Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/775 Esas
KARAR NO: 2020/1429 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1087 Esas – 2018/1197 Karar
TARİH: 05/12/2018
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili tarafından davalı … Ltd. Şti’.nin aleyhine müvekkili tarafından açılan rücuen tazminat davasının Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin 2012/895 esas sayılı dava dosyasında devam etmekte iken şirketin tasfiye soncu 05/05/2013 tarihinde terkin edildiğinin anlaşıldığından bahisle söz konusu davanın devamı için adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, şirketin ihtilaflı borcu olduğunu Ticaret Sicil Memurluğunun bilmesinin mümkün olmadığını, yasal hasım konumundaki müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacaklarından bahisle davanın reddini talep etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/12/2018 tarih 2017/1087 Esas – 2018/1197 Karar sayılı kararında; ” Müsnet davada, davacı tarafından, davalı …’ın tasfiye memuru olduğu şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış bir alacak davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle davalı şirketin yeniden ticaret siciline tescili gereklidir. Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydının, Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin 2012/895 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazı işlemleriyle ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir. Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır. Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin sona erdiğine 27/02/2013 tarihinde karar verildiği, kararın 05/03/2013 tarihinde tescil olunduğu, bu şirkete karşı açılan Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin 2012/895 esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesinin ise 09/07/2013 tarihinden sonra, 28/11/2013 tarihinden önce davalı şirkete tebliğ olunduğu, bu durumda davalı tasfiye memurunun tasfiyeden önce davadan haberdar edilmediğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun ihya davası açmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından…”gerekçesi ile, Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin, Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin 2012/895 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazı işlemleriyle ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine, Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline TESCİL VE İLANINA, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalılar aleyhine karar verildiğini ancak Bakırköy 2. İş Mahkemesi dava tarihinin terkin tarihinden sonra olması nedeniyle tasfiye memurunun davadan haberdar edilmediğini, bu sebeple de ihya davası açmasına sebebiyet vermediğinden gerekçesiyle davalı tasfiye memurunun yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmadığını belirttiğini, İleri sürerek, istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini, kararın kaldırılarak yeniden talep doğrultusunda davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri tesisi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava ticaret sicilden terkin edilmiş şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için TTK 547. Maddesine göre ihyası talebine ilişkindir. Davacı vekili, ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında Bakıköy 2. İş mahkemesinde 2012/895 E. Sayılı rucüen alacak davası açtıklarını, şirketin ticaret sicilden tasfiye sonrası 05/03/2013 tarihinde kaydının silindiğini öğrendiklerini, devam eden bir dava var iken şirketin tasfiyesinin tamamlandığından bahsedilemeyeceğini, tasfiye işlemlerinin eksik bırakıldığını belirterek ilgili davanın görülüp sonuçlandırılması için şirketin ihyasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına, tasfiye memuru olarak şirketin önceki tasfiye memuru olan davalının atanmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya içinde bulunan belgelerden, ticaret sicil kayıtlarından, ihyası talep edilen şirketin 12/08/2011 tarihinde tasfiye kararı aldığı, tasfiye memuru olarak davalı …’nın atandığı, tasfiyenin tamamlandığı belirtilerek ilgili şirketin 05/03/2013 tarihinde ticaret sicilden terkin edildiği, ticaret sicilden terkin edilen şirket hakkında davacı tarafından Bakıköy 2. İş Mahkemesinde 18/10/2012 tarihinde 2012/895 E. Sayılı rucuen tazminat davası açıldığı, davanın derdest olduğu görülmüştür. TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Tasfiye sonunda ticaret sicilden kaydı silinen şirket hakkında görülmekte olan bir davanın bulunması halinde tasfiye işlemlerinin tamamlandığından söz edilemeyecektir. Bu durumda tasfiye işlemleri eksik bırakıldığından ek tasfiye işlemlerinin yapılması zorunlu olmakta ve kaydı siline şirketin ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması bakımından ihyası gerekmektedir. Mahkemece ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin ihyasına karar verilmiştir. Şirketin ticaret sicilden kaydının silinmesinden önce hakkında açılmış bir dava bulunmaktadır. Buna göre tasfiye işlemleri eksik yapılmış olup, tasfiye işlemlerinin eksik yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Tasfiye halinde bulunan şirkete dava dilekçesinin tebliğ edilmemiş olması veya şirket kaydı silindikten sonra tebliğ edilmiş olması sonucu degiştirmeyecektir. Davalı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması hatalı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b2 maddesi ile kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile ilgili şirketin Bakırköy 2. İş Mahkemesinin 2012/895 E. Sayılı dosyasının görülmesi ile sınırlı olmak üzere ihyasına, davalı …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına, yargılama giderlerinin davalı tasfiye memurundan tahsili ile davacıya verilmesine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/12/2018 tarih ve 2017/1087 Esas – 2018/1197 sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak sureti ile;Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin, Bakırköy 2. İş Mahkemesi’nin 2012/895 Esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazı işlemleriyle ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine, Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret siciline TESCİL VE İLANINA,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç tahsiline yer olmadığına, 3-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan bu davalı aleyhine harç, yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 382,8 TL tebligat/ posta giderinin davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında davalı … tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf vekille temsil edildiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00.TL maktu vekalet ücretinin davalı ..’ tan alınarak davacıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 81,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 31,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen 31,40 TL istinaf karar harcı ile 31,5 TL dosyanın gidiş – dönüş masrafı olmak üzere, toplam 62,9 TL’ nin davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 11-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/12/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.