Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/760 E. 2021/21 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/760 Esas
KARAR NO: 2021/21 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI : 2017/403 Esas 2018/1301 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin inşaat malzemeleri satışı ile iştigal eden bir firma olduğunu, müvekkili şirketin işletmekte olduğu yapı marketteki perakende ve toptan satışları işyerinde kendi müşterilerine bizzat yaptığı gibi, anlaşmalı olduğu bankaların sanal pos cihazı ile ödenmek üzere kendi internet sitesi üzerinden de yaptığını, müvekkili şirketin internet sitesi üzerinden 24/11/2016 tarihinde … adına bazı malzemelerin sipariş edildiğini, ödemeyi … ait kredi kartı ile yaptığını, satış bedelleri toplamı olan 4.979,03 TL’nin müvekkili şirket hesabına banka tarafından aktarıldığını ve siparişlerin … adresine …. ile teslim edildiğini, daha sonra kart sahibinin itirazı üzerine davalı bankanın müvekkili şirket hesabına aktarılan satış bedelini aynı hesaptan iade aldığını, müvekkili şirketin bu işleme yönelik sözlü ve yazılı itirazının dikkate alınmadığını, şüpheliler hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/22249 soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirket hesabından tahsil edilen harcama bedelinin iade edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile müvekkili banka arasında üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, dava konusu işlemlerin mail order yetkisinin kullanılması suretiyle gerçekleşen işlemler niteliğinde olduğunu, davacının işyerinde gerçekleşen harcamalara kart hamili tarafından itiraz edildiğini, müvekkili bankanın davaya konu uyuşmazlık bakımından kusurunun bulunmadığını, müvekkili bankanın üye işyeri sözlemesine uygun davrandığını, 5464 sayılı kanun gereğince davacı işyeri dava konusu işlemler nedeniyle sorumlu olduğunu, yargı kararları gereğince sözleşmeye uygun olarak yapılan işlemin hukuka aykırı olmadığının tespit edildiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 27/12/2018 tarih ve 2017/403 Esas – 2018/1301 Karar sayılı kararında;”….Taraflar arasında üye işyeri sözleşmesi, taksitli işlem sözleşmesi ve elektronik ticaret sözleşmesi imzalandığı belirlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan Elektronik Ticaret Sözleşmesinin Elektronik Ticarette Üye İşyerlerinin Sorumluluğu” başlığı altındaki 3.3 maddesinde; “Üye işyeri, güvenli elektronik işlemlerin ve bu işlemler kapsamında kredi kartı hamillerine mal ve hizmet sunumunun tamamiyle kendi sorumluluğu altında olduğunu, kredi kartı hamilleri ile arasnda mal ve hizmete ilişkin çıkabilecek ihtilaflarda bankanın taraf olmadığını, bütün güvenlik uygulamalarına karşın herhangi bir sahte işlemin gerçekleşmesi, sahte işlem nedeniyle mal ve hizmet bedelinin hesabına alacak kaydedilememesi ve benzeri hallerde bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını beyan ve kabul eder.”, 3.4 maddesinde; “Kredi kartı hamillerinin üye işyerinden mal ve/veya hizmet talebinde bulunmadıkları veya sipariş konusu mal ve hizmetin kendilerine ulaşmadığını bildirerek bankaya yazılı olarak itiraz etmeleri halinde, banka üye işyerine dönüp itiraz konusu işlem hakkındaki tüm bilgi ve belgeleri 5 iş günü içerisinde göndermesini talep eder. Üye işyerinin süresi içinde gerekli evrakları göndermemesi veya üye işyerince ibraz edilen belgelerin kart hamili bankasınca kabul edilmemesi durumunda, banak kredi kartı hamillerinin ilgili borçlarını üye işyerinin bankadaki hesabından