Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/815 E. 2020/1434 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/815 Esas
KARAR NO: 2020/1434 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/955 Esas – 2018/674 Karar
TARİH: 17/05/2018
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, sigortalısı … İnş. A.Ş. adına sigortalı, uçak/helikopter hangar kayar kapısında kullanılmak üzere 8 palet 128 plaka brüt: 8.280 kg fiberglas panel emtiasının 1 no.lu davalı taşıyıcının organizasyonunda 2 no.lu fiili taşıyıcının hamule senedi tahtında İstanbul/Türkiye’den Aşkabat/Türkmenistan’a … / … plakalı dorse ile taşınmak üzere tam ve sağlam teslim alındığını, yükün tahliyesi sırasında 31 adet panelin hasarlı olduğu anlaşılarak hasara ilişkin sürücünün de katılımı ile hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, yaptırılan hasar ekspertiz incelemesi sonucu hasarın bozuk yol koşullarından kaynaklı olarak aracın maruz kaldığı sarsıntı ve sürücünün ani frenlemeleri sebebiyle emtianın kaymak ve sürtünmek suretiyle kırılarak hasarlandığının tespit edildiğini, hasar bedelini ödemekle sigortalısına halef olunduğunu beyanla hasarlı sigorta bedelinden %2 tenzili muafiyet uygulanarak 68.053,21TL’nin ödeme tarihinden (08.02.2016) itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketler tarafından eşyanın taşınmak üzere teslim alındığını, bu ürünlerden 31 adet fiberglas panel emtiasının hasarlı olduğunun tahliye sırasında fark edildiğini, davacı … şirketinin rücu talebinin yersiz ve haksız olduğunu, ekspertiz raporunun tek taraflı olması ve kendilerinin talep ve bilgisinin olmaması sebebiyle bu raporun tarafsızlık ve güvenilirliğinin tartışılır olduğunu, hasarlı emtia bedelinin neye göre tespit edildiğinin belirsiz olduğunu, bu hususta bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin nakliye görevini titizlikle yerine getirdiğini, gönderen şirketin eksik ve yetersiz ambalajlamasından dolayı sürücünün bozuk yollarda sert fren yapması nedeniyle meydana gelen öngörülemeyen ve önlenmesine olanak bulunmayan hasarlardan dolayı taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, olayda hasarın malın eksik ya da hatalı ambalajlanmasından kaynaklandığını, taşımanın gerçekleştiği Istanbul-Türkmenistan arasındaki yolun engebeli ve bozukluğu sebebiyle en ufak bir ambalajlama hatasında bile mevcut yol koşullarında hasar meydana gelmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, hasarın taşıyıcının riziko alanındayken mi yoksa gönderenin riziko alanındayken mi meydana geldiğinin ortaya konması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/05/2018 tarih 2019/955 Esas – 2018/674 Karar sayılı kararında; ” davacı … şirketinin sigortalısına ait eşyanın davalı tarafça uluslararası taşımacılık kapsamında İstanbul’dan Akşabat’a taşınması sırasında bir kısım eşyanın hasara uğradığından bahisle sigortalısına ödediği bedelin davalıların sorumlu olduğu iddiasıyla rücuen tahsili istemine ilişkindir. Sözleşme konusu emtianın taşınması sırasında ürünlerden 31 adedinin hasarlandığı sabittir. Uyuşmazlık; söz konusu hasarın ambalaj hatası ya da eksikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalıya taşımadan dolayı kusur atfedilip atfedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Yükün teslimi esnasında hasarlı olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı bilirkişi raporu dahilinde ifade edilmektedir. Yine rapor dahilinde dosyaya ibraz edilmiş olan fotoğraf örneklerinin de incelendiği ifade edilmekle taşınan panellerin sürtünme ve birbirini itme suretiyle kenarlarında derin kırılmalar meydana gelmek suretiyle hasarlandığı, somut olay yönünden yükün gereği gibi sabitlenmediği, bu durumun istifleme ve sabitlemede belli bir kusura işaret ettiği, öte yandan davalı taşıyıcının sürüş özellikleri ve yükü gözetmeksizin ani manevra – durma ve kalkma hareketleri nazarında asli kusurlu addedilmesi gerekirken, davacının sigortalısının istif ve sabitleme noktasında tali kusurlu bulunduğu görülmüştür. Kusur tespitinin CMR Konvansiyonu dahilinde değerlendirildiği, asli ve tali kusur dağılımının dosyada mübrez deliller (rapor – fotoğraflar) karşılaştırılmak suretiyle yapıldığı ve somut olaya indirgendiği ve teknik açıdan net bir tespitin yapıldığı görülmekle rapor dahilinde varılan görüşe iştirak edilmiş davalı taşıyıcının taşımadan kaynaklı asli derecede % 70, davacı sigortalısının ise istifleme ve sabitlemeden kaynaklı olarak tali düzeyde % 30 oranında kusurlu oldukları kabul edilmiştir. Bu değerlendirmemizde CMR Konvansiyonunun 8. Maddesi dahilinde taşıyıcının yükü teslim alırken gerekli nezaret ve kontrollerini yapması, yükün ve bunların ambalajlarının görünürdeki durumunu kontrol etmesi zorunluluğu