Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1141 E. 2022/1288 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1141
KARAR NO: 2022/1288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/402 Esas – 2020/159 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; eşi olan dava dışı …’ın, ortağı olduğu … Tic A.Ş.’nin 2006 yılında davalı bankadan kredi kullandığını, sahibi olduğu İstanbul Çekmeköy … pafta … parsel … nolu daire üzerine kendisi adına vekaleten eşi vasıtasıyla 1 yıl süreli kredinin bitiminde kaldırılacak şekilde ipotek tesis edildiğini, dava dışı şirketin, davalı bankadan sonradan çok yüklü miktarda ek krediler kullandığını, şirketin sahibi olduğu fabrika binasına ipotek şerhi tesis edildiğini, kendisinin kesinlikle kredi sözleşmelerine kefil olmadığını, yalnızca 1 yıl süre ile taşınmazının üzerine ipotek tesis edildiğini, rehin sözleşmesinin vekil sıfatıyla dava dışı eşiyle akdedildiğini, kendisiyle müzakere edilmediğini, şahsı ile banka arasında doğacak tüm borçlar için teminat teşkil edecek bir sözleşme imza edilmediğini, hem banka hem de eşinin kendisini kandırdığını belirterek, usulsüz ipotek nedeni ile davalı bankaya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyası ve ipotek bedeli kadar borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, adına kayıtlı taşınmazdaki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu şirketin mal varlığı üzerine tesis edilen başkaca ipotek şerhleri mevcut ise de, şirket hakkında iflas ertelemesi kararı alındığından takibe devam edilemediğini, ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu, davacının 310.000,00 TL ipotek bedeli üzerinden sorumlu olduğunu, davanın reddi ile davacının alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/02/2020 tarih ve 2018/402 Esas – 2020/159 Karar sayılı kararı ile; “…davalı banka ile dava dışı … San. Ve Tic A.Ş. arasında kredi sözleşmesi akdedilip davacının verdiği vekalete istinaden davacı adına dava dışı eşi …’ın, davacıya vekaleten İstanbul Çekmeköy … pafta, … parsel, … bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerine 310.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiği, ipoteğin banka ile dava dışı kredi borçlusu şirket arasında akdedilen ve akdedilecek tüm kredi borçlarını teminen, ancak 310.000,00 TL limit ile sınırlı olarak karşılamak üzere tesis edildiği, dava dışı şirketin kullandığı kredi nedeniyle bankaya olan borcunun bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere 474.156,42 TL olup, davacının ipotek yükümlülüğü, dava dışı şirketin bankadan kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere tesis edildiğinden davacının taşınmazının ipotek yükümüne limit kadar miktarı yönünden katlanmak zorunda olduğu, davacının ipotek sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sıfatıyla yükümlülük altına girdiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlük tarihinin 01.07.2012 olup, ipotek akit tarihinin ise 07/01/2008 olduğu, bu nedenle ipotek sözleşmesinin imza tarihi itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı Kanun’un genel işlem şartlarına ilişkin hükümlerinin burada uygulanma kabiliyeti bulunmadığından davacının sorumluluğunun müteselsil kefalet niteliğinde olup, kadin resmi şekilde yapıldığı, ipotek limitinin gösterilmiş .ulunduğu olguları değerlendirildiğinde ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle ilamlı takibin usul ve yasaya uygun olup, davalının sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olup, takibin ipotekli taşınmazın satışı suretiyle alacağın tahsilini amaçlaması, bundan öte bir tahsilin söz konusu olmaması nedeniyle davacının davasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine, davacının açtığı davada kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Açılan davanın reddine, 2-Şartlar oluşmadığından davanın kötü niyet tazminatının reddine, … ” karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi olan …’ın ortağı olduğu … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, davalı bankadan belirli dönemlerde kredi çektiğini ve bu kullanmış olduğu makul krediler için de davalı