Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1078 E. 2022/1332 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1078
KARAR NO: 2022/1332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
DOSYA NUMARASI: 2018/929 Esas – 2020/129 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı bankadan ticari faaliyeti kapsamında kredi kullandığını, kullandığı kredilerle ilgili davalı banka tarafından mevzuata uygun olmayan şekilde hesabından tahsilatlar yapıldığını, yapılan tahsilatları daha sonra hesabını incelemek suretiyle öğrendiğini beyanla kendisinden haksız olarak yapılan tahsilat nedeniyle 17.048.TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacı tarafından kullanılan ticari kredilerle ilgili sözleşme kapsamında tahsilatlar yapıldığını, haksız ya da fahiş bir kesintinin söz konusu olmadığını, davacının kullandığı birden fazla kredi olduğunu, dava dilekçesinde konut kredisi kullanıldığından bahsedildiğini ancak krediye ilişkin detaylı bilgi verilmediğini, davacının somutlaştırma yükünü yerine getirmediğini, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, yapılan tahsilatların bankacılık mevzuatına ve genel uygulamaya uygun olduğunu beyanla yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/02/2020 tarih ve 2018/929 Esas – 2020/129 Karar sayılı kararı ile; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı banka arasında mevcut genel kredi sözleşmesi kapsamında davacının yıllara dayalı olarak ticari kredi kullandığı, kullanılan krediyle ilgili taşınmaz ipoteği tesis edildiği, kullanılan kredilerle ilgili bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmeye uygun tahsilatlar yapıldığı, yapılan tahsilatların bankacılık mevzuatı ve genel uygulamaya uygun olduğu, bu bağlamda davacı tarafın kullanmış olduğu ticari kredilerle ilgili kendisinden sözleşmeye aykırı tahsilat yapıldığı hususunu ispatlayamadığından açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; … Bankası nezdinde kullanmış olduğu krediler ve kredi kartları nedeniyle banka tarafından çeşitli süreler boyunca dosya masrafı, sigorta, ekspertiz ücreti, ipotek ücreti vs gibi nedenlerle hesabından haksız ve hukuka aykırı olarak, kendisine herhangi bir bilgilendirme yapılmadan ücret kesintisi yapıldığını, bunun üzerine ilk derece mahkemesinde haksız ve hukuka aykırı olarak hesabından çekilen tutarların iadesi talepli açmış olduğu dava reddedildiğinden işbu başvuruyu yapma zorunluluğu hasıl olduğunu, Öncelikle söz konusu krediler ve kredi kartlarının ticari nitelikte olmadığını, konut ve bireysel ihtiyaç kredileri kullandığı gibi banka tarafından tek taraflı olarak düzenlenen belgelerle çekmiş olduğu kredilerin ticari kredi niteliğine sokulduğunu, imzalanan sözleşmelerin kendisi ile müzakere edilmeden, ön bilgilendirme yapılmadan, ayrıntılı masraf açıklaması sunulmadan imzalanmış olduğunu, bu durumda bankanın sayısız Yargıtay kararına göre de kredinin kullandırılması için gerekli zorunlu masrafları belgelemesi gerektiğini ancak banka tarafından müzakere edilmeden imzalanan bir sözleşmeye göre sürekli masraf adı altında ücretlerin hesabından kesildiğini, bu durumun Bankacılık Kanunu hükümlerine de aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, zaten bilirkişi raporunda belirtilen ” Yukarıda dökümü yapılan masraf dökümlerinin ticari kredi ile ilgili olup olmadığı tespitinin yapılabilmesi için davalı … yetkilileri tarafından yukarıda dökümü yapılan masrafların karşılığında verilen kredi tutarları ve bu kredilerin bireysel ya da ticari olduğunu gösterir ödeme tabloları ile birlikte ayrıntılı şekilde yazılı bir açıklama yapılması zorunludur.” denmesine rağmen kesin ve ayrıntılı olarak ticari kredi olduğunu ve ticari kredi kullanılması zorunlu masraflar olduğunu ispatlar bir belge sunulmadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, Kredi kartları yönünden gerekçeli kararda hiçbir değerlendirme yapılmadığını, kullanılan kredi kartlarının bireysel kullanıma yönelik olduğunu, Bankacılık mevzuatının bankaya tek taraflı olarak istediği her ücreti müşteriden alabilme hakkını tanımadığını, banka tarafından müşteriden alınan tüm ücretlerin kredi kartı kullanımı için zorunlu ve yasal olması gerektiğini, ilk kredi kullanımından sonra ipotek bozulmamasına rağmen bankanın her seferinde