Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/924 E. 2021/326 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/924
KARAR NO : 2021/326
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2015/1430 Esas – 2018/350 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından 17/10/2014 tarihinde dava dışı … Lojistik Ticaret firması hesabına 27.000,00 TL EFT yapılmak üzere … Bankası kanalı ile … Bankası Pendik Şubesi’ne havale yapıldığını, ancak EFT tutarının … Bankası Pendik Şubesi tarafından gerekli eşleştirme ve kontroller yapılmaksızın alıcı … firması yerine 3. Bir kişi olan … isimli bir müşterinin hesabına geçirildiğini, … hesabına geçen bu parayı geri ödemediğini, EFT hesap no.su ve alıcı ismi bilgilerinde eşleşme olmadığında paranın bankaca havuzda bekletilerek havale lehtarına iade edilmesi gerekirken, bankanın gerekli kontrolleri yapmadan havale bedelini … isimli müşterinin hesabına geçirmesinden ötürü kusurlu bulunduğunu belirterek, 3. kişilerin uhdesine geçen 27.000,00.TL’nin işlem tarihi olan 17.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tamamen davacının talimatı ve iradesi doğrultusunda gerçekleşmiş olan EFT işlemi nedeniyle müvekkili bankaya bir kusur atfedilemeyeceğini, davacının, 17.12.2014 tarihinde müvekkili banka nezdìndeki … İBAN numaralı hesap numarası açıkça yazılmak sureti ile 27.000.0 TL’nin EFT yolu ile bankaya transferini gerçekleştirdiğini, hiç kimsenin kendi kusuru ile gerçekleşen bir neticeden kendi lehine sonuç çıkaramayacağını, davacının dava konusu EFT işleminin gerçekleşmesinden itibaren dava tarihine kadar geçen süre içerisinde bu işlem ile ilgili itiraz ve talepte bulunmadığını, EFT işleminin gerçekleştirildiği … İBAN numaralı hesabın … isimli müşteriye ait bulunduğunu ve bu hesaba geçirilen 27.000.00 TL. tutar üzerindeki hak ve tasarrufun … ait bulunması nedeni ile her türlü talebin … yöneltilmesi gerektiğini belirterek, davanın dava dışı … ihbarına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/03/2018 tarih ve 2015/1430 Esas – 2018/350 Karar sayılı kararı ile; ” Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, … Bankası dekontu, davalı banka kayıtları, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 17/10/2014 tarihinde … Bankası İnternet şubesini kullanarak … kira ödemesi açıklaması ile 27.000,00 TL göndermek istediği, ancak IBAN nosunun yanlış yazması nedeni ile EFT’nin davalı banka nezdinde hesabı bulunan dava dışı … hesabına transfer edildiği, davalı bankanın sorumluluğunun davacı tarafın müterafik kusuru dışlanarak tespit edilmesinin gerektiği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/04/2015 tarih, 2015/666 E, 2015/5414 K sayılı ilamı) gerekçeli denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeni ile hükme esas alınan 16/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının IBAN nosunu yanlış girmesi nedeni ile müterafik kusurunun bulunduğu, davalı bankasının ise kendi EFT havuzuna düşen paranın hesaba aktarılmadan önce hesap nosu ile alıcı bilgilerinin uyuşup uyuşmadığını kontrol yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeni ile kusurlu olduğu, davalı bankanın EFT bedeli üzerinden tespit edilen %70 oranındaki kusuruna tekabül eden 18.900,00 TL’den sorumlu olduğu, davalı bankanın eyleminin haksız fiil niteliğinde olması nedeniyle alacağa haksız fiil tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği, ayrıca davalının tacir olması ve tacirin borçlarının ticari olduğunun kabul edilmesi nedeniyle alacağa ticari faiz uygulanması gerektiği, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-17/12/2014 tarihinden itirabaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte 18.900,00.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, dosyada mübrez ve birbirleriyle çelişkili bilirkişi raporları dayanak gösterilmek ve esas alınmak suretiyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, Dava konusu EFT işleminin, tamamen davacının iradesi ve talimatı doğrultusunda gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili bankaya sorumluluk yüklenemeyeceğini, davacının 17/12/2014 tarihinde müvekkil banka nezdinde bulunan … IBAN nolu hesap numarasını açıkça belirtmek suretiyle 27.000-TL’ nin EFT yolu ile transferini gerçekleştirdiği, tamamen davacının talimatı ve iradesine uygun olarak gerçekleşen bu işlem nedeniyle müvekkili bankaya herhangi bir kusur ve sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını,Dava konusu edilen EFT işleminin müvekkili bankanın kusurundan/ hatalı işleminden kaynaklanmamasına rağmen; dosyada mübrez ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile müvekkil bankaya % 70 oranında kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, 16.10.2017 tarihli bilirkişi raporu ile, müvekkili bankanın EFT talimatında yazılı IBAN hesap numarası ile EFT muhatabının eşleşip eşleşmediğini kontrol etme yükü altında olması nedeniyle müvekkil bankaya dava konusu EFT işleminin gerçekleştirilmesinde % 70 oranında kusuru olduğuna kanaat getirilmesi (%70’lik oranın hangi veri ve kriterlere göre tespit edildiği belirli değildir) ve Yerel