Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/107 E. 2022/204 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/107
KARAR NO: 2022/204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 02/10/2019
NUMARASI: 2015/1109 Esas – 2019/948 Karar
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 08/12/2015
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/1103 ESAS 2016/1012 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sitesi … Cadde No:… Beylikdüzü adresindeki 8 katlı … İş Merkezi adlı ana taşınmazın tamamının maliki olduğunu, bu ana taşınmazın tapuda, İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … Ada, … Parselde kayıtlı bulunduğunu, müvekkilinin bu taşınmazın … katını 3-4-7-8 nolu bağımsız bölümleri işletme hakkı daima kendisinde kalmak şartı ile anlaşmalı boşanma protokolü gereği dava dışı eski eşi …’ya devrettiğini, diğer bağımsız bölümlerin müvekkilinin mülkiyetinde kalmaya devam ettiğini, daha sonra 4 bağımsız bölümün 19/11/2012 tarihinde dava dışı … Ltd Şti’ye satıldığını, müvekkili ile dava dışı …. arasında 30/11/2012 tarihli harici gayrimenkul satışına dair inanç sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre “Dava dışı … ana taşınmaz içindeki 4 parça bağımsız bölümü …’a veya onun göstereceği bir üçüncü kişiye aynı sözleşmenin 3 ve 4. maddelerinde gösterilen bedellerin 01/06/2013 tarihine dek ödenmesi karşılığında (1.100.000 TL satış bedeli artı diğer masraflar) devretmeyi kabul etmiştir.” aynı sözleşmenin 9. Maddesine göre taraflardan biri sözleşmeye konu edimlerden vazgeçer veya edimlerini ihlal eder ise karşı tarafa 500 TL cezai şart ödemeyi kabul etmiştir.”, böylelikle müvekkilinin bu sözleşmede kararlaştırılan bedelleri ödemek veya başka bir alıcı bulmak, bu yükümün ihlali halinde ise cezai şart ödeme yükümü altına girdiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini ifası sırasında ana taşınmaz kiracılarından birinin kardeşinin sahibi olduğu davalı … Ltd Şti’nin 4 bağımsız bölüme talip olduğunu, 04/12/2012 tarihli harici satış sözleşmesi ile dava dışı … ile müvekkili … arasındaki 30/11/2012 tarihli inanç sözleşmesi ile …’a sağlanan hakların, davalı… şirketine devredildiğini, bu sözleşme gereğince 4 parça bağımsız bölümün dava dışı … tarafından davalı … satılmasının sağlanacağı, satış bedelinin ve diğer masrafların davalı… tarafından dava dışı … Ltd Şti’ye ödeneceğinin belirtildiğini, davalı…’ün bağımsız bölümleri tapuda devraldıktan bir ay içinde ana taşınmazın tamamına ilişkin kalıcı iskân müracaatını yapacağı, tapu devri tarihinden itibaren 6 ay içinde ana taşınmazın tamamına kalıcı iskân alınacağı, bu hususta yapılacak giderlerin davalı tarafından karşılanacağı, davacının ise kullanım belgesi alınması için gerekli muvafakatleri vereceği, davalının bağımsız bölümleri devraldıktan sonra 1 yıl içinde ana gayrimenkulün dış cephe giydirmesini ve iç boyasını ve tamir tadilat işlemlerini yapacağını, bu işlemlere ilişkin giderlerin yarısının davacı … tarafından ödeneceğini, bu bedelleri de taşınmazda kendisine ait olan bağımsız bölümleri sattığında ödeneceği, tüm iyileştirmeler yapıldıktan sonra ana taşınmaz 4.000.000 TL’den az olmayacak bir bedel ile başkalarına satılır ise taraflar bu bedeli eşit olarak paylaşacakları, sözleşmeye konu edimlerden taraflardan herhangi birisinin vazgeçmesi veya edimlerini ifa etmemesi halinde karşı tarafa 500.000 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye konan cezai şartın, ifaya ekli cezai şart niteliğini haiz olduğunu ve edimini ihlal eden tarafın cezai şart ödemek yanında, edimini ifa etmekle de yükümlü olduğunu, davalı…’ün, dava konusu sözleşmenin 6. Maddesinde 30.01.2013 tarihine dek satış bedelini dava dışı …’a ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen, bu süre içinde ödeme yapılmamış olmakla birlikte … ile bu davalı arasında Bakırköy … Noterliğinin 04.03.2013 Tarih ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığını, neticede, müvekkilinin, sözleşmede, davalı …’e karşı üstlenmiş olduğu edimini ifa ettiğini, anılan bağımsız bölümlerin bu davalıya satılmasını sağladığını, bahsi geçen 4 parça bağımsız bölümün 05.12.2014 tarihinde tapuda bu davalı adına tescil edildiğini, davalının 05/12/2014 tarihinden itibaren iskân başvurusunu yapmak, taşınmazın iskân sorununu çözmek ve tadilat işlemlerini yapmak zorunda olmasına rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, işte davadaki cezai şart taleplerinin, davalı…’ün, sözleşmenin 11. ve 12. maddelerindeki yükümlerini süresi içinde ifa etmeyerek, yükümleri