Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/795 E. 2019/646 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/795 Esas
KARAR NO : 2019/646 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/956 D.iş 2018/957 Karar
TARİH : 23/10/2018 (Ek Karar)
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, borçlunun yedinde bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının 101.956,23.TL’lik (faiz ve masraflar hariç) kısmının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 07/09/2018 tarihli kararı ile, alacaklının, borçlulardan alacağı olan toplam 101.956,23.TL üzerinden kabulüne, tahsilinin ifasınının temini bakımından, vaki isteği İİK 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunan alacak, rehinle temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların malları ile alacaklarının İcra İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesi ile, borçlunun yerleşim yeri Ankara olup, icra dairesi ve yetkili mahkemelerin Ankara Mahkemeleri olduğunu, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı İstanbul …. İcra Müdürlüğü…Esas dosyasından icraya konulduğunu, icra müdürlüğünün de yetkisine karşı itirazda bulunulduğunu, somut olayda ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin böyle bir karara konu olacak borcunun bulunmadığını, nitekim …. A.Ş. tarafından müvekkil aleyhine başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas dosyasında müvekkil tarafından borcun aslına ve ferilerine itiraz edildiğini, müvekkilin mal kaçırmak gibi bir kastının olmadığını, on milyonlarca liralık mal varlığının şahsı adına kayıtlı olduğunu, verilen ihtiyati haciz kararı için ileride müvekkil için telafi edilemeyecek zararlar oluşmasına sebebiyet verebileceğini, Beşiktaş …. Noterliğinin 14/08/2018 tarih … yevmiye numaralı bir alacak ihtarı yapılmışsa da, iş bu ihtarnamenin müvekkile tebliğ edilmediğini ve böyle bir ihtarın varlığından haberdar olmadığını, müvekkilinin … A.Ş.’nin alacak iddiasını 05/09/2018 tarihinde mail adresine gönderilen bir mesaj ile öğrendiğini, aynı tarihte ihtiyati haciz kararını almak için başvurada bulunulduğunu, müvekkil 13/09/2018 tarihinde … A.Ş. ye bu mail içeriğine, borç iddiasına itirazlarını içeren Çorum …. Noterliği … yevmiye numaralı bir ihtarname çektiğini, tüm bunlar ışığında mezkur kararın verilmesi için alacağın varlığı hakkında bir kanaatin oluşmadığını savunarak, söz konusu ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 23/10/2018 tarih 2018/956 D.iş 2018/957 sayılı ek kararında;”İİK 265.maddesine göre, borçlu, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bu itiraz nedenleri sınırlı olarak kanun tarafından belirlenmiştir. İtiraz eden taraf yetkiye ve borca itiraz etmiş ise de, yetkiye ilişkin yapılan itiraz ihtiyati hacze konu borcun dayandığı 21/01/2014 tarihli Yatırım Hizmetleri Çerçeve sözleşmenin Uyuşmazlıkların Çözümü başlıklı 15. maddesinde; “Bu sözleşmenin uygulanma ve yorumundan doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Adliyesi mahkeme ve icraları yetkili olacaktır.” hükmü üzerinde İstanbul Mahkemelerinin yetkisinin kabul edildiği HMK 17. maddesine göre yetki sözleşmesinin geçerli olduğu görüldüğünden mahkememiz yetkili olup itiraz sebepleri düzenlenen İİK 265. maddesindeki borca itiraz sebeplerinden sayılmadığı…”gerekçesi ile, İtirazın İİK 265. md. göre reddine, karar verilmiş ve karara karşı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Borçlu vekili istinaf süre tutum dilekçesi ile, Söz konusu ihtiyati haciz kararının yer itibariyle yetkili olmayan mahkeme tarafından verildiğini, kaldırılması gerektiğini, İhtiyati hacze -ilamsız takipler için- yetkili olan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olduğunu, icra dairelerinin yetkisi ise İİK’nin yaptığı atıfla HMK’nin yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edilmekte olduğunu, HMK’de genel yetki kuralı davalının yerleşim yeri mahkemeleri olarak gösterilmiş olup müvekkili aleyhinde başlatılan takibin müvekkilinin yerleşim yeri olan Ankara İcra Dairelerinde yürütülmesi gerekmekle beraber yine müvekkili aleyhinde alınacak ihtiyati haciz kararının Ankara Mahkemelerince verilmesi gerektiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında icra müdürlüğünün yetkisine karşı da itiraz bulunulduğunu, İtiraz dilekçesinde de belirtildiği üzere yerel mahkeme ihtiyati hacze yetkisiz olarak karar verdiğini, yetki konusunda her ne kadar taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayanılarak yerel mahkemenin yetkili olduğu ifade edilmişse de müvekkilinin sözleşmeyi imzaladıktan sonra kendisine bir sureti teslim edilmediğini, hal böyleyken müvekkili sözleşmeyi imzalarken tüm hükümlerden haberdar olmadığını, TBK. Madde 20 – 25 arasında düzenlenen genel işlem koşullarına aykırı hareket edilerek ihtiyati haciz talep eden lehine hareket edildiğini, söz konusu sözleşme güncellenmediği ve bir çok eksik bilgi ile düzenlenmiş geçersiz bir sözleşme olduğunu, sözleşme geçersizken bu sözleşmeye dayalı olarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, İİK 257.maddesinin aradığı ihtiyati haciz şartlarının somut olayda oluşmadığını, Somut olay bakımından; mezkur kanunun yer verdiği işbu hükmüne göre ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin böyle bir karara konu olacak borcu bulunmadığını, nitekim … A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında müvekkili tarafından borcun aslına ve fer’ilerine itiraz yapıldığını, Ayrıca 2. bent yönünden de ekte sundukları malvarlığından görüleceği üzere; müvekkilinin malını kaçırmak gibi bir kastı olmadığı, on milyonlarca Türk Lirası değerinde malvarlığının şahsı adına kayıtlı olduğu bu doğrultuda 2. bende aykırı şekilde ihtiyati haciz kararı verilmiş olup gerek olmayan bir borç için gerekse mezkur bende aykırı olarak müvekkili için telafi edilemeyecek zararların oluşmasına sebebiyet veren bir kararın tesisi kabul edilemeyeceğini, İhtiyati haciz kararının verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat edinilmiş olması aranmakla beraber mezkur karara esas teşkil eden delillerin böyle bir kanaat oluşturmaya yeter nitelikte olduğunu söylemenin mümkün gözükmediğini, Beşiktaş …. Noterliği’nin 14/08/2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarıyla müvekkiline bir alacak ihtarı yapılmış olsa da işbu ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, öncelikle usulunce tebliğ edilmeyen bir ihtarı dayanak gösterip, böyle bir ihtara hukuki sonuç bağlanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, zira müvekkilinin böyle bir ihtarın varlığından dahi habersiz olduğunu, Müvekkilinin … AŞ’nin alacak iddiasını 05.09.2018 tarihinde mail adresine gönderilen bir mesaj ile öğrendiğini, yine aynı tarihte…A.Ş.’nin mahkemeye itiraza konu kararı almak üzere başvuru yaptığını, müvekkilinin 13.09.2018’de…A.Ş.’ye bu mail içeriğine-borç iddiasına- itirazlarını içeren Çorum ….Noterliği … yevmiye numaralı bir ihtarname çektiğini, tüm bunlar ışığında mezkur kararın verilmesi için alacağın varlığı hakkında oluşmuş bir kanaatten söz etmek mümkün olmayıp işbu kararın kaldırılması gerektiğini, Yerel mahkemece verilen kararın dayanak edildiği İİK md. 265 incelendiğinde açıkça görüleceği üzere borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz edebileceğini, maddenin devamında itiraz edenin itiraz sebeplerine ilişkin tüm belgeleri sunarak mahkemenin iki tarafı dinleyip bir inceleme yaparak karar vermesi gerektiğinin düzenlendiğini, söz konusu davaya ilişkin itiraz sebepleri ve bu sebeplere dayanak teşkil edecek tüm belgeler dosyaya sunulduğu, yeterli inceleme yapılmaksızın itirazın reddine karar verildiğini, yetki hususunda dayanak kabul edilen yetki sözleşmesinin geçersiz olarak düzenlenip işleme tabii tutulduğu, borcun muaccel oluşunun müvekkile ihtar tebliğ edilmeden sağlandığı, söz konusu işlemlerin müvekkilin onay ve bilgisi dışında yapılarak maddi zarara uğratıldığı, müvekilinin mal kaçırma tehlikesi olmaksızın adresinin sabit olduğu, ihtiyati haciz talep eden şirketin müvekkil taleplerinden bağımsız yaptığı işlerin sonucunda oluşan zararlardan müvekkilini sorumlu tutarak kurtulmaya çalıştığı, müvekkili ile söz konusu ihtiyati haciz talep edenin halen iş yaptığı ve müvekkilinin söz konusu kurumda yüksek rakamlı kredi hesaplarının olduğu ve kendisiyle uzun süredir çalışıldığı görülecek ve bu durumda verilen ihtiyati haciz kararının usulüne uygun verilmeyerek, karara karşı yapılan haklı itirazımızın kabulü gerekeceğini, Yerel mahkeme tarafından verilen gerekçeli kararda İİK. Md. 265 hükmündeki itiraz sebeplerinin bulunmadığı belirtilmişse de ihtiyati haciz kararı verilirken mezkur kanunun ihtiyati haciz şartları başlıklı 257. maddesinde anılan hükümler dikkate alınmaksızın, usul ve yasaya aykırı verilen ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın kabulü gerekmekte olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, öncelikle hüküm tesis edilene kadar tehiri icra kararı verilmesini, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, ihtiyati hacze itirazın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/956 D.iş 2018/957 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, taraflar arasında imzalanmış olan yatırım hizmetleri çerçeve sözleşmesi ve BİST vadeli işlem ve opsiyon piyasası aracılık hizmetleri sözleşmesi nedeniyle oluşan alacaktan kaynaklı ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.