Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2020/1054 E. 2022/1306 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1054
KARAR NO: 2022/1306
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/46 Esas – 2019/959 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından ihale edilen … Limited Şirketi’nin hisse devir ihalesini 27.000.000-TL bedel ile müvekkilinin kazandığını, satış ilanı ile teminat bedeli 500.000-TL olarak belirlenmesine rağmen satış ilanının aksine 1.350.000-TL teminat talep edildiğini, vekiledenin bu mektubu ihale üzerinde kaldığı için vermek zorunda kaldığını, akabinde davet mektubu ile … A.Ş tarafından Hisse Devir Sözleşmesinin müzakerelerine davet edildiğini ve sunulan Hisse Devir Sözleşmesinin 5.2. maddesinde; ” Devir Bilançosu ” işbu sözleşme”nin ekinde yer almaktadır. (Ek-2) ” Alıcılar”, Şirket bilanço ve tüm kayıtları ile kar-zarar hesapları ile yasal defter ve evrakı müsbitelerini ve “Şirket”in meczuattan doğan tüm mali ve hukuki mükellefiyetlerini dikkate alarak ve inceleyerek, muhasebe kayıtlarını, bilanço hesaplarını, bilançoda ve bilanço dışında yer alan tüm hak ve mükellefiyetleri kabul ettiğini gayrikabili rücu olarak beyan ve taahhüt eder ” hükmü düzenlendiğini, bilançonun borçlar kısmında 2.473.806,13-TL borç kaydı göründüğünü, … Bankası A.Ş’nin 2.473.806,13-TL borcu vekiledeni üzerine yıkmasının kabul edilemeyeceğini, … Bankası A.Ş’nin yarattığı bu fiili durumun ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik”in 25. maddesinin açık bir ihlali olduğunu, Hisse Devir Sözleşmesi’nin imza tarihine kadar ihale edildiği hali ile muhafaza edilmesinin asgari zorunluluk kabul edilmesi gerektiğini, bunun tam aksine olacak şekilde konulan iş bu maddenin kabul edilmesinin vekiledeninden beklenemeyeceğini, satışa konu edilen iktisadi bütünlüğün 27.000.000-TL ödenerek satın alınan bir fabrika olduğunu, vekiledenine henüz bu iktisadi bütünlük fiilen teslim edilmeden sanki Hisse Devir Sözleşmesi’nin imza tarihinden önce teslim edilmiş gibi bir madde dayatılmasının yasal olmadığını, vekiledeninin henüz teslim almadığı menkul mallar için sanki teslim almış gibi imza atmasının beklenemeyeceğini, yine yönetmeliğin 5.8. maddesinin “Alıcılar,” imza tarihi”nden önceki döneme ilişkin yapılmış olan her türlü işler ile ilgili olarak ” Fon”u ve “Banka”yı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul, beyan ve taahhüt ederler.” hükmü düzenlendiğini, satışa konu edilen iktisadi bütünlüğün ihale bedelinin 27.000.000-TL olduğunu, böyle büyük bir ödemenin karşılığında davalının ve … Bankası A.Ş ‘nin mutlak sorumsuzluk dayatmasını kabul etmenin mümkün olmadığını, … Bankası A.Ş’nin izah edilen maddelerin müzakeresi sonucunda bu maddeleri makul bir formata çekmediğini, hal böyle olunca Hisse Devir Sözleşmesi maddeleri üzerinde anlaşılamadığı için sözleşme imzalanmadığını, sözleşme imzalanmadığı içinde vekiledeninin satış bedelini yatıramadığını, buna karşılık TMSF’nin evvelce teminat olarak yatırılan 1.350.000-TL miktarlı mektubu tazmin ettiğini, Hisse Devir Sözleşmesi’ni dayatan, davalı adına sözleşme görüşmelerini yürüten … Bankası A.Ş olduğunu, bu hali ile Hisse Devir Sözleşmesi’nin imzalanmamasının sebebinin davalının vekili sıfatı ile hareket eden … Bankası A.Ş olduğunu belirterek, davalının teminat mektubunu nakde çevirme gerekçesi yasal olmadığından 1.350.000-TL tazmin edilen mektup bedelinin ve 5.000-TL şartname bedelinin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava ile ilgili olarak yapılmış görüşmeler, sözleşme taslağı ve önemli bir kısım işlemlerin muhatabı tüzel kişiliği devam eden … Bankası A.Ş. olduğundan davanın vekil edeni kuruma değil … Bankası A.