Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/828 E. 2020/1498 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/828 Esas
KARAR NO : 2020/1498 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1086 Esas – 2018/1142 Karar
TARİH: 21/11/2018
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, …Ticaret Limited Şirketinin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarasında kayıtlı bir şirket olduğunu, müvekkilinin İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinin 2015/338 esas sayılı dosyası ile bu şirket aleyhine hizmet tespiti davası açıldığını, anılan dava devam ederken şirketin tasfiyeye girdiğini ve ticaret sicil kaydının terkin edildiğini, bu nedenle mahkemece müvekkiline tüzel kişiliğin ihyası için dava açmak için süre verildiğini, ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından anılan şirketin tasfiyesinin sona erdiği hususunun 04/01/2017 tarihinde tescil edildiğinden kaydının terkin edildiğinin bildirildiği belirterek … Ticaret Ltd Şti ünvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Tasfiye memuru vekili dilekçesi ile; … Tic Ltd Şti’nin yasalara uygun bir şekilde tasfiye işlemlerinin tamamlandığını ve nihayetinde tasfiye edildiğini, tasfiye aşamasına ilişkin olarak hiçbir hukuka aykırı durum olmadığını, bu davanın ikame edilmesinde davacı lehine hiçbir hukuki menfaat bulunmadığını, davacının bu davayı açmak yerine şirket ortaklarını tespit edip bu kişilere davayı yöneltmesi gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin TTK m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye süresince yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memuru tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurun sorumluluğunu gerektireceğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli bulunduklarını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 21/11/2018 tarih 2017/1086 Esas – 2018/1142 Karar sayılı kararında; ” davacı … tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine ve SGK aleyhine açılan dava dosyasında sicilden terkin edildiği anlaşılan şirket hakkında ihya davası açmak üzere davacıya süre verildiği görülmüştür. Yapılan yargılama sonucunda,İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinin 2015/338 esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak 04/01/2017 tarihinde sicilden terkin edilen TASFİYE HALİNDE … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin sicile ek işlemler sonuçlanıncaya kadar yeniden tescili gerektiği, davacının iş bu davaya dayanak olarak ileri sürdüğü İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesindeki 2015/338 esas sayılı davanın 17/06/2015 tarihinde açıldığı , buna rağmen sicilden terkin edilen şirketin tasfiyesinin 04/01/2017 tarihinde sonlandırılarak sicilden terkin edildiği hususuna göre davacı lehine davalı tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdiri gerektiği …”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu 04/01/2017 tarihinde sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde …Ticaret Ltd Şti’nin” İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinin 2015/338 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak TTK 547 maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar İHYASINA, 2-Şirketin ek tasfiyesi için ticaret siciline tesciline, bu işlemleri yapması için son tasfiye memuru …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, Davanın alacak davası olmayıp hizmet tespiti davası olduğunu, Şirketin ihyasından ziyade şirket yetkililerin hizmet tespiti davasına dahil edilmesi gerektiğini, taraf teşkili sağlanması gerektiğini, (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 05/05/2003 T. 2003/3106 E. 2003/4207 K.)Yerel mahkemenin davalı … Sicil Müdürlüğü’nü yargılama gideri ve vekalet ücretinden muaf tutup, tasfiye memuru olan müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine mahkum etmesinin uygun olmadığını, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava şirket ihyasına ilişkindir.Davacı, ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında İstanbul Anadolu 19. İş mahkemesinin 2015/338 E. Sayılı dosyasında hizmet tespiti davası açtıklarını, dava devam ederken ilgili şirketin tasfiye sonucu ticaret sicilden kaydının silindiğini, tasfiye işlemlerinin eksik bırakıldığını belirterek şirketin ihyasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.TTK’nın 547 maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin talep edilebileceği düzenlenmiştir.Somut olayda tasfiye edilerek ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında tasfiye kapanmadan önce açılmış bulunan hizmet tespiti davası bulunduğu, buna rağmen şirketin sicilden terkin işlemlerinin yapıldığı, devam eden yargılamada taraf teşkilinin sağlanabilmesi için ilgili şirketin yeniden tescilinin zorunlu olduğu, (Yargıtay 10. HD’nin 2020/445E., 2020/5989 K.; Yargıtay HGK’nın . 2017/10-2536 E., 2020/488 K. Sayılı kararlarında da bu hususun belirtildiği) buna göre davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla davalı tasfiye memurunun istinaf sebebi yerinde değildir.Dosya içinde bulunan belgelerden, ihyası istenen şirket hakkında 17?06/2015 tarihinde hizmet tespiti davası açıldığı, bu davanın sonuçlanmamış olmasına rağmen şirketin tasfiyesi tamamlanmadan ticaret sicil kaydının terkin edildiği, tasfiye işlemlerinin eksik bırakılmasından tasfiye memurunun sorumlu olduğu, davalı … sicil memurluğunun yasal hasım olduğu, tasfiye işlemlerinde her hangi bir yetki ve sorumluluğunun bulunmadığı, davanın açılmasına ticaret sicil müdürlüğünün sebep olmadığı anlaşılmakla yargılama giderlerinden tasfiye işlemlerini eksik bırakan tasfiye memurunun sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1 Davalı Tasfiye Memurunun istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL’den mahsubu ile bakiye 10,00.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.