İİK 265. maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği düzenlenmiş, 258. maddede de ihtiyati hacze İİK 50. maddeye göre yetkili mahkemece karar verileceği belirtilmiştir. İİK 50. maddede “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.” denilerek yetki hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümlerine yollamada bulunmuştur.HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir.HMK’nın 17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetikli kılabilirler hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda ihtiyati hacze dayanak taraflar arasında imzalanmış olan yatırım hizmetleri çerçeve sözleşmesinin 15. maddesinde Borsa İstanbul vadeli işlem ve opsiyon piyasası aracılık hizmetleri sözleşmesi, 29. maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Ancak dosya içeriğinden aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen, alacaklı aracı kurum ile bireysel olarak yatırım hizmetleri çerçeve sözleşmesi ve BİST vadeli işlem ve opsiyon piyasası aracılık hizmetleri sözleşmeleri imzalamış olup, bu sözleşmeler gereği imzalanan müşteri tanıma formunda da tacir olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle her ne kadar söz konusu sözleşmelerde yetkili mahkeme düzenlenmiş ise de aleyhine ihtiyati haciz kararı verilenin tacir olduğu ispatlanamadığından yetki sözleşmesinin geçerliliğinden bahsedilemeyecektir. Mahkemece sözleşmelerde bulunan yetki kuralından bahisle yetki itirazının reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
İhtiyati hacze dayanak yatırım hizmetleri çerçeve sözleşmesi ve Borsa İstanbul vadeli işlem ve opsiyon piyasası aracılık hizmetleri sözleşmesi ihtiyati haciz talep eden aracı kurumun (bankanın) Özel bankacılık Ankara şubesi ile aleyhine ihtiyati haciz talep edilen arasında imzalanmış olup, sözleşmeye göre ifa yeri Ankara’dır. İİK. 50 maddesinde sözleşmenin yapıldığı yer icra dairesinin de yetkili olacağı, HMK’nın 10. maddesinde de sözleşmelerden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Buna göre itiraza konu olayda ihtiyati hacze dayanak alacak sözleşmeden kaynaklanmakta olup, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin tacir olduğu iddia ve ispat edilemediğinden yetki sözleşmesi geçerli değildir. Dayanak sözleşmeler ihtiyati haciz talep eden aracı kurumun Ankara şubesi ile aleyhine ihtiyati haciz talep edilen arasında imzalanmış olup ifa yeri Ankara’dır. İhtiyati haciz talep tarihinde itiraz edenin yerleşim yeri Ankara olduğundan ve süresinde ihtiyati hacizde mahkemenin yetkisine itiraz edildiğinden itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu nedenle ihtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati hacze yetki yönünden itirazın kabulüne, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/956 D.iş 2018/957 Karar sayılı 23/10/2018 tarihli ek kararı ile 07/09/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin itirazının KABULÜNE, 07/09/2018 tarih 2018/956 D.iş 2018/957 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının yetkisizlik nedeniyle KALDIRILMASINA, İLK DERECE YÖNÜNDEN : 2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Karar tarihi itibariyle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili yararına AAÜT 2.kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 750,00.TL vekalet ücretinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak itiraz edene verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 5-Harçlar Kanunu gereğince ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yatırılan 98,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL karar harcının itiraz edene iadesine,6-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcı ile 56,88.TL posta gideri toplamı 154,98.TL’nin alacaklıdan alınarak itiraz edene verilmesine, 7-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine,8-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/05/2019 tarihinde İİK.265/son ve HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.