bulunması keza taşıma senedine ambalaj yetersizliği veya kusuru tespit edilmişse bunu çekince olarak belirtmesi gerektiği ilkesi de gözetilmiştir. Olayımızda bu yönde bir çekince konduğuna dair bir kayıt yer almamaktadır. Kabul bu yönde olduğundan ve yeterli vicdani kanaate erişildiğinden konuyla ilgili başkaca inceleme yapılmasına gerek ve yer bulunmadığı takdir edilmiştir. Kusur durumuna dair kabul bu yönde olmakla taşınan hasarlı yükün 31 adet fiberglas panel olduğundan mütevellit CMR Konvansiyonu 23. Maddesi dahilinde yapılan hesaplama dahilinde ürünün brüt ağırlığının 8.280,00 kg olduğu da dikkate alınarak taşıyıcı davalıların sorumluluk oranına tekabül eden rücuen tazminat bedeli olan nihai miktarın 47.637,25 TL olduğu sabit görülmüş, iş bu bedelin temerrüt tarihi 11/04/2016 olarak kabul edilmekle bu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte,…” gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile; 47.637,25-TL’nin 11/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davaya konu olayda da söz konusu hasarın, malların eksik ve hatalı ambalajlanmasından kaynaklandığını, bu durumun taşıyıcının sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırdığını. (TTK’nın 864. Maddesi) İstanbul-Türkmenistan arasındaki yolun, coğrafi koşullar nedeniyle engebeli ve virajlı bir yol olduğunu, en ufak ambalajlama hatasında bile mallarda hasarın meydana gelebileceğini, malları gönderen firmanın tarafından tüm bu durumları göz önünde bulundurularak malların ambalajlanması ve sabitlenmesinin özen ve dikkatle yapılması gerektiğini, gönderenin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğinden müvekkili şirketin iş bu zarar nedeniyle hiç bir sorumluluğu bulunmadığını, (TTK m.876) (CMR m.18/2’ye) ” Bilirkişi ek raporunun içeriği ile sonuç kısmının birbiriyle çeliştiğini, bu haliyle hüküm vermeye elverişli olmaması ve Yargıtay içtihatları ve ilgili mevzuatın açık hükümleri gereğince müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığının tespit edilmesi gerekirken müvekkili şirketlerin %70 oranında kusurlu oldukları yönünde yapılan tespit ve değerlendirmelerin hatalı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşımadan kaynaklı hasar bedelinin rucüen tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine sigortalı emtianın davalılar tarafından taşınması sırasında hasarlandığını, hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini belirterek hasar bedelinin davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu hasar uluslararası karayolu taşımadan kaynaklandığından olaya CMR hükümleri uygulanacaktır. CMR 17/1 maddesine göre Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulma halleri aynı maddenin devamı fıkralarında belirtilmiştir. Yine CMR 8/1-b maddesinde yükleme sırasında yükün ambalajının görünürdeki durumunun taşıyan tarafından kontrol edileceği, 2. Maddesinde yükün ambalajındaki görünür durumu ile ilgili çekincesini taşıma senedine yazacağı, 9/2 maddesinde taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kararlaştırılmadıkça teslimde yükün ve ambalajının iyi durumda olduğunun kabul edileceği belirtilmiştir. Somut olayda davalı taşıyıcılar yükün ambalajının yetersiz olduğunu hasarın bu nedenle meydana geldiğini, bu sebeple hasardan sorumlu olmadıklarını ileri sürmüş ise de, taşıma senedine yükün durumu ve ambalajı konusunda çekince bildirdiklerini ispatlayamamışlardır. Buna göre CMR 9/2 maddesine göre yükün ve ambalajının iyi durumda olarak taşınmak üzere teslim alındığı karinesine göre davalı taşıyıcıların taşımadan kaynaklanan hasar nedeniyle CMR 17/1 maddesine göre sorumlulukları vardır. Davalılar CMR 17/2 vd. Maddelerinde öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinin olayda gerçekleştiğini ispat edemedikleri için istinaf sebepleri yerinde değildir. Davalı taşıyıcıların sorumluluğu CMR konvansiyonu hükümlerine göre sınırlı sorumluluk olup, bilirkişice CMR hükümlerine göre taşıyıcıların azami sorumluluk sınırı SDR hesabına göre yapılmış olup bu sorumluluk sınırı içinde davalı taşıyıcılara bilirkişilerce yüklenen kusur oranı dahilinde hasardan sorumluluklarına hükmedilmiş olması nedeniyle, davalıların istinaf sebebi yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden … Anonim Şirketi tarafından yatırılan 98,10.TL , … Limited Şirketi tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenlerden alınması gereken 3.254,10.TL harçtan istinaf edenler tarafından yatırılan 813,52şer.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.440,58.’er.TL’nin istinaf edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa avansı yatıran taraflara iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/12/2020 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.