ücret aldığını, Genel işlem koşullarının, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olduğunu, BK m 20/1’de geçen tanıma uyan ve gerekli unsurları taşıması sebebiyle genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş olmaları gerektiğini, kendisi ile müzakere edilmeden, sonuçları açıklanmadan genel işlem koşulları çerçevesinde imzalanan sözleşme hükümlerinin hükümsüz olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından bu hususun da incelemeye tabi tutulmadığını, bu durumda banka tarafından haksız ve hukuka aykırı alınan ücretlerin iadesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, banka tarafından kullandırılan ticari krediler nedeniyle yapılan tahsilatların iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesi’nin 2016/1923 Esas sayılı dosyası ile açılmış, Tüketici Mahkemesince alınan 27.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından davalı bankadan bir adet konut, bir adet ihtiyaç kredisi ile 24.03.2008 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesine binaen yedi adet ticari kredi kullanıldığı, bu krediler için davacıdan “kredi açılış komisyonu” adı altında yedi işlemde toplam 4.043,10 TL, yine değişik tarihlerde 13 işlemde “kredi tahsis ve değerlendirme ücreti” adı altında toplam 4.042,50 TL, mevduat hesabından “ekspertiz ücreti” adı altında toplam 1.995 TL, … kredi kartı için toplam 712.TL tahsil edildiği, davacının talep ettiği 17.048 TL’nin hangi kesintilere ilişkin olduğunun anlaşılamadığı ve tüketici kredileri kapsamında davacıdan tahsil edilen komisyon, ekspertiz ve istihbarat ücretleri toplamı 1.186,50 TL’nin Tüketici Hakem Heyeti tarafından yapılan başvurular üzerine davacıya iadesine karar verildiği, iade edilmeyen kesintiler ticari kredilere ilişkin olduğundan mahkemenin görevsiz olduğu tespit edilmiş ve Mahkemece verilen görevsizlik kararı ile dosya kararı veren ilk derece mahkemesine gelmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 08.04.2019 tarihli kök bilirkişi raporunda; 17.08.2007 ila 07.12.2015 tarihleri arasında davacıdan tahsil edilen ücretlerin listelendiği ve toplamda 12.691,48 TL tahsilat yapıldığının, bu bedel içerisinden 1.186,50 TL’lik kısmın tüketici hakem heyeti tarafından davacıya iade edildiğinin, davacının 2 adet kredi kartı kullandığı ve bu kredi kartlarından bir tanesinin ticari nitelikte olduğunun, ticari kredi kartından 780 TL masraf kesintisinin yapıldığının tespit edildiği, dava konusu tahsilatların ticari nitelikte olup olmadıklarının ise tespit edilmediği, alınan birinci ek bilirkişi raporunda, kök rapordaki tespitlerin tekrar edildiği, ikinci ek bilirkişi raporunda ise; davacıdan “ticari kredi tahsis ve değerleme” adı altında beş kalemde tahsil edilen 1.680 TL ile “ekspertiz ücreti” adı altında tahsil edilen 1.995 TL yönünden bir değerlendirme yapıldığı, davalı bankanın bu tahsilatlarının, sözleşme ve bankacılık mevzuatına uygun olduğunun mütalaa edildiği, kök raporda tespit edilen diğer kalemler yönünden, ticari nitelikte olup olmadıkları, dayanakları ve haklı olarak tahsil edilip edilmedikleri hususunda bir değerlendirme yapılmadığı gibi, ticari kredi kartından yapılan tahsilatlar ile ilgili bir değerlendirmenin de bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece söz konusu rapor esas alınmak suretiyle, yapılan kesintilerin genel kredi sözleşmesi kapsamında, sözleşmeye ve bankacılık mevzuatına uygun oldukları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Buna göre, ilk derece mahkemesince öncelikle HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacıya, iadesi talep edilen toplam 17.048 TL bedel içerisine dahil olan her bir tahsilatın adı ve tutarının açıklattırılması, bankacı bilirkişiden banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, söz konusu tahsilatların, davacının aşamalardaki itirazları ve istinaf sebepleri de nazara alınarak, tüketici – ticari niteliğinin saptanması ve haklı olup olmadıklarının değerlendirilmesi yönünde rapor alındıktan sonra nitelik ve esas yönünden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. HMK’nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.) 353/1-a-6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2020 tarih ve 2018/929 Esas – 2020/129 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.