Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1 Esas
KARAR NO: 2022/99 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/296 Esas – 2019/704 Karar
TARİH: 20/06/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, cari hesap ekstresi ve 26/11/2014 tarihli faturanın tahsil edilmediğini, taraflar arasında imzalanmış olan borç mutabakatına rağmen ödeme yapılmadığını, 16/02/2017 tarihinde Kartal …Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının temerrüde düştüğünü, alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirkete TMSF gözetiminde kayyım atandığını, şirketin ortak ve eski yetlililerine işi terk veya tutukluluk hali nedeniyle ulaşılamadığını, tüm evrak ve kayıtlara idari makamlarca el koyulduğunu, müvekkili şirketin kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle davacı tarafından başlatılan icra takibine itiraz edilmesinin makul bulunduğunu, icra takibine dayanak belgelerin teyit edilememesi nedeniyle takibe itiraz edildiğini, davacının fiyat fark faturasının ödenmediğini iddia ettiğini, davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ispat edemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/06/2019 tarih 2018/296 Esas – 2019/704 Karar sayılı kararında; “…Tarafların tacir olması nedeniyle defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, davacı tarafın defterlerini sunduğu, davalı tarafın ise muhtıra gönderilmesine rağmen inceleme günü defterlerini hazır etmediği anlaşılmıştır. İncelenen davacı defterleri uyarınca; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki 31/12/2016 tarihli mutakabat formuna göre davacının davalıya 4.742,68 EURO borçlu davacıdan 312,70 USD alacaklı olduğu, incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 14.160,95-TL alacaklı olduğu, Kartal … Noterliği’nin 16/02/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile oluşan temerrüt uyarınca takip tarihine kadar işlemiş faizin 1.407,17-TL olduğu anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir. 674 sayılı Kanun Hükmende Kararnamenin 20.maddesi yollaması ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138.maddesindeki, “Dava ve icra takiplerinin Fon aleyhine sonuçlanması halinde İcra İflas Kanunun’da yazılı tazminat ve cezaların Fon aleyhine uygulanmaz” hükmü dikkate alınarak, itirazın TMSF mevzuatı gereği zorunlu olarak yapılmış olduğu anlaşıldığından davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmemiştir….”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin (14.160,95- TL asıl alacak, 1.407,17-TL işlemiş faiz olmak üzere) toplam 15.568,12-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 2-Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkili şirketin hali hazırda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından yönetildiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı yanın ticari defterlerinde yer alan faturalarına konu hizmetin ifa edilip edilmediği, malın teslim edilip edilmediği yönünde hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, davacı tarafından da bu konuda ispatlayıcı hiçbir belgenin dosyaya sunulmadığını, Alacaklının düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerektiğini, akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı olmadığını, satışın yapılıp malın/hizmetin teslim/ifa edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerektiğini, davacı da bu hususları ispat edemediğinden davanın reddi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67 vd maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, taraflar arasındaki 31/12/2016 tarihli mutakabat formuna göre, davalının davacıya 4.742,68 EURO borçlu, davacıdan 312,70 USD alacaklı olduğu, bilirkişi tarafından ibraz edilen raporda; davacının ticari defterlerine göre davalının 14.160,95 TL borçlu, davalı şirket ticari defter kayıtlarından alınıp dosyaya ibraz edilen muavin defter kayıtlarına göre de davacı tarafın alacak bakiyesinin 14.161,13 TL olduğu, aradaki 0,18 TL’nin kur değerlendirmesindeki farktan kaynaklandığının tespit edildiği, bu hali ile hükmedilen miktardaki davacı alacağının ispatlandığı, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan başvurma harcının talep halinde iadesine, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.063,46.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan (44,40.TL + 221,47.TL=) 265,87.TL harcın mahsubu ile bakiye 797,59.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/01/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.