Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/784 E. 2021/266 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/784
KARAR NO: 2021/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/538 Esas – 2018/906 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Fatura Alacağından Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından, davalı tarafa birtakım malzemeler ve servis hizmetleri tedarik edildiğini, bahse konu ticari ilişki çerçevesinde 20.672,10 TL bedelli 09/05/2016 Tarihli ve … nolu, 7.400,31 TL bedelli 09/05/2016 Tarihli ve … nolu, 2.025,68 TL bedelli 12/05/2016 tarihinde … numaralı, 6.217,77 TL bedelli 23/05/2016 tarihli … nolu, 3.728,21 TL bedelli 28/05/2016 tarihli ve … nolu 792,70 TL bedelli 28/05/2016 tarihli ve 00009 nolu, 3.141,87 TL bedelli 15/06/2016 tarihli ve … numaralı faturalardan kaynaklı 43.978,64 TL bedelli fatura düzenlendiğini, fatura borçlarının ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile toplam 43.978,64 TL fatura bedelinin tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğunu, müvekkilince, borçlu firmadan bir kısım mal alımında bulunduğunu, müvekkili tarafından borçlu firmada alınan malların toplam bedelinin 25.298,91 TL olduğunu, borçlu – davalı tarafından kesilen 12.306,54 TL bedelli 28/04/2016 tarih ve … nolu, 118,94 TL bedelli 09/04/2016 tarihli ve … nolu, 5.689,49 TL bedelli 12/05/2016 tarihli ve … nolu, 6.021,83 TL bedelli 28/05/2016 tarihli … nolu, 335,89 TL bedelli 10/06/2016 tarihli ve … nolu, 514,48 TL bedelli 10/08/2016 tarih ve … nolu, 252,28 TL bedelli 29/08/2016 tarihli ve … nolu olmak üzere müvekkiline kesilen toplam 25.298,91 TL bedelli faturalara karşılık, müvekkili tarafından borçluya 3.000,00.TL ödeme yapıldığını, müvekkili ile borçlunun cari hesaplarından karşılıklı alacakları mahsup edildiğinde, davalının müvekkiline 43.978,64 – ( 25.298,91-3.000 TL )= 21.678,73 TL bakiye borcu bulunduğunu belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan 21.678,73 TL alacak bakımından iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamını, alacak miktarının % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafın davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/12/2018 tarih ve 2017/538 Esas – 2018/906 Karar sayılı kararı ile; ” …. davacı usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri ile davasını ispat etmiş bulunduğundan davacının davasının kabulü ile davalı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın 21678,73TL alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına; alacak faturaya dayalı ve likit bulunduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine davalının itirazının 2.1678,73TL alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 2-Davacının icra inkar tazminatının talebinin kabulü ile 4.335,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği faturalara konu malların müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin davacıya böyle bir borcu bulunmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, ancak davacı tarafça davanın ispatlanamadığını, Davacı tarafça müvekkiline 3.000,00 TL ödendiği iddia edilmiş ise de, hayatın olağan akışı içerisinde bir firmanın alacağını alamadığı borçlu firmaya karşı tekrar nakit ödeme yapmasının izaha muhtaç olduğunu, kaldı bu ödemeye ilişkin bilgi ve belge sunulmadığını, Davacı tarafın, takibe konu faturalardaki malların teslim edildiğini yazılı olarak ispatlaması gerektiğini, yine davacının iddia ettiği 3.000TL’lik ödemeye ilişkin işletme defterinin yapısı gereği ödeme işlemlerinin kayıtlanamadığının bilirkişi raporunda ifade edildiğini, Bu kapsamda gerek 3.000 TL’ lik ödemeye ilişkin gerekse takibe konu faturalara ilişkin malların teslim/ tebliğ edildiğine dair hiçbir yazılı delil, dekont, belge vs bulunmadığını, davacı tarafın tacir olup basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğunu, 3.000 TL ödeme yapmış ise dekont ve makbuzunun sunulması, ticari ilişki içerisinde mal teslimi yapmış ise, yine malın teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyesi veya teslim makbuzu vs gibi yazılı belgelerle iddianın kanıtlanması gerekirken hayali ve soyut beyanlara dayalı olarak alacağa karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı tarafın müvekkiline hitaben düzenlemiş