ihlal etmesi sonucu sözleşmenin 16. maddesine dayandırıldığını, müvekkilinin bu sözleşmeye dayanarak bağımsız bölümlerden birini dava dışı … Ltd Şti’ye 13/06/2013 tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıllığına kiraya verdiğini, ancak iskân problemi nedeniyle kiracı hakkında tutanak tutulduğunu, kira sözleşmesinin 30.03.2015 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin mecurunun, 01.04.2015-01.12.2015 arasındaki 8 aylık dönemde boş kaldığını, oysa davalı… yükümünü ifa etse idi, mevcut kiracının 5 yıl boyunca devam edeceğini, mecurun 8 ay boyunca boş kalmayacağını ve müvekkilinin bu süre boyunca kira geliri elde edebileceğini, bu davalı, yükümünü ifa etmediğinden müvekkilinin 8 ay süre ile edinebileceği kira gelirinden mahrum kaldığını, diğer davalılar … -… ve …’ın, diğer davalı…’ün müteselsil kefili sıfatı ile aynı sözleşmeye imza koymaları nedeniyle müteselsil kefil olarak sorumlulukları bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın sözleşmedeki edimlerini ihlal etmesi sebebi ile sözleşmede kararlaştırılmış olan şimdilik 50.000 TL cezai şartın, dava tarihinden itibaren işleyecek, bankaların bu dövize uyguladığı en yüksek ticari avans faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan tahsiline, davalı tarafın edimlerini süresinde ve gerektiği gibi ifa etmemiş olması sebebi ile mahrum kalınmış olan kira gelirine karşılık şimdilik 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında sunduğu dilekçe ile dava değerini 250.000,00 TL’ye ulaşacak şekilde ıslah etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili…’ün sözleşmenin kendisine yüklediği edimi zamanında ifa etmemişse bu durumun davacının kusurundan kaynaklandığını, müvekkili şirketin, davacının edimlerini yerine getirmemesinden kaynaklı büyük bir zarara uğradığını, müvekkilinin, davacı ile eski eşinin arasındaki anlaşmazlığın ve husumetin mağduru durumuna düştüğünü, davacının bahsi geçen kira ilişkisini kurduğu dönemde davalı müvekkili…’ün tapuyu alamayacağını bildiği halde bu ilişkiyi kurması ve dava dışı … Elektronik firmasını da mağdur etmesinin kötü niyetine delil niteliği taşıdığını, iskan yüzünden bir kiracının işini mani olunmasının söz konusu olmadığını, müvekkillerinden …’ın, davacının kiracısı olduğunu, dava konusu sözleşmenin 16. maddesinde yer alan cezai şart hükmünün, ifaya ekli cezai şart niteliğinde olmayıp, edimlerin ifa edilmemesi şartına bağlı olduğunu, müvekkillerin davacı yanca mağdur edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleştirilen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1103 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili… Ltd. Şti. (…) ile davalılardan … arasında 04/12/2012 tarihinde “Harici Gayrimenkul Satışına Dair İnanç Sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme imzaladığını, taraflara karşılıklı edimler yükleyen bu sözleşmede sözleşme konusu edimin yerine getirilmemesi (sözleşme hükümlerine aykırı davranılması) veya taraflardan herhangi birinin sözleşmeye konu edimlerden vazgeçmesi halinde vazgeçen tarafın diğer tarafa 500,00-TL cezai şart tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmede, İstanbul ili Beylikdüzü İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada, …parselde kayıtlı … San. Sit. … Cad. No:… Beylikdüzü/İSTANBUL adresinde bulunan zemin kat … arsa paylı … nolu bağımsız bölüm, … arsa paylı … nolu bağımsız bölüm, …arsa paylı … nolu bağımsız bölüm ve … arsa paylı 8 nolu bağımsız bölümün, müvekkili davacı…’e satılmasına ilişkin şartların belirlendiğini, ancak sözleşme konusu yerin, tapuda davalı adına değil dava dışı … Ltd. Şti. adına tescilli olup, davalının dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile 30.11.2012 tarihinde yapmış olduğu sözleşmeye dayanarak müvekkiline satma taahhüdüne girdiğini, 04.12.2012 tarihli kendi aralarındaki sözleşme ile bahsi geçen 30.11.2012 tarihli sözleşmenin davalı …’a sağladığı/sağlayacağı hakların sınırlı ölçüde…’e devredileceğinin hüküm altına alındığını, davalı … ile müvekkili… arasında imzalanan 04.12.2012 tarihli sözleşmenin 4. Maddesi gereği 1.298.000 TL (bir milyon iki yüz doksan sekiz bin Türk lirası) taşınmaz satış bedeli karşılığında dava dışı … Bankası’nın 1.850.000 TL bedelli %75 değişken faizli 1. dereceden ipoteğinden ari olarak söz konusu taşınmazların müvekkili…’e satılacağını, yine aynı sözleşmenin 6. Maddesi “ödemelerin yapılması halinde taşınmazlar her türlü takyidattan ari olarak müvekkil… adına devir ve tescil edilecektir” hükmünü içerdiğini, ancak