Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/729 E. 2021/20 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/729 Esas
KARAR NO : 2021/20 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2018
NUMARASI : 2016/551 Esas 2018/839 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı bankanın … hesap numaralı müşterisi olduğunu davalı banka şubesinde 15/03/2013 tarihinde açılan … numaralı hesabının bulunduğunu, yapılan incelemede davalı banka tarafından hesabından farklı tarihlerde kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında bir çok seferde toplamda 7.507,50-TL’nin çekildiğini, davalı banka ile kredi sözleşmesi imzalamadığını, söz konusu ücretlerin izinsiz olarak hesabından alınmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ücretlerin iadesi talep edilmişse de banka tarafından verilen cevapta Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi doğrultusunda tahsis edilen limit kapsamında ve düzenlenen 16/04/2013 tarihinde imza edilen sözleşme gereği söz konusu tahsilatların yapıldığının belirtildiği, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullanmadığını, yerleşik içtihatlar uyarınca ve Borçlar Kanunun 21 ve devamında düzenlenen maddeleri ile Medeni Kanunun 2. maddesine uygun olmayan davalı banka işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek 7.507,50-TL’nin temerrüt faiziyle birlikte temerrüt tarihinden itibaren iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile müvekkili banka arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin ticari nitelikte olduğunu, yerleşik içtihatlar uyarınca sunulan bankacılık hizmetleri kapsamında davacıdan komisyon, masraf adı altında münasip ücretlerin alınmasında yasal bir engel olmadığını, müvekkilinin haksız bir işlemi olmadığını, imza edilen sözleşme kapsımında yapılan tahsilatların haksız şart niteliğinde de olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/09/2018 tarih ve 2016/551 Esas – 2018/839 Karar sayılı kararında;”…..Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacının davalı bankanın Cemil Topuzlu Şubesinin 27132685 nolu müşterisi olduğu, davacının gerçek kişi tacir olarak …Ticaret işletme adı ve unvanıyla davalı banka ile genel kredi sözleşmesi imza ettiği, davalı bankanın gerçek kişi olarak da … bireysel nitelikte krediler kullandırdığı, bu kapsamda davacı firmanın hesabından çeşitli defalar masraf kesintisi yaptığı, kullandırılan kredilere ilişkin evraklar incelendiğinde davacının dava dilekçesinde bildirmiş olduğu müşteri numarası ile hesap numarasının aynı olduğu ve yapılan kesintilerin bu hesaptan yapıldığı, yine yapılan yazışmalarda davacı gerçek kişi tacir adına başkaca bir hesabın açılmadığı dolayısıyla … kullandırılan bireysel nitelikteki krediler kapsamında yapılan kesintilerin bu hesaptan tahsil edilmiş olmasına davacının muvafakatinin olmadığı yönündeki beyanın Medeni Kanun 2. maddesi hükmü kapsamında uygun olmadığı, Türk Ticaret Kanunu anlamında ticaret unvanı ve işletme adının gerçek kişi tacirin adının kısaltılması suretiyle yazılan ad ve soyadından oluştuğu, bu kapsamda iki ayrı kişiden bahsedilemeyeceği zira davalı bankada … adına iki ayrı hesabınında bulunmadığı, yapılan inceleme ve cevabı yazı ekinde gönderilen belgeler ile hesap hareketlerinin incelenmesinde dava dilekçesinde belirtilen hesap üzerinde … ait bireysel işlemlerin de bulunduğu, T.T.K 19. Maddesi uyarınca tacirin tüm faaliyetlerinin ticari iş olduğu söylenebilecekse de hesabın aktif şekilde hem ticari işletme hemde gerçek kişi adına kullanıldığı dolayısıyla bireysel nitelikte olan masrafların bu hesaptan tahsil edilmesi fiili durumu sebebiyle bireysel nitelikteki krediye ilişkin iade talebinin ancak … tarafından Tüketici Mahkemesinde açılacak dava ile talep edilebileceği, bu kapsamda davacının gerçek kişi tacir unvanı ile açtığı davada söz konusu tutarın iadesini talep etmesinin yerinde olmadığı değerlendirilerek…”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davanın, davacı firmanın davalı bankada bulunan 91991871 numaralı hesabından belirli aralıklarla çekilen toplamda 7.507,50 TL kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında çekilen paraların usulsüz şekilde çekildiği, davacı firmanın davalı bankadan kredi kullanmadığı, dolayısıyla kullanılmayan kredilerden komisyon ücreti ve benzeri ücretlerin kesilemeyeceği, toplamda çekilen 7.507,50 TL nin davacıya en yüksek banka faiziyle iadesine karar verilmesi gerektiği, Yargıtay’ın 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/4867 Esas ve 2014/11766 Karar sayılı 18.06.2014 tarihli kararı gereğince de, Kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında çekilen paraların yasaya aykırı olduğu ve iadesine ilişkin olduğunu, Dava yargılamasında Mahkemece rapor alınma yönünde karar alındığı, dosya bankacı bilirkişiye verildiği, 02.05.2017 tarihli ilk raporunda davalı banka tarafından çekilen paraların yerinde olduğuna ilişkin rapor verildiği, taraflarından yapılan itirazlarla yeniden aynı bilirkişiden alınan rapor sonucu kullanılan kredilerin bireysel nitelikte olduğu, ticari olmadığı, zaten davacının firmasının hükmü şahıs niteliğinde bir ticari şirket olmadığı, davalı banka yazı cevabında da açıkça görüleceği üzere mahkemeye yalan beyanda bulunularak ticari kredi olduğunu beyan edip daha sonradan sunulan belgelerle