Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1123 E. 2022/1317 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1123
KARAR NO: 2022/1317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/912 Esas – 2020/172 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya değişik tarihlerde ve miktarlarda …, … ve … sattığını ve fatura kestiğini, davalıdan 17.901,39 TL alacaklı olduğunu, borcun ödenmesi için yapılan görüşmeler yetersiz kaldığından taraflarınca başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine, borca ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itiraz dilekçesini uyaptan 13/09/2018 tarihinde öğrendiklerini, davalının ödeme emri ekinde gönderilen faturalara ve cari hesap ekstresine itiraz etmeyerek kabul ettiğini, faturalara da itiraz etmediğini, faturaların kesinleştiğini, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıdan satın aldığı ürünleri müşterilerine sattığını ancak müşterilen satılan ürünlerde iki adet son tüketim veya üretim tarihi ve ürünlerin mekanik kafalarında bozukluk bulunmasını gerekçe göstererek ayıplı ürünleri müvekkiline iade ettiğini, müvekkilinin iade edilen ayıplı ürünler konusunda davacıyı bilgilendirdiğini, ancak davalının ürünleri iade almadığını ve kötü niyetli olarak takip başlattığını, müvekkilinin davalıya ayıplı ürünler için 7.000 TL ödeme yapmış olduğunu, ürünlerin ayıplı olması nedeniyle haklı olarak kalan bedeli ödemediğini, ürünlerdeki ayıpların davacıya bildirildiğinin tanık beyanları ile ispat edileceğini beyanla davanın reddine, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/02/2020 tarih ve 2018/912 Esas – 2020/172 Karar sayılı kararı ile; “Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacı tarafça dava konusu malların davalıya satılarak teslim edildiği, davalı tarafın malların bedellerine ilişkin bir itirazda bulunmayıp malların ayıplı bulunduklarından bahisle borçlu olmadıklarını ileri sürdüğü, ticari defter ve belgelere göre davacı tarafın bakiye 17.901,39 TL alacağı bulunduğu, yapılan bilirkişi incelemesi uyarınca dava konusu mallarda “açık ayıp” bulunduğu, bu nedenle TTK’nun 23.maddesi uyarınca davalı tarafın 8 günlük yasal muayene ve ihbar yükümlülüğü çerçevesinde davacı satıcıya süresinde başvurması gerektiği ancak davalının bunu ispatlayamadığı, bu nedenle davalı tarafın ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, bu tüm nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, tarafların tacir olması nedeni ile takip tarihinden itibaren ticari faiz istenebileceği, davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeni ile davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır ithalat ve ticaret üzerine faaliyet gösteren saygın bir firma olduğunu, davacı firmaya icra takibine konu borcunun bulunmadığını, müvekkilinin ürünlerin hatalı ve ayıplı olduğunu davacı tarafa bildirdiğini ancak davalı tarafın ürünleri iade almadığını, müvekkilinin davacının sattığı …, …, … ürünlerini müşterisi olan …, … Tic. A.Ş. ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ye sattığını ancak müvekkilinin müşterilerinin ürünlerde iki adet son tüketim ve/veya üretim tarihi bulunması ve tuzların mekanik kafalarında (tuzluğun çevirme mekanizmasında) bozukluk bulunmasını gerekçe göstererek, hata/ayıp sebebiyle davacıya ait hatalı/ayıplı ürünleri müvekkiline iade ettiğini, iade faturalarının dilekçe ekinde mübrez olduğunu, müvekkilinin iade olunan hatalı ve ayıplı ürünler hakkında davacı tarafı yine bilgilendirdiğini, bu ürünleri iade alması gerektiğini ve ürünler için ödeme yapılmayacağını davacıya bildirdiğini ancak davacının işbu hatalı ve ayıplı ürünleri yine iade almadığını ve ürünlerinin bedelinin tahsili için haksız ve kötü niyetli olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takibe giriştiğini, bunun üzerine kendileri tarafından davaya konu icra takibindeki borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Bilirkişi raporunda davaya konu malların açık ayıplı olduğu hususunun tespit edildiğini, bu nedenle tanıklarının ayıp ihbarının tespiti için dinlenmesi gerektiğini, aksi takdirde bilirkişi raporunda açık ayıplı olduğu tespit olunan malların bedeli için müvekkiline karşı açılmış icra takibinin devam edeceğini ve müvekkilinin mağdur olacağını, dava dilekçelerinde tanık deliline dayandıklarından, ıslah dilekçelerinde tanık dinletmeyi talep etmenin Yargıtay içtihatlarına göre muteber olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, dairece tanıkların bizzat dinlenmesi veya bu husus için dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesi taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura ve bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile takibe vaki itirazın kaldırılması, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafın 17.901,39 TL asıl alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibi, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle durmuş, davalı taraf davacıya bir kısım ödeme yapıldığını ancak faturalara konu malların ayıplı olması sebebiyle kalan bedelin ödenmediğini savunarak, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunu ispat noktasında tanık deliline dayanmış, alınan bilirkişi raporunda, ürünlerde açık ayıp olduğu, her iki tarafın usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defterlerine göre davacının 17.901,39 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, Mahkemece davalının tanık dinletme talebinin reddi ile süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı ve alacağın varlığı sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davanın tarafları tacir ve dava konusu alacak tacirler arası mal satımından kaynaklanmakta olduğundan uyuşmazlığa uygulanacak TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğunun teslim sırasında açıkça belli olması halinde alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi, TTK’nın 18. maddesi uyarınca da söz konusu ihbarın noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılması gerekir. Somut davada, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafın ileri sürdüğü ürün mekaniğindeki hata ile üründe kullanılan etiketin açık ayıp olduğunun tespit edildiği, her ne kadar cevap dilekçesinin tamamen ıslahı ile tanık bildirilmesi mümkün ve davalı vekili tamamen ıslah ettiği cevap dilekçesi ile tanıklarını bildirmiş ise de, ayıp ihbarının tanık delili ile ispatının mümkün olmadığı, davalı tarafından süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunun yazılı delil ile ispat edilemediği, taraflar arasında alacağın varlığı konusunda bir uyuşmazlık olmadığı, her iki tarafın ticari defterlerinde de davacı faturalarının kayıtlı olduğu ve davacının takip konusu 17.901,39 TL asıl alacak miktarında bakiye cari hesap alacağının bulunduğu anlaşılmış olmakla; ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin karşılandığı, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.222,84 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 305,71 TL (251,31.TL+54,40.TL) istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 917,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.