Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/725 E. 2020/1378 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/725 Esas
KARAR NO: 2020/1378 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/775 Esas – 2018/858 Karar
TARİH: 22/11/2018
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
ESAS DAVA İDDİA VE TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin iştigal konusuyla ilgili olarak çeşitli ürünler almak üzere davalı şirketle anlaştığını ve bu kapsamda uzunca bir süre cari hesap şeklinde işleyen muhasebe kayıtları ile ticari ilişkide bulunduğunu, bu kapsamda 12.08.2016 tarihinde ekte sunulu tahsilat makbuzuyla davalı şirkete 30.000,00 TL bedelli çekin avans olarak verildiğini, yine davalı şirkete 09.08.2016 tarihli, 4.720,00 TL tutarlı iade faturası düzenlendiğini, iade faturası ve faturaya konu kaynak makinesinin 15.08.2016 tarihinde … Kargo Değirmendere Şb.’ne teslim edildiğini ve kargo şirketinin de kargoyu 17.08.2016 tarihinde davalıya teslim ettiğini, tam bu süreçte davalı … de bünyesinde bulunduran …’e Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konularak İst. 2. Sulh Ceza Mah. Hâkimliği’nce kayyım olarak atandığını, müvekkilince bu süreçte davalı şirketle irtibat kurulmaya çalışıldığını, ancak davalı şirket yetkililerine ulaşılamadığını, en son Trabzon … Noterliği’ nin 29.11.2016 T. … YN.’ lu ihtarnamesiyle davalı şirkete, …’ e ve TMSF’ ye İhtarname gönderilerek avans olarak verilen çekin karşılığı ürünlerin tesliminin ya da çekin iadesinin talep edildiğini, bu ihtarnameye sadece TMSF’ nin cevap verdiğini ve …’ nin tüzel kişiliğinin devam ettiğinden tüm taleplerin davalı … Makine’ ye yönlendirilmesi gerektiğini bildirdiklerini, davalı tarafından oluşturulan ve müvekkili şirketin de internet üzerinden görüntü alabildiği muhasebe kayıt sisteminden 07.09.2016 tarihinde alınan kayıtta müvekkili şirketin davalı şirketten 30.861,49 TL alacaklı durumda bulunduğu, ancak davalı şirkete 17.08.2016 tarihinde teslim edilen 4.720,00 TL bedelli iade faturasının sisteme kayıtlı olmadığının görüldüğünü iddia ederek, davalı şirkete 12.08.2016 tarihinde verilen ve karşılığında hiçbir ürün alınmayan … Bankası/Trabzon Gülbaharhatun Şb./31.01.2017 T./… Çek Nolu/30.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, menfi tespit davasına konu çek haricinde tarafların cari hesabında gözüken 5.581,47 TL’ nin istirdadı ile bu bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete İst. And. 2.Sulh Ceza Hâkimliği’ nin 2016/4284 D.İş Sayılı kararıyla TMSF yetkililerinin kayyım tayin edildiğini, hali hazırda devam eden FETÖ/PYD yargılaması sürecinde tutukluluklar nedeniyle şirket yetkililerine, tüm evrak ve kayıtlara el konulduğunu ve inceleme yapıldığı için de sağlıklı kayıtlara ulaşmanın zor olduğunu, işbu menfi tespit davasında tüm ispat külfetinin davacı taraf üzerinde bulunduğunu, dava dilekçesinde değinilen ve dilekçeye eklenen deliller incelendiğinde avans olarak müvekkili şirkete verildiği iddia edilen çek ile ilgili bu çekin avans mukabili verildiğini gösterir hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını, aksine tahsilât makbuzu imzası karşılığında çekin verildiğinin görüldüğünü, dolayısıyla davacının borçlu olmadığını iddia ettiği çeki avans olarak verdiğini, hangi ilişki hangi malın siparişi veya alımı için avans olarak verildiğini yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın müvekkil şirkete önce 4.720,00 TL tutarında bir iade faturası kestiğini, fatura tarihinden sonrada kaynak makinesini müvekkili şirkete iade ettiğini, hem bu fatura bedelinden hem de cari hesaptan kaynaklanan bedeller toplamı 5.581,47 TL’ nin taraflarına iadesini talep ettiğini, iade