ödemelerin de en geç 30.01.2013 tarihine kadar gerçekleştirileceğinin yine hüküm altına alındığını, müvekkil…’ün taahhüt ettiği ödemenin vadesi olan 30.01.2013’ten hemen önce 25.01.2013 tarihinde Büyükçekmece … Noterliği’nin … yevmiye numarasında kayıtlı ihtarnamesi ile ödemeyi gerçekleştirmeye hazır olduğunu davalıya bildirdiğini, söz konusu ihtarnamede de belirtildiği üzere, müvekkilinin ödemeyi gerçekleştirmeye hazır olduğunu ayrıca şifahi olarak da öncesinde defalarca beyan ettiğini, buna rağmen davalının sözleşme hükümlerinde yer alan taşınmazın her türlü takyidattan ari olarak devri şartını gerçekleştiremediğini, davalı …’ın adeta kendi kusurunu örtmek için müvekkili firmaya müvekkilinin ihtarnamesinden neredeyse 2 ay sonra 28.03.2013 tarihinde Büyükçekmece .. Noterliği’nin … yevmiye numarasında kayıtlı ihtarnamesini keşide ederek, müvekkili ödemeyi yapmadığından bahisle devri gerçekleştiremediğini iddia ettiğini, müvekkili firmanın ödemeye hazır olduğuna ilişkin ihtarnamesi ortada iken iş bu cevabi ihtarnamede iddia edilenin gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin, davalı …’a ve onunla gerçekleştirmiş olduğu dava konusu 04.12.2012 tarihli “inanç” sözleşmesine olan inancını yitirmesi üzerine taşınmazların tapu maliki olan dava dışı … ile 04.03.2013 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesi imzaladığını, dava dışı …’un Bakırköy … Noterliği’nin 05.03.2014 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile ek taleplerde bulunduğunu, müvekkili…’ün, ticari menfaatini düşünerek girmiş olduğu bu durumdan daha fazla zarara uğramamak adına dava dışı …’un da taleplerini karşılamak zorunda kaldığını ve bahsi geçen taşınmazları ancak 05.12.2014 tarihinde tapuda kendisi adına tescil ettirebildiğini, müvekkili ile davalı … arasında imzalanan 04.12.2012 tarihli Harici Gayrimenkul Satışına Dair İnanç Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin 4. maddesine göre 1.100.000 TL + % 18 KDV karşılığında toplam 1.298.000 TL’ye alacağı gayrimenkullleri, davalının söz konusu sözleşme hükümlerine aykırı olarak edimini yerine getirmemesi üzerine gayrimenkulün gerçek sahibi olan dava dışı …’dan çok daha yüksek bir bedele almak zorunda kaldığını, müvekkili…’ün zararının sadece gayrimenkulleri sözleşmede belirtilen rakamın çok üzerinde bir bedel karşılığında almasından kaynaklanmadığını, aynı zamanda 30.01.2013 tarihinde alabileceği taşınmazları aradan neredeyse 2 yıl geçtikten sonra 05.12.2014 tarihinde alabilmesi ile elde edeceği kira ve sair maddi imkan ve karlardan mahrum kalması nedeni ile de zararının doğduğunu, davanın konusu itibariyle Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1109 Esas sayılı dosyası ile irtibatlı olduğunu belirterek, dosyanın öncelikle söz konusu dava ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00-TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda dosyanın, işbu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/10/2019 tarih 2015/1109 Esas – 2019/948 Karar sayılı kararında;”… Davacı ve birleştirilen davanın davacısı arasında 04/12/2012 tarihli sözleşmeye dayanarak 500.000 TL cezai şartın karşılıklı olarak tahsilini talep etmişlerdir. İki tarafın yükümlülükler yükleyen sözleşmede tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği hususu değerlendirilmesi gerekir. Sözleşmenin 11. maddesinde taşınmazların … Teks. Ltd Şti’den… Ltd Şti’ye resmi devir sonrasında tapuların yeni maliki olacak… tarafından 1 ay içinde ana gayrimenkulün tamamına ilişkin kalıcı iskân alınması için diğer tapular maliki …’ın muvafakati ile iskân müracaatı yapılacak ve resmi tapu devrinden sonra 6 ay içinde ana taşınmazın iskânı alınacaktır. Hükmü getirilmiş olup sözleşme gereğince davalı şirketin yükümlülükleri resmi gayrimenkul devrinin yapılmasından sonra başlamaktadır. Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında, davalı… Ltd Şti’nin gayrimenkullerin devrinin 05/12/2014 tarihinde tescil işleminin yerine getirildiği, taraflar arasındaki karşılıklı ihtarnameler incelendiğinde davalı… Ltd Şti tarafından 25/01/2013 tarihli ihtarnamesinde sözleşme bedeli olarak kararlaştırılan 1.336.500 TL’nin masrafları ile birlikte 15/01/2013 tarihi itibariyle hazır edildiğini, edimlerini yerine getirmemesi halinde cezai şart ve sözleşme konusu taşınmaz alımı için ödedikleri 20.000 TL tutarındaki kapora ve kâr kaybının tazmininin isteneceği, 12/02/2014 tarihli ihtarname ile düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile yüklendiği 4 adet bağımsız bölümün tapu kayıtlarında mevcut