Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/99 E. 2020/1029 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/99 Esas
KARAR NO: 2020/1029 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/609 Esas 2018/491 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN 2015/610 ESAS SAYILI DAVADA:
DAVA: İtirazın İptali
BİRLEŞEN 2015/611 ESAS SAYILI DAVADA:
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında 07/07/2010 tarihinde Acentelik Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme ile davalıya yangın, nakliyat, makine montaj ve her nev’i kaza sigortası branşlarında sigorta sözleşmesi tanzim ve imza etme ve bu sözleşmelerin primlerini tahsil etme yetkisi verildiği, müvekkil sigorta şirketi uygulaması tahsil edilen primlerin 60 gün içerisinde müvekkil şirket hesabına aktarılması şeklinde olduğu, davalı acente, sigortalılardan tahsil ettiği primleri tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen süresi içerisinde ödemediği, gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığı, alacağın tahisli amacıyla açılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği ve takibin durmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu borcun tamamına karşı haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğinden itirazın iptal edilen kısmının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı adına kayıtlı malvarlığının ve banka mevduatının tespit edilerek kayıtlarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin adresine nazaran İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davaların birleştirilerek görülmesi gerektiğini, müvekkili tarafından sözleşme ile üstlenilen tüm edimlerin eksiksiz ifa edildiğini, bu durumun yapılacak inceleme ile de ortaya çıkacağını, davacı yanın 12.05.2015 tarihine kadar sözleşmeyi feshetmemesinin de bunun kanıtı olduğunu, acente ekranlarının da kapatılmadığını beyanla davanın reddine icra inkar tazminatı tayini ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2015/610 ESAS SAYILI DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 07/07/2010 tarihinde Acentelik Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme ile davalıya yangın, nakliyat, makine montaj ve her nev’i kaza sigortası branşlarında sigorta sözleşmesi tanzim ve imza etme ve bu sözleşmelerin primlerini tahsil etme yetkisi verildiği, müvekkil sigorta şirketi uygulaması tahsil edilen primlerin 60 gün içerisinde müvekkil şirket hesabına aktarılması şeklinde olduğu, davalı acente, sigortalılardan tahsil ettiği primleri tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen süresi içerisinde ödemediği, gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığı, alacağın tahisli amacıyla açılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği ve takibin durmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu borcun tamamına karşı haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğinden itirazın iptal edilen kısmının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı adına kayıtlı malvarlığının ve banka mevduatının tespit edilerek kayıtlarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını talep v etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile,asıl davada yer verdiği ve yukarda belirtilen cevap dilekçesinde ki yetki ve zamanaşımı itirazları ile yine asıl davaya cevaplarında belirtiği hususları ve talepleri tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2015/611 ESAS SAYILI DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı şirket arasında 07.07.2010 tarihli “Acentelik Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşme ile davalıya “Yangın, nakliyat, makine montaj ve her nev’i kaza sigortası branşlarında sigorta sözleşmesi tanzim ve imza etme ve bu sözleşmelerin primlerini tahsil etme yetkisi ” verildiğini, davalının sigortalılarından tahsil ettiği primleri tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen süresi içerisinde müvekkiline intikal ettirmediğini ve uhdesinde tuttuğunu, davalıya Beyoğlu …Noterliğinin 12.05.2015 gün ve … yevmiye numarası ile gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine yapılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, asıl davada yer verdiği ve yukarda belirtilen cevap dilekçesinde ki yetki ve zamanaşımı itirazları ile yine asıl davaya cevaplarında belirtiği hususları ve talepleri tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/05/2018 tarih ve 2015/609 Esas – 2018/491 Karar sayılı kararında; “Talep; taraflar arasında imzalanan 07/07/2010 tarihli sözleşme kapsamında davalıya ödenen miktarın tahsili amacıyla başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takiplerine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık dışı bulunan acentelik sözleşmesinde yer alan yetki şartı ve ayrıca beş yıllık zamanaşımı süresi ile dava tarihlerine nazaran davalı yanın yerinde görülmeyen yetki ve zamanaşımı itirazları reddedilmiştir.Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 07/05/2015 tarihinde davalı hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde sözleşme dayanak gösterilmek suretiyle takip tarihinden itibaren 1.796.169,35-TL asıl alacağın değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, ödeme emrinin davalıya, 11/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 14/05/2015 tarihli dilekçesi ile takibe, yetkiye, borca ve faiz oranına itiraz ettiği, davalı tarafından süresinde yaptığı borca itiraz üzerine takip durmuş ve buna göre itirazın iptali istemli davada hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Birleşen Mahkememizin 2015/610 esas sayılı dosyasında; Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 07/05/2015 tarihinde davalı hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde sözleşme dayanak gösterilmek suretiyle takip tarihinden itibaren 120.050,53-Euro asıl alacağın yıllık %8,00 temerrüt döviz faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, ödeme emrinin davalıya, 11/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 14/05/2015 tarihli dilekçesi ile takibe, yetkiye, borca ve faiz oranına itiraz ettiği, davalı tarafından süresinde yaptığı borca itiraz üzerine takip durmuş ve buna göre itirazın iptali istemli davada hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Birleşen Mahkememizin 2015/611 esas sayılı dosyasında; Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 07/05/2015 tarihinde davalı hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde sözleşme dayanak gösterilmek suretiyle takip tarihinden itibaren 20.099,12-USD asıl alacağın yıllık %7,00 temerrüt döviz faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, ödeme emrinin davalıya, 11/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 14/05/2015 tarihli dilekçesi ile takibe, yetkiye, borca ve faiz oranına itiraz ettiği, davalı tarafından süresinde yaptığı borca itiraz üzerine takip durmuş ve buna göre itirazın iptali istemli davada hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Taraflar arasında varlığı uyuşmazlık dışı olan 07/07/2010 tarihli acentelik sözleşmesi ile; davalı acenteye davacı sigorta şirketi tarafından ayrıca bildirilecek limit ve riziko kabul şartları dahilinde yangın, nakliyat, makina montaj, kaza ve tarım sigortası branşlarında poliçe düzenleme yetkisi verilmiştir. Acentenin 1 ay içerisinde iptal veya davacıya iade edilmeyen sigorta poliçelerinin primlerini tahsil etmiş sayılacağı, acenteye yapacağı sigorta işleminden dolayı belirlenen komisyon yüzdeleri üzerinden komisyon verileceği, acentenin bu komisyonlara sigorta primlerinin davacı şirkete tamamen ödenmiş olması şartıyla hak kazanacağı, acentenin tahsil ettiği primlerin komisyon ve ilgili vergiler düşüldükten sonraki kalan kısmının bildirilen sürelerde davacı şirketin banka hesaplarına yatıracağı, keza davacı sigorta şirketinin sözleşmeyi her zaman tek taraflı olarak fesih hakkının bulunduğu, fesih nedeniyle acentenin bir hak, zarar ziyan, tazminat, komisyon, portföy hakkı, mahrum kalınan kar ya da maddi manevi zarar karşılığı kar kaybı ve benzeri taleplerde bulunamayacağı taraflarca hüküm altına alınmıştır. Tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına nazaran, davacı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfını haiz bulunduğu, davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmayıp, sahibi aleyhine delil vasfında olduğu tesbit edilmiştir. Davacı sigorta şirketi nezdindeki davalı acenteye ait hesapların Acentele Prim Hesabı TL, Acentele Prim Hesabı USD, Acentele Prim Hesabı Euro, Acente Prim Dışı Hesabı TL, DASK Prim Hesabı TL, Komisyon Tahakkuk Hesabı TL ve Komisyon Tahakkuk Hesabı USD, Ödenecek Komisyon Hesabı TL, Ödenecek