Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/836 E. 2020/403 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/836 Esas
KARAR NO : 2020/403 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/937 Esas – 2018/834 Karar
TARİH : 13/11/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili tarafından davalı tarafa farklı tarihlerde ve farklı türlerde Masterbach satıldığını , bu satışlara ilişkin birçok fatura düzenlendiğini, bu satışlardan doğan cari hesap borcunu vadesinde ödememesinden dolayı davalı tarafa Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğünün … Es sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını , davalı borçlu tarafından yasal süresinde haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini , kötü niyetli davalının kötü niyetli itirazının iptalini, davanın ve takip borcunun % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı şirkete böyle bir borcu olmadığını , dayanak faturaları ve içeriklerini kabul etmediklerini , faturanın varlığı alacağın var olduğu hususunda kesin kanıt olmadığını, bunun tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak inceleme sonucunda karar verilebileceğini davanın reddini kötü niyetli davacının % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyeti tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. 13/11/2018 tarihli celsede davacı vekilinin, iflas kararının kesinleştiğini, alacağın tamamının kabul edildiğini, bu nedenle bilirkişi raporuna gerek olmadığını, davanın konusuz kaldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/11/2018 tarih ve 2016/937 Esas, 2018/834 Karar sayılı kararında; “…Davacı tarafın takip ve dava tarihi itibariyle alacaklı olduğu, takip ve dava tarihinden sonra alacakların tamamının iflas masasına kabul edildiği, bu nedenle itirazın iptaline konu Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinde talep edilen alacak yönünden dava konusuz kalmakla bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek…”gerekçesi ile, Konusuz kalan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına,Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.998,07 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,Dava tarihinden sonra davalı tarafın iflasını açıklaması üzerine, İstanbul …. İflas Müdürlüğü’nün … İflas dosyasına yapılan başvuru üzerine söz konu dosyada idare tarafından iflas eden davalı şirket defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, alacağın tespiti yapılarak 23.01.2018 tarihli kararla talepleri idare tarafından kabul edildiğini, alacağın varlığının tevsik edildiğini ve müvekkili şirket sıra cetveline 4. Sırada eklendiğini, Tahkikat duruşmasında tarafça; İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında alacağın varlığının kesinleştiğini, huzurdaki davanın bu nedenle konusuz kaldığını ancak taleplerin kabulü ile davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiğini fakat yerel mahkeme tarafından gerekçeli kararda bu talebin kabul edilmediğini huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet veren davalı tarafın iflas kararından önce vekalet ile sadece davaya cevap sunan davalı vekili lehinde vekalet ücretine hükmedildiğini ve yargılama giderlerinin üzerine bırakıldığının görüldüğünü, Müvekkili şirketin icra takibinde haklı olduğunu ve alacaklı olduğu kesinleşen İstanbul …. İflas Müdürlüğünün… İflas dosyası ile sabit olduğunu, dolayısıyla huzurdaki davada haklılığın açık olduğunu, söze konu iflas dosyası ile alacaklı olarak sıra cetveline kabul edildiğine göre huzurdaki davanın konusuz kalmış olması ile hüküm verilmesine yer olmadığı kararı yerinde ise de, yerel mahkeme tarafından müvekkili şirket tarafından davanın ikamesine sebebiyet veren durumun eş söyleyişle haklılık durumu araştırılmadan ve gerekçeli kararda kesinlikle bu yönde en ufak bir açıklama dahi yapılmadan davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2012/14600, K. 2013/1145, T. 23.1.2013-Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2006/2465 E. , 2006/4930 K. 25.04.2006 – Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2005/6723E. 2005/5274 K. 16.5.2005) Alıntılanan içtihatlar Yargıtay’ın kararlılık kazanmış görüşünü yansıttığını görüleceği üzere; dava konusuz kalsa dahi davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğinin belirtildiğini,Somut olayda da huzurdaki dava her ne kadar konusuz kalmışsa da, davanın açılmasına haksız olarak sebebiyet veren, icra takibine itiraz eden ve davaya cevap dilekçelerinde de borcu kabul etmeyip ticari defterinde kayıtlı, kabul edilmiş faturalara rağmen halen faturaların kesin belge olmadığını ve alacağın kanıtlamadığı savunmasında bulunan davalı taraf lehinde vekâlet ücreti ve aleyhlerine olacak şekilde yargılama giderlerinin üzerine bırakılması yönünde hüküm tesisi açıkça kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından davacı taraf olarak davanın açılmasında haklı olunduğunu, lehlerine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilip, davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini,Kesinlikle kabul anlamına gelememek üzere yerel mahkemenin kararının, iflas kararından önce davaya cevap veren davalı vekili hakkında da vekalet ücretine hükmedilmiş olduğunun belirtilmek istendiğini, zira davalı şirketin iflas kararı ile birlikte önceki vekilin temsil yetkisi olmadığına göre bu vekil hakkında da lehe vekalet ücretinin verilmesi ve sonraki iflas