faturası kesildiği bildirilen malın müvekkil şirkete fiilen iade edildiğinin usulüne uygun yazılı delillerle ispatının gerektiğini, bu anlamda söz konusu iddianın ispatı olarak sunulan Kargo Gönderi kayıtlarının hiçbir anlamı olmadığını ve söz konusu kayıtlara itiraz ettiklerini, çünkü kargo kayıtlarından paket içerisinde ne olduğunun ve muhteviyatın açık ve kesin bir şekilde anlaşılamadığını, bununla birlikte malın ne sebeple iade edildiği, hukuken geçerli ve kabul edilebilir bir iade olup, olmadığı hususlarında da bir açıklık bulunmadığını, öte yandan müvekkili şirketin TTK anlamında aktif ve faal bir şirket olup, içerisinde bulunduğumuz OHAL nedeniyle sadece yönetiminin değiştiğini ve yönetimine TMSF yetkililerinin atandığını, bu hususiyet haricinde müvekkil şirkete ve yetkililerine ulaşamamak gibi bir durumun söz konusu olmadığını savunarak, davacı tarafından ikame edilen maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm ferileriyle birlikte reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
BİRLESEN DAVA; İDDİA VE TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları tekrarla, Trabzon ATM. 2017/10 E. sayılı dosyayla dava dışı … A.Ş.’ ye 31.01.2017 T. … Seri Nolu, 30.000 TL bedelli çek yönünden menfi tespit davası ikame edildiğini ve çekin ödenmemesi için tedbir kararı alındığını, daha sonra 03.02.2017 Tarihinde davalı …’ nin müvekkili şirketi arayarak çekin kendilerinde olduğunu ve ödenmediği takdirde takibe başlayacaklarını beyan ettiklerini, bilindiği üzere Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik’ in 22/2 Maddesi hükmü uyarınca faktoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamayacakları veya tahsilini üstlenemeyeceklerini, faktoring şirketlerinin sadece alacağı temlik alabileceklerini, bu durumda davacı keşidecinin lehtara karşı ileri sürebileceği defileri davalı … şirketine karşı da ileri sürebileceğini, faktoring şirketlerinin kambiyo senetleri korunma mekanizmalarından yararlanamayacağını ve iyi niyetli hamil iddiasında bulunamayacağını iddia ederek, bu dava ile Trabzon ATM.’ nin 2017/10 E. Sayılı dosyasının birleştirilmesine, müvekkili şirketin … Bankası/Trabzon Gülbaharhatun Şb./31.01.2017 T./… Çek Nolu/30.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faktoring şirketi olup, firmaların mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak vadeli, fatura veya fatura yerine geçen çek senet gibi bir belgeye dayanan alacakları temlik yoluyla finansman, garanti ve tahsilât hizmetlerini sunduğunu, dolayısıyla müvekkilinin faktoring işlemini gerçekleştirebilmek için temlik almış olduğu alacağın muhakkak belgeli olmasının şart olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin … ile faktoring sözleşmesi imzalamış ve davacı tarafından … emrine düzenlenmiş 30.000 TL tutarındaki çeki temlik aldığını, çekin mal satışından doğan bir fatura ile tevsik edilmesi üzerine temlik işlemini gerçekleştirdiğini ve çek bedelini …’ ya ödediğini, üstelik …’ dan fatura konusu borcun ifa edildiğine dair taahhüt de aldığını, nitekim sunulan faturada fiili sevk tarihinin 27.02.2016 tarihi olduğunun açıkça gösterildiğini, tüm bunların malın tesliminin gerçekleştiğini açıkça gösterdiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde iddia edilen hususların şahsi bir defi olup, iyi niyetli hamil olan müvekkiline yönlendirilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, çeklerin karşılığı olan malların teslim edilmemiş olması halinde dahi davacının bu iddiasını ispatla mükellef olduğunu, soyutluk ilkesi gereğince çekin, keşide edilmesine neden olaydan bağımsız olduğunu savunarak, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/11/2018 tarih 017/775 Esas – 2018/858 Karar sayılı kararında; “Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu tespit edilen ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, esas dava: davacı şirketin … Bankası/Trabzon Şb. 31.01.2017 Tarih, … Seri Nolu, 30.