Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1056 E. 2022/1171 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1056 Esas
KARAR NO: 2022/1171 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2018/875 Esas – 2020/14 Karar
DAVA TÜRÜ: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında taşımacılık sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin müvekkilinin ürünlerinin sergilenmesi amacıyla Newyork’taki fuara götürdüğünü, davalı şirket tarafından gerekli açıklamaların müvekkiline aktarılmaması nedeniyle Fuar alanının açılıp kapanması gibi operasyonlar… şirketinin tekelinde olması münasebetiyle mesai dışı çalışma yapılmasından dolayı… firmasına 8.308,25 Usd ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, davalı şirketin kusurlu olduğu iddiasıyla ödenen bedelin müvekkili şirketten tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında yasal takip başlatıldığını, davalı şirket tarafından dosya borcuna itiraz edilmesi münasebetiyle huzurdaki davanın ikame edildiğini, işbu nedenle itirazın iptali ile %20’den aşağıya olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına ve yargılama masrafları ile birlikte vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın dava dilekeçesinde ve delillerinde müvekkili şirket aleyhine yer alan hususlara itiraz ettiğini, davacı delillerini müvekkil şirkete tebliğ ettirmediğini, işbu davaya öncelikle CMR Konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerektiğini, CMR Konvansiyonunun 32. Maddesinin “Sözleşme gereğince yapılan taşımalarda doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir” hükmü gereğince söz konusu taşımaya ilişkin dava ve taleplerin zamanaşımına uğramış olduğunu, Genel şartların 2. Maddesine göre mesai harici çalışmadan doğacak farkın ücrete dahil olmadığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/01/2020 tarih ve 2018/875 Esas – z 2020/14 Karar sayılı kararında; “….Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca mesai haricinde yapılacak çalışmanın zorunlu olması halinde doğacak fark taraflar arasında belirlenen ücrete dahil değildir. Aksi durumda ise bu çalışmanın yapılması davacının talebine bağlanmıştır. Davaya konu bedel fuar sonrası yüklemenin 22/03/2017 günü saat 17:30 – 19: 00 saatleri arasında gerçekleştirilmesinden kaynaklanmıştır. Aracın fuar alanına giriş yaptığı 22/03/2017 günü saat 09:03 de söküm işleri tamamlanmadığı için yükleme 23/03/2017 günü mesai sonrasında fazla mesai ile yapılmıştır. Davalı …’ün, sözleşmede, fuar alanındaki danışma ve idari hizmetler ve muhaberat edimini de üstlendiği, bu halde 22.03.2017 saat 17:30 -19:30 arasında fazla mesai kapsamında yükleme yapıp yapılmayacağı, yapılması halinde bunun maliyetinin ne olacağı, yüklemenin 23.03.2017 sabah 06:30 dan sonra yapılması halinde fazla mesai ücretinin tahakkuk etmeyeceği konularında davacıyı uyarması ve bu konuda davacının sözleşmede aranan talimatını alması gerekirken, davalı …’ün alt taşıyıcısı olduğu anlaşılan dava dışı …’in, Davalı … ün “5” nolu delil olarak sunduğu “Elleçleme Sözleşmesi”ni, davacının sözleşmede yer bulan talimat ve onayını almadan imzaladığı, bu neden ile davacı … ün sorumlu olduğu kabul edilmiştir. … Bankası’na yazılan müzekkereye verilen cevapta davacı tarafından dava dışı… adına 25/10/2017 tarihinde 8343,25 USD gönderdiği belirtilmiştir. Davacı alacağının 8343,25 USD olduğunu iddia etmiş ise de, davacının dayandığı takip dosyasında mübrez ve davalı … “…” nolu delil olarak sunduğu 30.03.2017 gün … nolu faturanın, 2/3 sayfasında, fazla mesai nedeni ile tahakkuk eden bedeli 7.228,25.USD’dir. Davacı 1080,00 USD farkı ispatlayamamıştır. Ayrıca takipten önce temerrüt gerçekleşmemiştir. Bu halde davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında 8.308,25.USD Asıl alacak kaleminin 1.080.USD lik kısmına, ve 23.67.USD işlenmiş faiz kaleminin tamamına yaptığı itirazın yerinde olduğu, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası 8.308,25.USD Asıl alacak kaleminin 7.228,25.USD lik kısmına yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşıldığından …”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğün … takip dosyasında davalının itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 7.228,25 USD asıl alacak bakımından DEVAMINA, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarınca 1 yıllık dolar üzerinden mevduat hesabına uygulanan en yüksek oranda faiz İŞLETİLMESİNE, Asıl alacak 7.228,25 USD’nin takip tarihindeki TL karşılığının %20’sine tekabül eden 6,463,81 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Davalı şirketin müvekkilİ şirketin onayını almadan… firmasına fazla mesai yaptırdığı ve bu