Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/941 E. 2021/328 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/941
KARAR NO: 2021/328
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/199 Esas – 2018/776 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 09/07/2013 tarihli Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve sözleşme hükümleri gereğince müvekkilince davalıya kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça, davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/07/2018 tarih ve 2017/199 Esas – 2018/776 Karar sayılı kararı ile; “…Bankacı bilirkişi marifeti ile kayıtlar üzerinde yapılan inceleme ve düzenlenen ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanan rapora göre davacı tarafından davalıya taksitli ticari kredi sözleşmesi kapsamında 36 ay vadeli sabit ödemeli 38.000,00 TL kredi kullandırıldığı, kullandırılan krediden dolayı 24 adet taksidin ödendiği , bu ödemelerden sonra davalı borcunun 14.103,73 TL olarak kaldığı, sözleşme gereğince aylık faiz oranının % 2 yıllık % 24 olarak belirlendiği, takip tarihine kadar sözleşme gereğince muacceliyet gerçekleşen taksit alacağının 4.527,50 TL olup, takip tarihine kadar işlemiş faizin 223,90 TL ve 11,19 TL işlemiş faiz talebi olmak üzere toplam 4.762,59 TL üzerinden itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacak miktarına sözleşme gereğince % 24 gecikme faizi uygulanması gerektiği, davalının İİK 67/2 maddesi gereğince inkar edilen asıl alacak likit olmakla 4.527,50 TL’nin % 20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile; ” Davanın kısmen kabulü ile, Davalının İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapımış olduğu itirazın 4527,50 TL asıl alacak, 223,90 işlemiş faiz, 11,19 faizin bsmv’si olmak üzere toplam 4762,59 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına,takip tarihinden itibaren asıl alacağa %24 gecikme faizi uygulanmasına, Davalının İİK 67/2 maddesi gereğince inkar edilen asıl alacak 4527,50 TL’nin %20 oranın tazminat ile mahkumiyetine davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin Reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ticari davalarda muacceliyet şartı ile tüketici davalarında muacceliyet şartının farklı olduğunu, bilirkişi raporunda da hatalı değerlendirme yapıldığını, rapora itirazlarını sunarak yeni rapor alınmasını talep ettiklerini, ancak mahkemenin, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu tespit edemediği gibi, itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi raporu da almadan eksik inceleme ile karar verildiğini, Mahkemece, davalı şirkete ihtarname keşide edilmediği ve kredi ilişkisinden kaynaklanan borcun tamamının muaccel hale gelmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki borç ilişkisinin taksitli ticari krediden kaynaklandığını ve sözleşmede muacceliyet koşullarının düzenlendiğini, ticari kredilerde, hesap kat ihtarı gönderilmeden yasal takibe geçilmesi durumunda, sözleşme hükümlerine göre takip açılışı ile birlikte hesabın kat edildiğini, mahkemenin bu hususu gözetmediğini, Taksitli ticari kredi sözleşmesinde “muacceliyet” başlığıyla yapılan düzenlemede; “kredi kullananın geri ödeme planında belirtilen herhangi bir taksiti kısmen dahi ödemede temerrüde düşmesi ve/veya sözleşmede yer alan hükümlerden herhangi birine riayet etmemesi halinde herhangi bir bildirime gerek olmaksızın tüm alacak muaccel olur. Bu durumda …, kalan borcun tümünü talep etme hakkını saklı tutar” hükmü bulunduğunu, bu hükme öncelikle geçerlilik tanınacağını, bankalar tarafından verilen belirli bir vadeye bağlı ticari taksitli kredilerde, borcun muaccel olması için ekstra ihtarname keşide edilmesine gerek olmadığını, eğer kredi Rotatif Kredi ise, yani vadesi olmayan bir kredi ise, muaccel hale gelmesi için banka tarafından hesabın kat edilmesi, ihtarname gönderilmesi ve bu ihtarnamenin tebliğ edilmiş olması gerektiğini, davalı şirket ve müteselsil kefile ise, belirli bir vadeye bağlı kredi kullandırıldığını, Yargıtay tarafından da ticari uyuşmazlığa ilişkin konularda muacceliyet koşulları değerlendirirken, kredi ilişkisinin ticari kredi olup olmadığına ve sözleşmede muacceliyet şartlarının düzenlenip düzenlenmediğine göre karar verilmesi gerektiğinin benimsendiğini (Yargıtay 19. HD. 01/07/2015 tarih ve 2014/12350 Esas – 2015/9736 Karar ) belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda, müvekkili adına ihtarname keşide edilmediği, kefil adına ihtarname keşide edildiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirket adına ihtarname keşide edilmediğinden müvekkilinin borcunun muaccel olmadığını, davacı bankanın, kötüniyetli olarak muaccel olmayan alacak hakkında icra takibi başlattığını, bu sebeple takibin iptali gerekirken ilk derece mahkemesince verilen kısmen kabul kısmen red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen red edilmesine rağmen, reddedilen tutar üzerinden tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek,
İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça davalı şirkete dava dışı …’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefaleti ile imzalanan Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesi kapsamında 36 ay taksitli sabit ödemeli 38.000,00 TL Taşıt Kredisi tahsis edildiği, kredinin ilk 24 taksidinin ödendiği, kalan kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine davacı tarafça hesabın kat edilerek kefil …’ye ihtarname keşide edildiği, çıkartılan ihtarnamenin tebliğ edilemediği, borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile; davacının davalı şirket aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla 15.442,60 TL asıl alacak, 11,19 TL BSMV, 223,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.677,69 TL alacağın tahsili için 01/12/2015 tarihinde icra takibi başlattığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; hesap kat ihtarnamesinin borçlu davalı şirket adına değil kefil adına keşide edilmesi nedeniyle ihtarnamede verilen sürenin borçlu davalı için geçerli olmadığı, kefil için çıkartılan ihtarname de tebliğ edilemediğinden bu hali ile vadesi gelmemiş borçlar için muacceliyetin gerçekleşmediği, kredinin ilk 24 taksidinin ödenmesiyle davalının ödenmemiş taksit tutarının 14.103,73 TL olduğu, ancak vadesi gelmemiş taksitler yönünden muacceliyet gerçekleşmediğinden, takip tarihi itibarı ile vadesi gelmiş olan taksitlere göre davacı alacağının 4527,50 TL asıl alacak, 223,90 işlemiş faiz, 11,19 BSMV olmak üzere toplam 4.762,59 TL olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin ticari kredi olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin “muacceliyet” başlığıyla yapılan düzenlemesinde; “Kredi kullananın geri ödeme planında belirtilen herhangi bir taksiti kısmen dahi ödemede temerrüde düşmesi ve/veya sözleşmede yer alan hükümlerden herhangi birine riayet etmemesi halinde herhangi bir bildirime gerek olmaksızın tüm alacak muaccel olur. Bu durumda …, kalan borcun tümünü talep etme hakkını saklı tutar” hükmü yer aldığı görülmektedir. Anılan sözleşme hükmüne göre, hesabın katı anında alacak muaccel hale gelir. Hesabın katı ihtarnamesinin tebliği ise temerrüdün başlangıcı yönünden hüküm ifade eder. Muacceliyet ile temerrüt farklı kavramlar olup hukuki sonuçları da birbirinden farklıdır. Somut olayda; hesap kat edilmiş olmakla sözleşmeden doğan davacı alacağı muaccel hale gelmiş olduğundan icra takibi başlatılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, hesabın kat edilmesi ile alacağın muaccel hale geldiği nazara alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna göre ve yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması ve kabule göre de, davanın red edilen kısmı yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun değildir. İlk derece mahkemesince delillerin toplandığı, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığı, bilirkişi raporunda 4.527,50 TL asıl alacak için talep edilebileceği belirlenen işlemiş faiz ve BSMV miktarlarının, icra takip talebinde istenilenden daha fazla olduğu nazara alınarak ve taleple bağlı kalınarak, davacı tarafça icra takip tarihi itibarı ile 14.103,73 TL asıl alacak, 11,19 TL BSMV, 223,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.338,82 TL talep edilebileceği, bu hali ile davanın kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, tarafların istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 04/07/2018 tarih ve 2017/199 Esas 2018/776 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapımış olduğu itirazın 14.103,73 TL asıl alacak, 223,90 TL işlemiş faiz, 11,19 TL BSMV olmak üzere toplam 14.338,82 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %24 gecikme faizi uygulanmasına, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen 14.103,73 asıl alacağın %20’si oranında 2.820,74 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gerekli 979,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 267,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 711,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 299,14.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 101,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 901,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına (%91 kabul) göre 820,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar yönünden hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen miktar yönünden hesap ve taktir olunan 1.338,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 10-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 11-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde taraflara iadesine, 12-Davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-Davalı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 17,63 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş dönüş gideri olmak üzere; toplam 138,93 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 14-Artan gider avansı bulunması halinde, talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 15-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.