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespiti ile tarafların cari hesabında gözüken 5.581,47 TL alacağının istirdadı talebiyle ikame edilmiş işbu davada; davacı şirketin davaya konu edilen çek bedeli 30.000 TL ve açık C/H bakiyesinden kaynaklanan 861,49 TL olmak üzere toplam 30.861,49 TL alacaklı durumda bulunduğu, davacı şirketin 30.000,00 TL çekten dolayı borçlu olmadığına ilişkin talebinde, mahkememizce birleşen davaya ilişkin olarak birleşen davada, davaya konu çekin davalı … tarafından birleşen davanın davalısı faktoring şirketine mal satışından doğan bir fatura ile tevsik edilerek temlik işlemini gerçekleştirdiği ve faktoring şirketinin de yasa ve yönetmeliğe uygun olarak temliki kabul ederek çek bedelini esas davanın davalısı …’ya ödediği ve davalı … şirketinin kambiyo senetlerine ilişkin soyutluk ilkesinden yararlanarak iyi niyetli 3.Şahıs olarak çek bedeline hak kazandığı yönünde tüm dosya kapsamı ile kanaatine varıldığından, davacının bu çeke ilişkin menfi tespit talebinin yerinde olmayacağı, 5.581,47 TL istirdat talebi içeriğinde yer alan 09.08.2016 tarihli, 4.720,00 TL tutarlı iade faturasının ve içeriği iade malların davalı şirkete teslimine ilişkin olarak dosyaya celp edilen … Kargo cevabi yazısı ve ekindeki genel teslimat bordrosunun söz konusu kargonun içeriğinin ne olduğunu ispatlamaya elverişli olmayıp, ayrıca bu iadenin yapılmasında ve konu iade faturasının düzenlenmesinde yasal iade koşullarının bulunup, bulunmadığı, davalı şirketçe kabul edilip, edilmeyeceği hususları da belirsiz olup, 4.720,00 TL tutarlı iade faturasının davacı şirketçe yerine getirilmesi gereken ispat yükünün yerine getirilmediği ve davalı şirkete borç külfeti yüklemeyeceğinden davacının istirdadını talep edebileceği tutarın 861,49 TL olabileceği, 4.720,00 TL iade faturasına ilişkin ispat külfetinin davacı şirketçe yerine getirilmediğinden istirdadını talep ettiği alacağının talebine konu davasının reddi sonuç ve kanaatlerine varılmıştır. Birlesen Dava: davacı şirketin … Bankası/Trabzon Şb. 31.01.2017 tarih, … Seri Nolu, 30.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalı … şirketine borçlu bulunmadığının tespiti talebiyle ikame edilmiş işbu davada; davaya konu çekin davalı … Makine tarafından davalı … şirketine mal satışından doğan bir fatura ile tevsik edilerek temlik işlemini gerçekleştirdiği ve faktoring şirketinin de yasa ve yönetmeliğe uygun olarak temliki kabul ederek çek bedelini esas davanın davalısı …’ ya ödediği ve davalı … şirketinin kambiyo senetlerine ilişkin soyutluk ilkesinden yararlanarak iyi niyetli 3. şahıs olarak çek bedeline hak kazandığı yönünde tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde kanaatine varıldığından, davacının bu çeke ilişkin menfi tespit talebinin yerinde olmayacağı…”gerekçesi ile, 1-Davacının asıl dava davalısı … A.Ş’ye karşı açtığı davasının reddine, 2-Davacının birleşen dava(Trabzon Asliye Ticaret mahkemesi 2017/65 esas) davalısı … Şirkteti’ne karşı açtığı davasının reddine, 3-Trabzon Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/10 esas sayılı dosyası uyarınca … Bankası Trabzon Gülbahar Hatun şubesine ait keşidecisi … Ltd. Şti olan 31/01/2017 keşide tarihli … nolu 30.000,00 TL bedelli çek üzerine konulan ihtiyati tedbirin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Asıl Dava yönünden; yerel mahkemenin gerekçeli kararında bilirkişi raporunda yazılanların aktarıldığını, davanın neden reddedildiğine