takyidatları kaldırmak suretiyle 4 adet bağımsız bölüm mülkiyetinin tapuda … Ltd Şti’ye devir edimlerini yerine getirmesini, sözleşmede öngörülen bedeli ödemeye hazır olduklarını bildirmiştir. Tarafların karşılıklı ihtarnamelerinden sözleşmeye konu olan taşınmazların devri konusunda anlaşmışlar ise de davacının gayrimenkulün satışını sağlayamadığı, dava dışı … Ltd Şti tarafından aralarında yeniden yapılan sözleşme ile 21.620 TL daha yüksek fiyatla devir işleminin gerçekleştirildiği, bu nedenle davacının sözleşme gereğince edimini yerine getirmediği anlaşıldığından ifaya ekli cezai şart niteliğindeki ceza şart tazminatını talep edemeyeceği göz önüne alınarak davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davacı davalının edimini yerine getirmemesinden dolayı mahrum kaldığı kâr nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş ise de kiracı tarafından terk edilen iş yerinin boş kalması halinde davacının yoksun kaldığı kârının talep edebileceğine dair düzenleme bulunmadığından talebin reddine karar verilmiştir. Birleşen davada davacılar 04/12/2012 tarihli harici gayrimenkul satışına dair inanç sözleşmesine göre edimini ifa etmeyen davalıdan cezai şart talebinde bulunmuş ise de birleştirilen davanın davacısını sözleşme tarihinden itibaren 1 ay içinde iskan müracaatı ve tapudaki devir tarihinden itibaren 6 ay içinde iskan alınması yolundaki edimine yerine getirmediğinden ifaya ekli cezai şart isteme hakkı bulunmadığı göz önüne alınarak birleşen davanın reddine karar verilmiştir. …”gerekçesi ile, Asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalı ve asıl dosyada davalılar/birleşen dosyada davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl dosyada davalı – Birleşen dosyada davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı-karşı davalı …’ın davasının reddine karar verilmesinin usul ve esas yönünden yerinde olduğunu,… isimli kişinin, …’ın eski eşi olup, sahibi olduğu gayrımenkulü ihbar edilen … isimli şirkete sattığını, bu satışta …’un 100.000 TL’lik bir bedel için ipotek tesis ettirdiğini ve bu bedel için …’dan çek aldığını, çek ödenince işte bu ipotek kalkacak şekilde aralarında anlaştıklarını, gayrimenkullerin …’a satışının yapılması ile satışı yapan …’nun eski eşi davacı-karşı davalı …’ın, … ile irtibata geçtiğini, …’un, “alış fiyatına burayı müşteri bulursa vereceğini zaten yerlerin kirada olduğunu ve kredi ödediğini” belirttiğini, bunun üzerine …’ın … ile bir “inanç sözleşmesi” imzaladığını, Bu safhadan sonra …’ın, müvekkili şirket yetkilileri ile müvekkillerinden …’a bahse konu iş hanında bir yerini kiralamış olması sebebiyle irtibata geçtiğini, teklif ettiğini ve bir şartı da 500.000 cezai şart olan sözleşmeyi bu sefer müvekkilleri ile yaptığını, müvekkillerinin sözleşmeyi hem şahsen hem sahibi oldukları şirketler adına imzaladıklarını,Tüm hazırlıkların yapıldığını, müvekkilinin bir kısım ödeme için … isimli bankadan kredi onayını aldığını, fakat … Bankası ipotek tesis etmek için işlemleri başlattığında bahse konu …’nun yukarıda belirtilen ipoteği ile karşılaşıldığını, müvekkilinin taraflarla görüştüğünü, “bu ipotek bedelini ödeyeceği peşin paradan ödemeleri gerektiğini ve ipoteği kaldırmaları gerektiğini” şifahen bildirdiğini, bunun üzerine müvekkiline … ve vekili ile irtibata geçildiğinin söylendiğini, ancak ” … Hanım vekili ipoteği kaldırmayacaklarını, yaklaşık 10 ay sonra çeki tahsil ettikten sonra işlem yapacaklarını, dolaysıyla ipoteği kaldıramayacaklarını ” şeklindeki cevabın … ve … Yetkilisi tarafından iletildiğini, hatta “boşanma davası nedeniyle … Hanımın bu tavrı takındığını” … Yetkilisinin müvekkillerine ilettiğini, Hal böyle olunca … ve …’un edimlerini yerine getiremediklerini, müvekkilinin hem …’a hem de …’a mecuru almaya hazır olduğu, ipoteği kaldırması gerektiği yönünde ihtarnameler çektiğini, Sonrasında ihbar edilen …’un yeni bir teklifle müvekkillerine başvurduğunu, teklifin “Ben burayı … adına kredi ile aldım, yine size satayım fakat bankalar kredilerde önce ana paranın çok üstünde faiz alıyor ve ilk taksitlere bunu yansıtıyor. Bu sebeple bir gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi yapalım, çek tarihini bekleleyim fakat kredi taksitlerini siz ödeyin ve benim bu işte bir kar’ım yok o döneme kadar kiracılardan kiraları da ben alayım”şeklinde olduğunu, bu teklifin, önceki tekliften çok farklı olduğunu, müvekkilinin bu teklifi kabul etmekle yaklaşık 500.000 T.L’ye yakın zarar ettiğini, müvekkilinin bu teklifi kabul etmesinin tek sebebinin ise, …’lı bir aile olamları