Ş.’ ye karşı açılması gerektiğini, husumet itirazları olduğunu, dava konusu işlemin TMSF tarafından kendisine Bankacılık Kanunu hükümlerine göre ifa görevi verilen işlemlerle ilgili olduğu kanaatinin hasıl olması halinde ise, davaya bakmakla görevli yargı yerinin İdari Yargı olduğunu ve davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından sözleşmenin 5.2 maddesindeki “alıcının bilançoda yer alan tüm hak ve mükellefiyetleri kabul ettiğine” dair hükmün, TMSF tarafından çıkarılan Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik in 25. maddesine aykırı olduğu iddiasının haksız ve ilgisiz olduğunu, söz konusu satış ihalesinin, yönetmelik kapsamında yapılan bir işlem değil, yönetim ve denetimi fona intikal eden …’nın iştirak satışına ilişkin bir işlem olduğunu, davacının, satış ilanı ve şartname koşullarını kabul ettiğini, bu şekilde 10.100.000-TL lik teklifini 27.000.000-TL ye yükselttiğini ve teklifinin fon kurulu tarafından değerlendirilmesini teminen dilekçe ekinde teklif tutarlarının %5’ine tekabül eden 1.350.000-TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubunu ihale teminatı olarak sunduğunu, tüm sürecin davacı tarafından bilindiğini ve kabul edildiğini, ancak davacı tarafından sözleşmenin imzalanmadığını ve satış bedelinin süresinde yatırılmadığını, bu nedenle teminat mektubunun 24.10.2017 tarihinde tazmin edildiğini, yapılan işlemlerin ilan, şartname ve mutabakatlara uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/12/2019 tarih ve 2018/46 Esas – 2019/959 Karar sayılı kararı ile; ” ….Davalı TMSF tarafından ve bilirkişiler kurulu tarafından olaya “Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik” hükümlerinin uygulanamayacağı, ilgisinin kurulamadığı bildirilmiş ise de, ihalenin bunun dışında hangi yönetmelik hükümlerine göre yapıldığı açıklanamamıştır. Mahkememizce ilgili yönetmeliğin somut olayda uygulandığı/uygulanması gerektiği kabul edilmiştir. Zira, gerek davalı tarafından, gerek bilirkişiler kurulu tarafından ihalede hangi yönetmelik hükümlerinin uygulandığı açıklanamamaktadır. O halde Yönetmeliğin 25. maddesindeki hükme uygun olarak şatış şartnamesi düzenlenmediği, davacı yanın bu husustaki iddia ve itirazlarının yasal ve yerinde olduğu kabul edilmiştir. Kaldı ki satış şartnamesinde ve satış ilanında mevcut olmayan ve fakat ihaleden sonra davacı önüne bağıtlanması için sunulan hisse devir sözleşmesi ile davacı aleyhine borç yüklenmesi haklı ve yasal kabul edilemez. Hisse devir sözleşmesinin 5 nolu maddesi alt başlığında düzenlenen hükümler tamamen davacı aleyhine olup, davacının bu sözleşmeyi imzalamasının beklenmesi makul ve yasal değildir. İkinci satış ilanının 9. Maddesine göre, ihale alıcısının yatırmış olduğu teminatın TMSF’na gelir kaydedileceği hükmüne göre teminat mektubunun paraya çevrilmesinin haklı ve yasal olduğu ileri sürülmüş ise de, satış şartnamesi içeriğinde ve ekinde devir sözleşmesi bulunmadığı, hükümlerinin davacı tarafından bilinmediği, bilinmesinin mümkün olmadığı, satış ihalesi şartnamesi ve ilanda yeterli açıklık olduğu yönündeki tespit soyut olup incelenen belgelere göre bunun delili olmadığı, dolayısıyla davacının hisse devir sözleşmesini imzalamamasının haklı ve geçerli bir nedeni bulunduğu anlaşılmaktadır. TBK’nun şarta bağlı borçlar faslında düzenlenen 175 maddede; “…..Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesini dürüstlük kurallarına aykırı biçimde sağlarsa, koşul gerçekleşmemiş sayılır.” hükmüne göre, somut olayda açıkça ihaleden sonra davacı önüne sürülen hisse devir sözleşmesi ile dürüstlük kurallarına aykırı davranılmış sayılacağından koşulun gerçekleşmediği, koşul gerçekleşmediğinden sözleşmenin hükümsüz sayılacağı kabul edilmelidir. Dolayısıyla sözleşme imzalanmadığı sebeple satış bedelini yatırmayan davacıdan ihale teminat bedelinin tahsil edilmesi satış şartnamesine, usul ve yasaya aykırı olup, davalının, davacıdan tahsil ettiği teminat mektubu bedelini dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep edebileceği sebeple bu talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak satış ihalesi şartnamesinin 4. maddesinde iade öngörülmediğinden davacının ihale şartname bedelini geri istemesi haklı ve yasal değildir. Zira bu bedel ihaleye katılma şartı üzerine düzenlenmiştir. Bu itibarla bu husustaki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1-)1.350.000-TL teminat mektubu bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-)Fazlaya ilişkin ihale şartnamesi bedeli yönünden talebin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Husumet itirazlarının reddinin haksız olduğunu, mahkeme kararında husumet itirazlarının reddi ile ilgili olarak; ” Bizzat teminat mektubunun ve ihale şartname bedelinin TMSF tarafından tahsil edildiği dava dışı … Bankası A.