Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/759 E. 2021/80 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/759 Esas
KARAR NO : 2021/80 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI : 2015/111 Esas 2018/1084 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 09/04/2003 tarihli protokol ile başlayan ticari ilişki kapsamında davalının faaliyet gösterdiği akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmaz üzerinde müvekkili şirket lehine 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiğini, müvekkili şirket lehine tesis edilmiş olan intifa hakkı nedeniyle istasyonun 15 yıllık intifa süresi boyunca kendi uhdesinde kalacağına güvenerek davalının faaliyet gösterdiği akaryakıt istasyonunun gerek altyapısal gerekse işlevsel anlamda daha iyi bir seviyeye ulaşması için her türlü masrafını kendisi karşılayarak bir kısım sabit yatırım yaptığını, müvekkili şirketin Rekabet Kurulu’nun bir takım kararları gereği geçersiz hale gelen intifa hakkını 27/09/2010’da terkin etmek zorunda kaldığını, müvekkili şirket davalının faaliyet gösterdiği istasyona belirtilen yatırımları yaparken istasyonun OMV Petrol Ofisi bayii olarak faaliyet göstereceği süreyi yani intifa süresini dikkate aldığını, öte yandan intifa süresinin sonundan bu yatırımların iade alınmayacağını öngördüğünü, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığı gibi borca ve yetkiyi itiraz edildiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin adresinin ticari faaliyet gösterdiği yerin Diyarbakır ile olduğundan davaya bakmaya yetkili yerin Diyarbakır Mahkemelerinin olduğu, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında bayilik sözleşmesi yapıldığını, sözleşme davacı tarafından müvekkili şirketin hiç bir kusuru olmadan tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı şirket müvekkili şirket ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi gereğince yapmış olduğu sabit yatırımların iadesini talep ettiğini, dava dilekçesinde ne gibi sabit yatırımların iadesinin istendiğinin anlaşılamadığını, bu hususun açıklğıa kavuşturulması gerektiğini, müvekkili şirketin bir kusuru olmadan sözleşmenin feshedilmesi müvekkili şirketi zor durumda bıraktığını ve tarifi olmayan derecede zarara uğradığını, ancak müvekkili şirket basiretli bir tacir gibi davranıp davacı ile yaptığı sabit yatırımları iade ettiğini belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminat ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/11/2018 tarih ve 2015/111 Esas – 2018/1084 Karar sayılı kararında;”…. Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesinin 10.maddesinde; “ARİYET: PO tarafından Bayiye ödünç olarak verilmiş ve verilebilecek her türlü akaryakıt pompası, tank, kompresör. makine, teçhizat, alat, edavat v.s. mallar münhasıran satış yerinde ve PO’nun mallarının satılmasında kullanılacaktır… “, Protokolün 13/a/cc maddesinde; “Satış yerinde PO tarafından kendisine ariyet olarak verilen malzeme ve teçhizatı ve montajı yapılan tüm sökülebilecek malzeme ve teçhizatı aynen iade etmeyi, iade edemiyorsa PO tarafından yapılan sabit yatırımların (bina, kanopi, saha betonu gibi) ödeme tarihindeki değerlerle belirlenecek bedellerini ödemeyi.. “, Ariyet Sözleşmesinin 4.maddesinde; “Ariyet alan, söz konusu malzeme ve teçhizatın, istasyonun kurulu bulunduğu taşınmazın ayrılmaz parçası olmayıp, taşınır mal olduğunu şimdiden beyan ve kabul eder.”, Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi 32/b maddesinde; “Fesih halinde…. b) BAYİ, varsa PO tarafından kendisine ariyet, kira vs. surette teslim edilmiş bulunan tüm malzeme ve teçhizatı derhal ve ayrıca ihtarata gerek olmaksızın aldığı şekilde sağlam vaziyette PO ‘ya iade etmeyi, aksi halde bunların fesih tarihindeki rayiç değerlerinin yüzde yirmi fazlasını PO ‘ya derhal ödemeyi kabul ve taahhüt eder. “hükümlerinin yer almaktadır. Bilirkişi heyetince davacının talebi doğrultusunda sabit yatırımlara ilişkin hesaplama ile ariyetler için sözleşmede belirtilen hükümler dikkate