sebebi ile abileri …’ın bu gayrımenkulu alma istediği olduğunu, 15.01.2014 tarihli ihtar sonrası müvekkilinin sırf ipotek yüzünden zarar ettikten sonra gayrımenkul satış vaadi gereği tapu devrini aldığını, tapu devrini alan … isimli müvekkili şirket olduğunu, iş hanının ortak alana ilişkin tüm kiralarını …’ın kendisinin aldığını,Müvekkilinin, iş bu gayrımenkulu … ile yapılan ilk sözleşme şartlarına göre ve o sözleşmeye göre almadığını, bu sebeple iskan alma ve dış cephe sorumluluğu bulunmadığını, fakat gelinen aşamada müvekkilinin iskan almak için, aldığı gayrımenkulün 2 katını satarak …’ın 15 yıllık SSK borcu olan 223.000 TL ( ikiyüz yirmi üç bin) ödediğini, yine 50.000 T.L (elli bin) iskan harcı yatırdığını, davasının konusuz kaldığını, Dosyada mevcut bilirkişi incelemelerinde müvekkilinin kazanılmış haklarına dikkat çekilmediğini ve tapu devri yapıldıysa … ile yapılan sözleşmenin geçerli olduğu yönünde görüş bildirildiğini, bu görüşün temeli bulunmadığını, yine gayrımenkulü yalnızca … isimli şirket almış iken diğer müvekkillerinin de sorumlu olduğu görüşünün izaha muhtaç olduğunu, bilirkişi raporlarında müvekkili her ne kadar bu mecuru almış olsa da yükümlülüklerini …’ın yerine getirmediği yönünde tespit yapılmadığını, tarihlerin, çekilen ihtarların, dava dilekçelerindeki kronolojik sıra ve delillerin haklılıklarını ortaya koyduğunu, müvekkilinin … ile yaptığı sözleşmede sorumluluğun …’a ait olduğunu, ceza-i şart ödemesi gerektiğini, müvekkillerinin ise inanç sözleşmesi şartlarını yerine getirme yükümlülüğü olmaması gerektiğini, yine sözleşmeye aykırı olarak dava sürecinde bahse konu gayrımenkulde bir kısım yerleri …’ın sattığını ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, Davacı-karşı davalının dava değerini 250.000 T.L olarak ıslah ettiğini, bu sebeple taraflarına hükmedilen vekalet ücretine itiraz ettiklerini, reddedilen 250.000 T.L üzerinden vekalet ücreti talep ettiklerini, Müvekkillerin iyi niyetli olduğunu, ihtarlarına rağmen gayrımenkulu almayıp 500.000 TL almak yerine, zarar edip gayrimenkulü almayı tercih ettiğini, edimlerini özellikle ipotek yüzünden yerine getiremeyenin … ve ihbar edilen … isimli şirket olduğunu, …’ın 223.000 TL’lik bina yapımı tarihlerine ait SSK borcunu gayrimenkulünü satarak müvekkilinin ödediğini, iskanın alındığını, binanın dış cephesi yanında iskan için binanın içindeki tüm iyileştirmelerin müvekkili tarafından yapıldığını, karşı yanın davasının konusuz kaldığını, müvekkilinin 21.620 TL değil 500.000 TL’ye yakın zarar ettiğini, sırf gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi için 15.000 TL harç ödemek zorunda kaldığını belirterek, özellikle aleyhlerine vekalet ücretine hükmedildiğinden bahisle ve tüm karar işaret edilerek, ilk derece mahkemesinin davacı-karşı davalı …’ın davasının reddine dair kararının onanmasına, karşı davaya ilişkin kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dosyada davacı – Birleşen dosyada davalı … istinaf dilekçesi ile, Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, ilaveten; kendisinin, söz konusu 8 katlı iş yerinin 4 katının sahibi ve ilk sahibi olduğunu, Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04/10/2010 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile ve antlaşmalı protokol ile boşandığını, protokol gereği 4 adet 4 kat olarak iş yerinin satışını yaptığını, 4 katlı iş yerinin işletme hakkının iptali için Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesi’nin 2011/1140 Esas 2012/517 Karar sayılı dosyası ile açılan davada işletme haklarının kendisine kalmasının karar verildiğini, Dava dışı eski eşin protokolden doğan boşluk ile 4 katlı iş yerini kelepirin altında 19/11/2012′ de dava dışı ve dava konusu olan 700 m2 2800 m2 lik iş yerlerini 1.100.000 TL gibi çok düşük bedelle … Ltd. Şti. – …’e sattığını, Dava dışı …’un kendisini arayarak, “Fabrika binasının 4 katını eski eş ve 5 kız çocuğunuzdan satın aldım, fabrika ortağınız benim ve şu anda fabrikanın bağlı olduğu organize sanayi sitesi başkanlığındayım, fabrikanın iskan ve çalışma ruhsatı yok birlikte alalım ve iş birliğine gidelim ” teklifini red etmesi üzerine, …’ün olayın bir aile meselesi olduğunu, ihtilaf bulunduğunu ve piyasa şartlarının çok altında bir bedel ile satın aldığını kabul ettiğini ve şahsına aynı bedel ve şartlarda 4 katlı iş yerinin iade edebileceğini ifade etmesi üzerine, kendisi ile karşılıklı 500.000 TL cezai şartlı İnanç Sözleşmesi yaparak, 5 ay içerisinde vermiş olduğu ve tapu satışı bedeli üzerinde de görülen 1.100.000 TL’yi, aynı