Ş.’nin TMSF talimatıyla yetkilendirilen vekil olarak hareket ettiği ” gerekçesinin haklı ve yerinde olmadığını, devri yapılması gereken hisselerin … Bankası’na ait olduğu gibi, devir işlemini gerçekleştirecek olan tüzel kişiliğin de … Bankası olduğunu, bankanın ve iştiraklerinin mülkiyeti müvekkili kuruma geçmediği gibi bankaya ait olan husumetin de Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş. üzerinde devam ettiğini, Müvekkili kurumun olayla ilgisinin Bankacılık Kanunu’nun 139 maddesi kapsamında tedbirler almaktan ibaret olduğunu, kamuya ait mevduat sigortacılığı görevi gereği … Bankasında mevduatı bulunan tasarruf mevduatı sahiplerinin korunması amacıyla sarf ettikleri nedeniyle … Bankası A.Ş.’den alacaklı bulunan müvekkili kurumun bu alacaklarını tahsil edebilmesi bakımından kendisine tanınan kanuni önceliklerden yararlandığını, bu bakımdan müvekkili kurumun ” ayrıcalıklı, öncelikli bir yasal alacaklı ” olarak vaziyet ettiği işlemlerde aldığı tedbirler nedeniyle Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş. yerine geçerek her türlü husumeti üstünde taşımasının söz konusu olamayacağını, ihalenin yapılması, yürütülmesi, görüşmelerin yapılması vb ihale ile ilgili tüm işlemlerin … Bankası A.Ş. personeli tarafından yerine getirildiğini, Görev itirazlarının reddinin haksız olduğunu, bir an için davacı taleplerinden müvekkili kurumun sorumlu olduğu kabul edilse bile bu durumda davaya bakmakla görevli yargı yerinin idari yargı olması ve davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, Bilirkişi raporundaki tespitlerin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda, dava konusu olay ile ilgili süreç ve vakıaların teker teker incelendiğini ve sonucunda ” Davalı TMSF tarafından, ihale alıcısı – davacı tarafından verilen teminat mektubunun paraya çevrilerek gelir kaydedilmesinin dosya kapsamı, bilgi ve belgelere göre mümkün olduğu “nun tespit edildiğini, Şartnamenin sözleşme özgürlüğü sınırlarını aştığı tespitinin hatalı olduğunu, mahkemece verilen kararın 4. Sayfasında ” Hisse devir Sözleşmesindeki 5 nolu maddesi alt başlığında düzenlenen hükümler tamamen davacı aleyhine olup davacının bu sözleşmeyi imzalamasının beklenmesi makul ve yasal değildir ” şeklinde bir gerekçe yer aldığını, esasen alıcının görüşmelerde önemsediği anlaşılan ana konunun, devir bilançosunda borç olarak yer alan tutarın, ihale bedelinden mahsup edilmesi talebinin geri çevrilmesi olduğunu, davacı şirketin şartname temin ettiğini, firmanın mali tabloları da dahil her türlü bilgi ve verisinin davacı şirket yetkilileri ile paylaşıldığını, akabinde firmanın gerekli incelemelerini yaparak şartnameye uygun şekilde ve süresi içerisinde tekliflerini sunduğunu, 13/06/2017 tarihinde yapılan son ihalede 24.000,00.TL teklif ile şirketin satışına ilişkin ihale neticelendirilmiş olmasına rağmen ihale sonrası davacı şirketin 21/06/2017 tarihli dilekçesi ile ihale şartlarını kabul ederek teklifini sunduğunu beyan ettiğini, bu şekilde 10.100.000,-TL’lik teklifini 27.000.000,-TL’ye yükselttiğini ve teklifinin değerlendirilmesini teminen dilekçe ekinde teklif tutarlarının %5’ine tekabül eden 1.350.000,-TL tutarlı kesin ve süresiz teminat mektubunu ihale teminatı olarak sunduğunu, İkinci satış ilanı’nın 9. maddesinde: “İhalenin … tarafından onaylanmasını müteakiben ” Devir Sözleşmesi’ni imza davetine 5 ( Beş ) iş günü içerisinde katılmayan, imzalamayan veya satışa ilişkin sözleşme koşullarını yerine getirmeyen ihale alıcısının yatırmış olduğu teminat tutarı … tarafından gelir kaydedilir. ” hükmünün yer aldığını, Satış İhale Şartnamesinde 7. maddenin üçüncü paragrafında ” ihale başvurusunda bulunulması ile satış ilanı ve ” şartname ” okunmuş, hükümleri ile içeriği anlaşılmış, öğrenilmiş ve aynen kabul edilmiş sayılır ” denildiğini, şirketin ihale şartlarını yerine getirmemesi halinde söz konusu teminat tutarının fon tarafından gelir kaydedileceğini bildiği ve kabul ettiğini, Şartnamenin 5/5 maddesinde: “İhalenin onaylanmasını müteakip “Devir Sözleşmesi”nin imzalanması için yapılan davette belirlenen