Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/834 E. 2021/301 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/834
KARAR NO : 2021/301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/537 Esas – 2018/1234 Karar
DAVA İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari faaliyetten doğan cari hesap bakiye alacağı nedeniyle davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin, takip miktarının 960,78 -TL lik kısmını kabul ederek kalan 60.108,33 TL lik kısmı için haksız olarak kısmı itirazda bulunduğunu, davalının itiraz ettiği 60.108,32 TL bedelli faturadaki malların … nolu irsaliyede belirtilen ürünlerin tamamının davalıya teslim edildiğini, söz konusu malların teslim alındığına dair irsaliyenin de davalı şirket çalışanı tarafından imzalandığını, davalının malları teslim almadığı yönündeki itirazlarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki 60.108,33- TL lik asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; Taraflar arasında, müvekkili şirketin üretimini yaptığı alüminyum folyo malzemeden bardak su kapak etiketlerinin satışı konusunda karşılıklı mutabakata varılarak 1.510,40 kg olarak satış yapıldığını, davacı şirket tarafından, kendisine sevk edilen bardak üst folyo kapaklarında koku şikâyeti olduğunun bildirdiğini, problemi tespit edebilmek amacıyla müvekkili şirket çalışanlarından … bardak numunesi almak için davacı şirkete gittiğini, davacı şirketin 24 kg lık bir bobin verdiğini ancak bardak numunesi vermediğini, E-fatura sistemine yansıyan 61.070,05-TL bedelli iade faturasında, inceleme yapılmak üzere teslim alınan 24 kg lık bobin haricinde, davalı şirket çalışanlarından … davacı şirketten teslim almadığı 1.500 kg lık üst folyonun da faturalandırıldığını, davacı şirket tarafından gönderilen iade faturasında ürün isminin de yanlış yazıldığını, müvekkili şirkete muhatap şirket tarafından bildirilen ürün; ‘’… 12al/12petx330mm PP (1262)’’ olmasına karşın söz konusu iade faturasında ‘’… su 12al/12petx410mm PP (1457) yazdığını, davacı şirketin iyi niyetle bağdaşmayan yaklaşımlarından ötürü ürünlerin kısa zamanda kendilerinden teslim alınamayacağı kanaatine varılarak, davacı şirkete 18.04.2017 tarihli 60.108,32 TL bedelli iade faturası düzenlenerek gönderildiğini, davacı tarafa, iade faturasına konu edilen 1500 kg’lık ürünlerin müvekkili şirket nezdinde olmadığının belirtildiğini, buna rağmen davacı tarafça müvekkili şirkete 24.04.2017 tarihinde E-fatura sisteminden iade faturası gönderildiğini ve davaya dayanak icra takibinin başlatıldığını, müvekkilinin cari hesap ekstresi gereği davacı şirkete borçlu olduğu 960,78 -TL ve buna ilişkin fer’ilerin ödendiğini ve geriye kalan haksız alacak iddiasına itiraz edildiğini belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/12/2018 tarih ve 2017/537 Esas – 2018/1234 Karar sayılı kararı ile; ” …Cari hesap farklılığına konu davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen 20.04.2017 tarihli … no.lu 60.108.32 TL bedelli e faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Faturaya konu malların davacı yan tarafından davalı yana 30.03.2017 tarihli … no.lu sevk irsaliyesi ile teslim edildiği, Sevk irsaliyesi incelendiğinde malların davalı yan çalışanı … imzasına mukabil teslim edildiği, Davalı yan “sevk irsaliyesine imza atan davalı çatışanın şirket adına mal teslim almaya yetkili olmadığını” beyan etmiş ancak dosya incelemelerimizde bu konuda somut bir belge ve verinin mevcut olmadığı. Bütün bu açıklamalar doğrultusunda davacı davalı yandan 09.05.2017 tarihi itibariyle 61.069,11- TL cari hesap alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten talepte bu yöndedir. Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıların itirazının 60.108,33-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 12.021-TL nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir. … ” gerekçeleri ile; ” 1- Davanın Kabulü ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıların itirazının 60.108,33- Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, % 20 İcra inkar tazminatı tutarı 12.021.-Tl davalıdan alınıp davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … San. ve Dış Tic. A.