Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/705 E. 2020/1376 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/705 Esas
KARAR NO: 2020/1376 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
NUMARASI: 2016/413 Esas – 2018/358 Karar
TARİH: 02/10/2018
DAVA:Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin Hatay ilinde faaliyet gösteren mobilya şirketi olduğunu, ürettikleri malzemeleri dünya çapında gönderen ve bulunduğu ilde isim yapmış firmalardan olduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı … şirketi arasında zigon sehpa alışverişi gerçekleştiğini, malzemelerin taşınması konusunda davalı … ile anlaşıldığını, söz konusu şirketin, malları gemi ile vesaik mukabilinde Suudi Arabistan’a taşıyacak olup, FOB teslim şekli ile dava dışı alıcıya teslim edeceğini, ancak davalı şirketçe yükün teslimi ile ilgili bilginin müvekkiline verilmediğini, dava dışı alıcıdan bedel alınamadığını ve davalı tarafından konişmentonun bir nüshasının müvekkiline teslim edilmediğini, davalı ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ve teslim şekli FOB olan mallarını gemiye yüklettiğini, ancak davalı tarafın navlun bedelini FOB hükümleri gereğince alıcıdan almadığını, kendisine tanınan hapis hakkını kullanmamış olduğunu, haksız olarak müvekkili şirkete İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile icra takibine başladığını belirterek davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının kabulüne, müvekkili şirketin, davalı şirkete söz konusu taşımadan kaynaklı herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı icra dosyasının iptali ile haksız icra takibi nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E Sayılı dosyasında tahsil yapılması ve haciz konulması halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu icra takibinin, teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu icra takibine konu bedelin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararının verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı-borçlu şirketin, borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmışsa da davacı iddialarının maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin, davacı ile vardığı anlaşma gereği davacının Suudi Arabistan’da yerleşik … firmasına sattığı sehpaların İskenderun Limanından Jeddah (Cidde) Limanına taşınması işini üstlendiğini, taşıma işinin … firması aracılığıyla … ve … nolu konşimentolarla gerçekleştirildiğini, davacının, dava dilekçesinde taşıma işinin yapıldığını ve malın alıcıya teslim edildiğini ikrar ettiğini, müvekkilinin taşıma işini gerçekleştirdiğini ve davacıdan navlunu ödemesini talep ettiğini, ancak davacı-borçlunun, müvekkilinin bütün uyarı ve taleplerine rağmen ödeme yapmadığını, bu sebeple davacı-borçlu aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davacının, kendisine yapılan ödeme emri tebligatına rağmen ödeme yapmadığını ve takibe de itiraz etmediği için takibin kesinleştiğini, her ne kadar davacının, taşımanın FOB teslim usulüyle yapılacağını, bu sebeple navlunun alıcı tarafından ödenmesi gerektiğini öne sürmekte ise de bu iddialarının gerçek dışı olduğunu, dilekçe ekinde sunulan konişmentolarda açıkça Freight Prepaid kaydının bulunduğunu, müvekkili davalının, taşımayı gerçekleştirdiğinin sabit olduğunu, bu konuda bir çekişme bulunmadığını, taşımayı gerçekleştiren taşıyıcının navlunu talep edeceğini, davacı-borçlunun, navlunun alıcı tarafından ödenmesi gerektiğini öne sürdüğünü ispat yükünün davacı-borçluya ait olduğunu belirterek davanın reddine, davacının alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/10/2018 tarih 2016/413 Esas – 2018/358 Karar sayılı kararında; “açılan dava menfi tespit davası olup, dava konusu uyuşmazlık davacının dava konusu taşıma ve dolayısıyla icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı noktalarında toplandığı, dosyada bulunan 03.08.2015 tarihli faturada yazılı olduğu