Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/745 E. 2020/1380 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/745 Esas
KARAR NO: 2020/1380 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1172 Esas – 2018/1194 Karar
TARİH: 18/12/2018
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline sigortalı olan emtianın taşındığı konteynerin davalıya ait limana indirilmesinden sonra 12/07/2017 tarihinde forklift vasıtasıyla kaldırıldığı sırada hasara uğradığını, davalı şirketin adam çalıştıran olarak zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin sigortalısına hasar bedelini 5.786,10 USD olarak 20/10/2017 tarihinde ödediğini ileri sürerek bu miktar alacağının TL karşılığı olan 21.244,40 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, zararın ve uygunsuz taşımanın liman sahasında olduğuna ilişkin tespitin bulunmadığını, hasarın kendi sorumluluk alanında meydana gelmediğini, taşıma sırasında oluşmuş olabileceğini, müvekkilinin gerek kendisinin, gerekse çalıştırdıklarının kusurlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/12/2018 tarih 2017/1172 Esas – 2018/1194 Karar sayılı kararında; “Bilirkişi kurulu 16/11/2018 tarihli raporlarında özetle: “Davacıya sigortalı olan eşyanın gümrük rejimi kapsamında ithal edilerek davalının işletmekte olduğu geçici depolama yerine alındığı, eşyadaki hasarın uygun ambalajlama yapılmamasından kaynaklandığı, davalının taşıyıcı konumunda bulunmadığı gibi davalının hasarın oluşumunda herhangi kusurunun bulunmadığı” bildirilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun bulunmuş ve rapora yöneltilen itirazlar yerinde görülmeyerek…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, usul ve yasaya aykırı olduğunu, … A.Ş.’nin liman hizmetleri ve gümrük kanunu uyarınca geçici depolama hizmeti verdiğini, eşyanın depolanmasından, elleçlenmesinden ve saklanmasından gümrük idaresine ve eşyanın sahibine karşı sorumlu olduğunu, Sigortalı emtianın liman işletmesine teslim edildikten sonra işletmede çalışanlarınca emtianın taşınırken hatalı bağlanması neticesinde hasar oluştuğunu, davalının Borçlar Kanunu’ndaki adam çalıştıranın sorumluluğu hükmü gereğince oluşan hasardan sorumlu olduğunu, Alanında uzman eskperler tarafından da dava konusu hasarın oluşumunda davalı … şirketinin sorumlu olduğunun tespit edildiğini, Müvekkili şirketin sigortalısına nakliyat sigorta poliçesi gereği gerçek zararı ödemekle yükümlü olup rücu imkanının mevcut olduğunu, Dava konusu tazminat talebinin sigorta poliçesi kapsamında olduğunu ve dosyada mübrez olan eksper raporuna ve dava konusu sigortalı emtianın fatura bedeline dayandığını, Müvekkili şirketin sigortalısına yaptığı ödemelerin eksper tarafından tespit edilmiş olan gerçek hasar miktarında olduğunu, İleri sürerek, tehir-i icra kararı verilmesini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava saklama sözleşmesinden kaynaklı rucüen tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı emtianın davalının işlettiği limana indirilmesi sonrasında geçici depolama alanına alınması sırasında hatalı elleçleme yapılması nedeniyle hasara uğradığını, hasar bedelinin poliçe kapsamında sigortalısına ödeyen müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödenen tazminat bedelinin hasardan sorumlu olan davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyada bulunan tüm belge ve bilgilere, ekspertiz ve bilirkişi raporuna göre davaya konu emtia yükleme limanından alıcısına ulaştırılmak üzere 09/06/2017 tarihinde gemiye yüklenmiş, emtianın bulunduğu konteyner 10/07/2017 tarihinde varma limanına gelmiş ve burada geçici depolanacağı alana alınmak üzere konteynerden forkliftle çıkarılarak davalının sorumluluğunda bulunan depoya alınmıştır. Gümrük işlemlerinin tamamlanmasından sonra geçici depolandığı davalıya ait depodan kara nakliyesini yapan taşıma firması aracılığı ile limandan alınarak sigortalının adresine 26/07/2017 tarihinde teslim edilmiş, sigortalı tarafından 06/08/2017 tarihinde tutulan tutanakla emtianın hasarlı olduğu belirlenmiştir. Emtianın gerek gemiden limana indirilmesi sırasında gerekse liman sahasında konteynerden tahliyesi, gümrük işlemleri, limanda bulunan geçice depolama alanından kara nakliyesi için taşımayı gerçekleştirecek firma tarafından alınması sırasında ve kara taşımasının gerçekleşmesi sonrasında malın alıcısına teslimi anında hasarlı olduğuna ilişkin tutulmuş her hangi bir tutanak bulunmamaktadır. Ekspertiz raporuna göre hasar ihbar ve ekspertiz talep tarihi 02/08/2017, ekspertiz raporu ekinde bulunan hasara ilişkin tespit tutanağı tarihi ise 06/08/2017’dir. Yine dosya içinde bulunan belgelere, bilirkişi raporuna ve faturalara göre taşıma firması dava dışı … A.Ş. olup bu firma tarafından kara yolu taşımasının da gerçekleştirildiği uyuşmazlık konusu değildir. Dosya içinde bulunan dava dışı taşıma firmasının 10/07/2017 tarihli faturasına göre konteyner boşaltma işinin de bu firma tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı emtianın konteynerden tahliyesi işleminde elleçlemenin hatalı yapılması nedeniyle hasarın meydana geldiğini iddia etmektedir. Ancak dosya içinde bulunan tüm belge ve bilgilerden emtiada meydana gelen hasarın konteynerden tahliye sırasında hatalı elleçleme yapılmasından kaynaklandığı veya davalının sorumlu olduğu depolama alanında meydana geldiği ispatlanamamıştır. Buna göre davacı istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 10,00.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.