Komisyon Hesabı USD, Ödenecek Komisyon Hesabı Euro, Sanal Post Depo Hesabı TL adı altına 11 ayrı hesapta takip ettiği, Acenteler Prim hesabı TL hesabında ilgili hesabın 07/05/2015 takip tarihi itibariyle 1.755.234,63 TL borç bakiyesi verdiği, acenteler prim hesabı USD hesabının yine takip tarihi itibariyle 34.586,85 USD borç bakiyesi verdiği, acenteler prim hesabı Euro hesabının takip tarihi itibariyle 130.586,90 Euro borç bakiyesi verdiği, acente prim dışı hesabının yine takip tarihi itibariyle 1.112,31 TL borç bakiyesi verdiği, DASK prim hesabı TL hesabının takip tarihi itibariyle 9.804,37 TL borç bakiyesi verdiği, komisyon tahakkuk hesabı TL hesabının takip tarihi itibariyle 168.760,11 TL alacak bakiyesi verdiği, komisyon tahakuku hesabı USD hesabının takip tarihi itibariyle 13.984,36 USD alacak bakiyesi verdiği, ödenecek komisyon hesabı TL hesabının takip tarihi itibariyle 307.943,25 TL alacak bakiyesi verdiği, ödenecek komisyon hesabı USD ve Euro hesaplarının da sırasıya 503,37 USD ve 10.536,37 Euro alacak bakiyesi verdiği, sanal post depo hesabı TL hesabının da takip tarihi itibariyle 5.378,56 TL alacak bakiyesi verdiği, bu bakiyelerin acente tarafından üretimi yapılan poliçe prim borçları için sigortalılar tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak ve yapılan ödemeler acente borcundan düşülmek suretiyle ulaşılan sonuç miktarlar olduğu hususları tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda bilgileri sunulan sigorta poliçeleri de belirtilmek suretiyle TL, USD ve Euro hesap bakiyeleri ayrıntılı olarak tablo halinde gösterilmiş olup, TL, USD ve Euro cinsinden hesapların TL karşılıkları birleştirildiğinde 07/05/2015 takip tarihi itibariyle 2.257.893,24 TL borç bakiyesi verdiği ve davacının bu tutar kadar davalıdan alacaklı olduğu, poliçe bilgileri ve prim tutarları da belirtilmek suretiyle tespit edilmiştir. Davalı acentenin kayıtları üzerinde yapılan incelemede de takip tarihi itibariyle davacı şirkete 2.157.238,04 TL borçlu gözüktüğü tespit edilmiş ancak davalı tarafça poliçe bazında ayrıntılı bilgi ve belge sunulmamıştır. Keza taraflar arasındaki bakiyelerdeki 100.655,20 TL farkın bazı işlemlerin taraf kayıtlarına 07/05/2015 takip tarihi öncesi ve sonrasına kaydedilmiş olmasından kaynaklandığı davalı tarafça sunulan hasar ödemeleri savunması bakımından yapılan hasar ödemelerinin bir kısmının doğrudan sigorta şirketi tarafından sigortalılara ödendiği, bazı hasarlardan sigortalılar tarafından vazgeçildiği ve yine bazı hasarların da muafiyet altı olduğu ve buna göre ilgili tüm hasarların acentenin cari hesabıyla bir ilgisinin bulunmadığı, bunun dışında davalı acente tarafından da bu kapsamda yapılmış bir ödeme var ise buna dair bilgi ve belgenin de ibraz edilmemiş olması karşısında ve davalı yanın usulüne uygun tutulmamış ve sahibi aleyhine delil teşkil edecek nitelikteki ve davacı sigorta şirketinin usulune uygun tutulan ticari defter ve dayanak kayıtları kapsamına göre asıl dava ile birleşen 2015/610 Esas sayılı dosyada takip tarihi itibariyle 120.050,53 Euro alacaklı olduğu, birleşen 2015/611 Esas sayılı dosyada takip tarihi itibariyle 20.099,12 USD alacaklı olduğu ve asıl davada da davacının 1.755.234,63 TL cari hesap alacağının bulunduğu tespit edilmiş olup açıklanan tüm bu sebeplerle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların kabulüne ve alacağın likit itirazın haksız olması karşısında davacı yararına %20 oranında icra inkar tazminatını tayinini de kapsar şekilde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Asıl davada davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 1.755.234,63 TL asıl alacak üzerinden iptali ile, takibin bu miktara takip tarihinden itibaren değişebilir oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle devamına, Hükmolunan alacağın %20’si oranında (351.046,00 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Birleşen 2015/610 Esas sayılı dosyasında, davanın kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 120.050,53 USD asıl alacak üzerinden iptali ile, takibin bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca yasal faiz yürütülmesi suretiyle devamına, Hükmolunan alacağın %20’si oranında (73.264,00 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Birleşen 2015/611 Esas sayılı dosyasında, davanın kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 20.099,12 USD asıl alacak üzerinden iptali ile, takibin bu miktara takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4-a maddesi uyarınca yasal faiz yürütülmesi suretiyle devamına, Hükmolunan alacağın %20’si oranında (10.918,00 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı asıl ve birleşen davalarda davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Bilirkişi SMMM …’un raporda uzmanlığı haricindeki konularda inceleme yapmak suretiyle kanaatini bildirdiğini, bilirkişinin bu davranışı yetki gasbı oluşturduğunu, raporun tarafsızlığına, bilimselliğine ve objektifliğine gölge düşürdüğünü, bu nedenle itiraza konu işbu raporun hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, Bilirkişinin dosyaya sunduğu raporun 5’inci sayfasında; “SÖZLEŞME İNCELEMESİ” başlıklı kısımda taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi UZMAN BİR HUKUKÇU gibi inceleyerek “… Sigortanın sözleşmeyi her zaman tek taraflı olarak fesih hakkının olduğunun, fesih sebebiyle acentenin bir hak, zarar, ziyan, tazminat, komisyon, portföy hakkı, mahrum kalınan kar , maddi manevi zarar karşılığı kar kaybı ve benzeri taleplerde bulunmayacağının kararlaştırıldığı görülmüştür” şeklinde kendi uzmanlık alanı ile ilgili olmayan konularda kanaat bildirdiğini, Yine bilirkişi raporunun 26’ncı sayfasında; “Davalı tarafından dava dosyasına sunulan ve hesaptan düşmediği iddia edilen, davalı tarafından takip tarihinden sonra 30.09.2015 ve 31.10.2015 tarihinde kayıt altına alınan toplam tutarı 1.192.877,48-TL olan hasar listesine ilişkin olarak davacı sigorta şirketi nezdinde yapılan incelemede; listede, hasar dosya numarası veya sigorta poliçe numarası bilgisi yer alan hasarlara ilişkin olarak yapılan çalışma sonuçları aşağıda sunulmuştur” şeklindeki beyanı ile sigorta ve hasar konularında uzman bir bilirkişi gibi kanaat bildirdiği, uzmanlığı haricindeki konularda kanaat bildirilen bilirkişinin hazırlamış olduğu bu raporun hükme esas alınması mümkün olmadığını, Yine bilirkişi SMMM … tarafından raporun 27’nci sayfasında hazırlanan tabloda; hasar dosyalarına ilişkin “TEMİNAT DIŞI”, “SİGORTALI TALEBİNDEN VAZGEÇMİŞ”, “ZAMAN AŞIMI-EKSİK EVRAK”, “HASAR … SİGORTA’YA AİT DEĞİLDİR” şeklinde uzmanlığı bulunmayan bir konuda kanaatini bildirdiğini, Konusunda uzman bilirkişi tarafından hasar dosyalarına ilişkin gerekli incelemeler yapıldığında bilirkişi SMMM … tarafından hazırlanan rapordaki bedellerde müvekkili şirketin borcu olmadığı açıkça tespit olunacağını, bu hususta müvekkili şirket kayıtları üzerinde yerinde inceleme talep ettiklerini, Bilirkişi SMMM … tarafından hazırlanan raporun 28’inci sayfasındaki “SONUÇ” kısmında davacının, davalıdan; “- Huzurdaki dava ile birleşen İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/610 E. Sayılı dosyasından 06.05.2015 takip tarihi itibariyle 120.050,53-EURO alacağı, – Huzurdaki dava ile birleşen İstanbul 8 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/611 E. Sayılı dosyasından 06.05.2015 takip tarihi itibariyle 20.099,12-USD alacağı, – Asıl dava dosyasından ise, 07.05.2015 takip tarihi itibariyle 1.755.234,63-TL cari hesap alacağının bulunduğu” şeklinde kanaat bildirildiğini, Bilirkişi SMMM … tarafından hazırlanan rapor kapsamında da belirtilen hasar ödemelerine ilişkin konusunda uzman bir bilirkişi vasıtasıyla yapılacak inceleme neticesinde müvekkili şirketin davacı sigorta şirketine yukarıda belirtilen rakamlarda borcu bulunmadığı açıkça tespit olunacakken taleplerin reddi, eksik inceleme teşkil etmekte olduğunu, Son olarak; müvekkilinin ticari defterlerinin usûlüne uygun olmadığını, eksik tasdikler olduğunu ve delil vasfı olmadığını ifade eden bilirkişi, bu hususta da yanılgı yaratmakta olduğu, müvekkilinin 2010-2015 yılları arasındaki defterlerinin tamamını tasdikli ve birbirini teyit eder şekilde ibraz ettiğini, bir tek 2010 yılı kebir defteri arşivde bulunamadığını, eksik tasdik iddiası ise tamamen gerçek dışı olduğunu, dolayısıyla lehine delil olarak kabulü gerekmekte olduğunu, Bilirkişi SMMM … tarafından hazırlanan raporun reddi ile yeni seçilecek Mali Müşavir ve Sigorta Uzmanı bilirkişiden oluşacak heyete dosyanın tevdii ile yeniden rapor alınmasına karar verilmesini talep etmelerine rağmen mahkemenin rapora dayanak hüküm kurduğunu, Hüküm hatalı