ilişkin değerlendirilme yapılmadığını, bilirkişinin raporunda belirttiği asıl davaya ilişkin talebin sonucunun birleşen davanın sonucuna bağlayan beyanın aynen kararın gerekçesine eklendiğini, Dava konusu edilen 30.000,00.TL çek nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine ve cari hesap nedeni ile davalıdan alacağı olunan 861,49.TL’nin müvekkiline ödenmesi gerektiğini ancak hiçbir gerekçe gösterilmeden davanın reddedildiğini, Birleşen Dava yönünden; faktoring şirketi olan davalı davaya konu çek alacağın temliki hükümlerine göre devir aldığını, (TBK 188 md.) Faktoring şirketleri çeki alacağın temliki hükümlerine göre teslim aldıkları kişi ile keşideci arasındaki ilişki ile bağlık olduklarının, keşidecinin faktoring şirketine karşı bedelsizlik iddiasında bulunabileceğini, (19.HD 05/10/2017 T. 2016/12370 Esas – 2017/6659 Karar) Bilirkişi raporu ve mahkeme kararında, davalı … şirketinin 27/07/2016 tarih 35.718,75TL tutarındaki faturaya karşılık olarak çeki almış olabileceğini beyan ettiğini, bu değerlendirmenin yerinde olmadığını, 27/07/2016 tarihli fatura incelendiğinde dava konusu çekin davalıya verilme olanağının olmadığını, fatura düzenlendikten sonra dahi müvekkili şirketin davalı … makineden 27/07/2016 tarihi itibariyle 13.113,40. TL alacaklı olduğunu, dava konusu çekin davalı … Makineye teslim edildiği tarih 12/08/2016 tarihi olduğunu, davalı … tarafından dosyaya sunulan ve alacağına dayanak olarak gösterdiği 27/07/2016 tarihli müvekkili şirketin davalı … makineden 13.113,40.TL alacağın olduğunu gösteren faturanın düzenlendiği tarihten 15 gün sonra davalı … Makineye çekin teslim edildiğini, davalı … elindeki fatura ile dava konusu çek arasında hiçbir bağ olmadığını, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının hem asıl dava hem de birleşen dava yönü ile duruşma açılarak kaldırılmasını asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkide avans olarak verilen ve mal teslim edilmediğinden bedelsiz kalan çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile, iade faturası ve açık hesap ticari ilişki nedeniyle asıl dava davalısından oluşan alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Davacı, asıl davada, davalı ile aralarında açık hesap ticari ilişki bulunduğunu, davaya konu çekin avans olarak verildiğini, karşılığı mal teslimi yapılmadığını bu nedenle çekin bedelsiz kaldığını, çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile açık hesap ticari ilişkide avans olarak verilen çek dışında iade faturası ve fazla ödeme nedeniyle davalıdan alacaklı olduklarını bu bedelin tahsilini, birleşen davada da davaya konu bedelsiz çekin davalı … tarafından alacağın temliki yoluyla asıl dava davalısından teslim alındığını, çek bedelsiz olduğundan şahsi defilerin davalı … şirketine karşı da ileri sürülebileceğini belirterek anılı çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, mahkemece ispatlanamayan asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl davadaki taleplerden çekten dolayı borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit talebi ile ilgili olarak mahkeme gerekçesinde söz konusu çekin birleşen dava davalısı faktoring şirketi tarafından yasa ve yönetmeliklere uygun olarak belgeli olarak temlik alındığı, birleşen dava davalısının iyiniyetli 3. Kişi konumunda bulunduğu, kambiyo senetlerinin mücerretlik ilkesi gereğince birleşen dava davalısına karşı bedelsizlik iddiasının ileri sürülemeyeceği belirtilerek asıl dava yönünden bu talebin reddine karar verilmiş ise de asıl dava davalısı yönünden her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Asıl dava davalısı yönünden ilgili çekin avans olarak alındığı, çekin verildiği tarihte asıl dava