Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1172 E. 2020/1154 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1172 Esas
KARAR NO: 2020/1154 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/44 Esas – 2020/124 Karar
TARİH: 02/03/2020
DAVA: Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile ticaret sicil müdürlüğünde … sicil nosuna kayıtlı … Limited Şirketi arasında Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/222 E. Sayılı davası devam ederken adı geçen şirketin resen terkinine karar verildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından … Limited Şirketi’ nin ihyası için İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/568 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ve şirketin resen terkin işleminin iptali ile ihyasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kararda ihyasına karar verilen … Limited Şirketi’ ne bir yetkilisi ve/ veya temsilci atanmadığını, Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne söz konusu şirkete bir temsilci atanması için yazılan müzekkereye mahkemece “ek karar ile Tasfiye Memuru atanmasının mümkün olmadığı” yönünde cevap verildiğini, bu durum üzerine Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/222 E. Sayılı dosyasının 17.01.2020 tarihli yetki belgesi ile taraflarına İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.11.2016 tarih, 2016/568 E.-2016/769 K. sayılı kararı ile ihya edilen İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasına kayıtlı … Limited Şirketi’ne temsilci atanması için dava açmak üzere yetki verildiğini belirterek İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 23.11.2016 tarih, 2016/568 E.-2016/769 K. sayılı kararı ile ihya edilen İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasına kayıtlı … Limited Şirketi’ne temsilci atanmasını talep ve dava etmiştir.Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/03/2020 tarih 2020/44 Esas – 2020/124 Karar sayılı kararında; “Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/222E., 2018/300K. sayılı ilamına ilişkin istinaf kanun yoluna başvurulduğu, ihyası talep olunan şirketle ilgili İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/568E., 2016/769K. sayılı ilamına istinaden ihya kararı verildiği, ihya kararının kesinleştiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/1810E.2019/126K.sayılı ilamı ile ise ihya edilen şirkete atanan temsilcilerin taraf vekillerinden ve ticaret sicilinden araştırılarak belirlenen kişiye mahkeme kararı ve istinaf dilekçesinin tebliğ edilmesi ile ilgili usuli işlemlerin tamamlanmasına dair geri çevirme kararı verildiği, bu geri çevirme kararı sonrası ise Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin düzenlediği 17/01/2020 tarihli ve “yetki belgesi” başlıklı belge ile adı geçen şirkete ihya sonucunda temsilci atanması yolunda dava açması bakımından yetki verildiği, bu yetki belgesine istinaden bu defa, ihya edilen şirkete temsilci atanmasına yönelik mahkememizde dava açıldığı tartışmasızdır. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/568E. 2016/769K. sayılı ilamına istinaden … Limited Şirketi’nin TTK Geçici m.7 hükmü uyarınca 31/07/2013 tarihinde terkin olunması sonrası, bu şirketin re’sen terkin edilen kaydının iptali ile ihyasına dair karar verilmiş, tasfiye memuru atanmamış, ilam temyiz edilmemiş, nitekim adı geçen terkin kaydının iptali ve ihyaya dair ilam 17/01/2017 itibariyle kesinleşmiş olmakla asliye ticaret mahkemesi tarafından bu defa adı geçen şirketin davada temsili açısından ihya edilen şirkete temsilci atanıp atanmaması uyuşmazlık konusudur. 6102 sayılı TTK Geçici m.7 uyarınca kaydı silinmiş olan şirketin ihyasına karar verilmesi halinde temsilci atanması gerekip gerekmediği ele alınacak olmakla birlikte kural olarak ihya edilen şirkete atanan temsilci ancak tasfiye memurudur. 6102 sayılı TTK geçici m.7 hükmünün birinci fıkrası, bu çerçevede kayıtları silinen şirketler yönünden ilgili kanunlardaki tasfiye usullerine uyulmayacağını açıkça belirtmiştir. O halde kanunların belirttiği tasfiye usulüne uyulmaksızın kaydı silinmiş olan bir şirketin tasfiyesinin yapıldığı kabul edilemeyecektir. Nitekim TTK m.547 hükmü uyarınca mahkemeden talepte bulunulması durumunda mahkemenin ek tasfiye kararını verdiği aşamada ve ayrıca tasfiye memuru ataması yasal zorunluluktur. Oysaki geçici m.7 hükmünün 15. fıkrası bu noktada mahkemeden ihya istenebileceğini belirtmiş olmakla birlikte mahkemece tasfiye memuru atanacağını, TTK m.547 hükmünde olduğu üzere açıkça düzenlememiştir. Kanun koyucunun aynı yıl itibariyle yürürlüğe giren benzer hükümlerde farklı düzenlenmeler yapmış olması bir unutkanlık veya boşluk değil kanun koyucunun amaca uygun bilinçli bir tercihi olarak değerlendirilmelidir. Bu itibarla 6102 sayılı TTK geçici m.7 hükmü uyarınca kaydı re’sen terkin edilen … Limited Şirketi’nin, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin adı geçen ilamına uygun