Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/890 E. 2021/287 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/890 Esas
KARAR NO : 2021/287 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2018
NUMARASI : 2014/1585 Esas 2018/934 Karar
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin ticari taşıma araçlarına oto dizayn işi yaptığım, davalının satın aldığı … marka kapalı kasa kamyonet için satın alım ile davalının istekleri ve kullanım amacı doğrultusunda oto dizayn işi yapıldığını, davalı tarafından satın alınan Panelvan/Kamyonet için oto galerisine 65.973,74.-TL ödeme yapıldığını, davalı adına satın alınan aracın içinin ticari kullanım amacına uygun olarak ve yine davalının istekleri doğrultusunda tasarlayarak cihaz, makina, oto mobilya ve döşeme tedariki ve montajının tamamlanarak davalı müşterinin oğluna teslim edildiğini bildirdiğini, araca yapılan ekleme ve düzenlemeler bedeli olan 23.436,28.-TL alacak için fatura kesilmişse de davalının bu bedeli ödemediğini ve aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin, davacı şirketin 2013 model … … model araç için … paket olmak üzere toplam 90.000,00 TL’ye anlaştıklarını, ödemenin 8.000.00-TL’si ni nakit, kalanı ise 2007 model …. ve 2011 model … araçların davacıya verilmesi suretiyle ödendiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmede ödeme şeklinin belirlenmiş olduğunu tüm ödemenin peşin yapıldığını, davalının, davacı şirket çalışanı ve şirket yetklilisinin akrabası olan … olan alacağını icraya konulan İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası nedeniyle talep ettiği, … borca itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinde “sipariş üzerine nilelikleri tespit edilen trafik aracmrn yetkili satıcıdan temini ve araç bedeli olarak 65.973,73.-TL, mezkur aracın davalı siparişine uygun hale getirilmesi işlemi için 23.436,28.-TL olmak üzere cem’an 89,410,02.-TL maliyet bedeli çıkartılmıştı, zikrolunan bedeli önce ödemek istemeyen fakat sonra müvekkilin çalıştığı işyerinin güvence vermesi Özerine ödeyen davacı, siparişini teyit etmiştir.” şeklindeki beyanıyla da davalının davacıya sözleşme bedelinin tamamını peşin olarak ödediğinin ispat edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/09/2018 tarih ve 2014/1585 Esas – 2018/934 Karar sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafa davalının bakiye bedeli ödemediğinden bahisle itirazın iptalini talep ettiği, davalı tarafça sözleşme bedelinin peşin olarak ödendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ilişkin olarak davacı tarafça sözleşmeye imza atan kişinin davacı şirketi temsile yetkili olup olmadığına ilişkin olarak isticvap davetiyesi çıkartıldığı, davacı tarafın isticvap davetiyesine rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı, bu hali ile davacı adına atfen atılan imza bakımından davacı tarafın sözleşme ile bağlı olduğu, sözleşmenin incelenmesinde toplam bedelin 90.000,00 TL olduğu, araç bedeli olarak iki adet aracın takas yapılacağı ayrıca kalan 8.000,00 TL’nin peşin alınacağının yer aldığı, bununla birlikte fiyat kısmında 90, peşinat kısmında 3000 ibarelerinin bulunduğu, sözleşme bedelinin içerisinde hem satış bedelinin hem de davamıza konu edilen araçta yapılacak iç dizayn değişikliklerine ilişkin bedelin bulunduğu, toplam bedelin 90.000,00 TL olduğu, sözleşmede bahsi geçen araçların davalı tarafça sunulan belgelere göre davacı şirkete satıldığı ve sözleşmenin altında da tamamı peşin ibarelerinin bulunduğu dolayısıyla tüm sözleşme bedelinin davaya konu iç dizayn bedeli de dahil olmak üzere ödendiği bu hali ile ispat olunamayan davanın reddine ve her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de davacının kötüniyetli olduğu ispat olunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalının müvekkili şirkete olan borcu nedeniyle hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, Davalı tarafından yapılan itiraz neticesinde istinafa konu iş bu itirazın iptali davası açıldığını, Yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın reddine karar verildiğini, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliğinin 2014/1585 Esas ve 2019/934 Karar sayılı ilamını tüm yönleriyle istinaf ettiklerini, Dosya kapsamında davacı ile davalının arasında akdedilen satış sözleşmesi uyarınca 89.410,00.TL olduğunu, Davalı tarafından yapılan ödemelerin ise 65.973,73.TL olduğunu, bu basit matematik hesabında bile davalının 23.436,29 TL borçlu olduğunu, Dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkili şirketin 5.000,00.TL alacaklı olduğu tespit edildiği, ancak bu tespitte müvekkili şirketin faturaları ile davalının ödemeleri tam olarak karşılaştırılmadığını, Sözleşmede her ne kadar tüm bedeli peşin denmiş ise de davalı tarafından bu ödemenin peşin olarak yapıldığı ispat edilemediğini, müvekkili şirketin ticari defterleri vergi denetimde müfettişte olduğundan sunulamadığı, elde olmayan husus davada taraflarına aleyhe olarak düşünüldüğünü, Müvekkili şirkete yapılan bir polis operasyonu nedeniyle müvekkili şirket faaliyetini durdurmak zorunda kaldığı, bu dönemde gönderilen tebligatlar da bu olağan üstü yaşanan olaydan dolayı alınamadığı ve muhtıra bırakıldığını, Dosya