resen takas ve mahsuba yetkilidir. Üye işyerinin banka hesabının müsait olmaması halinde, bankanın ilk talebinde kredi kartı hamillerince itiraz konusu yapılmış ve aksi belgelenememiş tutarları bankaya ödemeyi üye işyeri kabul ve taahhüt eder. Bu durumda banka elinde bulunan bilgi ve belgeleri kredi kartı hamilline karşı adli ve icrai takipte bulunabilmesi için mümkün olan en kısa süre içinde üye işyerine verecektir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yine taraflar arasında imzalanan Üye İşyeri Sözleşmesinin 9.maddesi ve 12.maddesinde de mail order sistemi ile yapılan işlemlerde tarafların sorumlulukları düzenlenmiştir. Dava konusu olayda üye işyeri sözleşmesi uyarınca davacının www…..com.tr isimli internet sitesi üzerinden mail order yetkisi kapsamında sanal POS aracılığı ile sipariş işleminin yapıldığı, sipariş verenin …, işlem tarihinin 24/11/2016 olduğu, ödemenin ise … ait kredi kartından yapıldığı, mail order kapsamındaki işlemlerde alışverişin gerçekleşmesi için kredi kartı numarası, kredi kartının son kullanma tarihi ve kredi kartının arkasındaki güvenlik numarasının üye işyerine bildirilmesinin yeterli olduğu ve kart hamilinin kart şifresine ihtiyaç gösteren 3D security vb. uygulamaların bulunmadığı, alışverişte kullanılan kredi kartı hamili … davalı bankaya 24/11/2016 tarihinde başvurarak 24/11/2016 tarihinde gerçekleştirilen 1.671,75 TL, 906,97 TL, 1.086,73 TL ve 1.313,58 TL tutarlarındaki alışverişe itiraz ettiği, uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına göre kredi kartı hamilinin alışverişe itiraz hakkı mevcut olup, kart hamili tarafından itirazın süresi yapıldığı, davalı tarafından alışveriş konusu malların … adına … Sokak No:… Kat:… Da… Alibeyköy/İstanbul adresine kargo yoluyla 24/11/2016 tarihinde gönderildiği ve 25/11/2016 tarihinde … teslim edildiği, kredi kartı hamili … adresinin ise … Mah. … Sok. … Evleri … Blok Daire:… Kirazlı Bağcılar/İstanbul olduğu, bu hususlar değerlendirildiğinde; banka tarafından yapılan işlemin kayıt ve belgelere göre yerinde olduğu, gerek sözleşme hükümleri gerekse işlemler dikkate alındığında bedelin iadesi talebinin reddi gerektiği kanaatine varıldığından aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirketin dilekçede belirtilen adresinde inşaat malzemeleri satışı ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin belirtilen adreste işletmekte olduğu yapı marketteki perakende ve toptan satışları, iş yerinde kendi müşterilerine bizzat yaptığı gibi anlaşmalı olduğu bankaların sanal pos cihazı ile ödenmek üzere kendi internet sitesi üzerinden de yapmakta olduğu, internet üzerinden gelen siparişlerin ödemelerini anlaşmalı olduğu bankaların sanal pos cihazından tahsil ettikten sonra, kargo şirketi vasıtası ile istenen adrese ve şahıslara teslim ettirmekte olduğu, Müvekkili şirketin internet sitesi üzerinden, 24/11/2016 tarihinde … adına bazı malzemeler sipariş edildiği ve ödeme de … ait kredi kartı ile yapıldığı, bu ödeme yapılırken kredi kartı numarası, şifresi ve bankanın güvenlik amacı ile koyduğu diğer bazı bilgilerin sisteme girilmesi gerektiği, bu aşamaların tamamı gerçekleştikten sonra sanal pos cihazı üzerinden satış bedelleri toplamı olan 4.979,03-TL müvekkili şirket hesabına banka tarafından aktarıldığı ve siparişler formda belirtilen … adlı şahsa … Sokak No:… D:… Alibeyköy adresine …Kargo şirketi tarafından teslim edildiği, Daha sonra kart sahibinin itirazı üzerine, davalı banka müvekkili şirket hesabına aktarılan satış bedeli toplamı 4.979,03-TL’nin