Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/914 E. 2021/308 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/914
KARAR NO : 2021/308
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 12/11/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/362 Esas – 2018/1210 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari iş ilişkisi kapsamında davalının müvekkilinden mal satın aldığını, taraflar arasındaki bu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcundan dolayı cari hesap alacağını tahsil edemeyince cari hesaba dayalı olarak 27.792,90 TL asıl alacak üzerinden borçlu şirket hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takip başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini belirterek, borçlunun haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve %20′ den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin uzun yıllardır eğitim sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, tüm borçlarını zamanında ve eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, müvekkilinin icra takibine konu herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/11/2018 tarih ve 2018/362 Esas – 2018/1210 Karar sayılı kararı ile; ” … Taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu hususunda herhangi bir çekişme yoktur. Belirlenen inceleme gününde bilirkişi tarafından incelenen davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 29.792,90 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, davalının inceleme gününde borçlu olmadığına yönelik herhangi bir delil, belge, dekont vs sunup borcun yokluğuna müspet herhangi bir kayıt sunamamıştır. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına, faturalarına, cari hesabına göre davalıdan 27.792,90 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından tespit edilen 1.725,34 TL’lik ödemenin incelenen cari hesap kayıtlarına göre icra takibinde başlatılan miktar olan 29.792,90 TL’lik kısımdan önce kayıtlardan düşüldüğü ve icra takibinin bu miktar üzerinden açılmış olduğu, mahkememiz işbu dava dosyasında da talep edilen miktarın 29.792,90 TL olduğu anlaşılmış olmakla, bu hususun mahkememizce düzeltilebileceği anlaşıldığından yeniden ek rapor alınmasına karar verilmemiştir. Yapılan yargılama, tarafların sunmuş bulunduğu delil ve belgeler ile incelenen davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının davalıdan 29.792,90 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından kesilen faturalara konu malların davalı şirket çalışanlarına teslim edildiği, buna yönelik faturalarda teslim imzalarının bulunduğu, ayrıca bir kısım faturaların e-fatura olduğu, davalı tarafça da hizmetlerin alınmadığına yönelik herhangi bir itirazın dosyaya sunulmadığı gibi incelemeye de ticari defterlerinin ibraz edilmediği anlaşılmakla davalının icra takibine yönelik itirazının haksız olduğu anlaşılmış olmakla davacının davasının kabulü ile davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına, alacağın likit ve bilinebilir olduğu anlaşılmış olmakla İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 29.792,90 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 5.958,58 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacının davasının KABULÜ ile davalı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlar ile aynen devamına, 2-İcra İflas Kanunu’ nun 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 29.792,90.TL’nin %20’si oranında olmak üzere 5.958,58 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, uzun yıllardır eğitim sektöründe faaliyet gösteren saygın bir kurum olduğunu, müvekkilinin, iş ortakları ve diğer ilişki içerisinde olduğu üçüncü kişilerle güvene dayalı ticari ilişkiler kurduğunu, güvene dayalı bu ticari ilişkileri sağlıklı biçimde sürdürebilmek için de üzerine düşen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, tüm borçlarını zamanında ve eksiksiz şekilde ifa ettiğini, Müvekkilinin tüm borçlarını zamanında ve eksiksiz şekilde ifa etmiş olmasına rağmen; mahkemece, bilirkişi gibi müvekkili şirketin borçlu olduğu kanaatine, davacı şirketin kendisinin tanzim ettiği defterlere dayanarak varılmasının isabetsiz olduğunu, borcun varlığını ispat yükünün, bu sözleşme ilişkisinden dolayı alacağı olduğunu iddia eden davacı şirket üzerinde olduğunu, ispat yükü altında olan tarafın sadece kendi tanzim ettiği bir belgeye, deftere dayanarak bir hukuki ilişkinin, borcun varlığını ispat ettiğinin kabulünün hukukun genel ilkeleri ile adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığını, sadece bu defterlere dayanarak müvekkili şirketin borçlu olduğunun kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bilirkişi raporunda defter incelemelerine göre söz konusu borcun 29.792,90 TL olup; 10.02.2017 tarihinde 1.725,34 TL tutarındaki kısmının ifa edildiğini, bilirkişi raporuna göre borç için bakiye kısmın 28.067,56 TL olması gerekirken, mahkemenin bu ödemeyi gözetmeksizin 29.792,90 TL üzerinden takibin devam etmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte takibin 28.067,56 TL üzerinden devamına karar verilmesi halinde reddolunan 1.725,34 TL üzerinden lehlerine yasal vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak, davanın reddine, davacı aleyhine müddeabihin % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, davalıya satışı yapılan malların bedellerinin ödenmediği, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine de itiraz edildiği belirtilerek, itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece de tespit edildiği üzere, taraflar arasında mal satışı hususunda ticari bir ilişki bulunup, davalı tarafça, satışa ya da mal teslimine itiraz edilmeksizin, tüm borçların ifa edildiği, davacıya borç bulunmadığı yönünde savunma yapılmasına rağmen borcun ödendiğine ya da herhangi bir şekilde sona erdiğine dair delil ibraz edilmediği gibi ticari defterlerin de bilirkişi incelemesi için sunulmadığı, bilirkişi raporu ile, davacının davalıdan 29.792,90 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, her ne kadar raporda, davalı tarafça 10/02/2017 tarihinde yapılan 1.725,34 TL ödemenin davacı taraf ticari defterlerinde ve cari hesap ekstresi kayıtlarında yer almadığı belirtilmiş ise de, dosyaya ibraz edilen cari hesap ekstresinde davalı tarafça 10/02/2017 tarihinde yapılan 1.725,34 TL’lik ödemenin mevcut olduğu, bu ödeme de dikkate alınarak belirlenen 2017 yılı devir bakiyesinin 35.248,86 TL olarak belirlendiği, 2018 yılı satışları ve davalı taraf ödemeleri dikkate alınarak takip tarihi itibarı ile davacı alacağının bakiye 29.792,90 TL olarak tespit edildiği, mevcut delil durumuna göre davacının alacağını ispatladığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı vekili tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 2.035,15 TL istinaf karar harcından, davalı vekili tarafından peşin olarak yatırılan 508,79 TL (464,39TL+44,40TL) harcın mahsubu ile bakiye 1.526,36 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.