tarafından ek teminat istendiğini, o dönem içerisinde 1 yıllık ipotek karşılığında ve bu 1 yılın sonunda kaldırılması sureti ile müvekkilinin, eşi olan …”a verdiği vekaletname ile İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi … pafta … parsel ve… nolu daire üzerine 07/01/2008 tarihinde ve … yevmiye nosu ile davalı banka lehine 310.000 TL limit ipoteği tesis edildiğini, İpotek tesis işlemine dayanak vekaletname incelendiğinde; müvekkilinin, ipoteğe konu borcun tümüne kefil olmasına (ya da borçlu şirketin tüm kredi borcundan sorumlu olacağına) ilişkin açık yetki içermediğinden müvekkilinden dava dışı şirketin tüm borcunun talep edilmesinin hukuken imkansız olduğunu, müvekkilinin ipotek limiti olan 310.000.TL ile sorumlu olduğunu, bu limit üzerindeki alacaktan sorumlu olmayacağının tüketici mahkemesine sunulan bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, mahkemenin gerekçeli kararının çelişkili olduğunu, mahkemenin gerekçesinde ” davalının sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olup ” dedikten sonra, müvekkilini tüm takip borcundan sorumlu tutmasının hatalı olduğunu, Müvekkilinin dava dışı borçlu şirketin tüm borcundan sorumlu tutulmasına yönelik (ipotek sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiği) ilk derece mahkemesi tespitinin; ipotek tesis işlemine dayanak vekaletnamede (müteselsil kefalete ilişkin ) açık bir yetki olmadığından, yine müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefil sıfatı ile imzası bulunmadığından hatalı olduğunu, icra takibindeki fazla istem yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini (Yargıtay HGK E.2017/12-356, K 2019/711, T.18.6.2019 ) Dava dışı …’ın, davalı banka ile borç ilişkisine girip, çekilmiş olan kredilerin geri ödenmemesi sebebi ile doğan bu kredi borcundan dolayı davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numarası ile haksız ve kötü niyetli bir şekilde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin başlandığını, müvekkilinin borçlunun eşi olması, yine ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olması nedeni ile eş muvafakati olmadan aile konutu hakkında tesis edilen bu ipoteğin geçersiz olduğunu, ilk derece mahkemesinin bu iddiaları hakkında inceleme dahi yapmadığını, Müvekkili …, her ne kadar dava dışı eşi …’a vermiş olduğu özel düzenleme şeklindeki vekaletnameyi, …’ın … Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına davalı bankadan kullanacağı kredi ve bu kredilerden doğmuş ve doğacak borçlarına karşı ipotek tesis etmek üzere vermiş ise de, Tapu Sicil Müdürlüğünce düzenlenen resmi senetle davalı bankadan kullanılacak olan kredilerin teminatı olarak dava konusu gayrimenkulü 310.000 TL ile sınırlı olmak üzere ipotek tesis edildiğini, ayrıca krediye müteselsil kefil olmak için vekaletnamede özel yetki olması gerektiğini, dosyaya mübrez vekaletnamede kefalete ilişkin yetki bulunmadığını, asıl borçlunun vekaletname ile kefalet imzası atmasının da yasal olarak mümkün olmadığını, Mahkemenin, müvekkilinin tüm borç yönünden müteselsil kefil olduğu şeklindeki tespitinin tamamen hatalı olduğunu, gerekçeli kararda “davalının sorumluluğunun ipotek limiti ile sınırlı olup, takibin ipotekli taşınmazın satışı suretiyle alacağın tahsilini amaçlaması, bundan öte bir tahsilin söz konusu olmaması” demesi ile dosyayı eksik ve hatalı şekilde incelediğini, davalı bankanın dava dışı …’a ait olan … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait Düzce … parselde mevcut olan fabrika binası üzerindeki 15/10/2018 tarih ve … yevmiye nolu ipotek paraya çevrilmeden (borcu kapatıp/ kapatmadığı incelenmeden) 3. kişi olarak müvekkili adına kayıtlı taşınmazdaki ipoteğin paraya çevrilmeye çalışılmasını ilk derece mahkemesinin dikkate almadan eksik ve hatalı bir karar verdiğini, yani davalı bankanın borçlu şirketten olan alacağını tahsil etme amacıyla fabrika ipoteğini paraya çevirmesi gerekirken, müvekkiline ait olan taşınmazın satımı yolu ile alacağın tahsili yoluna gitmesinin (asıl borçluya başvurmadan ipotek kefaletine/ adi kefile başvurması ) usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinin de bu hususu gözden kaçırarak, hatalı bir şekilde karar verdiğini, Eşin açık rızası olmadan diğer eşin ortak konutu satamayacağını, bankaya ipotek veremeyeceğini, müteselsil kefil olamayacağını, şahsın iradesi yolu ile satış da dahil olmak üzere verilen ipotek nedeni ile icra yolu ile dahi ortak konutun eşin rızası olmadan satılamayacağını, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin dosya üzerinde yapmış olduğu eksik ve hatalı inceleme sonucu bu hususu da gözden kaçırarak usul ve yasaya aykırı bir şekilde karar verdiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibi ve ipotek bedeli kadar borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Kadıköy … Noterliği’nin 25.12.2007 tarih … yevmiye no’lu düzenleme şeklindeki özel vekaletnamesi ile davacı …‘ın, … San. ve Tic.A.Ş. ünvanlı şirketin, … A.Ş. merkez veya şubelerinden kullandığı veya kullanacağı her nam ve ünvan adı altındaki bilumum kredilere ve kredilerden dolayı doğmuş ve/ veya doğacak bilumum borçlarına karşılık teminat teşkil etmek üzere sahibi bulunduğu İstanbul ili Ümraniye ilçesi … Mahallesi’ndeki …. parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine kurulu … blok zemin kat … nolu bağımsız bölüm numaralı mesken niteliğindeki taşınmazının tamamı veya bir kısmı üzerinde yukarıda yazılı bankanın merkezi, bilumum şubeleri lehine dilediği vade ve dilediği bedel, şekil ve koşullarla dilediği sıra ve derecede her türlü ipotekler vermeye, ipotek tesisine…mezun ve yetkili olmak üzere …’ı vekil olarak tayin ettiği, dava konusu ipoteğin belirtilen bu vekaletnameye istinaden tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ümraniye … Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 07.01.2008 tarihli … yevmiye nolu resmi senedinin incelenmesinde; … köyü … parselde … blok zemin kat… nolu dairenin tamamının … adına …’ın vekâleten katıldığı işlemle, … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketinin, … Bankası’ndan aldığı ve alacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere 310.000 TL bedelle, … Bankası AŞ lehine 1. Derecede %75 değişken faizli, fekki banka tarafından bildirilecek süreyle ve ekteki şartlar dahilinde ipotek tesis edildiğinin belirtildiği; resmi senet ekindeki belgeler 1. maddede; … San. ve Tic.A.Ş. ile … Bankası A.Ş. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi‘ne ve taraflar arasında başkaca akdedilmiş ve akdedilecek genel kredi sözleşmesi, ihracat kredisi sözleşmesi, …. ve diğer tüm kredi sözleşmelerini istinaden … Bankası A.Ş. şubeleri tarafından asaleten ya da kefaleten açılmış veya açılacak nakdi veya gayri nakdi kısa orta ve uzun vadeli her türlü kredi…. teminatını teşkil etmek üzere 310.000,00 TL için davacıya ait dava konusu taşınmaz üzerine 1. sırada fekki banka tarafından bildirinceye kadar süreli %75 değişken faizli olarak ve kredi sözleşmelerinde kefaleti bulunmasa dahi yukarıda belirtilen bilcümle borçlar için ipotek bedeli kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla ipotek tesisini kabul ve talep ettiği; taşınmazlardan her birinin diğeri ile birlikte ve ayrı ayrı borcun tamamından müştereken sorumlu olduğunun belirtildiği görülmektedir. Davalı banka tarafından düzenlenen 03.04.2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamede; borçlulardan kredi sözleşmelerindeki yetkiye istinaden akid şirkete açılmış olan kredilere son verildiği ve kredilerin kat edildiği 02.04.2014 tarihi itibari ile TL kredilerden doğan 446.500,00 TL ana para, 23.328,72 TL faiz ve 146,69 TL BSMV olmak üzere toplam 469.975,41 TL’nin ödeme tarihine kadar işleyecek %40 temerrüt faizi, komisyon, masraf ve tüm ferileri ile birlikte olmak üzere 24 saat içerisinde ödenmesi, aksi taktirde muhataplar aleyhine yasal yollara başvurulacağı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip işlemleri başlatılacağının ihtar edildiği, ihtarnamede … ve … Sanayi ve Ticaret AŞ’nin, akid şirkete kullandırılan kredilerin teminatı olarak banka lehine ipotek tesis edilen taşınmazların ipotek borçlusu/ maliki sıfatıyla ipotek akit tablosundaki şartlar doğrultusunda bankaya karşı sorumlu olduğunun belirtildiği, bu ihtarnamenin takip tarihinden önce davacıya tebliğ edildiği görülmektedir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının … Bankası, borçluların … San. ve Tic.A.