olduğu faturaların da müvekkilinin defter ve kayıtlarında bulunmadığını, çünkü işbu faturaların herhangi bir mal veya hizmetin karşılığı kesilmiş faturalar olmadığını, tamamen hayali ve müvekkilinden haksız kazanç elde etmeye yönelik olarak düzenlenmiş faturalar olduğunu, bu faturaların müvekkiline teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil dosyaya ibraz edilmediği gibi işbu faturalarda verildiği iddia edilen mal veya hizmetin verildiği yahut sunulduğuna ilişkin de herhangi bir kayıt yahut sevk irsaliyesi mevcut olmadığını, Davanın iki tarafı da basit usulde ticari kazanç elde ettiğinden ticari defter tutma yükümlülüğü bulunmadığını, işletme defterinde de tarafların cari hesap bilgileri bulunmadığını, bu nedenle tarafların ellerinde mevcut ticari işletme defterlerinin ve taraflara ait banka hesap hareketlerinin birlikte incelenmesi yoluyla müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmadığının ortaya çıkacağını, eksik inceleme sonucu karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile davacı tarafça davalı aleyhine 43.978,64 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı tarafça icra takibine süresinde itiraz edilmiştir. Davacı tarafça; davalıya birtakım malzeme ve servis hizmetleri tedarik edildiği, söz konusu ticari ilişki çerçevesinde toplam 43.978,64 TL tutarında faturalar tanzim edildiği, davalı tarafça fatura bedellerinin ödenmediği, yine davalıdan toplam 25.298,91 TL tutarında faturalı mal alındığı, bu borca karşılık davalıya 3.000,00 TL nakit ödeme yapıldığı, alacakların karşılıklı mahsubu ile davalıdan bakiye 21.678,73 TL alacağının bulunduğu belirtilerek, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki itirazının 21.678,73 TL alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece, davacının, usulüne uygun tutulmuş ticari defterleri ile davasını ispat ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemekle, davalı münkir sayılmıştır. Davalı vekilince ibraz edilen bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, icra takibine dayanak faturalarla veya başka bir sebeple müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığı, faturaların tebliğ edilmediği, müvekkiline faturalara konu malların teslim edilmediği beyan edilerek, 3.000,00 TL’lik ödeme de kabul edilmemiştir. Takip konusu faturalar üzerinde teslim alan bilgileri bulunmamaktadır. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağı ispatlamadığı gibi faturanın tebliğ edilmiş olması da fatura içeriği malların teslimi sonucunu doğurmayacak olup, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2016/7819 Esas 2017/2738 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğini ispat külfeti davacıya aittir. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılmamıştır. HMK’nın 222. maddesi uyarınca, mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Mahkemece duruşma dışı 26/04/2018 tarihli ara karar ile taraf defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, ara kararın taraflara tebliğine karar verilmiş, davalı adına çıkartılan davetiye üzerine “İlgili yıllara ait tüm ticari defter ve kayıtların inceleme günü ibraz edilmesi” şerh düşülmüş, ancak hangi yıllara ait defterlerin ibraz edileceği belirtilmediği gibi inceleme günü olarak belirlenen tarih de yazılmamıştır. Bu hali ile, davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı sonucuna varılarak sırf davacı defterleri incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. 6100 sayılı HMK’ nın 31. maddesi kapsamında hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında, mahkemece davalının bağlı bulunduğu Vergi Dairesinden takibe konu faturaların ilgili dönemde BA formu düzenlenmek suretiyle vergi dairesine bildirilip bildirilmediğinin sorulması, davalı tarafa usulüne uygun olarak ticari defterlerini ibraz etmesi için süre verilmesi, davalı tarafça ticari defterlerin ibrazı halinde ve gelecek yazı cevabına göre bilirkişiden ek rapor alınarak, taraf delilleri birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun no’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarih ve 2017/538 Esas 2018/906 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 370,25 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/02/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.