zamanda … Ltd. Şti. adına tapu devir işlemi yapıldığından KDV bedeli ve yapılacak tapu devir masraflarını karşılaması halinde iade edebileceğini imza altına aldıklarını, Bu 6 aylık süre içerisinde parayı temin edemediğini ve 500.000 TL’ lik cezai şartı ödememek için kelepir denilen fiyata alıcı aramaya başladığını ve davalılardan …’ın o dönem fabrikasında kiracı olduğunu, ona teklif ettiğini ve aralarında dava konusu olan 500.000 TL’ lik cezai şartlı inanç sözleşmesi yapıldığını, … ve ortaklarının, 4. Katlı iş yerlerini …dan Ltd. Şti.’den aynı bedel ve şartlarda satın aldıklarını, ancak inanç sözleşmesi gereği iskan müracaatını, iskan alımını ve çalışma ruhsatı müracaatını yapmadıklarını, OSB yönetim kurulundan fabrika binasını kapatma, kaymakamlıktan kapatma mühürleme kararı çıktığını, bu esnada kendisine ait diğer 4 katta bulunan kiracılarının çıkmak zorunda kaldıklarını, yeni bir kiracı bulma şansı da olmadığını, zira fabrika binasına kaymakamlıkça kapatma yazısı çıktığını, Davalıların, fabrika binasını satın alacak paraları dahi olmadığını, geç yapılan satışın da bunun kanıtı olduğunu ve satış işlemini bankadan % 80 ve yukarısı kredi çekerek ancak yaptıklarını, noter ihtarnamesine cevap olarak “paramız hazır ama … Ltd. Şti. Satmaya yanaşmıyor” vs mesnetsiz bahaneler ileri sürdüklerini, ama hazır olan tapu satış devir parasını yatırmak için sulh hukuk mahkemesinden tevdi mahalli, banka hesabı istemediklerini, kendisinin kusurlu olduğu yönünde soyut iddialar ileri sürdüklerini, Mahkemece yanlış karar verildiğini, davalı vekili kusurlarını- inanç sözleşmesini kabul ediyor, inanç sözleşmesindeki şartları 2019 yılı itibari ile yerine getirdik dava konusuz kalmıştır diyor, davayı ve kusurlarının ana maddesi olan iskan alma – çalışma ruhsatı alma eksiklerini gideriyor, ödeme makbuz dekontlarını ve iskan belgesini ortaya koyuyor, devamında binanın diğer eksiklerini tamamlayacağını kabul ve beyanda bulunuyor iken, inanç sözleşmesini 4 yıldan beri ihlal eden davalı aleyhine karar verilmesi gerekirken, davanın red edildiğini, Bilirkişilerin de 500.000 TL’nin kendisine ödenmesi konusunda karar verdiklerini, mahkemenin gerekçesinde, davalıların söz konusu parayı temin ettiğinin söylendiğini, ama davalıların somut ve fiili bir şekilde parayı ortaya koyamadıklarını,olmayan hayali parayı da ispat edemediğini, mahkemenin, 21.620 TL daha yüksek fiyatla devir işleminden bahsettiğini, bu rakamı nasıl bulduğunu, nasıl hesaplandığını açıklamadığını, davalıların 21.620 TL daha fazla değil, tam aksine,100.000 TL civarı eksik ödeme ile tapu devrini aldığını, kaldı ki böyle olsa dahi kısmi kabul kısmi ret kararı verilmesi gerektiğini, Fabrika binasına iskan ve çalışma ruhsatı almaktaki kusur nedeniyle kira gelirinden mahrum kaldığını, maddi manevi zarara uğradığını ve halen diğer edinimlerden dolayı (tamir, tadilat, boyama vs ) zararının devam ettiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak, davalı tarafın sözleşmedeki edimlerini ihlal etmesi sebebi ile sözleşmede kararlaştırılmış cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili ve uğranılan zararın tazmini; birleşen dava ise, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, karara karşı asıl dosyada davacı/birleşen dosyada davalı ve asıl dosyada davalılar/birleşen dosyada davacılar vekili taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. A) Asıl dosyada davacı ile dava dışı … Ltd, Şti. arasında 30.11.2012 tarihli Harici Gayrimenkul Satışı ve İşletmesine Dair İnanç Sözleşmesi imzalandığı, Sözleşmenin taraflarının :1- … Ltd. Şti. adına yetkili … (Satıcı) ile … (Alıcı) olduğu, İmzalanan sözleşmenin 1. Nolu bendinin; ” 1. Yukarıda adı geçen taraflar aşağıda belirtilen şart ve hususlarda anlaşarak aşağıda detayları belirtilmiş taşınmazların satışına ilişkin inanç sözleşmesini akdetmişlerdir. Bu sözleşmede halen tapuda, … Ltd. Şti. adına kayıtlı İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, … Köyü, … Mevki, … ada,… parselde kayıtlı … Sitesi …Cad. No:… Beylikdüzü-İstanbul adresinde bulunan Zemin kat … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölüm, … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölüm, … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölüm ve …arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölümün, …’a inançlı işlemle satışına ilişkin şartlar düzenlenmiştir. ” şeklinde, Sözleşmenin 9. Nolu bendinin ise; ” 9. Yukarıda belirtilen ve taraflarca anlaşılan hususlara aykırı davranılması veya sözleşmeye konu edimlerden, taraflardan