tarihte davete 5 ( Beş ) gün içinde icabet etmeyen, satış sözleşmesini imzalamayan, satış bedelini ödemeyen, devir için gerektiği halde izin almak üzere yasal mercilere başvurmayan, başvuruya katılmayan veya satışa ilişkin sözleşme koşullarını yerine getirmeyen ihale alıcısının yatırmış olduğu teminat tutarı ” fon ” tarafından gelir olarak kaydedilir ” hükmünün bulunduğunu, Davacının satış sözleşmesini imzalamamakta haklı olduğu tespitinin geçersiz olduğunu, Davacının, “Satış Sözleşmesi taslağı’nı incelediğini ve kabul ettiğini, satıcı tarafından okunmuş ve kabul edilmiş sayılan ” … Metal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi İkinci Satış İlanı’nın 9. Maddesinde ve ” … Ticaret Limited Şirketi Satış İhale Şartnamesi” nin 5/5. Maddesinde ” DEVİR SÖZLEŞMESİ ” kavramının geçtiğini, bu durumda ihalenin onaylanması durumunda, imzalanmaması teminatın fon geliri yazılmasına neden olacak bir sözleşmenin davacı tarafından temin edilmemiş ve incelenmemiş olmasının basiretli bir tacirden beklenebilecek bir davranış olmadığını, İçinde devir sözleşmesinin imzalanmamasının teminat bedeline el konulması sonucunu doğuracağı hükmü bulunan ilan ve şartname hükümlerinin davacı tarafından kabul edildiğinin, davacı tarafından verilmiş olan 21/06/2017 tarihli teklif mektubunda açıkça belirtildiğini, hisse devir sözleşmesi taslağının davacıya resmi olarak teslim edildiği tarihin ise 11.07.2017 tarihi olduğunu, 11.07.2017 tarihli davet yazısı ekinde Hisse Devir Sözleşmesi taslağının davacıya teslim edildiğini, ayrıca davacının ihalenin kesinleşmesinden sonraki süreçte de sözleşme taslağını kabul ettiğini, davacı tarafından davet yazısı ve ekindeki Hisse Devir Sözleşmesi Taslağının alınmasından bir gün sonra ( 12.07.2017 ) tarihli yazıda, hisselerin devralınmasında bir ortak ile beraber hareket etmeleri teklifi davacı tarafından sunulurken aynı yazı içerisinde ” şirketin devri için yapılacak olan sözleşmeden doğacak olan tüm hak ve sorumlulukları da ortak olarak üstlenmek istiyoruz ” ifadelerinin yer aldığını, bu ifadenin de Hisse Devir Sözleşmesi taslağının davacı tarafından o tarihte okunduğunu ve kabul edildiğini gösterdiğini, Davacı ile 13.07.2017 tarihinde, 28.07.2017 tarihinde görüşmeler yapıldığını, bu görüşmeler sırasında davacının 10.08.2017 sayılı dilekçesi ile hisse devir bedelinin taksitle ödenmesini teklif ettiğini, 18.08.2017 tarihinde yapılan görüşmeden sonra 21.08.2017 tarihli yazısı ile davacının devir işlemlerinin bayramdan sonra yapılması konusundaki talebini ilettiğini, Davacı tarafından yapılan teklifler ve tüm sürecin, devir sözleşmesinin davacı tarafından bilinmekte ve kabul edilmiş durumda olduğunu gösterdiğini, TBK 157 maddesi hükmünün müvekkili kurum lehine uygulanması gerektiğini, … tarafından … Dış Tic. Ltd. Şti.’ ye hitaben gönderilen 11.07.2017 tarihli yazı ile … Tic. Ltd. Şti. sermayesindeki …’ya ait hisselerinin devrine yönelik olarak, Satış Şartnamesinin 6-c maddesi kapsamında Hisse Devir Sözleşmesi’ni müzakere etmek üzere firmanın 13.07.2017 günü … Genel Müdürlük binasına davet edildiğini, … Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından …’ya gönderilen 12.07l2017 tarihli cevabi yazıda, söz konusu şirketin ihalenin kazananı olarak … Metal’in hisselerini devralma haklarını ortakları ile % 50 – % 50 paylaşmak ve şirketin hisselerinin devri için yapılacak olan sözleşmeden doğacak tüm hak ve sorumlulukları da ortak olarak üstlemek yönündeki taleplerini bildirdiklerini, ancak firmanın, ihale süreci esnasında ortaklık talebi ya da düşüncesini hiç gündeme getirmediği gibi, sonrasında ise ortaklık kuracağı firmayla ilgili olarak herhangi bir bilgilendirmeyi …’ya ya da müvekkiline yapmadığını, 13.07.2017 tarihinde … Genel Müdürlük binasında tarafların hisse devir sözleşmesini müzakere etmek üzere bir araya geldiğini ve görüşmenin tutanak altına alındığını, söz konusu toplantı sırasında alıcı tarafından iletilen ve müzakereye varılamayan hususlara yönelik olarak tarafların gerekli çalışmaları gerçekleştirmek üzere 28.07.2017 tarihinde ikinci müzakere toplantısını gerçekleştirdiğini ve bu görüşmenin de tutanak altına alındığını, Devir görüşmeleri esnasında firmanın