alınarak seçenekli olarak hesaplama yapılmış olup, Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda da bilirkişilerin Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi 32/b maddesi uyarınca yaptıkları hesaplamanın malzeme listesi ve sözleşme hükümleri bir arada değerlendirildiğinde yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda davacının iade edilmemiş 4 adet ariyet yönünden 18/09/2010 tarihindeki değerleri ile ilgili olarak yapılan hesaplamalarda taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, net defter değerinin % 20 artırılmasına göre KDV dâhil 17.530,94 TL alacaklı olduğu faiz tutarının ise 8.470,93 TL olmak üzere toplam 26.001,87 TL olduğu, 5 adet geç iade edilmiş ariyet yönünden ise teslim edilmesi gereken tarih olan 03/10/2010 tarihinden teslim tarihi 28/06/2012 tarihine kadar sadece faiz tutarının 6.047,57 TL olduğu, faiz toplamı olan 14.518,50 TL (8.470,93 TL + 6.047,57 TL)’nin %18 KDV’si olan 2.613,33 TL ile davacı toplam alacağının 34.662,77 TL olduğu hesap edilmiş olmakla davanın kısmen kabulüne dair …”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 34.662,77-TL üzerinden devamına, asıl alacak 17.537,94-TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,Kabul edilen alacak miktarı olan 34.662,77-TL’nini %20’si oranında tazminatın dvalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemenin alacağın kabul edilen kısmına dair kararının son derece isabetli olmakla birlikte, reddedilen kısım yönünden kararın hatalı olduğunu, Mahkemenin iade edilen 5 adet teçhizat bakımından sözleşme uyarınca teçhizatların iade edilmesi gereken tarih olan 03/10/2010 tarihinden başlamak üzere 28/06/2012 tarihine kadar sadece işleyecek faiz tutarının talep edilebileceği yönündeki gerekçesinin yanlış olduğunu, zira davalı şirketin 5 adet pompayı 28/06/2012 tarihinde yani hem müvekkilince fatura düzenlendikten hem de sözleşmenin geçersiz olduğu tarihten 2 yıl sonra iade ettiğini, Fakat, taraflar arasında tanzim edilen protokolün “Feshin Sonuçları” başlıklı 13/A/CC bendi ve Bayilik Sözleşmesi’nin “Feshin Sonuçları” başlıklı 32/B bendinde davalının dava konusu malzeme ve teçhizatı derhal ve ihtara gerek olmaksızın sağlam vaziyette iade ile yükümlü olduğunun açıkça düzenlendiğini, Yani davalının derhal iade ile yükümlü olduğunu, Bu durumda davaya konu yatımlardan 5 adet pompanın fatura düzenlendikten yaklaşık 3 ay, sözleşmenin geçersiz olduğu tarihten ise yaklaşık 2 yıl sonra dava dışı … firmasına iade edilmiş olmasının hiçbir önemi olmadığını, zira bahse konu yatırımların tümü ilişki bittikten sonra davalı yanca kullanılmaya devam edildiğini, Dolayısıyla, iade edilen 5 adet teçhizat/ pompa bakımından da taleplerinin tümüyle kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kısmen ret kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tüm talepler yönünden davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurumu Kararı gereği sona ermesi sebebiyle, davalıya verilen ariyetlerin iade edilmediğinden bahisle bedellerinin tahsili için başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık konusu; sona eren sözleşmeden kaynaklı davalı elinde kalan yatırımlardan dolayı davalının zenginleşip zenginleşmediği, zenginleşmişse miktarı ve davalının bunlardan sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Davalı şirketin ortaklarının maliki olduğu gayrimenkul üzerinde davacı şirket lehine 10/12/2003 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği dosyada mevcut fotokopi tapu kaydından anlaşılmıştır.Dosya arasında fotokopisi bulunan sözleşme incelendiğinde; Davacı ile davalı arasında 01/10/2006 tarihinde … A.