olarak re’sen terk kaydının iptal olunduğu, şirketin ihya edildiği, şirketin 6102 sayılı TTK m.547 hükmüne göre ihya olunmaması karşısında da tasfiye memurunun atanmamasının yukarıda açıklanan kanun hükümlerine ve yargısal uygulamaya uygun olduğu, nitekim mahkemece bu şekilde bilinçli olarak hüküm fıkrasının oluşturulduğu, esasen mahkemenin kesinleşmiş ilamı ile şirketin tüzel kişiliğinin hukuken var olduğu açıktır. Buna rağmen şirkete Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/01/2020 tarihli yetki belgesinde belirtmiş olduğu üzere “ihya sonrasında temsilci atanması” yönünde bir karar verilmesini talep etmekte davacının hukuki yararı yoktur. Esasen hukuki düzende tüzel kişilik olarak ihyası gerçekleştirilen ve TTK geçici m.7 hükmü gereği terkin kaydı iptal edilen şirketin bizzat veya 1136 sayılı Avukatlık Kanunu çerçevesinde atayacağı vekil marifetiyle yargılamada temsili mümkündür. Açıklanan durum karşısında da davacının mahkememizden 6102 sayılı TTK geçici m.7 hükmü uyarınca terkini yapılan şirketin, ihya edilmesi sonrası temsilci atanmasını talep etmekte hukuki yararı mevcut değildir. …”gerekçesi ile, Davacının, hukuki yararı bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme tarafından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddedildiğini, Davacının, Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/01/2020 tarihli yetki belgesine istinaden “6102 TTK geçici m.7 uyarınca terkin edilen … Limited Şirketi’nin, kesinleşen mahkeme ilamı ile terkin kaydının iptal olunması, ihya edilmesi ve ihya sonrasında “mahkememizde temsilci atanması yönünde dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair karar vermek gerekmiştir…” denilerek mevcut Yasal Mevzuat, Yasal Düzenlemeler ve İstinaf kararları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin açıklandığını, Ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’ nin 31.1.2019 tarih, 2018/1810 E. Ve 2019/126 K. Sayılı geri çevirme kararında “… ihya edilen bu şirkete atanan temsilcilerin taraf vekillerinden ve Ticaret Sicilinden araştırılarak belirlenen kişilere mahkeme kararı ve istinaf dilekçesinin tebliği ile usuli işlemler tamamlandıktan sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir…” denilmesi nedeni ile atanan temsilciye tebligat yapılmadığı gerekçesi ile dosyanın ele alınmayacağını ve temsilci atanmamasının kesin hüküm teşkil etmemesi adına müvekkilinin hukuki haklarına zeval gelmemesini, İleri sürerek davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/11/2016 tarih 2016/568 E. 2016/769 K. Sayılı kararı ile ihya edilen İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasına kayıtlı … Limited Şirketi’ne temsilci atanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK geçici 7. Maddeye göre ticaret sicilden terkin edilen ve daha sonra İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/568 E., 2016/769 K. Sayılı kararı ile ihyasına karar verilen dava dışı şirkete temsilci atanması talebine ilişkindir. Mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. TTK’na geçici 7. Maddenin eklenmesine dair 6335 sayılı kanunun 38. Maddesinin gerekçesinde “Geçici 7 nci madde ile, münfesih olmasına veya sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenleme yapılmıştır.” denilmiştir. Yani burada amaç esasen münfesih olmasına rağmen tasfiye edilmeyen şirket ve kooperatiflerin resen ticaret sicil kayıtlarının silinmesidir. Davaya konu şirketin Ticaret sicil müdürlüğünce TTK geçici 7. Maddeye göre resen ticaret sicilden terkin edildiği, daha sonra ihya talepli dava sonunda kesinleşen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/11/2016 tarih 2016/568 E. 2016/769 K. Sayılı kararı ile şirketin ihyasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi gerekçesinde de belirtildiği üzere davaya konu şirket tasfiye edilmeksizin TTK.’nın geçici 7. Maddesine göre resen ticaret sicilden silinmiştir. Ticaret sicil müdürlüğünün yaptığı bu işlemin hukuka uygun olmadığı, şirketin yeniden ihyası için açılan dava sonunda verilen mahkeme kararı ile tespit edilerek şirketin ihyasına karar verilmiştir. Şirket tasfiye sonucu ticaret sicilden terkin edilmediğinden ek tasfiye işlemlerinin gerekli olması nedeniyle TTK 547. Maddesine göre ihya edilmemiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğünce, şirket hakkında TTK geçici 7. Maddenin uygulanmasının hatalı olması halinde mahkemece şirketin yeniden ihyasına karar verilmekle yetinilecektir. İhyasına karar verilen şirketle ilgili olarak sicilden silinmeden önceki şirket yetkililerinin yetkileri ihya kararı ile devam ettiğinden ve şirket tasfiye halinde olmadığından ihyasına karar verilen şirkete temsilci atanmasına (tasfiye memuru) yasal olarak imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının bu yönde dava açmasında hukuki yararı olmadığından istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/10/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.