şartnameye aykırı bir diğer talebinin ise, … Metal’in …’ya olan 2.473.806,13 TL tutarındaki borcunun satış bedelinden mahsup edilmesi olduğunu, firmanın bahse konu bu talepleri ile ilgili olarak … tarafından gönderilen 28.07.2017 tarih ve … sayılı yazı ile; şirketi devralma hakkını, TMSF nezdinde ihaleye girebilme yasal koşullarını haiz başka bir ortak ile yarı yarıya paylaşımının uygun bulunduğu, şirket bilançosunda mevcut başta …’ya olan borç tutarı olmak üzere diğer tüm yükümlülüklerin alıcıya ait olduğu ve bu gerekçe ile ihale bedelinden söz konusu borcun mahsubunun şartnamenin koşulları bakımından mümkün görülmediği, nitekim ihale şartnamesinin 6-c Devir Sözleşme Müzakeresi maddesinde ” İhale sonucu oluşan fiyatı değiştirmeye yönelik müzakere bulunulamayacağının ” açıkça belirtildiği, ihale şartnamesinin 6-c maddesi kapsamında, Hisse Devir Sözleşmesinin yukarıda yer verilen hususlar çerçevesinde imza altına alınması ve ihale bedelinin … hesaplarına belirlenen süresinde ödenmesi gerektiği hususlarının firmaya bildirildiğini, Ancak … Dış Tic. Ltd. Şti. firması yetkililerinin devir ve sözleşmenin imzalanmasına yönelik kendilerine yapılan davete bir kez daha icabet etmediğini, bu sefer varlık ve yükümlülükleri ile bütün halinde alma taahhüdünde bulundukları …’in mali tablolarında açıkça yer alan …’ya olan borç yükümlülüğünü kabul eden, fakat ödeme planına ( 1 yıl ödemesiz, 48 ay faizsiz vade ) bağlanması talebini içeren 10.08.2017 tarihli cevabi yazılarını … yönetimine ilettiklerini, tarafların 18.08.2017 tarihinde üçüncü ve son kez müzakere toplantısı düzenlediğini ve toplantıyı tutanak altına aldıklarını, Müteakiben … İnşaat Taah. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ nin, …’ya hitaben göndermiş olduğu 21.08.2017 tarihli yazısında; 18.08.2017 tarihli hisse devir sözleşmesi müzakere toplantısında da belirttikleri üzere … Metal’in bir an önce devralınması için çaba sarf ettiklerini, sözleşme müzakerelerinin bayramdan önce sonuçlandırılması pek mümkün gözükmediğinden bahisle devir işlemlerinin de bayramdan sonra yapılması konusundaki ek süre taleplerini ilettiklerini, … yetkililerince 05.09.2017 ve 06.09.2017 tarihli elektronik postalar ile alıcıya Hisse Devir Sözleşmesi taslağı, … Metal … hesap ekstresi, Banka alacağına ilişkin protokol metni ve … Metal güvenlik sözleşmesi gönderildiğini, devam eden süreçte … tarafından 10.10.2017 tarihli yazı ile … Dış Tic. Ltd. Şti.’ye yapılan ilk bildirimin üzerinden yaklaşık 3 ay geçmiş olmasına karşın alıcı tarafından devir sözleşmesinin imzalanmasından imtina edilmesi ile satış bedelinin yatırılması konusundaki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle ihale sürecinin iptali ile yatırmış oldukları teminat bedelinin irat kaydedilmesi durumunun ortaya çıktığının alıcıya bildirildiğini, …’dan alınan 23.10.2017 tarih ve 162 sayılı yazıyla bahse konu alıcı ile satışa yönelik Hisse Devir Sözleşmesi müzakere sürecinin 11.07.2017 tarihli yazıları ile başlatıldığı, akabinde alıcıyla muhtelif tarihlerde bir araya gelinerek 3 ayrı müzakere toplantısı tertip edildiği, ancak alıcının devir sözleşmesini imzalamaktan imtina ederek satış bedelini yatırmadığı ve bu suretle ihale sürecinin sonlandırıldığı hususlarının müvekkili TMSF’ye bildirildiğini, TBK 175 maddesinin: ” Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesine dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel olursa, koşul gerçekleşmiş sayılır. Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesini dürüstlük kurallarına aykırı biçimde sağlarsa, koşul gerçekleşmemiş sayılır.” hükmünü içerdiğini, Davacının, yukarıda sayılan ortak bulma, bilançoda yer alan borçların ihale bedelinden mahsubu, taksitle ödeme gibi şartnameye aykırı hususlardaki isteklerinin kabul edilmemesi üzerine ( TBK 175 maddesinde belirtildiği gibi ) Devir Sözleşmelerinde anlaşılamaması görüntüsü vererek ihale şartnamesindeki taahhütlerinden kurtulmaya çalıştığını, Mahkemece olaya uygulandığı belirtilen yönetmeliğin olayla ilgisiz olduğunu, Özel hukuk kişileri arasında yapılan ihalelerin kural olarak TBK’ya tabi olup TBK’nun 274. maddesi hükmüne göre ihalenin: ” Açık artırma yoluyla