Mahkemenin de söz konusu kanaati kararında esas almasının hukuka aykırı olduğunu, Aynı bilirkişi raporunda davacıya EFT talimatının verilmesi sırasında IBAN hesap numarasının doğru yazılmayarak dava konusu EFT işlemine sebebiyet verdiğinin belirtildiğini, yani esasında dava konusu hatalı olduğu iddia edilen EFT işlemine davacının sebebiyet verdiğinin teyit ve tespit edildiğini, bu haliyle huzurdaki davaya davacının kusuru ile oluşan bir işleme ilişkin olması nedeniyle müvekkil bankaya kusur yüklenmesinin mümkün olamayacağını, davacının tamamen kendi kusuru ile oluşan bir hatanın neticelerine de yine kendisinin katlanması gerektiğini, yukarıdaki açıklamalarından vazgeçmemek kaydı ile, somut olayda bir müterafik kusur var ise, bu olaya davacının sebebiyet vermesi nedeniyle davacıya %30′ dan çok daha fazla oranda kusur ve sorumluluk atfedilmesi gerektiğini, Davacının, dava konusu EFT işleminden dava tarihine kadar geçen süre zarfında (aylarca) bu işlem ile ilgili en ufak bir itiraz ve talepte bulunmadığını, tek başına bu gerçeğin dahi dava konusu işlemin davacının talimatına ve iradesine uygun olarak gerçekleştiğini ayrıca teyit ettiğini, EFT işleminin hatalı olduğunu iddia eden davacının, basiretli bir tacir gibi hareket ederek, işlemle ilgili derhal harekete geçmesi gerekirken, aylarca bu işleme sessiz kalmasının, bu işleme icazet verdiği anlamına da geldiğini, Davada müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, EFT işlemine konu 27.000-TL üzerindeki tasarruf hak ve yetkisi tamamen …’na ait olduğundan, davacının bu para ile ilgili her türlü talebini …’na yöneltmesi gerektiğini, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Dosyanın ilk derece mahkemesine yetkisizlik kararı ile geldiğini, bu nedenle mahkemece hem davanın kısmen reddi nedeniyle hem de yetkisizlik kararı nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; sadece davanın reddedilen kısmına yönelik vekalet ücretine hükmedilerek, yetkisizlik kararı nedeniyle müvekkili banka lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, -Yerel Mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararının kaldırılmasına ve davanın tüm talepler yönünden reddine, yetkisizlik kararı nedeniyle müvekkili banka lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece de belirtildiği üzere; davacının, 17/10/2014 tarihinde .. Bankası İnternet şubesini kullanarak dava dışı …, kira ödemesi açıklaması ile 27.000,00.TL göndermek istediği, ancak IBAN no’sunu yanlış yazması nedeni ile EFT’nin davalı banka nezdinde hesabı bulunan dava dışı …’na transfer edildiği, dava konusu paranın … isimli şahıs tarafından davacıya ödendiğinin iddia ve ispat edilmediği, Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğin 7/2. maddesine göre, bankalara gelen ve alıcı hesap numarası IBAN olarak belirtilen para transferlerinde IBAN’ın doğrulanmasının zorunlu olduğu, dava konusu EFT talimatında, havale muhatabı olarak iki kez … firması ismine yer verildiği, havale işleminin yapıldığı hesap numarası ile bu hesabın sahibinin isminin eşleşmediği durumlarda, EFT işleminin yönetmelik hükümleri uyarınca reddedilmesi veya iade edilmesi gerekirken, EFT ile gelen para müşteri hesabına aktarılmadan önce hesap no’su ile alıcı bilgilerinin uyuşup uyuşmadığını kontrol yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı bankanın kusurlu olduğu, davacının da IBAN no’sunu yanlış girmesi nedeni ile müterafik kusurunun bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, sözkonusu olayın meydana gelmesinde, davalı bankanın %70, davacının ise %30 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği, mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen kusur oranları dikkate alınarak karar verildiği, olayın gelişimi ve dosya kapsamına göre belirlenen kusur oranları yerinde olup, bankalar güven kurumu olmakla, davalı bankaya söz konusu olay nedeniyle husumet yöneltilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin davanın esasına yönelik ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Yine, davalı vekili dosyanın ilk derece mahkemesine yetkisizlik kararı ile geldiğini, yetkisizlik kararına bağlı olarak müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de; HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca, yerel mahkemece verilen yetkisizlik kararı usule ilişkin nihai kararlardan olup davayı esas yönden sonra erdirmemektedir. Yetkili mahkemede davaya devam edilmesi halinde bu dava yeni bir dava olmayıp görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğindedir. Bu durumda kanun gereğince sonradan davaya bakan İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce ilk görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan vekâlet ücretinin hüküm altına alınmamış olmasında da bir isabetsizlik yoktur. (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-3004 Esas 2019/217 Karar)Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.291,06 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından yatırılan 322,76.TL (35,90TL+286,86TL) harcın mahsubu ile bakiye 968,3 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.