nedenle müvekkilİ şirketin… şirketine ödeme yapması nedeniyle zarara uğradığı dosya kapsamında sabit olduğunu, Her ne kadar yerel mahkeme müvekkili şirket tarafından… firmasına ödenen 7.228,25 USD’lik kısmın talep edilebileceği, 1.080 USD’lik kısmın ise ispatlanamadığı yönünde karar vermiş ise de bu kararın hatalı olduğunu, Müvekkili şirket fuar organizasyonu için davalı … firması ile anlaştığını, normalde olması gerek müvekkili şirketin … Lojistik’e gerekli masraf ve hizmet bedellerini ödemesi, başkaca bir ücret ödememesi olduğunu, Müvekkili şirketin… firmasına 8.308,25 USD … Bankası vasıtasıyla ödediğinin sabit olduğunu, müvekkili şirketin… firmasına herhangi bir ödeme yapmış olması dahi bu ödemenin davalının sözleşmeyi kusurlu ifası nedeniyle ödenmek zorunda kalınan fazladan zarar olduğunu açıkça göstermekte olduğunu, Dava dosyasına Ek 7 olarak sundukları faturalar müvekkili şirket tarafından davalının kusuruyla yaptırdığı fazla mesai sonucu düzenlendiğini, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan 30/03/2017 tarihli 3 sayfalık… Faturası İncelendiğinde, buradan görüldüğü üzere… firması hatalı fazla mesai nedeniyle toplamda 8.308,25 USD fatura etmiş olup bu miktarın müvekkili şirket tarafından ödendiğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın tamamıyla kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosyaya davalının itirazlarının 8.308,25 USD asıl alacak için iptali ile davalı aleyhine % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Yerel mahkeme tarafından müvekkili aleyhine verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının delilleri ve cevaba cevap dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, (HMK mad.121,122, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/37384 E. 2016/12838 K., Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/4728 E. 2016/11611 K. 17/10/2016 K., ) Müvekkili şirkete kusur atfedilmesinin kabul edilemez olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 12.01.2016 tarihli Taşımacılık Sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu taşımacılık sözleşmesinin konusu 19/21.03.2016 tarihleri arasında ki … fuarına davacının emtialarının İstanbul’dan teslim alınıp Newyork “daki fuar alanının öndenosuna teslim etmek olduğunu, (Taşımacılık Sözleşmesinin; Hariç Olan hizmetler kısmının 5. Cümlesi, Genel Şartlar kısmının 2.maddesi, Genel Şartlar kısmının 5. maddesi) Yine, … fuarı dahil olmak üzere müvekkil şirketin tüm anlaşmaları fuar alanının öndeposuna kadar teslimat yapılmakta olduğunu, müvekkili şirket tarafından taşımacılık sözleşmesinde de görüleceği üzere standa teslim hizmet verilmediğini, yine fuar bitiminde sonra da ürünlerin dönüşünde de fuar alanı deposundan alınıp tekrar müşteriye teslimatı yapılmakta olduğunu, … fuar alanın resmi acentası… firması olduğu, fuar alanının ön deposundan ürünleri teslim alıp fuar alanlarına aktarımı sağlamakta olduğunu, firmalar gerek taşıma sözleşmesinde gerekse sözlü ve/veya yazılı olarak taşıma işleminin en başında bu konuda müvekkili şirket tarafından bilgi sahibi olduklarını, Müvekkili şirket tarafından … fuarının bittiği günden bir gün sonra aracını sabah 09:00 da fuar alanına getirmiştir. Fakat davacı firma malzemeleri zamanında toplamaması ve yurtdısı handling belgesini Saat 15:00 civarında müvekkil şirkete teslim ettiği için acenta firması olan… yüklemesini mesai saati dısında yani saat 17:00 den sonra yaptığını, işbu nedenle davacı firma kendilerine ekstra surcharge yansıtıldığını iddia etmiş olup ve müvekkili şirketten haksız ve mesnetsiz olarak ödedikleri bedeli rücu etmek istediklerini, (Yargıtay HGK E.2017/19-901 K.2018/402 T.28/02/2018, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E.2015/13317 K.2016/3073 K., TTK 18/2.mad.) Usul ve yasaya aykırı olarak icra inkar tazminatına hükmedildiğini, İtirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilmesi için diğer koşullar yanında alacağın likit olması gerektiğini, (Yargıtay HGK E. 2016/15-693 E. 2017/927 K. 10/05/2017 T., Yargıtay HGK E.2015/7-2873 K. 2017/253 T.15/02/2017) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine aykırılıktan davacı tarafından dava dışı firmaya ödenen ücretin davalıdan rücuen tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 41. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu; 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı HMK’ nın 341. maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan “binbeşyüz” ibareleri “üç bin” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.” HMK 341/4 maddesindeki kesinlik sınırı, yeniden değerleme oranı ile 01/01/2020 – 31/12/2020 tarihleri arasında verilen hükümlerde geçerli olmak üzere 5.390,00. TL olarak belirlenmiştir. Dava değeri 8.308,25 USD ( 8.308,25 X 4,8516= 40.307,30 TL. ) olup davacı tarafından istinaf edilen, mahkemece ret edilen miktar ( 8.308,25 USD – 7.228,25 USD= 1080 USD X 4,8516= ) 5239,728 TL. olup karar tarihi olan 14/01/2020 tarihi itibariyle istinaf edilen ret edilen miktar yönünden verilen karar kesin nitelikte olduğundan, kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 352/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Davacı tarafça, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca davalının davacıya ait fuar malzemelerinin Amerika’ya gidiş dönüş taşıma edimini üstlendiği, dönüş yüklemesinin mesai saatleri dışında yapılması nedeniyle davacının 8308,25 USD fazla ödeme yaptığı, davacının yüklemenin mesai saatleri dışında yapılmadan önce kendisinden muvafakat alınmadığını, bu şekilde yapmış oldukları fazla ödemenin kendilerine iade edilmesini talep ettikleri, davalının ise alacağın zaman aşımına uğradığını, ayrıca mesai harici çalışmalardan doğacak ücret farklarının ücrete dahil olmadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davacı tarafça ibraz edilen 24/09/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinin mahkemece davalı tarafa tebliğe çıkartıldığı ve davalı vekili …’ye 22/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından davalı vekilinin cevaba cevap dilekçesinin tebliğ edilmediğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili tarafından ibraz edilen 20/12/2018 tarihli delil listesinin davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin bir kayıt olmasa da, davacı vekili tarafından ibraz edilen delillerin bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve ek raporda incelenip değerlendirildiği, davalı tarafça gerek bilirkişi raporlarına karşı verdiği beyan dilekçesi ile , gerekse ayrı bir dilekçe ile davacı tarafın delillerinin taraflarıra tebliğ edilmesi yönünde bir talepte bulunmadığı ve bu yönde duruşmalarda da beyanda bulunmadığı anlaşılmakla, HMK. 357/1-son cümlede belirtildiği üzere ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez ve yeni delillere dayanılamaz hükmü uyarınca davalı vekilinin bu iddiası HMK. 357/1-son cümle gereği dairemizce değerlendirilmemiştir. HMK 282 maddesinde “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemesi yer almaktadır. Davalı vekili tarafından mahkemenin kabulüne yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen cevap ve bilirkişi raporlarına karşı verdikleri itiraz dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi kök ve ek raporunda bu iddialar ve itirazlar değerlendirilmiştir.İddia, savunma, bilirkişi raporundaki tesbitler ve dosya kapsamındaki tüm bu deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında 12/01/2016 tarihli taşıma sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin dahil olan hizmetler bölümünde davalı taşıyıcının yüklendiği edimler arasında ABD geçici ithalat, re-export gümrük işlemleri, fuar alanındaki danışma ve idari hizmetler ve muhaberat edimleride vardır. Mesai yapılabilecek çalışmanın zorunlu olması halinde doğacak fark,sözleşmenin genel şartlar 2 maddesine göre ücrete tabi olmadığı ancak mesai harici yapılabilecek çalışmanın zorunlu olmaması, isteğe bağlı olması halinde bu çalışmanın yapılması davacının isteğine bağlı kılınmıştır. Davaya konu olan bedel, fuar sonrası yüklemenin 22/03/2017 günü saat 17.30- 19.00 arasında gerçekleştirilmesinden kaynaklanmıştır.Davalı …’ün, sözleşmede, fuar alanındaki danışma ve idari hizmetler ve muhaberat edimini de üstlendiği, bu halde 22.03.2017 saat 17:30 -19:30 arasında fazla mesai kapsamında yükleme yapıp yapılmayacağı, yapılması halinde bunun maliyetinin ne olacağı, yüklemenin 23.03.2017 sabah 06:30 dan sonra yapılması halinde fazla mesai ücretinin tahakkuk etmeyeceği konularında davacıyı uyarması ve bu konuda davacının sözleşmede aranan talimatını alması gerekirken, davalı …’ün alt taşıyıcısı olduğu anlaşılan dava dışı …’in, “Elleçleme Sözleşmesi”ni, davacının sözleşmede yer bulan talimat ve onayını almadan imzaladığı, bu neden ile davalı …’ün davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde; mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davaya ve takibe konu alacağın faturaya dayalı likit alacak olduğu da gözetildiğinde davalı vekilinin icra inkar tazminatı ve mahkemenin kabulüne yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70’er.TL istinaf karar harcından, davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40’ar.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30’ar.TL’nin davacı ve davalıdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.