herhangi birisinin vazgeçmesi halinde, vazgeçen taraf diğer tarafa 500.000,00 TL (Beş yüz bin Türk Lirası) cezai şart tazminatını ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt eder. ” şeklinde olduğu, B) Asıl dosyada Davacı- Birleşen dosyada Davalılar arasında 04.12 2012 Tarihli Harici Gayrimenkul Satışı ve İşletmesine Dair İnanç Sözleşmesinin imzalandığı, Sözleşmenin taraflarının: … adına yetkili … (Alıcı)-Kısaltma (…), … Tic. Ltd. Şti. adına yetkili … (Alıcı kefili), … (Alıcı kefili), … (Alıcı kefili) ile … (Satıcı-İşletmeci) olduğu, İmzalanan sözleşmenin 1. no’lu bendinin; ” Yukarıda adı geçen taraflar aşağıda belirtilen şart ve hususlarda anlaşarak aşağıda detayları belirtilmiş taşınmazların satışına ilişkin inanç sözleşmesini akdetmişlerdir. Bu sözleşmede halen tapuda, … Ltd. Şti, adına kayıtlı İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesi, … Köyü, … Mevkü, … ada … parselde kayıtlı … Sitesi… Cad. No:… Beylikdüzü-İstanbul adresinde bulunan Zemin kat … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölüm, … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölüm, … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölüm ve … arsa paylı (…) no’lu bağımsız bölümün, …’ne inançlı işlemle satışına ilişkin şartlar düzenlenmiştir. ” şeklinde, Sözleşmenin 3. no’lu bendinin; “Halen tapu maliki olan … Limited Şirketi ile … arasında 30.11.2012 tarihinde imzalanmış olan inanç sözleşmesi gereği …’ın sahip olduğu/ olacağı haklar bu sözleşmeyle sınırlı ölçüde… Limited Şirketine devredilecektir.” şeklinde, Sözleşmenin 6. no’lu bendinin; “İşbu sözleşmenin 4. ve 5. maddelerinde belirtilen ödemelerin tamamı … Limited Şirketine yapıldığında taşınmazlar her türlü takyidatdan ari olarak… Limited Şirketi adına devir ve tescil edilecektir. Bu sözleşmenin 4 ve 5. maddesinde belirtilen ödemeler en geç 30.01.2013 tarihine kadar gerçekleştirilecektir.” şeklinde, Sözleşmenin 16. Nolu bendinin ise; ” 16. Yukarıda belirtilen ve taraflarca anlaşılan hususlara aykırı davranılması veya sözleşmeye konu edimlerden, taraflardan herhangi birinin vazgeçmesi halinde, vazgeçen taraf diğer tarafa 500.000,00 TL (Beş yüz bin Türk Lirası) cezai şart tazminatını ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt eder. ” şeklinde olduğu, C) Birleşen dosyada davacı… Ltd. Şti. ile Davadışı … Ltd. Şti. Arasında imzalanan Bakırköy … Noterliğince 04.03.2013 tarihli … yev. nosu ile Düzenleme Şeklindeki Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin; ” – Satmayı vaad ve taahhüt eden, … Ltd Şti adına münferiden …’ün, Şirketimizin Tapu İle Sahibi Bulunduğu, 1- İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi, … köyü, … mevkiinde kain tapunun …ada ve … parsel numarasında kayıtlı gayrımenkuldeki … arsa paylı …normal kat 7 bağımsız bölüm no.lu işyerini 283,500. TL, bedel mukabilinde,2- İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi, …köyü, … mevkünde kain tapunun … ada ve … parsel numarasında kayıtlı gayrimenkuldeki … arsa paylı ….normal kat … bağımsız bölüm no.lu işyerini 283.500, TL. bedel mukabilinde,3- İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi, … köyü, …, mevkiindı kain tapunun … ada ve … parsel numarasında kayıtlı gayrimenküldeki … arsa paylı ….Normal Kat… bağımsız bölüm no.lu işyerini 283.500, TL. bedel mukabilinde, 4- İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi, … köyü, … mevkiinde kain tapunun … ada ve … parsel numarasında kayıtlı gayrimenkuldeki … arsa paylı zemin kat 3 bağımsız bölüm no.lu işyerini 283,500. TL. bedel mukabilinde, (KDV Hariç) toplam 1.134.000,00 TL bedel mukabilinde alıcısı bulunan… Ticaret Limited Şirketi’ne satmayı vaad ve taahhüt ettiği, ” şeklinde olduğu görülmektedir. Asıl dosyada davacı tarafça, taraflar arasında yapılan 04.12.2012 tarihli sözleşmeye istinaden cezai şart ve mahrum kalınan kira kaybının tazmini talep edilmektedir. Birleşen davada ise davacı tarafça, yine taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden cezai şart talep edilmektedir.Asıl ve birleşen davaya dayanak 04.12 2012 tarihli sözleşme, Harici Gayrimenkul Satışı ve İşletmesine Dair İnanç Sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de; İnançlı işlemler; inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içermektedir. Yine inançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Sözleşme tarihinde davacı, sözleşme konusu taşınmazların maliki olmadığı gibi dava dışı … Ltd, Şti. ile yaptığı 30.11.2012 tarihli sözleşmede belirlenen hakkını devrettiği düşünülse dahi, davalının sözleşmeye