idaresi vekilin ise hiçbir duruşmaya katılmadığı ve dosyada hiçbir işlemi olmadığına göre lehine tam bir vekalet ücreti verilmesi ise sadece hukuki bir yanlış olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf yargılaması boyunca yerel mahkeme hükmünün icrasının geri bırakılmasına, huzurdaki davanın usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılarak konusuz kalan dava hakkında dava açılmasına sebebiyet veren tarafın davalı şirket olduğu ve haksız ve hukuka aykırı itiraz üzerine dava açmakta davacının haklı olduğu gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine davalı şirket hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı şirketin, dava devam ederken 22/11/2016 tarihinde iflasına karar verildiği ve davaya kayıt kabul davası olarak devam edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, Konusuz kalan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmediğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Dava devam ederken davalı ….’ nin İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/514 Esas sayılı dosyası ile 22/11/2016 tarihinde iflasına karar verilmiştir.Davalı Müflis şirketin iflas masası olan İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından verilen 14/08/2018 tarihli cevabi yazıda; müflis şirket hakkındaki iflas kararı kesinleşmediğinden 2.ci alacaklılar toplantısının yapılmadığı ve davacı şirket tarafından müflis şirket masasına 20 kayıt numarası ile 47.862,16 TL. ‘lik alacak kaydı yaptırıldığı ve iflas idare memurları tarafından alacağın tamamı 4.cü sırada kabul edildiği belirtilmiştir. İİK’nın 194. maddesi uyarınca ikinci alacaklılar toplantısına kadar açılan tüm davalar durur. 2. alacaklılar toplantısında belirtilen alacak miktarının iflas masasına kabul edilmesi halinde dava konusuz kalacağından, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi; alacağın masaya kabul edilmemesi halinde ise davaya kayıt kabul davası olarak devam edilmesi ve dava sonunda kurulacak hükümde de İİK’nın 193. maddesi uyarınca takip düşmüş olacağından tazminata hükmedilmemesi gerekmektedir.Davacı vekili 13/11/2018 tarihli duruşmada;”iflas kararı kesinleşti,alacağımızın tamamı kabul edildi,bu nedenle bilirkişi raporuna gerek yoktur,dava konusuz kalmıştır,” şeklinde beyanda bulunmuş olup davanın kayıt kabul davasına dönüşmesi ve davacı alacağının tamamı iflas masasına kayıt edilip dava konusuz kaldığından ve İİK’nın 193. maddesi uyarınca takip düşmüş olacağından İDM.ce tazminata hükmedilmemesi yerinde olup davacının istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 23 HD.’nin 17/12/2018 tarih ve 2016/3848 Esas, 2018/5894 Karar sayılı içtihadı)Davacı vekilinin kendi lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ve davalının vekili olmadığı halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve kendi aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmesine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde;İlk derece mahkemesinin gerekçeli karar başlığında, yargılama sırasında iflas eden şirketin unvanının “müflis …. İflas İdaresi” olarak yazılmaması hatalı olmuş ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeyip mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Davalı şirketin, dava devam ederken 22/11/2016 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmıştır. İflas kararının verilmesi ve iflasın açılması ile davalı şirketi temsil eden vekilin vekaleti sona ermiştir. Mahkemece, iflas kararının verildiği 22/11/2016 tarihi itibariyle davalı vekilinin vekilliği sona erdiğinden, husumetin iflas idaresine yöneltildiği ve iflas halinde …. Vekili olarak Av. … tarafından İflas İdaresi tarafından verilen vekaletnameyi 17/08/2017 teslim tarihli dilekçe ekinde dosyaya ibraz ettiği görülmüştür. Somut İtirazın iptali davası, yargılama aşamasında davalı şirketin iflasına karar verilmiş olması nedeniyle kayıt kabul davasına dönüşmüş olup ve davacı alacağı davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt edilip dava konusuz kaldığından, HMK 331/1 maddesi uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle haklılık durumunun tespiti ile yargılama giderlerinin tayin ve takdiri gerekir. Yargılama sırasında davalı müflis şirketin iflas masası tarafından davacı alacağı kabul edilip iflas masasına kayıt edildiği gözetildiğinde, davacının dava açmakta haklı olduğundan ve bu talep yargılama sırasında konusuz kalsada, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından,İDM.ce davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.(Yargıtay 23 HD.nin 2017/1979 Esas, 2018/542Karar sayılı içtihadı)Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının yargılama gideri yönünden HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih ve 2016/937 Esas, 2018/834 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile alınması gereken 54,40.TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 571,66.TL harçtan mahsubu ile bakiye 517,26.TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından sarfedilen toplam: 117,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Dosyada artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN; 6-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 17,63-TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş gideri olmak üzere toplam: 138,93-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 9-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.