Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/790 E. 2021/23 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/790 Esas
KARAR NO: 2021/23 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2018
NUMARASI : 2016/1195 Esas- 2018/1165 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin yetkilisi davalı …’in müvekkiline ait işyerine 15/05/2016 tarihli, … seri numaralı, 250.000,00 TL bedelli fatura konusu ürünlerin kurulumunu taahhüt ettiğini ancak taahhüt ettiği borcu yerine getirmediğini, fatura konusu ürünleri teslim etmediği gibi kurulumlarını da yapmadığını, müvekkilinin iş bu fatura konusu ürünlerin karşılığı olarak davalı şirkete yetkilisi olduğu … San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait … Bankası A.Ş Mercan Şubesinin; 30/10/2016 tarihli … çek nolu 50.000,00 TL bedelli, 30/11/2016 tarihli … çek nolu 50.000,00 TL bedelli çeklerini ve şahsına ait 30/12/2016 tarihli … çek nolu 50.000,00 TL bedelli, 30/01/2017 tarihli … çek nolu 50.000,00 TL bedelli, 28/02/2017 tarihli 7141 çek nolu 50.000,00 TL bedelli çeklerini verdiğini, ancak davalının faturada belirtilen fatura konusu ürünleri teslim etmediği gibi kurulumlarını da yapmadığını, vadesi gelen 30/10/2016 ve 30/11/2016 tarihli çeklerin ödendiğini, diğer çekleri de ödeme tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, çeklerin bedellerinin karşılıksız kaldığını ileri sürerek belirtilen çeklerin bedelsiz olması sebeiyle müvekkilinin iş bu çekler sebebiyle borçlu bulunmadığının tespitine, işbu çeklerin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 01/06/2018 tarihli dilekçesi ile, 30/12/2016 tarihli çek İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden takibe konmuş olup davacı çek bedelinin 30.000 TL’sini ödediğinden ve taksitler halinde ödemeye davam ettiğinden iş bu çekle ilgili davanın, istirdat davası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle yetkili mahkemenin, mahkememiz olmadığını, İzmir mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisizlik nedeni ile reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; Müvekkilinin faturalarda bulunan ürünlerin tamamını davacı tarafa teslim ettiğini, malların kurulumunu yaptığını ve işletmeyi karşı tarafa eksiksiz olarak teslim ettiğini, dava konusu çeklerin, 15.05.2016 tarihli ve 131087-131088 seri numaralı ve 250.000,00 TL bedelli faturada yer alan ürünlerin teslimine ilişkin olup ürünlerin tamamının teslim edildiğini, faturanın yapılan iş karşılığında kesildiğini, iş yapılmadan fatura kesilmesinin söz konusu olmayacağını, davacı tarafa ayrıca 20.05.2016 tarihinde … numaralı fatura kesildiğini, söz konusu faturanın işletmeye teslim edilen pastalarla ilişkili olduğunu, her şeyin kurulmuş ve hazır olan bir mağazada gıda satışı yapılabileceğinin açık olduğunu, Müvekkilinin Franchising verdiği “Kahve Durağı” işletmesini eksiksiz olarak teslim alan davacının, bu işletmeyi fiilen hala işletmekte olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 05/11/2018 tarih ve 2016/1195 Esas – 2018/1165 Karar sayılı kararında;”…..Somut olayda, davacı, davacı işyerine davalı tarafın 15/05/2016 tarihli, 131087 seri numaralı, 250.000,00 TL bedelli fatura konusu ürünlerin kurulumunu taahhüt ettiği ancak taahhüt ettiği borcu yerine getirmediği, fatura konusu ürünleri teslim etmediği gibi kurulumlarını da yapmadığı, ayrıca davacı borçlu, davacının iş yerine yapılacak kurulum nedeni ile davalı tarafa 10.000 USD (28.500 TL) ödeme yaptığı iddiasındadır. Davacı borçlunun borçlanma iradesi bulunmakla birlikte davacı borçlu, davalı tarafın edimlerini yerine getirmemesinden ve kısmen ödeme yaptığından dolayı borcun düştüğünü ileri sürmektedir. Bu durumda ispat yükü davacı borçludadır. Davalı taraf, temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içeren kambiyo senetlerine (çeklere) dayanmaktadır. Davacının iddialarını aynı nitelikteki yazılı belgelerle kanıtlaması (senede karşı senetle ispat) gerekmektedir. Davacı tanığı tarafından … tarafından ürünlerin kurulumunun yapılmadığı beyan edilmiş ise de, davacı iddialarının tanıkla ispatı mümkün olmadığından, davacı … Karşıkaya’ nın sahibi olduğu … San. Tic. Ltd. Şti.’ nin yasal defterlerinde davalılar … ve …San. Tic. Ltd. Şti’nin herhangi bir borç alacak kaydı ile davacının yaptığını iddia ettiği ödemeler yer almadığından ve davacı tarafça sunulan 10.000 USD (28.500 TL) bedelli tahsilat makbuzunda davacının iş yerine yapılacak kurulum nedeni ile düzenlendiğine ilişkin bir açıklama bulunmadığından davacının davasını kanıtlayamadığı anlaşılmış, davanın reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili tarafından davalıya verilen … Bankası A.Ş. Mercan şubesinin … çek no’lu 50.000 TL bedelli … keşideli 30.12.2016 tarihli çek, … Bankası A.Ş Mercan şubesinin … no’lu 30.01.2017 tarihli 50.000 TL bedelli, … Bankası A.