Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/812 E. 2020/1433 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/812 Esas
KARAR NO: 2020/1433 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2016/908 Esas – 2018/755 Karar
TARİH: 20/06/2020
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı şirkette % 10 pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 2014 yılı genel kurul toplantısını 2016 yılı Ocak ayında yaptığını ve sermaye artış kararı aldığını, ancak % 10 azınlık hisseye sahip olan müvekkilinin şirkette yaşadığı sıkıntılar nedeni ile şirketin mali durumundan haberdar olmaması, şirketin kurulduğu tarihten bu yana hiç kar payı almaması, şirketin yönetimi ve mali durumu hakkında söz sahibi olan ortaklarla aynı oranda teminat istenmesinin hakkaniyete aykırı olması, ancak bu durumu redetmediği ve bir çözüm yolu bulmaya çalıştığı halde sürekli tehdit ve hakaretlere maruz kalması, bilanço ve şirket hesaplarının müvekkilinden saklanması vs gerekçeler ile İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/265 esas sayılı dosyası haklı sebeple ortaklıktan çıkma ve şirketin feshi talepli dava açtığını, bu davanın açılmasından sonra davalı şirketin 15.07.2016 tarihinde yaptığı olağanüstü genel kurul ile müvekkili adına vekaleten muhalefet şerhi ve karara itiraza rağmen oyçokluğu ile 1.000.000 TL olan sermayenin 3.000.000 TL ye çıkarılması 365.500 TL lik kısmının şirketin sermaye yedeğinden karşılanması geriye kalan 1.634,500 TL lik kısmı için ortaklar tarafından muvazaadan ari olarak ve nakden taahhüt edilmiş olup, 1/4’ü ödenmiş ve geri kalan 3/4’ü nakden taahhüt edilmiş yönetim kurulunun alacağı kararlara göre 24 ay içinde ödenecektir kararı aldığını, bu kararın yasaya ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, önceki sermayenin ödenmediğini, sermaye artış kararına ilişkin tadil metninde yazılan oranlarda adı geçen … ile …’in ilk nakit sermaye ödemelerini yapmadıklarını, bu konudaki sermayenin ödendiğine ilişkin YMM raporunu düzenleyen …’nin hem şirket ortağı hemde diğer ortak …’ın kardeşi olduğunu, … (…) kendi beyanı ile taahhüt ettiği sermayeyi ödenmediğini kabul ettiğini, şirketin sermaye artışına ihtiyacı olmadığı gibi yapılan artışın tamamen müvekkilinin haklarını azaltmaya yönelik olduğunu belirterek 15.07.2016 tarihli genel kurul kararının önceki sermayenin ödenmemiş olması sebebi ile butlanla yok hükmünde olduğunun tespitine ve 15.07.2016 tarihli genel kurul kararının diğer sebeplerle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının 20.01.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına kadar aralıksız yönetim kurulu üyeliği yaptığını, görevinin 2013-2014-2015 yıllarında da devam ettiğini, 20.01.2016 tarihli genel kurulda ise yönetim kuruluna seçilemediğini, davacının iddialarının aksine, her birinin altında davacının bizzat imzası bulunan oybirliği ile alınmış kararlar olduğunu, davacının hiçbir gerekçe ve delil sunmaksızın afaki beyan ve iddialar ile kavram karmaşası yaratmaya çalıştığını belirterek davacının davasının reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/06/2020 tarih 2016/908 Esas – 2018/755 Karar sayılı kararında; ” dava konusu sermaye artırım kararının alındığı genel kurul toplantısının olağanüstü toplantı gündemi ile yapıldığı, öz itibariyle gerek varlık ve gerek kaynak yapısı gerekse net çalışma sermayesi açıkları gözlenen davalı şirkette makul bir sermaye artırımı finansal yönden gerekli olsa dahi, gerek zamanlama gerekse belirlenen artırım miktarına yönelik objektif denetime elverişli açıklamaların davaya konu olağanüstü genel kurul toplantısında ortaklara yapılmadığı, ortakların bilgilendirilmeleri gerekmesine rağmen dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında ortakların objektif denetime elverişli şekilde bilgilendirilmesi yapılmadığı…”gerekçesi ile, Davanın KABULÜ ile davalı şirketin 15/07/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve esas sözleşmenin sermaye ve hissedar başlığındaki 7. Maddesinin tadiline ilişkin 2 nolu gündem maddesindeki kararın İPTALİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yeterli inceleme yapılmadan