Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/987 E. 2021/333 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/987
KARAR NO : 2021/333
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/42 Esas – 2018/1305 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında akde- dilen 01/09/2015 tarihli WEB Acenteliği Satış Sözleşmesi gereğince ,müvekkilinin “XML servisi üzerinden sadece kesin rezervasyon kayıtları oluşturmak, … tarafından belirlenen formatta elektronik bilet düzenleyerek yolcuya sunmak, aynı zamanda elektronik bilette yer alan kayıtların eksiksiz doldurulmasını sağlamak, yolcunun iletişim bilgisini sisteme eksiksiz kaydetmek” ile yü- kümlü olduğunu, sözleşmenin 4.5 ve 4.7 md gereğince müvekkili şirket tarafından davalıya farklı tarihlerde nakit ödemeler yapıldığını, davalının bu oranda müvekkili şirkete XML servisi üzerinden bilet satışı yapabilme yetkisi verdiğini, 24/04/2017 tarihinde müvekkili şirkete gönderilen mail ile ” … Hava Yolları’nın tarifeli uçuşlarını geçici süre ile durduğunun ve müvekkili şirketin invoice hesabında satış yapılmak üzere bulunan bakiyesinin iade edileceği”nin bildirildiğini, bu açıklama üzerine 24/04/2017 tarihinden itibaren bilet satışlarının belirsiz bir süre durdurulduğunu ve sözleş- menin ifasının müvekkili şirket açısından imkansız hale geldiğini, sözleşme gereği daha öncesinden ödenen ve davalı uhdesinde bulunan 49.889,89 TL’nin iade edilmemesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını, yapılan takibin haksız itirazın ise yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/12/2018 tarih ve 2018/42 Esas – 2018/1305 Karar sayılı kararı ile;
” ….Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında davalı şirketin tarifeli uçuş biletlerinin satışının davacı tarafça yapılması hususunda WEB Acenteliği ilişkisinin bulunduğu, süregelen bu ilişkinin Borajet Havayolları’nın tarifeli uçuşlarının durdurulması nedeniyle sona erdiği, ancak davacı şirketin invoice hesabında satış yapılmak üzere bulundurulan ve iade edileceği bildirilen bakiyenin iade edilmediği, bu hususta başlatılan takibin davalı/ borçlunun itirazı üzerine durduğu, davacının takip tarihi itibariyle – invoice hesabındaki bakiyeden kaynaklanan- 49.889,89 TL alacağının bulunduğu, davacının takip talebinde fazlalık ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile;
” 1-Davanın KABULÜNE, Davalı/ borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 49.889,89 TL’ lik borca vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20′ si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, … “karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, “davayı aydınlatma yükümlülüğünü” yerine getirmeksizin, eksik ve hatalı incelemeye dayalı bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesis ettiğini, deliller eksik incelenerek verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, davacı yanın ticari defterleri ile müvekkili şirket ticari defterlerinin birbirini doğrulamadığının tespit edildiğini, ticari davalarda birbirini doğrulamayan kayıtların delil olarak kabul edilemeyeceğin, bu nedenle tarafların ticari defter kayıtları delil niteliğine haiz olmayıp, hükme esas alınamayacağını, Müvekkili şirketçe davacı tarafa ödenmesi gerekli herhangi bir borç olmadığı gibi, icra takibine itirazın da yerinde olduğunu, davacı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, Müvekkili şirkete fatura kesilmiş olmasının alacağı tek başına ispatlamayacağını, kabul anlamına gelmemekle beraber, davacının icra takibine konu ettiği faturaların dosyaya sunulduğu bir an için kabul edilse dahi; sadece faturanın tebliğ edilmesi ve itiraz edilmemesinin akdi ilişkinin varlığını ispatlamayacağını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, WEB Acenteliği Satış Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilince istinaf aşamasında Dairemize sunulan dilekçe ile, müvekkili şirketin Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1164 Esas 2019/1056 karar sayılı 7/11/2019 tarihli kararı ile iflasına karar verildiği belirtilerek, iflas kararı dosyaya ibraz edilmiş ise de, UYAP ortamından yapılan sorgulamada, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2021/16 Esas 2021/279 Karar sayılı 25/02/2021 tarihli kararı ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1164 Esas 2019/1056 Karar 07/11/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1a.4 maddesi uyarınca, kesin olmak üzere kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.Bu şekilde, iflas kararı bozulmakla, iflastan önceki duruma geri dönüldüğünden (yani iflasın açılmış olmasının sonuçlarının sona erdiğinden), davalı şirketin davayı takip yetkisinin ve taraf sıfatının bulunduğu kabul edilerek istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacının, taraflar arasında davalı şirketin tarifeli uçuş biletlerinin satışının davacı tarafça yapılması hususunda WEB Acenteliği ilişkisinin bulunduğu, bu ilişkinin davalı şirketin tarifeli uçuşlarının durdurulması nedeniyle sona erdiği, ancak davacı şirketin invoice hesabında satış yapılmak üzere bulundurulan ve iade edileceği bildirilen bakiyenin iade edilmediği, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de davalı tarafça itiraz edildiği belirtilerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden tarafların ticari defterleri incelenmek suretiyle alınan rapor doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği görülmektedir. Mahkemece de tespit edildiği üzere, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterlerine göre davacının davalıdan 49.889,89 TL alacağı bulunduğunun sabit olduğu, ilk derece mahkemesi kararında, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, sırf fatura tanziminin alacağı ispatlamayacağı yönünde istinaf sebebi ileri sürülmüş ise de, icra takibi ve davanın fatura alacağına dayanmadığı, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.407,97 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından yatırılan 851,40 TL (44,40TL+807,00TL) harcın mahsubu ile bakiye 2.556,57 TL istinaf karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.