Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/798 E. 2019/648 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/798 Esas
KARAR NO : 2019/648 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/989 Esas
TARİH : 29/10/2018
DAVA : Ticari Şirketin Feshi – İhtiyati Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili … ile … kardeş olduklarını, davalı şirketin faaliyet alanının metal işleme olduğunu ve fason işçilik yaptıklarını, … 28/10/2008 tarihinden itibaren beş yıl süre ile davalı şirkete münferiden şirket müdürü seçildiğini, bu görev süresinin dolmasının akabinde 10/10/2013 tarihinde bu sefer on yıl süre ile davalı şirkete münferiden müdür olarak atandığını, davalı şirkette her iki ortağın eşit hisselerinin olmasına rağmen … davalı şirkette üstün gibi davranarak şirket ile ilgili alınan kararlarda müvekkiline hiç danışmadığını ve müvekkilinin bilgi almasını engellediğini, müvekkili tarafından bilgi almak isteğinde hakaret ve tehtide maruz kaldığını ve şirkete fiilen girmesinin dahi engellendiğini, ayrıca …’ın şirketin diğer hissedarı olan müvekkiline karşı sorumluluklarını yerine getirmeyerek 2013 yılından bu yana Olağan Genel Kurul Toplantıları yapılmadığını ve müvekkiline kar payı dağıtmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalı şirkete ihtarname keşide ederek davalı şirketin faaliyet kapsamında alınması gereken işletme ruhsatlarının tamamlanmadığını, ivedilikle yetkili mercilere başvurarak ruhsatların alınmasını aksi taktirde doğabilecek zararlardan şahsen sorumlu olacağını, şirkette usulsüz işlemlerin bulunup bulunmadığının tespiti bakımından defter ve kayıtlarını incelemek istediğini ve 2013 yılından beri yapılmayan Olağan Genel Kurul Toplandılarının yapılması için gerekli kararların alınarak toplantı çağrılarının derhal yapılmasını ve yapılacak toplantıda şirket müdürünün seçimi ve süresinin belirlenmesi, şirketin alacak ve borçlarının görüşülmesi, şirketin geçmiş yıllara ait faaliyetlerinin görüşülmesi ve kar payı dağıtılması ve şirketin faaliyetlerinin denetimi için Özel Denetçi Tayin edilmesi için ihtarname çektiğini, bu ihtarın tebliğinin üzerinden dört ay gibi bir zaman geçmesine rağmen taleplerin hiçbirinin yerine getirilmediğini, davalı şirketin müvekkili şirket ortağına karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, bu nedenle davalı şirketin feshini talep ederek dava sonuçlanıncaya kadar müvekkilinin menfaatlerinin korunması için şirkete kayım atanmasını ve şirketin taşınır taşınmaz, alacak haklarına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/10/2018 tarih 2018/989 Esas sayılı kararında;”Mevcut delil durum dikkate alındığında, meydana gelecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağına, tamamen imkansız kalacağına yada ciddi zarara uğrayacağına yönelik tedbir kararı verilmesini gerektirir yeterli delil bulunmadığı, iddiaların değerlendirilmesinin yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla birlikte; tedbir talebinin yasal dayanağı olan 6100 sayılı kanunun 636/4 fıkrası uyarınca bu aşamada önlem alınmasını gerektirir bir durum sözkonusu olmadığı…”gerekçesi ile, Davacı tarafın şirkete kayyım atanması ve davalı tarafın taşınmaz, taşınır, alacak haklarına tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, 29.10.2018 tarihli yerel mahkeme ara kararında; yeterli delil bulunmadığı ve bu aşamada önlem alınmasını gerektirir bir durum olmadığından bahisle tedbir talebinin reddedildiğini, işbu kararın usul ve yasaya aykırı olup, ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini, Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı şirketin ortağı, aynı zamanda müdürü ve tek imza yetkilisi … olup, müvekkilinin tüm taleplerine rağmen şirketin 2013 yılından bu yana Olağan Genel Kurul toplantıları yapılamadığı, kar payı dağıtılmadığı ve … tarafından müvekkili hakkında asılsız iddialarla şikayetlerde bulunulduğunu, … tarafından müvekkiline karşı yapılan bu asılsız suçlamalardan ve müvekkilinin şirkete dahi girmesinin engellenmesinden sonra müvekkilinin şirkette tek imza yetkilisi olan … olan güvenini yitirdiğini, bu nedenlerle müvekkili ile …. arasında menfaat çatışması yaşanmakta olup, arada husumet bulunduğunu, müvekkilinin menfaatlerinin tehlikede olduğunu, müvekkili aleyhine yapılan savcılık şikayetleri ile sabit iken yerel mahkeme tarafından bu aşamada önlem alınmasını gerektirir bir durum olmadığından bahisle ihtiyati tedbir talebinin ve davalı şirkete kayyım atanması taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dolayısı ile müvekkilinin menfaatlerinin korunması ve şirketin zarara uğratılmasının önlenmesi için şirkete kayyım atanması ve davalı şirketin taşınır, taşınmaz malvarlığına ve alacak hakları üzerine tedbir konulması taleplerinin kabulü gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/989 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep haklı nedenlerle şirket feshi davasında şirkete kayyım atanmasına ve şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları üzerine tedbir konulması talebine ilişkindir. Mahkemece tedbir kararı verilmesini gerektirir yeterli delil bulunmadığı, iddiaların yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada TTK 636/4 fıkrası uyarınca tedbir alınmasını gerektirir bir durum söz konusu olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş, davacı vekili bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur.TTK 636. maddesinde limited şirketin sona erme halleri düzenlenmiş, 3. fıkrasında haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın şirketin feshini talep edebileceği, mahkemenin fesih yerine davacı ortağın, payının gerçek değeri ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına veya duruma uygun düşen diğer çözüme hükmedebileceği, 4. fıkrasında fesih davası açıldığında taraflardan birinin talebi üzerine mahkemenin gerekli önlemleri alabileceği belirtilmiştir.TTK 636/4 maddesinde fesih davası açılması halinde mahkemenin gerekli önlemleri alabileceği belirtilerek bu konuda mahkemeye takdir hakkı tanınmıştır. Mahkeme durum ve şartlara göre her olayın özelliğini değerlendirerek, makul görülebilecek, somut olaya uygun tedbir kararı verebilecektir.6100 sayılı HMK’ nın 389/1 maddesine göre: “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” 6100 sayılı HMK’nın 390. maddesine göre de; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Dava haklı nedenlerle şirketin feshi davası olup, şirket yöneticisinin sorumluluğu veya azli davası değildir. TTK 636/3 maddesine göre bu durumda mahkeme şirketin feshine karar verebileceği gibi istem yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenerek şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir diğer çözümlere de hükmedebilecektir. Yani dava sonucunda şirketin feshi yoluna gidilmemesi olasılığı da bulunmaktadır. Her dava açıldığı tarih itibarıyla oluşan sonuca göre karara bağlanacaktır. Davacı iddiaları yargılamayı gerektirip henüz ispatlanmamıştır. Dosya içine sunulan deliller ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata yeterli değildir. Davalı şirketin organları tam olup bu konuda eksiklik bulunmamaktadır. Asıl olan şirketin seçilmiş yöneticileri tarafından yönetilmesidir. Bu nedenle yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin talep tarihindeki takdirine göre; ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/05/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.