tamamını aynı hesaptan iade aldığı, müvekkili şirketin bu işleme yönelik sözlü ve yazılı itirazı dikkate alınmadığı, taraflarınca keşide edilen ihtarnameye de olumlu bir cevap verilmediği, müvekkili şirket hesabından tahsil edilen harcama bedelinin iade edilmesi gerektiği, zira müvekkili şirket, satış işlemi ile ilgili üzerine düşen yükümlülükleri usulüne uygun olarak yerine getirdiği, kredi kartının başkası tarafından haksız kullanımına dair bir kusuru bulunmadığı, kaldı ki müvekkilinin kartın üçüncü şahsılar tarafından haksız olarak kullanıldığını tespit edebilme olanağı da bulunmadığı, eğer kredi kartında haksız bir kullanım varsa bu sorumluluk tamamen güvenlik bilgileri kendisinde bulunan kart hamili ve kartın güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamakla yükümlü olan bankada olduğu, davalı bankanın, kendisi tarafından sağlanan sanal POS ve internet bankacılığı hizmetleri ile gerçekleşen işlemler için güvenlik tedbirlerini almaya ve müşterinin güvenli bir ortamda işlemlerini yapmasını sağlamaya mecbur olduğu, davalı banka tarafından güvenlik aşamaları tamamlanmayan bir satış talebi müvekkili şirket tarafından yerine getirilmediği, söz konusu güvenlik aşamalarına dair teknik detayları denetlemek ve gerekli önlemleri almak doğal olarak davalı bankaya ait olacağı, somut olaydaki satış işlemi de davalı bankanın denetiminden onaylanarak gerçekleştiği, bu nedenle müvekkili şirket hesaplarından iade alınan satış bedellerine ve mahkemenin vermiş olduğu karara itiraz ettiklerini, müvekkilinin hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmadığı, bu nedenle davalı banka müvekkilinin hesabından haksız ve mesnetsiz şekilde harcama bedelini tahsil ettiğini, Mahkemenin vermiş olduğu kararında ihtilafa konu alışverişlerde siparişi verenin … adlı üçüncü kişi olduğunu, alışveriş sırasında kullanılan kredi kartının ise … adlı kişiye ait olduğunu, bu kişilerin ikamet adreslerinin farklı olduğunu, sipariş konusu malların … adlı kişiye teslim edildiğini belirttiği, devamında ise kart hamilinin sipariş konusu malları teslim almadığını dolayısıyla söz konusu alışverişin kart hamili tarafından yapılmadığını kabul ederek davanın reddine karar verdiği, öncelikle mahkemenin bu sonuca ulaşmasında izlemiş olduğu yolun izahı mümkün olmadığı, internet sitesi üzerinden verilen siparişin kart hamili haricinde başka birinin almış olması bu alışverişin kart hamilinin bilgisi dışında yapıldığını kanıtlamadığı, bu nedenle Mahkemenin bu değerlendirmesi hukuki dayanaktan yoksun olup, davalı bankanın müvekkili şirket hesabından alışveriş bedellerini geri almasına gerekçe oluşturamayacağını, Mahkeme gerekçeli kararında müvekkili şirket ile davalı banka arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesinin 9. ve 12. maddeleri ile elektronik ticaret sözleşmesinin 3. maddesine dayanarak kart hamilinin işlemlere itirazı halinde alışverişin kart hamili tarafından yapılmadığının anlaşılması halinde sorumluluğun üye işyerine ait olduğunu belirttiğini, söz konusu alışverişin kart hamilinin bilgisi dışında yapıldığını gösterir tek bir delil veya belge söz konusu olmadığını, mahkemenin kart hamili…. ile üçüncü kişi … adreslerinin farklı olmasını gerekçe göstererek işlemlerin kart hamili bilgisi dışında yapıldığını kabul etmesi ve kararını bu yönde oluşturmasının tutarlı ve geçerli bir yanı olmadığını, Ayrıca mahkemenin gerekçeli kararında mail order sistemi ile yapılan alışverişlerde sorumluluğun üye işyerinde yani müvekkili şirkette olduğunu beyan ettiği, mail