Ş Mercan şubesinin … no’lu 50.000 TL bedelli … keşideli 28.02.2017 tarihli çeklerin bedelsiz olması sebebiyle müvekkilinin iş bu çekler sebebiyle borçlu bulunmadığının tespiti ve çeklerin müvekkiline iadesi talebi ile açtıkları davada mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın kanuna ve usule aykırı olduğunu, Dava dilekçesinde de belirtildiği gibi davalı şirketin, müvekkiline ait işyerine, davalı şirket tarafından düzenlendiği, 15.05.2016 tarihli … seri numaralı ve 250.000 TL bedelli faturaya konu ürünlerin kurulumunu taahhüt ettiği ancak taahhüt ettiği edimini yerine getirmediği, Fatura konusu ürünleri müvekkiline teslim etmediği gibi kurulumunu da yapmadığı, davalı taraf cevap dilekçesinde 15.05.2016 tarihli … seri numaralı 250.000 TL bedelli fatura konusu ürünlerin tamamını müvekkiline teslim edildiğini ve kurulumun yapıldığını iddia ettiği, Dolayısıyla taraflar arasında söz konusu faturadaki ürünlerin teslimi ve kurulumunun yapılması konusunda bir anlaşmanın olduğu ve bu anlaşmaya karşılık dava konusu çeklerin verildiği hususunun sabit olduğu, Davalı tarafın iddiasının aksine, davaya konu çekleri aldığı halde karşılığında müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiği ürünleri teslim etmediği ve bu ürünlerin kurulumunu yapmadığı, dolayısıyla dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı açıkça ortada olduğu, müvekkili ticari defterlerinde yapılan incelemede davalı tarafa ait kayıtların bulunmamasının davaya herhangi bir etkisi olmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yönde olduğu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/16857 Esas, 2015/3068 Karar sayılı kararı)
Netice itibariyle davalı tarafın taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı hareket ettiği müvekkiline teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmediği, kurulumunu da yapmadığı bu şekilde dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı apaçık ortada olduğu, mahkemenin red kararı tümü ile hukuki dayanaktan yoksun olduğu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, dava dilekçesinde özellikleri belirtilen çekler ( 3 adet ) nedeniyle İİK. 72 Madde uyarınca açılan borçlu olunmadığının tespiti ve 1 adet çek yönünden de bedelin iadesi istemine ilişkin menfi tesbit ve istirdat davasıdır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. Somut olayda davacı, davaya konu çeklerin davalıdan alınacak mallara karşılık avans olarak verildiğini, ancak davalı tarafından 15/05/2016 tarihli, 131087 seri numaralı, 250.000,00 TL bedelli faturaya konu ürünlerin teslim edilmediği gibi kurulumlarının da yapılmadığı, bu sebeple çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür.Davalılar vekili beyan dilekçesi ile, Müvekkilinin faturalarda bulunan ürünlerin tamamını davacı tarafa teslim ettiğini, malların kurulumunu yaptığını ve işletmeyi karşı tarafa eksiksiz olarak teslim ettiğini, dava konusu çeklerin, 15.05.2016 tarihli ve … seri numaralı ve 250.000,00 TL bedelli faturada yer alan ürünlerin teslimine ilişkin olup ürünlerin tamamının teslim edildiğini, faturanın yapılan iş karşılığında kesildiğini belirtip davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davaya konu 15.05.2016 tarihli ve … seri numaralı ve 250.000,00 TL bedelli fatura incelendiğinde, Satıcının davalı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Olduğu, alıcının ise davacının yetkilisi olduğu dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, anlaşılmıştır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2473 Esas – 2019/5340Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, çek bir ödeme aracıdır. TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Buna göre davacının malları teslim aldığının kabulü gerekir. Dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, verilen çeklerin karşılığı malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalının, dava konusu çekler karşılığı mal teslim edildiğini savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. HMK’nın 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırabileceği gibi soru sorabilecek ve delil gösterilmesini isteyebilecektir. Davalılar vekili 21/03/2017 tarihli beyan dilekçesinde taraflar arasında Franchising Sözleşmesi olduğunu, Müvekkilin Franchising verdiği “Kahve Durağı” işletmesini eksiksiz olarak teslim alan davacının, bu işletmeyi fiilen hala işlettiğini beyan ettiği halde, dosyaya Franchising Sözleşmesinin ibraz edilmediği, 6100 sayılı HMK’ nın 31.maddesi kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü dahilinde, mahkemece sözleşmenin ibrazının sağlanarak incelenmediği anlaşılmıştır.Davacı vekili delil listesinde ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığı, davacı defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelendiği, davalı vekili, defterlerin e defter usulü ile tutulduğunu ve bulunduğu yeri bildirdiği halde mahkemece davalının ticari defterlerinin incelenmesi için talimat yazılmadığı anlaşılmıştır. HMK’ nın 222/1 ve TTK’ nın 83/1 maddesine göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilir. 6100 sayılı HMK’ nın 31.maddesi kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü dahilinde, davalı vekilinin beyan dilekçesinde belirttiğiFranchising Sözleşmesinin ibrazı sağlanarak ve davalının ilgili döneme ait ticari defterleride mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceletilerek rapor alınmak ve gerektiğinde davacı tarafa yemin delili de hatırlatılmak suretiyle dava dilekçesinde özellikleri belirtilen çekler ( 3 adet ) nedeniyle borçlu olup olunmadığının tespiti ve 1 adet çek yönünden de bedelin iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK.nın 3531-a-6 mad. uyarınca; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemesi halini de bu madde kapsamında değerlendirmek gerekecektir.Sonuç itibariyle, açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının HMK’ nın 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2018 tarih ve 2016/1195 Esas – 2018/1165 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/01/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.