Ş. vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararda alacakları tespit edilmiş ise de, asıl alacağa avans faizi yerine yasal faiz uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların tacir olup, uyuşmazlığın ticari faaliyetten doğan cari hesap bakiye alacağı olduğunu, bu durumda dava konusu ticari iş olduğundan avans faizi talep etme haklarının bulunduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin asıl alacağa uygulanacak faiz konusunda verdiği kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflarınca ibraz edilen cevap dilekçeleri ve bilirkişi raporlarına itiraz, beyan ve talepleri irdelenmeden, yalnızca davacı taraf iddiaları ve hukuka aykırı bilirkişi raporu dikkate alınarak verilen kararın hatalı olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararına 17.10.2018 tarihli ek bilirkişi raporunun esas teşkil ettiğini, söz konusu raporda; 60.108,32 TL tutarlı faturanın teslim edildiğinin düşünülmesi halinde davalının, davacıya 61.069,11 TL borçlu olduğu, davalı şirket çalışanı …n malları teslim almaya yetkili olmadığı ve teslim alamayacağının düşünülmesi halinde ise davalının davacıya borçlu olmadığı şeklinde değerlendirme yapıldığını, Dosyaya sundukları haklı talepleri ve delillerinin, bilirkişiler ve ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmediğini, gerekçeli kararda hiçbir şekilde değinilmediğini, … müvekkil şirket adına mal teslim almaya yetkili olmadığını, ayrıca irsaliyede belirtilen araç plakası da … Marka/Model bir araca ait olup, bu tip bir aracın 1,5 tonluk ürünleri taşıyıp teslime götürebilecek yani naklini sağlayabilecek nitelikte bir araç olmadığını, bu hususun dahi tek başına malın teslim edilmediğinin açık bir delili olmasına karşın, mahkemece inceleme konusu dahi yapılmadığını (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/821 K. 2015/12242 sayılı ve 07.10.2015 tarihli ilamı), 1,5 Tonluk ve 24 Kg’lık iki adet aynı tarihli aynı ürünlere ilişkin mal teslim irsaliyesinin şüphe çekici olduğu konularının düşünülüp tartışılmadığını, dosyaya sunulan Yargıtay kararı doğrultusunda herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, malların müvekkili şirket çalışanına teslim edildiği belirtilerek, hükmün bu yanlış kabul üzerine kurulduğunu, Yargıtay Kararında; mal teslim alan kişilerin şirketleri adına mal teslim almaya yetkili olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiği aksi halde sadece davacı defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek karar verilemeyeceğinin açıkça belirtildiğini, bu halde müvekkili şirket adına mal teslim almaya yetkisi olmayan, yalnızca davacı tarafın ayıp iddiasını araştırması için numune almaya davacı şirkete giden … adlı kişinin, bu malları teslim almadığı, üstelik İrsaliye üzerinde plakası da yazan Toyota Corolla marka araba ile 1,5 tonluk ürünün/ malların taşınamayacağı ve söz konusu irsaliyenin hataen imzalanarak hemen ardından iptal edildiği, gerçek irsaliyenin ise, aynı tarihli 622689 nolu 24 kg’lık İrsaliye olduğunun kabulü gerekirken, bu konuda gerekli ve yeterli hiçbir araştırma yapılmaksızın hüküm kurulmasının yasaya ve usul hükümlerine aykırı olduğunu, Mahkemece hükme esas alınan 18.04.2018 tarihli bilirkişi kök raporunda, müvekkili şirketin, davacı şirkete keşide ettiği faturanın iadesine ilişkin ihtarnameye yer verilmediğini, davacı tarafça müvekkili şirkete kesilen faturanın iade edildiğine ilişkin hiçbir açıklama ve değerlendirme olmadığını, bu sebeple kök ve ek bilirkişi raporlarına açık ve gerekçeli şekilde itiraz etmelerine karşın, gerek bilirkişi raporları ve gerekse gerekçeli kararda bu yönde hiçbir açıklamaya yer verilmediğini, belirtilen bu hususların, yargılamada delillerin doğru şekilde dikkate alınmadığı ve delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü ortaya koyduğunu, mahkemece davanın belirtilen nedenlerle esastan reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, Davanın kabulü yönündeki yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bakiye cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça, cari hesap alacağına dayanak faturadaki malların irsaliye ile davalıya teslim edildiği, söz konusu