektir. (Yargıtay 11 HD.nin 11/02/2020 Tarih ve 2018/4145 Esas- 2020/1212 Karar sayılı içtihadı da benzer mahiyettedir.)Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında ayrı ayrı ve detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.