konu taşınmazları tekrar davacıya iade edeceği/devredeceği kararlaştırılmadığından, davaya dayanak sözleşmenin inanç sözleşmesi olarak kabulü mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığa dayanak 04.12 2012 tarihli sözleşmede, sözleşmeye konu taşınmazların davalıya satışı düzenlenmiştir. Gayrimenkul satışına dair sözleşmenin, Medeni Kanunun 706, TBK’nın 237 ve Tapu Kanunun 26.maddelerine göre resmi şekilde yapılması gerekirken, adi yazılı şekilde yapılan taşınmaz satış sözleşmesi ve işbu sözleşmeye bağlı olarak düzenlenmiş olan cezai şart vs. feri haklar da geçersizdir. Sözleşme tarihinde(04.12.2012), sözleşmeye konu taşınmazlar, sözleşmede satıcı olarak görünen asıl dosyada davacı adına tapuda kayıtlı değildir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ile ileride bir taşınmazın satış işlemi amaçlanmakta olup, satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği anda taşınmazda malik olmak gerekmemektedir. Bu itibarla söz konusu sözleşme, harici satış sözleşmesi değil, satış vaadi sözleşmesi olarak nitelendirilse dahi, Medeni Kanunun 706 ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri hükmü uyarınca, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan sözleşmelerden olduğundan, geçerli bir satış vaadi sözleşmesinden de bahsedilemeyecektir. Dolayısıyla geçersiz sözleşmeye istinaden gerek asıl, gerekse birleşen davada ileri sürülen taleplerin kabulü mümkün değildir. Ayrıca, davalı tarafça uyuşmazlığa konu taşınmazlar, dava dışı tapu kayıt maliki olan … ile usulüne uygun olarak 04.03.2013 tarihinde yapılan satış vaadi sözleşmesine istinaden ve bu sözleşmedeki koşullarla davalı adına tapuda tescil edilmiştir. Davacı tarafça taşınmazların 04/12/2012 tarihli sözleşme kapsamında davalı adına devir ve tescil edildiği ispatlanmamıştır. Bu nedenle karşılıklı edimleri yerine getirildiğinden bahisle sözleşmenin artık geçerli kabul edilmesi gerektiğinin kabulü de mümkün değildir. Yukarıda açıklanan açıklamalar kapsamında ve bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değil ise de, verilen karar sonucu itibarı ile yerindedir. Sözleşmenin geçersizliği istinaf sebebi olarak ileri sürülmemiş ise de, geçersizlik müeyyidesine bağlanan şekil eksikliğinin hâkim tarafından, taraflarca ileri sürülmese dahi, yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınması gerektiğinden ( Emsal: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/13-2618 Esas 2020/184 Karar sayılı 20.02.2020 tarihli ilamı), dairemizce resen incelenerek, değerlendirilmiştir. Öte yandan, asıl dosyada davacı vekili dava değerini 250.000,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davanın reddine karar verilmekle, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı, asıl dosyada davalılar-birleşen dosyada davacılar vekilinin istinaf başvurularının usulen kabulüne, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi de düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davacı – birleşen davada davalı ile asıl davada davalılar -birleşen davada davacıların istinaf başvurularının USULEN KABULÜ ile; HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2019 tarih ve 2015/1109 Esas 2019/948 Karar sayılı kararının gerekçesi de düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılmasına, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Asıl ve birleşen davanın reddine, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Asıl dava yönünden alınması gereken 80,70 TL ilam harcının davacı tarafından yatırılan toplam 4.441,65 TL harçtan (peşin alınan 1.024,65.TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 3.417,00 TL harç toplamı) mahsubu ile bakiye 4.360,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 20.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, 5-Birleşen dava yönünden 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 773,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, 8-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili harcı yatıran taraflara iadesine, 10-Asıl davada davacı- birleşen davada davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının asıl davada davalılar- birleşen davada davacılar …, …, … San. Tic. Ltd. Şti. İle ….’den alınarak …’a verilmesine, 11-Asıl davada davalılar – birleşen davada davacılar …, …, Tic. Ltd. Şti. ile …. tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının, asıl davada davacı – birleşen davada davalı …’dan alınarak asıl davada davalılar- birleşen davada davacılara verilmesine, 12-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.