Ş. İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin 3. Maddesinde ” İş bu sözleşme, taraflarca imzalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere 5 yıl süreli olup, taraflarca mutabakat sağlandığı taktirde aynı şartlarla 5 yıl daha uzar,” hükmünün düzenlendiği görülmüştür. Taraflar arasında 09/04/2003 tarihli Protokol ve 18/06/2004 tarihli Ariyet Sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür.Davacı ile davalı arasındaki Bayilik Sözleşmesinin Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı tebliği uyarınca öngörülen zamandan önce 18/09/2010 tarihi itibariyle muafiyet dışında kalacağından Rekabet Kurumu Kararı gereği sona erdiği ihtilafsız olup sona ermede tarafların kusuru olmadığı, sözleşmenin sona ermesi için sözleşmenin feshi beyanına ihtiyaç bulunmadığı tesbit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan Ariyet Sözleşmesinin 20.maddesinde; “Ariyet alan, iade ve/veya fesih ihbarının kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içinde söz konusu malzeme ve teçhizatı sağlam ve kullanıma salih bir şekilde PO’ya veya PO’nun göstereceği şahıs ve şirkete geri verecektir. Geri verilen malzeme teçhizatı yerlerinden sökme giderleri ariyet alana, taşıma giderleri PO’ya aittir. Ariyet alan yukarıda belirtilen süre içinde malzeme ve teçhizatı geri vermeyecek olursa, PO’nun yukarıda (3.) maddede adresi belirtilen istasyona girerek bu malzeme ve teçhizatı söküp almasına şimdiden muvafakat eder.” hükmü yer almaktadır. Bu itibarla dava konusu olayda fesih ihbarı bulunmamakta ise de sözleşmenin Rekabet Kurulu’nun ilanı ile sona erdiği ve Rekabet Kurulu’nun karar ilanı tüm ilgililer için geçerli olduğundan, akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin 18/09/2010 tarihinde sona erdiği ve bu kapsamda davalı bayinin verilen ariyetleri iade yükümlülüğünün ise 03/10/2010 tarihinde doğduğu belirlenmiştir.Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesinin 10.maddesinde; “ARİYET: PO tarafından Bayiye ödünç olarak verilmiş ve verilebilecek her türlü akaryakıt pompası, tank, kompresör. makine, teçhizat, alat, edavat v.s. mallar münhasıran satış yerinde ve PO’nun mallarının satılmasında kullanılacaktır… “, Protokolün 13/a/cc maddesinde; “Satış yerinde PO tarafından kendisine ariyet olarak verilen malzeme ve teçhizatı ve montajı yapılan tüm sökülebilecek malzeme ve teçhizatı aynen iade etmeyi, iade edemiyorsa PO tarafından yapılan sabit yatırımların (bina, kanopi, saha betonu gibi) ödeme tarihindeki değerlerle belirlenecek bedellerini ödemeyi.. “, Ariyet Sözleşmesinin 4.maddesinde; “Ariyet alan, söz konusu malzeme ve teçhizatın, istasyonun kurulu bulunduğu taşınmazın ayrılmaz parçası olmayıp, taşınır mal olduğunu şimdiden beyan ve kabul eder.”, Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi 32/b maddesinde; “Fesih halinde…. b) BAYİ, varsa PO tarafından kendisine ariyet, kira vs. surette teslim edilmiş bulunan tüm malzeme ve teçhizatı derhal ve ayrıca ihtarata gerek olmaksızın aldığı şekilde sağlam vaziyette PO ‘ya iade etmeyi, aksi halde bunların fesih tarihindeki rayiç değerlerinin yüzde yirmi fazlasını PO ‘ya derhal ödemeyi kabul ve taahhüt eder. “hükümlerinin yer almaktadır. Dava konusu ariyetlerden 1, 2, 3, 4 ve 5.sırasında yer alanların Tekser firmasına 28/06/2012 tarihinde iade edildiği, diğer 4 ariyetin (listenin 6, 7, 8 ve 9.sırasında yer alan) ise iade edilmediği ve mahkemece yazılan talimat gereği keşfen yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda akaryakıt istasyonunda mevcut olduğu,montajlı olması sebebiyle taşınmaz üzerinden ayrılmasının avantajlı olmayacağı,bu teçhizatların akaryakıt istasyonları için bulunması zorunlu teçhizatlar olabileceği tespit edilmiştir. Davalının iade yükümlülüğü 03/10/2010 tarihinde doğmasına rağmen teslim edilen 5 adet ariyeti bu tarihten 1 yıl 8 ay 25 gün sonra teslim ettiği tespit edilmiştir. Mahkemece, 5 adet geç iade edilmiş ariyet yönünden ise teslim edilmesi gereken tarih olan 03/10/2010 tarihinden teslim tarihi olan 28/06/2012 tarihine kadar sadece faiz tutarının davacıya ödenmesine yönelik kararı dosya kapsamı ve bilirkişi raporundaki tesbitlere göre yerinde olup davacı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde görülmemiştiir.Sonuç itibariyle; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/01/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.