hazırlandığını, bilirkişilerin zorlama tespitler yaparak görevleri kapsamı dışına çıktığını, raporların özensiz, denetime elverişsiz, bilimsel ve objektif kriterler gözetilmeden taraflı bir şekilde hazırlandığını, Dava konusu sermaye artırımı usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, ancak bu hususa dair ilgili prosedürlerin yerine getirildiğini, ortakların şirketin finansal durumundan haberdar olmadığı iddiası gereğini yansıtmadığını, Şirket açısından önemli olan fabrika kurulmasına dair kararın davacının imzası ile alındığını, Davacının şirketin mali durumundan haberdar olmadığı, şirket hesaplarının kendisinde saklandığı iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 15/07/2016 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket sermayesinin arttırılmasına dair oy çokluğu ile alınan 2 nolu kararın yasaya ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu belirterek söz konusu kararın önceki sermayenin ödenmemiş olması sebebiyle butlanla yok olduğunun tespitine ve diğer sebeplerle kararın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile 15/07/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan ve esas sözleşmenin sermaye ve hissedar başlılı 7. Maddesinin tadiline ilişkin 2 nolu gündem maddesindeki kararın iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’nın 445. Maddesinde genel kurul kararlarının iptali düzenlenmiş olup, maddeye göre 446. Madde de belirtilen kişilerin genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabileceği belirtilmiş, 446/1-a maddesinde toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçiren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir. Genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabilmesi için pay sahibinin genel kurula katılmış olması ve alınan karara karşı olumsuz oy kullanarak bu muhalefetini tutanağa geçirmiş olması gerekmektedir. İncelenen iptali talep edilen genel kurul toplantı tutanağına göre, olağanüstü genel kurula tüm pay sahipleri katılmış olup, gündemin 2. Maddesinde ana sözleşmenin 7. Maddesinin tadilinin görüşüldüğü, önerge üzerine toplantıya vekaleten katılan davacı vekilin “objektif iyi niyet kurallarına aykırı, payın azaltılmasına yönelik sermaye artışını kabul etmediklerini, ayrıca eski sermayenin bir kısmının nakdi olarak ödenmemesi sebebiyle itiraz ettiklerini” belirtiği önergeye itirazını zapta geçirdiği, bunun üzerine yönetim kurulu başkan vekilinin söz alarak sermaye arttırımının neden yapıldığını açıkladığı, başka söz alan olmadığı belirtilerek oylamaya geçildiği, davacının red oyuna karşılık oy çokluğu ile ana sözleşmenin 7. Maddesinin tadiline dair karar alındığı, karara karşı olumsuz oy kullanan davacının muhalefet şerhine dair kayıt bulunmadığı görülmüştür. Somut olayda davacının muhalefeti ana sözleşmenin 7. Maddesinin tadiline ilişkin önergeye muhalefet olup, genel kurulda oy çokluğu ile alınan karara karşı tutanağa geçirilmiş bir muhalefet şerhi bulunmadığından ve anılan husus genel kurul kararlarının iptali davası açılabilmesi için dava şartı olduğundan, iptal davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan ve dava şartlarının bulunup bulunmadığı mahkemece resen gözetilmesi gerektiği gibi, istinaf aşamasında da resen gözetileceğinden HMK’nın 355. Maddesi gereğince resen gözetilen nedenle davalı istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve iptal davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2020 tarih ve 2016/908 Esas – 2018/755 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın HMK’nın 114/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL. harcın peşin alınan 29,20.TL harçdan mahsubu ile bakiye 25,20.TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı bulunduğu takdirde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN; 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 54,40.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 8-Davalı tarafından sarf edilen 98,10. TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 53,73.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olmak üzere toplam: 151,83. TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.