Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/937 E. 2019/721 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/937
KARAR NO : 2019/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/1102 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
TALEP : İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili adına sahte kredi hesabı açıldığını, açılan kredinin müvekkili tarafından kullanılmadığını, davalı bankanın bu kredilerin normal yollardan ve müvekkili tarafından kullanıldığını iddia ettiğini, müvekkili aleyhine davalı tarafından dava açıldıktan sonra icra takibi yapıldığını, ayrıca davalı bankanın Kars şubesinin bazı çalışanları tarafından davacının mevduat ve kredi hesaplarından çok sayıda zimmetle para çekildiğini belirterek davacının hesabından gerçekleştirilen sahte işlemlerin ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacının uğradığı zararların tazminini talep etmiş ve yargılama süresince hesaplara faiz ve ferilerin işletilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/02/2019 tarih 2018/1102 Esas sayılı ara kararında; ” … Davanın bankanın zararlı eylem ve işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, davacı hakkında başlatılan icra takibinin konusu ile dava konusu tazminat taleplerinin farklı olduğu, İİK 72. madde kapsamında davalı aleyhine açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığı, menfi tespit davasına bakan mahkemenin verebileceği takibin durdurulmasının önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının mahkememizce verilmesinin uygun olmadığı…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Firma olarak …, … ve … sayılı KMH kredisinden haberlerinin olmadığını, Dosyaya sunulan 09/04/2012 tarihli ibraname adı altında belgenin şirket yetkilisi …’ na imzalatıldığını ve davalı banka müfettişi tarafından da paraf edilerek Teftiş Kurulu mühürü ile mühürlendiğini, Bu belgenin davalı bankanın temsil yetkisi bulunmayan müfettişi tarafından imzalandığını ve belgenin yasal olarak ibraname koşullarına uymadığını, Dosyaya mübrez 04/01/2017 tarihli Grafoloji raporunda miktarların …elinden çıkmadığının açıkça ifade edildiğini, tutarın müvekkiline faizi ile birlikte ödenmesinin gerektiğini, kasada bulunan paraların alınarak bankadan ayrılmanın basit zimmet suçunu oluşturduğunu, Davalı banka kayıtlarına güvenilmemesi gerektiğini, bankacılık mevzuatına aykırı olarak iç denetim ve gözetim görevinin yerine getirilmediğini, banka kayıtlarının delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Zimmet Faili … tarafından gerçekleştirilen usul ve yasa dışı işlemler bağlamında bazı banka müşterilerine ve müvekkillerine haberleri olmadan usulsüz kredi açıldığının anlaşıldığını, bu kredilerin müvekkili tarafından kullanılmadığını, Banka müfettişlerinin ve bilirkişi tarafından incelemenin eksik yapıldığını, bu raporlara istinaden hüküm tesis edilemeyeceğini, Davalı bankanın kanuni zorunluluk olmasına rağmen müvekkiline hesap özetleri göndermediğini, müvekkilinin zimmet olaylarından bu yüzden haberdar olmadığını, banka yetkilileri tarafından da bu durumun kontrol edilmediğini, bankanın adam çalıştıran sıfatıyla olayın faili …verdiği zararlardan sorumlu olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından davacının dilekçesinin, taleplerinin ve beyanlarının dikkate alınmadığını, Aynı konu ve birleşen dosyalardan …. Ltd Şti’ nin açtığı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1022 E. Sayılı dosyasının Erzurum Asliye Ticaret 2018/98 D.iş dosyası ile kararının çıktığını ve istinaf ile kesinleştiğini, işbu kararda ceza mahkemesinin beklenmediğini, tedbirin red edilmediğini, incelemelerin ve bilirkişi raporunun anında alındığını ileri sürerek, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, faiz tahakkuklarının durdurulmasına, müvekkilinin davalı bankaya borcunun olmadığına, dava açmaya sebebiyet verdiği için davalının % 20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı bankanın Kars şubesinde davacı adına 05/05/2006 ve 11/07/2011 tarihinde açılan BCH kredisi hesabındaki işlemlerinin davacı tarafından yapılmadığının tespiti ve davacıya ait hesapta yapılan bir kısım işlemlerin davacıya ait olmadığı iddiası ile bu işlemlerden dolayı davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Uyuşmazlık konusu, ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilmiş olan ara kararın dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacı vekili, 12/02/2019 tarihli dilekçesinde davacı adına oluşan faiz tahakkuklarının durdurulması ve davacının borcu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, 25/02/2019 tarihli ara kararında davadan sonra davalı tarafından başlatılan icra takibinin durdurulmasının talep edildiğini ifade ederek davanın İİK 72. maddeye dayalı bir dava olmadığı gerekçesiyle tedbir talebini reddetmiştir. Mahkemenin gerekçesi davacının talebi ve dosya içeriği ile uyumsuzdur. Davacının kendisine ait olmadığını ve sahtelik yapıldığını öne sürdüğü kredi hesaplarının ve yapılan işlemlerin davacıya ait olmadığı belirlendiği takdirde zaten bunlardan dolayı borçlu olmadığı da tespit edilmiş olacaktır. Dava kabul edildiği takdirde davacının kendisine ait olmadığını öne sürdüğü hesaplardan dolayı adına tahakkuk eden faizlerin de hukuki bir dayanağı olmayacağından davacının aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektiren ve HMK 389 anlamında bir zorunluluk bulunmamaktadır. Dava derdest olup, davalı bankanın Kars Şubesinde görevli personelin yaptığı yolsuzluklara ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinde dava olduğu ve mahkemenin bu davayı bekletici mesele yaptığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; yargılamayı gerektiren talep karşısında, davanın sonucunda verilen hükmü karşılamayı amaçlayan ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ve HMK 390/3. maddesi uyarınca davanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat kuralının da karşılandığı kabul edilememekle birlikte, mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararın gerekçesi olaya uygun olmadığından değiştirilmesi gerektiğinden; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemenin tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b2 maddesi gereğince belirtildiği şekilde ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 25/02/2019 tarih ve 2018/1102 Esas sayılı ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, gerekçesi düzeltilmek suretiyle yeniden karar verilerek; 1- HMK’ nın 389 v.d – HMK 390/3. maddesindeki koşulların oluşmaması nedeniyle Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf talep eden davacıya iadesine, 3- Davacı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 42,00TL dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.