satış; yeri , zamanı ve koşulları önceden belirlenerek, hazır olanlar arasından en yüksek bedeli öneren ile yapılan satıştır. ” Yasanın 276. maddesine göre; ” Artırmaya katılan kişi, satış için konulmuş olan koşullar çerçevesinde önerisiyle bağlıdır. ” ve ” 278. Maddesinde: ” Artırma koşullarında aksi kararlaştırılmamışsa, ihale bedelinin peşin ödenmesi gerekir. İhale bedeli peşin olarak veya artırma koşulları uyarınca ödenmezse satıcı, satıştan hemen dönebilir. ” hükümlerinin yer almakta olduğunu, Mahkemece verilen kararda; ihalede hangi yönetmeliğin uygulanacağının gösterilmemesi nedeniyle ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik ” hükümlerinin uygulandığının belirtildiğini, Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi ve ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik ” hükümlerine göre öncelikle bir Ticari İktisadi Bütünlük ( TİB ) oluşturma kararı verilmesi gerektiğini, bu konuda TMSF Fon Kurulu’nun yetkili olduğunu, bu bütünlük oluşturulduktan sonra 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca haczedilen aktif değerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan haklar ve bu varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden doğan, ancak başlı başına iktisadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıkları bir araya getirerek, ticari ve iktisadi bütünlük oluşturarak alıcısına geçişini sağlayacak şekilde satışının gerçekleştirildiğini, Satışa konu varlıkların ait olduğu şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçlarını ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödetmeye fon kurulunun yetkili olduğunu, Bu hükümler uyarınca tüzel kişilik ile mali değer taşıyan varlıkları birbirinden ayrılıp mali değer taşıyan varlıkları üzerinde bir ticari iktisadi bütünlük oluşturularak satışın mümkün olduğunu ve bu usule göre satış yapılmasının fon kurulunun takdirinde olduğunu, Davaya konu ihalede ticari ve iktisadi bütünlük oluşturarak satış söz konusu olmayıp ticaret şirketlerin hisselerinin devredilmesine ilişkin usulün TBK’nın 274. maddesi kapsamında yerine getirildiğini, Bilirkişi raporunun da nitekim dava konusu olay ve ihale ile ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik ” hükümlerinin bir ilgisinin bulunmadığının altını çizdiğini, Davaya konu ihale ile ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik” in hiçbir ilgisi bulunmayıp, evvela … Tic. Ltd. Şti.’nin tüm hak ve varlıkları bir araya getirerek, ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasına karar verilmiş olmadığını, ortada TİB oluşturulması şeklinde bir karar bulunmadığı için de anılan yönetmelik hükümlerinin olaya uygulanmasının mümkün olmadığını, Açıkladıkları üzere TİB oluşturulmasının, Bankalar Kanunu’nun düzenlemeleri ile özel şekil şartlarına bağlı özel bir işlem olduğunu, ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik ” in, TİB oluşturulmuş olsun ya da olmasın her ihaleye uygulanacak bir yönetmelik olmadığını, Mahkeme gerekçesinin hukuksal olmaktan uzak olduğunu, ihalenin hangi yönetmelik hükümlerine göre yapıldığının bildirilmemesinin yaptırımının TİB yönetmeliğini doğrudan uygulamak olamayacağını, ortada bildirilerek bir yönetmelik de olmadığını, mahkemece şartnamenin sınamasının yapılacağı bir yönetmelik bulunmaması durumunda hiçbir ilgisi olmayan bir yönetmeliğin olaya uygulanmasını sağlamayacağını, Dava konusu ihalede TİB kararı alınmamış olmasının başlıbaşına ” Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik ” hükümlerinin uygulanması gereğini ortadan kaldıran bir durum olduğunu, eğer fon kurulunca anılan yönetmeliğin uygulama alanı bulması istenseydi zaten satışın TİB oluşturulmak suretiyle yapılacak olduğunu, bu durumda bilançoda yer alan borçların ihale bedelinden mahsup edilip edilmeyeceği hususunun da TİB yönetmeliğine göre değerlendirileceğini belirterek, HMK 353/1-a3 maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine ya da yeniden yargılama yapılarak husumet ve esasa ilişkin nedenlerden davanın reddine, bir karar verilinceye dek ilk derece mahkemesi kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; yapılan ihale sonrasında devir sözleşmesinin imzalanmaması nedeniyle nakte çevrilen teminat mektubu bedeli ile şartname bedelinin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. …Fon Kurulunun 27/04/2017 tarih ve 2017/101 sayılı kararıyla, Müflis … Bankası A.