order yetkisi tanınan işyerlerinde kredi kartları fiziken ve fiilen üye işyerinde bulunmasa da, mal ve hizmet satışı gerçekleşebilmekte olduğu, söz konusu harcamalar mail order ile yani kredi kartı fiziken ve filen müvekkiline ait işyerinde olmadan gerçekleştiği, dolayısıyla tüm sorumluluk davalı bankada olduğu, mail order ile alışverişin tamamlanabilmesi için kart hamili karta ait tüm bilgileri (kredi kartı numarası, şifresi ve bankanın güvenlik amacı ile koyduğu diğer bazı bilgiler) doğru girdiği ve davalı banka bilgilerin doğruluğunu teyit ederek alışverişe ait ödemeye onay verdiğini, müvekkili şirket ödemeye ilişkin bilgilerin teyidinde veya ödemeye ilişkin onayın herhangi bir aşamasında yer almamasına rağmen müvekkili şirketin sorumlu tutulması kabul edilemeyeceği, tüm sorumluluğun davalı bankada olduğunu, buna rağmen müvekkili şirketin sorumlu tutması ve bu doğrultuda davanın reddine karar verilmesinin izahının mümkün olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, internet üzerinden kredi kartı ile siparişe dayalı mesafeli satış sözleşmesinden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı dava dilekçesi ile, internet üzerinden yaptığı satışa ilişkin banka tarafından tahsil edilen bedelin, kart hamilinin itirazı üzerine iptal edildiğini ve bedelin davacı hesabından iade alındığını, işlemin sanal pos üzerinden yapılmış olması sebebiyle kart hamilinin güvenlik bilgilerinin sisteme girilmesi halinde işlemin gerçekleştirilebildiğini ve işlemin tamamlanmış olması, alınan ürünlerin ise gönderilmiş olması sebebiyle banka tarafından yapılan iptal işleminin yerinde olmayıp, bedelin ödenmesi gerektiği iddiası ile alacak talebinde bulunmuştur.Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde,Taraflar arasında üye işyeri sözleşmesi ve elektronik ticaret sözleşmesi imzalandığı tesbit edilmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda; davacı ile davalı banka arasındaki üye işyeri sözleşmesi uyarınca davacının www….com.tr internet sitesi üzerinden mail order yetkisi kapsamında sanal POS aracılığı ile satış işlemleri gerçekleştirdiği, mail order kapsamındaki işlemlerde alışverişin gerçekleşmesi için kredi kartı numarası, kredi kartının son kullanma tarihi ve kredi kartının arkasındaki güvenlik numarasının üye işyerine bildirilmesi yeterli olduğu ve başkaca bir güvenlik işlemine ihtiyaç duyulmadığı, davacı ile davalı arasında kurulan sanal POS uygulamasında kart hamilinin kart şifresine ihtiyaç gösteren 3D security vb. uygulamaların bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan üye işyeri sözleşmesinin 9.ve 12.maddesi ile elektronik ticaret sözleşmesinin 3.maddesine göre, kart hamilinin işlemlere itirazı ve alışverişin kart hamili tarafından yapılmadığının anlaşılması halinde sorumluluğun üye işyerine ait olduğu, kart hamilinin süresi içinde alışverişlere itirazda bulunduğu, sipariş konusu malları teslim almadığı dikkate alındığında yapılan işlemlerin kart hamilinin kredi kartına iade edilmesinin doğru olduğu, mail order sistemiyle yapılan alışverişlerde kart hamilinin hesabına iade (chargeback) işlemi yapıldığında sorumluluğun sözleşme maddeleri ile üye işyeri tarafından üstlenildiği dikkate alındığında, davalı bankanın alışveriş bedelleri toplamını davacı üve işyerinin hesabından geri almasının uygun olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Somut olayda, dava konusu olayda üye işyeri sözleşmesi uyarınca davacının www….com.tr isimli internet sitesi üzerinden mail order yetkisi kapsamında sanal POS aracılığı ile sipariş işleminin yapıldığı, sipariş verenin …, işlem tarihinin 24/11/2016 olduğu, ödemenin ise …’e ait kredi kartından yapıldığı ve siparişin …adına Alibeyköy/İstanbul adresine kargo yoluyla gönderildiği, … adlı kişiye teslim edildiği, Kredi kartı hamili … adresinin Kirazlı-Bağcılar/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Mesafeli satış sözleşmesi,yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi ya da ifası kararlaştırılan sözleşmelerdir. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 17/2. maddesinde “Üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur.” 18/son maddesinde ise “Üye işyerleri, 20. madde uyarınca harcama belgesi düzenlenmeksizin çeşitli iletişim araçları yoluyla veya sipariş formu vasıtasıyla işlem yapılmasına olanak sağlamak üzere kuracakları sistemlerin güvenli bir şekilde çalışmasını temin etmekle yükümlüdür.”Aynı kanunun 32/1. maddesinde “Kart numarası bildirilmek suretiyle üye işyerinden telefon, elektronik ortam, sipariş formu veya diğer iletişim araçları yoluyla yapılan işlemlerden doğacak anlaşmazlıklarda ispat yükü üye işyerine aittir.” şeklinde yasal düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelere göre satıcı konumunda bulunan davacı , internet üzerinden mail order yöntemi ile alışveriş yapan dava dışı … isimli kişinin kredi kartı sahibi olup olmadığını tespit ve teyit etmek ve alışverişe konu ürünlerin bu kapsamda ilgilisine teslimini ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava konusu alışverişi gerçekleştiren Dava dışı … isimli kişinin kredi kartı sahibi olmadığı gerçek kart sahibinin … isimli kişi olduğu ve alışverişe konu ürünlerin … adına Alibeyköy/İstanbul adresine kargo yoluyla gönderildiği, kargo formlarına göre … adlı kişiye teslim edildiği, Kredi kartı hamili … adresinin Kirazlı-Bağcılar/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, mail order kapsamındaki işlemlerde alışverişin gerçekleşmesi için kredi kartı numarası, kredi kartının son kullanma tarihi ve kredi kartının arkasındaki güvenlik numarasının üye işyerine bildirilmesinin yeterli olduğu, kart hamilinin kart şifresine ihtiyaç gösteren 3D security vb. uygulamaların bulunmadığı, alışverişte kullanılan kredi kartı hamili … davalı bankaya 24/11/2016 tarihinde başvurarak 24/11/2016 tarihinde gerçekleştirilen 1.671,75 TL, 906,97 TL, 1.086,73 TL ve 1.313,58 TL tutarlarındaki alışverişe itiraz ettiği, uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına göre kredi kartı hamilinin alışverişe itiraz hakkı mevcut olup, kart hamili tarafından itirazın süresinde yapıldığı, davalı tarafından alışveriş konusu malların … adına … Sokak No:… Kat:… Da:… Alibeyköy/İstanbul adresine kargo yoluyla 24/11/2016 tarihinde gönderildiği ve 25/11/2016 tarihinde … teslim edildiği, kredi kartı hamili … adresinin ise … Mah. … Sok. … Evleri …Blok Daire:… Kirazlı Bağcılar/İstanbul olduğu, bu hususlar değerlendirildiğinde; Davacının yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında üzerine düşen yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve dosya kapsamındaki deliller kapsamında ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf başvurusu nedenlerinin karşılandığı da gözetildiğinde , ilk derece mahkemesince verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu dairemizce tesbit edildiğinden davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2013/28972 Esas – 2014/6563 Karar sayılı kararı benzer mahiyettedir.) Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.