Ş. ve … olduğu, alacaklı tarafça 474.156,42 TL asıl alacak, 6.283,95 TL işlemiş akdi faiz, 410,09 TL BSMV, 392,27 TL masraf olmak üzere toplam 481.242,73 TL nakit alacağın tahsili, ayrıca 28 adet çek yaprağı için 21.090 TL gayrı nakdi alacağın depo edilmesi talebiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, icra emrinin “Rehnin ne olduğu” kısmında; borçlu şirket adına kayıtlı Düzce ili Kaynaşlı İlçesi Üçköprü mevkiinde bulunan … parselde kayıtlı fabrika binası ve kazan dairesi niteliğindeki taşınmaz üzerinde 1. Derecede 700.000 TL bedelli ipotek ve İstanbul ili Çekmeköy ilçesi … parsel zemin kat … blok… nolu bağımsız bölümde kayıtlı daire niteliğindeki … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde … Bankası AŞ lehine 1. Derecede 310.000 TL bedelli ipoteğin gösterildiği; davacıya ait taşınmazın kıymet takdirinin yapıldığı, dava dışı borçlu şirket adına kayıtlı Düzce ili Kaynaşlı İlçesinde bulunan taşınmazın kıymet takdirinin yapılması için Düzce İcra Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı, dosyada satışa çıkartılan Çekmeköy ilçesi 3201 parselin satışının İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/90 Esas sayılı dosyasında verilen karar gereği durdurulmasına karar verildiği; dava dışı şirket tarafından İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/117 Esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi davası açıldığı, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında satış işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği; davacı … tarafından, davalı banka aleyhine İstanbul 23. icra Hukuk mahkemesinin 2015/266 esas sayılı dosyası ile açılan davada, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/117 esas sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince takibin durdurulmasına ilişkin taleplerinin müdürlükçe reddine karar verilmesinin yasal olmadığı belirtilerek müdürlük kararının kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/117 Esas sayılı dosyasından 21.05.2014 tarihinde İflas erteleme kararının takip borçlu şirket hakkında verildiği, şikayetçi borçlu hakkında verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı, bu durumda müdürlük işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle şikayet reddine karar verildiği, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/90 esas sayılı dosyasında, dava dışı … tarafından 5.03.2015 tarihinde … aleyhine dava konusu ipoteğin tesis edildiği Çekmeköy … parsel … blok … numaralı bağımsız bölümde bulunan tapunun inançlı işlem nedeniyle kaydının iptaline karar verilmesinin talep edildiği, davalı bankanın işbu davaya feri müdahil olarak katıldığı, mahkemece taşınmazın tapu kaydına 05.03.2015 tarihinde iradi ve cebri satışları önlemek amacıyla tedbir şerhi işlendiği hususlarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği görülmektedir. Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, davacı dava dışı şirketin davalı bankadan kullandığı kredilerin kefili olmayıp, şirketin davalı bankadan kullandığı veya kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere eşine verdiği vekaletnameye istinaden tesis edilen ipotek maliki ve işlem dayanağı vekaletname içeriğinin ipotek tesisi için yeterli olduğu, resmi senette ipoteğin, dava dışı şirketin davalı bankadan aldığı ve alacağı kredilerin teminatını oluşturduğunun belirtildiği, davacı tarafça bildirildiği şekilde 1 yıl süreli değil, fekki banka tarafından bildirilinceye kadar süreli olduğu, kredi sözleşmelerinde kefaleti bulunmasa dahi resmi senette belirtilen bilcümle borçlar için ipotek bedeli kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla ipotek tesisini kabul ve talep ettiği, taşınmazlardan her birinin diğeri ile birlikte ve ayrı ayrı borcun tamamından müştereken sorumlu olduğunun düzenlendiği dikkate alındığında, vekaletnamede (müteselsil kefalete ilişkin ) açık bir yetki olmaması ve kredi sözleşmelerinde kefalet bulunmaması