olup, icra takibinde ileri sürülen taleple hükmedilen bedelle örtüşmediğini, Döviz alacağında hangi tarihli kurun esas alındığı, icra inkar tazminatının yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin ne şekilde hesap edildiğinin denetlendiğini, Hükmolunan faiz miktarının taleple bağlılık kuralıyla örtüşmediğini, Birleşen hiçbir davada alacağın, likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini, işbu sebeple de icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, Dava boyunca ifade ettikleri üzere, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklı edimlerini tam olarak yerine getirdiğini, bunca dönem davacının sözleşmeyi feshetmemesinin bunun göstergesi olduğunu, Daha da önemlisinin, prim alacağı olduğu iddiasında olan bir sigortacının, ekranlarını kapatıp müvekkilinin yetkisini derhal elinden alabilecekken, akdi ilişkiyi sürdürmekle, çelişkiye düşmekte olduğunu, Çalışma dönemi müddetince hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeyen, bildirim yapmayan, talepte bulunmayan davacının taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, Zaman aşımı ve yetki itirazının reddi de usule aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl ve birleşen davalar, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinden kaynaklanan prim alacaklarının tahsili talebiyle başlatılan icra takiplerine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada, acentelik sözleşmesi ve cari hesaptan kaynaklanan prim alacağının tahsili talebiyle davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 1.796.169,35- TL alacak için genel haciz yoluyla 07/05/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine asıl davaya konu itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.Birleşen 2015/610 Esas sayılı dava dosyasında, acentelik sözleşmesi ve cari hesaptan kaynaklanan prim alacağının tahsili talebiyle davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 120.050,53 EURO alacak için genel haciz yoluyla 07/05/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Birleşen 2015/611 Esas sayılı dava dosyasında, acentelik sözleşmesi ve cari hesaptan kaynaklanan prim alacağının tahsili talebiyle davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 20.099,12-USD alacak için genel haciz yoluyla 07/05/2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Davacı ile davalı şirket arasında 07/07/2010 Tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığı görülmüştür. Sözleşmenin SİGORTA PRİMLERİ başlıklı 11.Bölümün Tahsilat Başlıklı A Maddesinde;”Sigorta Primlerinin peşin tahsili esastır.Primin taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ; taksitlerin miktarı,kesin ödeme zamanı ve vadesinde ödenmemesinin sonuçları poliçe ile birlikte yazılı olarak sigorta ettirene bildirilir veya poliçe üzerine yazılır. Acente, tahsil ettiği primlerin komisyon ve ilgili vergiler düşüldükten sonra kalan kısmını, … GENEL SİGORTA ile kararlaştırılan veya … GENEL SİGORTA tarafından ayrıca bildirilecek sürelerde … GENEL SİGORTA adına açılmış banka hesabına yatırmak ya da diğer yollarla, … GENEL SİGORTA’ya teslim etmek zorundadır,” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmenin FESHİ VE NETİCELERİ başlıklı 22 Maddesinde;” … GENEL SİGORTA, iş bu sözleşmeyi her zaman, tek taraflı olarak ve hiçbir koşul aranmaksızın feshetmeye yetkilidir…,” hükmü düzenlenmiştir. Sözleşmenin İHTİLAFLARIN HALLİ başlıklı 26 Maddesinde;”İş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı, ACENTE ile … SİGORTA arasında ortaya çıkabilecek ihtilafların çözümünde, Beyoğlu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkilidir…. GENEL SİGORTA ile ACENTE arasında ortaya çıkabilecek olan her türlü ihtilafda … GENEL SİGORTA’nın defter ve kayıtları esas alınacak, bunlara itibar edilecektir.Taraflar bunu şimdiden delil şartı olarak kabul ederler,” hükmü düzenlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan acente sözleşmesinin tarihi göz önüne alındığında; uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak kanun sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK hükümleridir. 