davalısının açık hesap ticari ilişkide davacı tarafa borçlu olduğu, bilirkişi raporu özetlenerek belirtilmiş ancak, bu konuda davacının iddialarını ispatlayıp ispatlamadığı, taraflar arasındaki açık hesap ticari ilişkide çekin verilme tarihinde davacının asıl dava davalısından alacaklı olup olmadığı, çekin avans olarak verildiğini davacının ispatlayıp ispatlamadığı değerlendirilmeden sadece birleşen dava davalısı faktoring şirketi yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, açık hesap ticari ilişkide iade faturası ve içeriği malın teslimi ispatlanamadığı değerlendirilmek suretiyle asıl davanın tümden reddine karar verilmiştir. Anayasa’nın 141. maddesinde öngörülen mahkeme kararlarının gerekçeli olması ilkesinin bir sonucu olarak düzenlenen HMK’nin 297. maddesi bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gerekir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasındaki bağ görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuki sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak, hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Kararın nasıl yazılacağı konusundaki şekil 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en önemlilerinden biri de kararların gerekçeli olmasıdır. Kararın açık ve gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukuki dinlenilme hakkına uygun bir karar olacaktır. İddia ve savunmaların kararda tartışılması, gösterilen delillerin incelenmesi, neden bir kısmının diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi ancak gerekçeyle mümkün olacaktır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hususu 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtildiği gibi aynı zamanda Anayasa’nın 141. maddesinin de amir hükmü gereğidir. Bu nedenlerle; mahkeme kararları tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Ayrıca gerekçede tarafların taleplerinin her biri hakkında değerlendirme yapılmalı, taleplerinin her biri hakkında ayrı ayrı bunların neden kabul edildiği veya edilmediği belirtilmelidir. Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı denetlenebilir. Gerekçesiz bir kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenmesi de mümkün değildir. Yine asıl dava yönünden davacı dava dilekçesinde, davalı tarafından oluşturulan ve davacının da internet üzerinden erişerek kayıt alabildiğini belirttiği davalı muhasebe kayıt sisteminde 07/09/2016 tarihinde alınan kayıtta davacının davalıdan alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu belirtilmiş olup dilekçe ekine bu konuda cari hesap kaydı örneği sunulmuş olup, mahkemece bu husus değerlendirilmemiş, söz konusu muhasebe kaydının davalıya ait olup olmadığı, davacının internet üzerinden davalının muhasebe sistemine ulaşıp kayıt alma imkanı bulunup bulunmadığı, davalı ticari defter kayıtlarına göre bildirilen tarih itibarıyla açık hesap ticari ilişkide davacının alacaklı olduğuna ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır. Bu hususlarında araştırılarak ve söz konusu belge konusunda davalı beyanları alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemesi de hatalı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın ilk derece mahkemesi kararının usulüne uygun yazılmış bir gerekçe bulunmadığından HMK’nın 353/1-a6 maddesi ile kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılarak ve asıl dava yönünden usulüne uygun gerekçe yazılarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/11/2018 tarih ve 2017/775 Esas – 2018/858 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan (121,30.TL+121,30.TL=) 242,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, (44,40.TL + 44,40.TL= ) 88,80.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.