ticari kredi kullanılmadığının anlaşıldığı, davacı firmanın bireysel kredilerden ticari kredi komisyonu çekildiğinin açık olduğu ve davacı firmanın da çekilen komisyonlara ilişkin hiç bir muvafakatinin olmadığı dosyadan görüleceğini, Tüm belgeler, bilirkişi raporu ve banka hesapları incelendiğinde davacının ticari kredi kullanmadığı, bireysel kredi kullandığı, buna rağmen hesabından 7.507,50 TL ticari kredi komisyonu çekildiğini, Mahkemece, tüm hususlar dosyada sabit iken ve tüm deliller lehlerine olduğu halde, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu, Mahkeme gerekçeli kararına göre, bir kişinin bir bankada yaptığı bireysel işlem neticesinde o banka o müşterisinin tüm ticari ve bireysel hesaplarından izinsiz şekilde istediği tutarda para çekebilmekte olduğunu, Ticari kredinin bulunduğu hesap başka, bireysel kredinin bulunduğu hesap başka olduğunu, Sadece aynı kişiye ait olması, bankanın keyfi komisyon ücretlerini istediği o kişiye ait istediği hesaptan çekebileceği anlamına gelmeyeceği, müvekkili piyasada yıllardır iş yapan bir firma olduğu, ticari hesapları ayrı, bireysel hesapları ayrı olduğunu, Davacı firmanın bireysel hesabından kredi tahsis ücretlerinin çekilmesine ilişkin her hangi bir muvafakati de olmadığını, Davalı bankanın, ticari hesabın kredi tahsis komisyon ücretlerini bireysel hesaptan çekerek hukuka aykırı davranmış ve mahkemeye de bahsi geçen hesaptan ticari kredi kullanıldığı bilgisini vererek yalan beyanda bulunduğunu, Mahkemece yapılan araştırmada, bilirkişi raporunda da açıkça görüleceği üzere, kredi tahsis ücretlerinin çekildiği hesap bireysel olduğu, oysa çekilen ücretler ticari krediye ilişkin olduğu, davacının her hangi bir izni olmaksızın bu ücretler çekildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredi nedeniyle kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında tahsil edilen ücretlerin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı bankanın … hesap numaralı müşterisi olduğunu davalı banka şubesinde 15/03/2013 tarihinde açılan … numaralı hesabının bulunduğunu, yapılan incelemede davalı banka tarafından hesabından farklı tarihlerde kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında bir çok seferde toplamda 7.507,50-TL’nin çekildiğini, davalı banka ile kredi sözleşmesi imzalamadığını, söz konusu ücretlerin izinsiz olarak hesabından alınmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu ücretlerin iadesi talep edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile müvekkili banka arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin ticari nitelikte olduğunu, yerleşik içtihatlar uyarınca sunulan bankacılık hizmetleri kapsamında davacıdan komisyon, masraf adı altında münasip ücretlerin alınmasında yasal bir engel olmadığını, müvekkilinin haksız bir işlemi olmadığını, imza edilen sözleşme kapsımında yapılan tahsilatların haksız şart niteliğinde de olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, dava dilekçesi davalı banka ile kredi sözleşmesi imzalamadığını belirttiği halde dosya arasında bulunan kredi sözleşmeleri incelendiğinde,Davacı … ait şahıs firması olan … ile davalı bankanın Cemil Topuzlu Şubesi arasında 16/04/2013 tarihli 200.000,00 TL. Bedelli GKS, 01/07/2013 Tarihinde kredi limitinin 300.000,00 TL. Artırılarak 500.000,00 TL.’ye çıkartıldığı anlaşılmıştır.Davacı … ile davalı Bankanın Cemil Topuzlu Şubesi arasında 24/09/2013 ve 20/09/2013 tarihli Konut Finansman Kredi Sözleşmeleri imzalandığı anlaşılmıştır.Bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Emsal nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar sayılı ilamı).Somut davada, davalı bankanın TCMB. Bildirdiği ücret ve komisyon tarifesini dosyaya ibraz etdiği tesbit edilmiştir.Davacı … ait şahıs firması olan … ile davalı bankanın Cemil Topuzlu Şubesi arasında imzalanan 16/04/2013 tarihli TİCARİ KREDİ KOMİSYONLARI başlıklı belge imzalandığı, buna göre ticari kredi komisyon tarifesinin davacı tarafından imzalanarak kabul edildiği, KOMİSYON ORANININ %2 olduğu, çekilen ticari kredide söz konusu tarifeye göre ücret komisyon kesintisinin yapıldığı bilirkişi kök raporunda belirtilmiştir.Davalı bankanın Cemil Topuzlu Şubesi ile 16/04/2013 tarihinde imzalanan GKS. Borçlusu davacıya ait … isimli şahıs firması ise de şahıs firmasının ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından borçlunun davacı … olduğu,bu nedenle de davalı bankada … ve … adına iki ayrı hesabınında bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, dava dilekçesinde belirtilen hesap üzerinde … ait bireysel işlemlerin de bulunduğu,T.T.K 19. Maddesi uyarınca tacirin tüm faaliyetlerinin ticari iş olduğu söylenebilecekse de hesabın aktif şekilde hem ticari işletme hemde gerçek kişi adına kullanıldığı dolayısıyla bireysel nitelikte olan masrafların bu hesaptan tahsil edilmesi fiili durumu sebebiyle bireysel nitelikteki krediye ilişkin iade talebinin ancak … tarafından Tüketici Mahkemesinde açılacak dava ile talep edilebileceği, bu kapsamda davacının gerçek kişi tacir unvanı ile açtığı davada söz konusu tutarın iadesini talep etmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle verilen davanın reddi kararında isabetsizlik görülmemiştir. İlk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40.TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.