malların teslim alındığına dair irsaliyenin de davalı şirket çalışanı tarafından imzalandığı, buna rağmen borcun ödenmediği, başlatılan icra takibine de itiraz edildiği belirterek, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında yapmış olduğu kısmi itirazın iptali ile, takibin devamına karar verilmesi talep edilmiş, davalı tarafça irsaliyeyi imzalayan şirket çalışanının, müvekkili şirket adına mal teslim almaya yetkili olmadığını, irsaliyeye konu mallarn teslim edilmediğini savunmuş, mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça davalı şirket adına düzenlenen 20.04.2017 tarihli 60.108,32 TL bedelli e fatura, davalı ticari defterlerinde kayıtlı değil ise de, fatura muhteviyatı malların … imzasına mukabil davalıya teslim edildiğine dair 30.03.2017 tarihli 622688 no.lu sevk irsaliyesinin mevcut olduğu, irsaliyedeki imzası inkar edilmeyen Eyüp Karadoruk’un, davalı şirket çalışanı olduğu hususunda ihtilaf bulunmayıp, her ne kadar davalı tarafça adı geçen şahsın, davalı şirket adına mal teslim almaya yetkili olmadığı savunulmuş ise de, cevap dilekçesinde, davacıya sevk edilen bardak üst folyo kapaklarında koku şikâyeti olduğunun bildirilmesi üzerine problemi tespit edebilmek amacıyla davalı şirket çalışanlarından … “bardak numunesi almak “için davacı şirkete gittiği yönündeki beyan, adı geçen şahsın, davalı tarafça dosyaya delil olarak ibraz edilen dava dışı alım-satımlara istinaden düzenlenen bir kısım sevk irsaliyelerinde de davalı şirket adına mal teslim aldığının görülmesi ve davalı şirkette belirli bir görev tanımı ile çalıştığının iddia ve ispat edilmemesi karşısında, davalı şirket adına mal teslim almaya yetkili olmadığına dair savunmaya itibar edilemeyeceği, mahkemece karar vermek için gerekli tüm delillerinin toplanıp, gerekçede değerlendirildiği, davacı tarafça davalıya faturaya konu malların teslim edildiği ispatlanmakla davalı tarafça sırf iade faturası düzenlemesinin sonuca etkili olmadığı, bu hali ile davalı tarafça ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. İcra takip talebinde davacı tarafça asıl alacağın avans faizi ile tahsili talep edilmiş olup, tarafların tacir oldukları ve alacağın ticari işten kaynaklandığı, bu durumda davacının, 3095 Sayılı kanunun 2/2. maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği dikkate alınarak, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece delillerin topladığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığı dikkate alınarak, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının, kaldırılarak, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarih ve 2017/537 Esas 2018/1234 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, Davanın Kabulü ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 60.108,33- TL üzerinden iptali ile takibin devamına, takipten sonra asıl alacağa değişen oranlarda avans faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, 3-% 20 İcra inkar tazminatı tutarı 12.021.-TL davalıdan alınıp davacıya verilmesine, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Karar ve ilam harcı 4.106,00-TL nin peşin alınan 721,16-TL den düşümü ile kalan 3.384,84-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan 757,16-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 736,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 6.961,92-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacının gider avansından atan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,9-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 11-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalıdan alınması gereken 4.106,00 TL istinaf kararharcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 1.027,00 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 3.079,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 13-Davacı tarafından sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-Davalı avansından sarf edildiği anlaşılan dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş/dönüş masrafı 24,38 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, 15-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 14-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.