Ş. iştiraki … Metal San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait hisselerin tamamının, şirketin maliki olduğu fabrika ile fabrika içindeki makine ve ekipman ile birlikte bütün halinde ihale yoluyla satılmasına karar verildiği, 04/07/2017 tarihinde yapılan açık artırmada satışın 27.000.000-TL peşin bedel üzerinden davacı şirkete yapıldığı, ancak alıcı davacı tarafça devir sözleşmesinin imzalanmasından imtina edilmesi ve satış bedelinin yatırılmaması nedeniyle, davacı tarafından teklif mektubu ekinde davalıya verilen 1.350.000-TL miktarlı teminat mektubunun 24/10/2017 tarihinde tazmin ile … Bankası A.Ş.’den tahsil edilerek fon hesaplarına aktarıldığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça, ihaleden sonra müzakere edilen Hisse Devir Sözleşmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, sözleşme özgürlüğü sınırlarını aştığı, tek taraflı düzenlendiği, hisse devir sözleşmesinin şartname ekinde bulunmadığı, Fon Kurulu’nun satış şartnamesi ve satış ilanında geçmiş dönem borçları ile ilgili herhangi bir görüşü olmamasına rağmen şirketin devir sözleşmesi ekinde bulunan bilançosunda 2.473.806,13-TL borç kaydı göründüğü, bu fiili durumun … tarafından Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik’in 25. maddesine aykırı olduğu, şirketle ilgili mizan bilgilerinin ayrıntılarının paylaşılmadığı, bu sebeplerle sözleşme hükümlerinin mevcut hali ile kabul edilmediği, sözleşme hükümlerinin müzakereler sonucunda makul bir formata da çekilmemesi nedeniyle sözleşmenin imzalanamadığı ve satış bedelinin ödenmediği ileri sürülmektedir. … tarafından Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik’in 5(2) maddesinde ” Kurul, teklifi uygun gördüğü takdirde bu mal, hak ve/veya varlıklardan ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasına ve bu Yönetmelik kapsamında satışına karar vererek satışta uygulanacak ihale usullerini belirler. ” hükmü yer almaktadır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere iktisadi bütünlük kararı almaya TMSF Fon Kurulu yetkili olup, dava dışı şirkete ilişkin bu yönde bir karar alındığı iddia ve ispat edilmemiştir. Dolayısıyla dava konusu ihalenin anılan yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapıldığını kabul etmek mümkün değildir. Dava dışı şirket hisseleri, şirkete ait fabrika ve ekipmanlarının satışına yönelik ihalenin TBK’nın 274 vd maddelerinde düzenlenen açık artırma yolu ile satışı söz konusudur. Dolayısıyla özel hukuk hükümlerinin uygulandığı ihaleden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde adli yargı görevlidir. Yine, mahkemece de belirtildiği üzere, dava konusu teminat mektubu lehtarı TMSF olup, teminat mektup bedeli ve ihale şartname bedelinin TMSF tarafından tahsil edildiği, dava dışı … Bankası A.Ş.’nin, TMSF talimatıyla yetkilendirilen vekil olarak hareket ettiği sabit olmakla, davalı vekilinin gerek yargı yolu gerekse müvekkiline pasif husumet yöneltilemeyeceği yönündeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Satış İhalesi Şartnamesi’nin 4. Maddesinde; “Katılımcılardan ihaleye katılması Fon tarafından uygun bulunanlara … ‘in …. adresindeki fabrika binasını ve arazisini 26.05.2017 12.06.2017 tarihleri arasında inceleme ve üst yönetim ile görüşme yapma izni verilecektir.” 5. Maddesinde; “İhalenin onaylanmasına müteakip devir sözleşmesinin imzalanması için yapılan davette belirlenen tarihte davete beş gün içinde icabet etmeyen, satış sözleşmesini imzalamayan, satış bedelini ödemeyen, devir için gerektiği halde izin almak üzere yasal mercilere başvurmayan, başvuruya katılmayan veya satışa ilişkin sözleşme koşullarını yerine getirmeyen ihale alıcısının yatırmış olduğu teminat tutarı “Fon” tarafından gelir olarak kaydedilir.” İhale Usul ve Esaslarının düzenlendiği 6. (c) maddesinde; “Müzakere toplantısından sonra devir sözleşmesinin imzasını müteakip sonuç kesin satış tutanağına bağlanacak ve katılımcıdan ihale bedelini en geç beş(5) iş günü içerisinde tamamlaması