Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/712 E. 2019/574 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/712 Esas
KARAR NO : 2019/574 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/862 Esas
TARİH : 07/01/2019 (Ara Karar)
TALEP : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)- İhtiyati Haciz Talebi
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili 28/09/2018 havale tarihli dilekçesi ile, asıl borçlu şirket ile … T.A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı borçluların sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, asıl borçlunun kredi borcunu ödemediğini, bunun üzerine kredi hesabının kat edilerek ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmediğini, kredi veren …T.A.Ş.’nin TMSF’ye devredildiğini, TMSF tarafından kredi alacağının müvekkili şirkete temlik edildiğini, alacağın tahsili için başlattıkları takibe itiraz edilerek durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, ihtiyati haciz isteğinin yersiz olduğunu, öncelikle alacağın varlık ve miktarının belirgin olmadığını, farazi bir alacağa istinaden takip başlatıldığını, 13.09.2002 tarihinde ihtarnameye konu edilen ve mevcudiyeti varsayılsa dahi zamanaşımına uğramış bulunan alacak için sabit yerleşim yeri bulunan ve kaçma/mal kaçırma şüphesi bulunmayan müvekkilleri aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka uygun olmayacağını, ihtiyati haczin teminatsız olarak verilmesi talebi de hukuka uygun olmadığını, davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 07/01/2019 tarih 2018/862 Esas sayılı ara kararında;” İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nın 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptâli ya da istirdat davasında araştırılacak ve değerlendirilecektir. Somut olayda davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle dava konusu uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi ve mevcut delil durumu dikkate alındığında davanın yaklaşık olarak ispat edildiği yönünde mahkememizde yeterli kanaat oluşmadığı…”gerekçesi ile, Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, ..A.Ş.’ye … T.A.Ş. Köroğlu Şubesi tarafından Genel Kredi sözleşmelerine istinaden kredi hesabı açılarak kredi kullandırıldığını, davalıların da kullandırılan kredide müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, Kullandırılan kredi ile ilgili Ankara …. Noterliği 13.09.2002 tarih ve .. numaralı ihtarname keşide edilerek 17/09/2002 tarihinde davalılara tebliğ edildiğini ancak kullandırılan kredi bedellerinin bu güne kadar ödenmediğini, dava dilekçesinde haczin kaldırılması neticesinde müvekkili şirketin alacağını alamama tehlikesinin bulunduğunu belirterek borçlunun malları üzerinde teminat alınmaksızın ihtiyati haciz konulmasını talep edilmesine rağmen mahkemece ihtiyati haciz talebi haksız olarak reddedildiğini, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği gibi kredi sözleşmesi ve kat ihtarının tebliğ edilmiş olmasının ihtiyati hacizde Yargıtay’ca aranan yaklaşık ispat kuralının sağlanmış olması için yeterli olduğunu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E.2016/8116 K.2017/4929 T.14.06.2017)Olayla birebir örtüşen Yargıtay kararında da görüleceği gibi mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu, Yine benzer mahiyette İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi Dosya No: 2018/2061 Karar No: 2018/1675 sayılı kararında da benzer durumda yaklaşık ispat kuralının oluştuğundan bahisle yerel mahkeme kararının kaldırıldığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, borçlulara ödenmesi için yapılan sözlü taleplerin neticesiz kalması, borçlu şahıs ve şirketin mal varlıklarını etsiltebilecekleri ve icra takibinin sonuçsuz kalabilmesi göz önüne alınmak suretiyle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, Ankara … Mah. … Ada … Parsel … nolu bağımsız bölüm taşınmaz üzerine teminatsız ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/862 Esas Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep, alacağı temlik eden banka tarafından dava dışı şirkete kullandırılan gayrı nakdi (teminat mektubu) krediden kaynaklanan devre komisyon faizi alacağının müteselsil kefillerden tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında ihtiyati haciz istemine ilişkindir.Davacı vekili TMSF’den alacağın temliki yoluyla devraldıkları ve TMSF’ye devredilen banka tarafından davalıların müteselsil kefil oldukları kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kullandırılan gayrı nakdi krediden (teminat mektubu) kaynaklanan devre komisyon faizi alacaklarının tahsili için takip yaptıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduklarını, asıl borçlu şirketin hesabının kat edilerek kat ihtarnamesinin borçlulara tebliğ edildiğini, itirazın iptali ile ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilmediği, yargılamayı gerektirdiğinden bahisle talebin reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz koşulları İİK’ nın 257. maddesinde belirtilmiştir. Bunun için vadesi gelmiş bir para alacağı olmalı ve alacak rehinle temin edilmemiş olmalıdır. 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının alacağın varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.Somut olayda dosya içine sunulan kredi sözleşmelerinden ve kat ihtarından dava dışı asıl borçlu şirket ile alacağı temlik eden banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, sözleşme gereğince asıl borçlu şirket lehine teminat mektupları düzenlendiği, teminat mektuplarının devre faizi alacağının ödenmediğinden bahisle kredi hesabının kat edildiği ve kat ihtarının asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil olan davalılara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Buna göre dosyaya sunulan kredi sözleşmeleri, kat ihtarı ve hesap özetlerinden alacağın varlığı yaklaşık olarak ispatlanmıştır. Şartları oluştuğundan ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkeme ara kararının kaldırılması ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/01/2019 tarih 2018/862 Esas sayılı ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 2-Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve davalıların durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin talebinin kabulü ile ve taleple bağlı kalınarak İİK.’nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince talebe konu Ankara … Mah. … ada … parsel …nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın davalılar adına kayıtlı olması halinde taşınmaz üzerine dava konusu alacak tutarı üzerinden İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,3-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafın İİK.259, HMK.87 maddesi uyarınca dava konusu alacak tutarı (11.122,58.TL) üzerinden belirlenecek %15 tutarında (1.668,39.TL) nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve mutaber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine,4-İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince yatırılan 121,30.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine,5-İstinaf yönünden yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine,8-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2019 tarihinde İİK.258/2 ve HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.