nedeniyle davacının borçtan sorumlu olmadığı yönündeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava konusu ipotek 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu 07.01.2008 tarihinde tesis edilmiştir. Davacı tarafça, ipotek tesisinde eş rızası aranması gerektiği, eş rızası bulunmadığından ipoteğin geçersiz olduğu ileri sürülmüş ise de, eş rızası alınmasına dair hükümler şahsi güvence verilmesine ilişkin düzenlemelere yönelik olup ipotek akdinde ayni güvence söz konusu olduğundan bahse konu kanuni düzenlemeler ipotek akdi yönünden uygulanamayacaktır. TMK’nın 881 ve devamı maddelerinde düzenlenen ipotek akdinin kurulması yönünden eş rızası gerektiğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca davacının eşinin ipoteğin tesisine davacının vekili olarak katıldığı nazara alındığında gerek eş rızasının bulunmaması nedeniyle ipoteğin geçersiz olduğu gerekse aile konutu ile ilgili ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Türk Medeni Kanunu Madde 887 “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır. ” hükmünü, İİK Madde 45 “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü haizdir. Yine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı banka tarafından davacı ile birlikte ipotek maliki olarak dava dışı şirket hakkında da ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, dava dışı borçlu şirket adına kayıtlı ve davalı banka lehine ipotekli olan Düzce ili Kaynaşlı İlçesinde bulunan taşınmazın satışı hususunda işlemlere başlanıldığı, ancak dava dışı şirket tarafından İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/117 Esas sayılı dosyası ile açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca ipotekli taşınmazın satış işlemlerinin durdurulduğu, dolayısıyla davalı bankanın borçlu şirketten olan alacağını tahsil etmek amacıyla fabrika ipoteğini paraya çevirmesi gerekirken, davacıya ait taşınmazın satımı yolu ile alacağın tahsili yoluna gitmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönündeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Davacı, ipotek nedeni ile davalı bankaya İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve ipotek bedeli kadar borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, adına kayıtlı taşınmazdaki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka tarafından, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ibraz edilen takip talebinde, takip dayanağı olarak dava dışı şirkete ait Düzce ili Kaynaşlı ilçesinde bulunan taşınmaz ile birlikte, İstanbul ili Çekmeköy ilçesi … parsel zemin kat … blok … nolu bağımsız bölümde kayıtlı daire niteliğindeki davacı … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde Bankası AŞ lehine 1. Derecede 310.000 TL bedelli ipotek gösterilmiş ise de, borçlulardan ( … ve dava dışı şirket) 474.156,42 TL asıl alacak, 6.283,95 TL işlemiş akdi faiz, 410,09 TL BSMV, 392,27 TL masraf olmak üzere toplam 481.242,73 TL nakit alacağın tahsili ile 28 adet çek yaprağı için 21.090 TL gayrı nakdi alacağın depo edilmesinin talep edildiği görülmekle; davalı banka tarafından davacıdan ipotek limiti üstünde talepte bulunulduğu anlaşılmakla birlikte; Dava dilekçesinde ipoteğin geçersizliği ileri sürülerek menfi tespit ve ipoteğin fekki talep edilmiş, mahkemece de dava dilekçesindeki talep doğrultusunda inceleme yapılarak karar verilmiştir. Dava dilekçesinde dava değeri 310.000,00 TL olarak belirtilmiş, görevli mahkemece verilen süreye binaen davacı tarafça başvuru harcı ile dava değeri olarak bildirilen 310.000,00 TL üzerinden nispi peşin harç ikmal edilmiştir. 310.000,00 TL, davacı taşınmazına konulan dava konusu ipoteğin limiti kadardır. Davacı tarafça, dava dışı şirketin icra emrinde talep edilen miktarda borcunun bulunmadığı yönünde yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. Davacının sorumluluğu ipotek limiti ile sınırlı olup davacı tarafça ipotek bedeli olan 310.000 TL dava değeri olarak gösterilerek bu miktar üzerinden harç yatırılarak talepte bulunulduğundan ve banka hesap özetinde gösterilen borç miktarı daha yüksek olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.