istenecektir. Bu sosu yerine getirmeyen katılımcının yatırmış olduğu ihale teminatı fon tarafından gelir olarak kaydedilecektir. Katılımcılar müzakere edilecek devir sözleşmesinde asgari şu hususların yer alacağını peşinen kabul ve taahhüt ederler. Katılımcılarca ihale sonucu oluşan fiyatı değiştirmeye yönelik müzakere de bulunulmayacaktır…. . İhale bedelinin devir tarihinde ödenmemesi halinde katılımcının yatırmış olduğu ihale teminatı fon tarafından gelir olarak kaydedilecektir. . Katılımcılar ihale bedelini ve yukarıda yer alan taleplerini değiştirmeye yönelik müzakere de bulunamazlar. ” hükümleri yer almaktadır. … Metal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Satış İlanının 3. Maddesinde; “İhaleye katılmak isteyenlerden … tarafından uygun görülenleri … Metal Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin ….. adresinde yer alan fabrika binasını ve arazisini 26.05.2017 12.06.2017 tarihleri arasında inceleme yapma izni verilecektir.” 9. Maddesinde; “İhalenin … tarafından onaylanmasına mütakiben devir sözleşmesini imza davetine beş (5) iş günü içerisinde katılmayan, imzalamayan veya satışa ilişkin sözleşme koşullarını yerine getirmeyen ihale alıcısının yatırmış olduğu teminat tutarı … tarafından gelir olarak kaydedilir. ” düzenlemeleri bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen şartname ve satış ilanı hükümlerine göre, ihaleye katılacakların teklif vermeden önce satışa konu şirkete ait fabrika binasında inceleme ve üst yönetim ile görüşme yapma imkanı bulunmaktadır. Tüm ekipmanları ve fabrika binası ile birlikte hisselerinin tamamının devranılması düşünülen bir şirket hakkında ihaleye teklif vermeden önce araştırma yapılmaması, aktif ve pasiflerinin incelenmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi basiretli bir tacir tacir davranışı olarak da kabul edilemez. Davacı TTK hükümleri uyarınca kurulmuş bir ticari şirket olup, iş ve işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranması gerekmektedir. Ayrıca Şartnamenin İhale Usul ve Esaslarının düzenlendiği 6. (c) maddesinde, katılımcılarca ihale sonucu oluşan fiyatı değiştirmeye yönelik müzakerede bulunulmayacağı peşinen kabul ve taahhüt edilmiştir. Söz konusu 2.473.806,13-TL borç kaydının ihaleden önce olmadığı, sonradan herhangi bir şekilde ekleme yapıldığı yönünde bir iddianın da bulunulmadığı dikkate alındığında, ihale yapılmasına rağmen şartname ve satış ilanı hükümlerine aykırı olarak devir sözleşmesi yapmaya yanaşmayan ve ihale bedelini de ödemeyen davacıya ait teminat mektubunun nakte çevrilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurularak teminat mektubu bedelinin iadesine yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve 2018/46 Esas – 2019/959 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; Davacının teminat mektubu bedelinin iadesi ve ihale şartnamesi bedelinin iadesi taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 23.140,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23.059,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden dairemiz karar tarihi itibariyle hesap ve takdir olunan 156.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan, istinafa konu harçların tahsiline yer olmadığına, 8- Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edildiği anlaşılan, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gidiş/ dönüş ücreti 31,5 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2022 tarihinde HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, şirket bilançosu ve hisse devir sözleşmesi satış şartnamesinde ve satış ilanında mevcut olmayıp, ihaleden sonra ve müzakere edilerek imzalanması söz konusu olan hisse devir sözleşmesi ile davacı aleyhine borç yüklenmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı, satış şartnamesi içeriğinde ve ekinde devir sözleşmesi bulunmadığından hükümlerinin davacı tarafından bilinemeyeceği, satış ihalesi şartnamesi ve ilanında da bu hususlarda yeterli açıklık olmadığı, dolayısıyla davacının hisse devir sözleşmesini imzalamamasının haklı ve geçerli nedenlerinin bulunduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden, çoğunluk görüşüne katılmıyor, muhalif kalıyorum. 29/09/2022