kapsamındaki tüm beyanları ile itirazları ve istinaf incelemesinde uygun görülecek tüm nedenlerden dolayı;İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bir (1) adet fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine 20/08/2013 tarih ve 23.436, 28 TL.lik fatura alacağının tahsili talebiyle asıl alacak ve işlemiş faiz talebi olmak üzere toplam:26.832,60 TL.lik ilamsız icra takibinde bulunduğu, borcun tamamına ve ferilerine davalı borçlunun itrazı üzerine takibin durduğu ve davacı alacaklı tarafından süresi içerisinde 15.360,00 TL. Asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açıldığı tesbit edilmiştir.Davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defterleri vergi denetiminde müfettişte olduğundan sunulamadığı, elde olmayan hususun davada taraflarına aleyhe olarak düşünülemeyeceğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;Somut olayda, davacı ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayanmış, mahkemece 12/11/2015 tarihli duruşmanın ara kararı ile her iki tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde 30/11/2015 günü saat 11:00 dan itibaren resen seçilecek bir mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verildiği, davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu 30/11/2015 teslim tarihli dilekçe ile, müvekkilinin ticari defterlerinin Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/302 E nolu dosyasına sunulduğu ve henüz teslim alamadıklarından defterlerin temini için müvekkili hakkında ileri bir tarihe inceleme günü verilmesini talep ettiğinden mahkemece 30/11/2015 tarihli tutanak ile incelemenin 18/12/2015 saat 10:00’a ertelenmesine karar verildiği,yeni inceme gününde davacı tarafın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği,yerinde inceme talebinde bulunulmadığı, mazeret dilekçesi de ibraz edilmediği tesbit edilmiştir.Mahkemece, ticari defterlerin ibrazı için ilk verilen sürenin kesin olmadığı ve ikinci yeni bir süre verildiği, HMK 94/2. maddesine göre, Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez, hükmü uyarınca mahkemece verilen ikinci süre kesin olduğundan ve davacının ikinci verilen süre içerisinde de ticari defterleri bilirkişi incelemesine ibraz etmediği ve HMK. 94/3 madde hükmü uyarınca davacının ticari defterlerine delil olarak dayanma hakkının ortadan kalktığı tesbit edilmiş olup davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik diğer istinaf sebepleri incelendiğinde;Taraflar arasındaki ihtilafın 04/04/2013 tarihli Alım-Satım ve Araç Sipariş Sözleşmesi ile davalı tarafından satın alınan 2012 Model Mercedes Sprinter WAB 90…6734 şase nolu aracın, üst yapı bedeli açıklamalarının yer aldığı 20/08/2013 tarih ve 23.436,28 TL. Tutarlı faturadan kaynaklandığı, davacının bedelin ödenmediği iddialarının yanında davalı tarafın sözleşmeye atıfta bulunarak söz konusu bedelin sözleşmede belirtildiği şekilde ödendiği, borcun kapandığı, takip konusu faturanın müvekkiline verilmediği veya gönderilmediği savunmasında bulunduğu ve aracın tamamlanarak davalı tarafa teslim edildiği tesbit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerine bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ancak taraflarca ticari defterler ibraz edilmemekle birlikte bilirkişi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde sunulan raporda ; taraflar arasındaki sözleşmeye göre satın alınan araç bedellerinin toplamının 90.000,00 TL olduğu, bedele karşılık araç verildiği ve verilen araçların toplam bedelinin 65.973,74 TL olduğu, buna göre yapılan iş bedelinin 24.026,26 TL olarak hesaplanbileceği, araç bedellerinden sonra kalan bedelin 82.000,00 TL olduğu, 3000,00 TL’nin peşin alındığının yer aldığı, bu hali ile davacının alacağının talep miktarı kadar olamayacağı, ancak 5000,00 TL alacaklı olabileceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna yönelik uyap sisteminden 04/03/2016 tarihinde gönderdiği itirazlarını içerir beyan dilekçesinde;”….Bunun yanında, davacı müvekkil şirketin defterleri hazır edememesi karşısında (halihazırda davalıya ait defter de bulunmadığından) mevcut dosya kapsamında mübrez olan resmi belgeler dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken, bu yönde bir sonuca varılmış olması maddi ve hukuki gerçeğe aykırıdır,” şeklinde beyanda bulunmuştur.Mahkemece, davacıya dosya arasında bulunan ALIM-SATIM VE ARAÇ SPARİŞ SÖZLEŞMESİ EKLİ HMK. 171 madde uyarınca isticvap davetiyesi çıkartıldığı, davetiye ye rağmen davacı tarafın mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği tesbit edilmiştir.HMK 282 Maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir ” düzenlemesi uyarınca İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek ilk derece mahkemesince kurulan hüküm gerekçesinde de belirtildiği üzere, sözleşmede bahsi geçen araçların davalı tarafça sunulan belgelere göre davacı şirkete satıldığı ve sözleşmenin altında da tamamı peşin ibarelerinin bulunduğu dolayısıyla tüm sözleşme bedelinin davaya konu iç dizayn bedeli de dahil olmak üzere ödendiği, davacı delilleri arasında yemin delili de olmayıp bu hali ile ispat olunamayan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesince verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.