Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/883 E. 2021/134 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/883 Esas
KARAR NO : 2021/134 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI : 2017/191 Esas 2018/413 Karar
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, borçlu …. Ltd. Şti ile müvekkil banka arasında 26/06/2013 tarihli kredi genel sözleşmeleri imzalandığını, kredi tahsisi yapıldığı ve işbu sözleşme davalılar tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, davalılar …. Ltd. Şti, … tarafından krediler ödenmediğini, davalılara Üsküdar …. Noterliği’ nin 13/10/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, İhtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalılar hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nü … Esas sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalılar tarafından söz konusu icra takibine asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden itiraz edilmesinin haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılara usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap verilmemiş olup yargılama sırasında vekilleri aracılığıyla bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunularak müvekkilleri kefillere müracaat koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 11/04/2018 tarih ve 2017/191 Esas – 2018/413 Karar sayılı kararında;”….Yapılan yargılama sonucunda dosyadaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı banka ile asıl borçlu şirket ile müşterek borçlu müteselsil kefil olan davalılar arasında 10.12.2015 tarihinde 6.294.368,07 TL lik borcun tasfiyesine yönelik protokol imzalanan ve mahkememizce taraflar arasındaki asıl borç miktarı yönünden esas alınan sözleşme uyarınca , yeniden yapılandırılarak 54 ay vadeli kredi tahsis edildiği, ancak hiçbir ödemenin yapılmadığı, davacı bankanın kullandırılan ve yapılandırılan kredilerinin geri ödemelerinde aksaklık yaşanması üzerine 13.10.2016 tarihli Üsküdar …. Noterliğince davalılara ve borçlu firmaya ihtarname gönderildiği , kredi sözleşmesinin 21. Maddesi uyarınca TCMB tarafından gönderilen kredi işlemlerine uygulanacak faiz oranları bildirim tablosuna göre , temerrüt faizi için akdi faiz oranı % 26’nın % 50 fazlası % 39 oranında taep edilen temerrüt faizinin sözleşmeye uygun olduğu, davacı bankanın asıl borçlu şirkete kullandırdığı kredilerin katedildiği , sonuç itibariyle davacı bankanın 6.730.785,88 TL asıl alacağı üzerinden 877.740,63 TL işlemiş faiz ve 43.887.03 TL % 3 BSMV olmak üzere 7.652,413,54 TL alacağı yönünden davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulü gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile ; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası yönünden tahsilde tekerrrür olmamak kaydı ile ; davalıların İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın 6.730.785,88 TL asıl alacak, 877.740,63 TL işlemiş faiz ve 43.887,03 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.652.413,54 TL yönünden İPTALİ ile takibin bu miktarlar yönünden DEVAMINA ayrıca takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yıllık %39 temerrüt faizi de yürütülmesine, davalı şirketin talep gibi asıl alacağın 2.352.413,54 TL ile sorumlu olmasına,Alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan hükmolunan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,Fazla istemin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup, kararın kaldırılması gerektiğini, Borçlu davalılar tarafından krediler ödenmediğini, davalılara ve borçlulara ihtarname keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalılar hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla 6.730.785,88.TL asıl alacak, 983.539,67.TL işlemiş faiz, 49.176,94.TL BSMV olmak üzere toplam 7.763.502,49.TL alacak rakamı üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibine geçildiğini, Davalı tarafın ilamsız takibe itirazı üzerine İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/191 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığı, mahkeme tarafından dosya alacak hesabı için bilirkişiye verildiği, bilirkişinin 24/11/2017 tarihli raporunda İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalıların toplam 7.762.936,05.TL borçlu olarak sorumlu olduğunun belirtildiği, işbu kök rapora müvekkili bankaca itiraz edilmediği, ancak davalılar tarafından itiraz edildiği, işbu itiraz üzerine ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişiye tekrar tevdii edildiğini, Bilirkişi tarafından 02/02/2018 tarihinde ek rapor düzenlenerek dosyaya sunulduğu, ek rapor incelendiğinde banka alacağı kredi bazında asıl alacak, temerrüt faizi ve BSMV olarak ayrı ayrı hesaplandığı, raporun sonuç kısmında bankanın toplam alacağının 7.762.936,05.TL olarak hesaplandığı, ancak mahkeme kısa kararında ve gerekçeli kararda; ” davalıların İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın 6.730.785,88 TL asıl alacak, 877.740,63 TL işlemiş faiz ve 43.887,03 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.652.413,54 TL yönünden İPTALİ ile takibin bu miktarlar yönünden DEVAMINA ayrıca takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yıllık %39 temerrüt faizi de yürütülmesine,” şeklinde hüküm kurulduğunu, Mahkeme gerekçeli kararının inceleme ve gerekçe başlıklı bölümünde; “tarafların tüm delilleri celbolunarak davacı banka kayıtları ve dosya üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan rapor ve ek raporun birbirini teyit ettiği, dosyadaki verelere uygun ve bilimsel nitelikte olduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.” şeklinde ifade edilerek kök ve ek raporun hükme esas alındığı belirtildiği, buna göre ek ve kök raporun hükme esas alınmasına rağmen mahkeme tarafından kısa ve gerekçeli kararda, 6.730.785,88.TL asıl alacak, 877.740,63.TL işlemiş faiz ve 43.887,03.TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.652.413,54.TL üzerinden hüküm verilmesi bilirkişi raporlarına ve usule aykırı olduğu ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporları hükme esas alınmışsa rapor doğrultusunda toplam 7.762.936,05.TL üzerinden takibin devamına ve davalıların itirazlarının iptali yönünde karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin nasıl hesap yaptığının anlaşılamadığını, Resmi gazetede 25/12/2017 tarih 696 sayılı KHK 11. mad. ile, 6219 sayılı …Bankası TAO Kanununa eklenen 5.mad.gereği istinaf başvurusunun harçsız yapıldığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı …. Ltd Şti. İle davacı banka arasında yapılan GKS. Uyarınca kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği ve kullandırılan kredinin geri ödenmemiş olması nedeniyle tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde,Somut olayda, davalı …. Ltd. Şti ile davacı banka arasında 26/06/2013 tarihli kredi genel sözleşmeleri imzalandığı, kredi tahsisi yapıldığı ve işbu sözleşmeyi diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredilerin ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından davalılara Üsküdar … Noterliği’ nin 13/10/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek hesabın kat edildiği, İhtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalılar hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davalılar tarafından söz konusu icra takibine asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden itiraz edilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece bankacı bilirkişiden alınan 24/11/2017 tarihli raporda, asıl alacak, temerrüt faizi ve BSMV olmak üzere bankanın toplam alacağının 7.762.936,05.TL olarak hesaplandığı, Bilirkişi tarafından düzenlenen 02/02/2018 tarihli ek raporda; banka alacağı kredi bazında asıl alacak, temerrüt faizi ve BSMV olarak ayrı ayrı hesaplandığı, raporun sonuç kısmında bankanın toplam alacağının 7.762.936,05.TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkemece verilen kararda, yapılan yargılama sonucunda dosyadaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın 6.730.785,88 TL asıl alacak, 877.740,63 TL işlemiş faiz ve 43.887,03 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 7.652.413,54 TL yönünden İPTALİ ile takibin bu miktarlar yönünden devamına, ayrıca takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yıllık %39 temerrüt faizi de yürütülmesine, davalı şirketin talep gibi asıl alacağın 2.352.413,54 TL ile sorumlu olmasına,” şeklinde hüküm kurulmuş ise de, bu sonuca nasıl olaşıldığı, bilirkişi raporundaki hesaplamaya neden itibar edilmediğine yönelik gerekçe olmadığı görülmüştür. 1982 Anayasası’nın 141. maddesine görede, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerekmektedir. (aynı nitelikteki Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.12.2013 tarih 2013/21-1791 Esas 2013/1676 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2013/7082 Esas 2013/6234 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/8772 Esas 2016/7981 Karar sayılı ilamı ) HMK’nın 297/2 maddesine göre mahkemenin tarafların taleplerinin her biri hakkında karar vereceği düzenlenmiş olup, yine 297/1-c. fıkrasına göre gerekçe yazılması zorunlu bulunmaktadır. İstinaf edilen karar bu hususları kapsamadığından, bu durumda usulüne uygun verilmiş bir karardan bahsedilemeyecektir. Usulüne uygun verilmiş bir karar bulunmadığından istinaf incelemesinin yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın tarafların tüm iddia ve savunmaları konusunda delilleri değerlendirilerek ve gerekçesi de yazılarak usulüne uygun bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 11/04/2018 tarih ve 2017/191 Esas – 2018/413 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-İstinaf eden taraf harçtan muaf olduğundan, istinaf harçları hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.