6762 Sayılı TTK ‘nun 116 ve devamı maddelerinde acentelik sözleşmesinden doğan hak ve borçlar düzenlenmiş olup, acentenin borçlarından birisi müvekkiline ait olan paranın gönderilmesi, müvekkilinin borcu ise acentenin hak ettiği ücreti zamanında ödemesidir. Acentelik sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise; taraflar hak ve borçlarını TTK hükümlerine göre birbirlerinden isteyebileceklerdir. Davacı tarafından davalı muhataba Beyoğlu … Noterliğinden çekilen 21/04/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile;”…ihtarname tarihi itibariyle sigorta şirketine olan toplam vadesi geçmiş peşin borcun 1.137.598,74 TL. 51.521,32 USD., 120.065,58 EURO olduğu, 15 gün içerisinde ödenmesi …,” ihtar edilmiştir. Davacı tarafından davalı muhataba Beyoğlu … Noterliğinden çekilen 12/05/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile;”sözleşmenin 22 maddesi ve TTK. 121 Maddesi uyarınca tek taraflı olarak borcun ödenmemesi haklı sebebi ile sözleşmenin fesih edildiği…,” ihtar edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/13-785 Esas 2016/145 Karar sayılı 10/02/2016 tarihli kararında da belirtildiği üzere, HUMK’ın yürürlükte olduğu tarihte imzalanmış olan yetki sözleşmeleri ile ilgili olarak diğer şartların bulunması halinde HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda yetkiye ilişkin olarak HMK’nın 17 maddesi hükümleri uygulanacaktır. Yargıtay 11 ve 19 Hukuk Dairelerinin istikrar kazanmış kararlarına göre; HUMK döneminde yapılmış olsalar bile tacirler arasında yapılmış olan yetkiye dair sözleşmeler HMK döneminde de geçerli olup anılan kanunun 17. maddesinde ;” Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır,”hükmü düzenlenmiş olup anılan kanunun 17. maddesine göre aksi kararlaştırılmadığı sürece ancak yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemelerde dava açılabilir. Taraflar arasında imzalanan 07/07/2010 tarihli ACENTELİK Sözleşmesi’nin 26. maddesinde;”’İş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı, ACENTE ile … SİGORTA arasında ortaya çıkabilecek ihtilafların çözümünde, Beyoğlu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkilidir,” HÜKMÜNÜN DÜZENLENDİĞİ düzenlendiği, davanın Acentelik Sözleşmesi’nden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu, buna göre HMK.17 madde uyarınca yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, mahkemelerin birleşmesi sonucu Beyoğlu Mahkemeleri İstanbul Adliyesi bünyesinde birleştiği, buna göre İstanbul icra müdürlükleri ve mahkemeleri yetkili olduğundan, mahkemece yetki itirazının reddine yönelik verilen karar yerinde olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Asıl ve birleşen davalara konu alacaklar acentelik sözleşmesinden kaynaklı olup 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, sözleşme tarihi ve icra takip tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımının dolmadığı, icra takibiyle zamanaşımının kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı ve dava tarihi itibariylede zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, mahkemece zamanaşımı definin reddine yönelik verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. HMK 266 maddesindeki “Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir…” ve yine HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi raporları içeriğindeki tespitler ile taraflar arasında akdedilen “Acentelik Sözleşmesi”nin 26. ncı maddesinde taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkilerinin belirlenmesinde … GENEL SİGORTA şirketinin defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kararlaştırılmış bulunduğunun belirtilmesine ve davalı tarafça davacıya ait defter kayıtlarındaki bilgilerin aksini ispatlayacak geçerli bir delilin de sunulmadığının anlaşılmasına göre (Yargıtay 11 HD.nin 2006/13714 Esas, 2008/1569 Karar sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.), taraflar arasında düzenlenen ACENTELİK SÖZLEŞMESİ uyarınca davacının davalıdan prim alacakları olduğu mahkemece kabul edilmiş ve kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; mahkeme kararının gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen davalarda davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl ve birleşen davalarda alınması gereken toplam 148.652,81.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 37.164,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 111.488,81.TL’nin asıl ve birleşen davada davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 01/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.