üzere satıcı …’nın, 455 takım zigon sehpa takımını alıcı …’a FOB teslim şartına bağlı olarak sattığı, FOB teslime alıcının satış limanında veya kendi bulunduğu bir yerde bir acente veya lojistik firması ile irtibata geçerek nakliye organizasyonu için fiyat teklifi aldığı, alıcı verilen navlun teklifini kabul ederse lojistik şirketi taşımayı yapacak gemiyi, limanı, tarihi belirleyeceği ve alıcının satıcıya ilgili bilgileri vereceği, gümrük işlemleri yapıldıktan sonra satıcının, lojistik şirketinin belirlediği tarihte malı gemiye kadar teslim ile ilgili olarak iç nakliye masraflarını üstlenerek malı gemiye teslim edeceği, taşıyanın düzenlediği konşimentoyu alarak malın bedelini atanmış bankadan tahsil edeceği, bundan sonra sorumluluk ve masrafların alıcıya geçeceği, FOB teslimde navlunu alıcının ödeyeceği, lojistik şirketinin tespitinde alıcıya yardımcı olmak amacında satıcının da, güvendiği veya daha önce iş yaptığı bir lojistik şirketini alıcıya tavsiye edebileceği, dava konusu taşımaya ait konişmentoda “Freight Prepaid” (navlun peşin ödenmiştir) kaydı bulunduğu, ancak lojistik şirketi gelen evrakları dikkatli değerlendirmemiş, FOB teslim olduğunu gözden kaçırmış (belki önceki taşımaların benzeri olarak kabul edip) navlunu ödemiş veya alıcıdan tahsil edememiş ise navlunu satıcıdan talep etme isteğinin haklı bir talep olarak değerlendirilemeyeceği, dosyada yapılan inceleme ve mali müşavir bilirkişinin yaptığı değerlendirmeye göre toplam navlun bedelinin 2600 USD olduğu ve bakiye miktarın 2100 USD olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu tespit edilemediği …”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KABULÜ ile davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, 2-Davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden tazminat talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının usul ve hukuka aykırı olduğunu, Navlun ödeme borcunun kural olarak taşıtanda olduğunu, müvekkili şirket ile davacı taşıtanın, dava konusu navlun alacağının dayanağı konşimento da ortaya konduğu üzere navlun sözleşmesinin tarafları olduğunu ve davacı taşıtanın davaya konu navlun ücretinden sorumlu olduğunu, Müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlıkta kurduğu hukuki ilişkinin davacı şirket ile arasındaki taşıma ilişkisi olup bu hukuki ilişkinin davacı şirket ile malların ihracatı için anlaştığı alıcı şirketi arasındaki satış ilişkisinden bağımsız olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında taşıma sözleşmesi gereği konşimento düzenlendiğini, taşıma işinin … firması aracılığıyla … ve … no’lu konşimentolarla tamamlandığını, konşimentolar üzerinde açıkca “Freight Predpaid” ibaresi bulunduğunu, bunun uluslararası satış ilişkilerinde navlunun ihracatçı şirket tarafından ödeneceğini gösteren ibare olduğunu, Davacının navlunu ödediğine ilişkin bir savunma yapmadığını ve buna ilişkin delil sunmadığını, davacının navlunu ödediğine ilişkin bir savunma yapmaması durumunda Freight Prepaid kaydının navlunun ödendiğini göstermeyeceğinin Yargıtay içtihatları ile de ortaya konulduğunun, (Yargıtay 11. HD 14/04/2009 T. 2008/362 E. – 2009/4604 – Yargıtay 11. HD 12/06/2014 T. 2014/4135 E. – 2014/11260 K. ) Dava konusu alacağa ilişkin bilirkişi raporunda davacı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin ticari defterinin Hukuk Muhakemeleri Kanunun md.222 uyarınca müvekkili lehine delil niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini, (Yargıtay 15. HD 12/09/2017 T. 2016/3858 E. – 2017/2944 K.) İleri sürülerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine, davacının alacak miktarının %20’sinde aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası deniz taşımadan kaynaklı navlun alacağının tahsili için yapılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı, yurt dışına sattığı ürünlerin deniz yoluyla taşıma işini davalının üstlendiğini, satışın FOB satış olduğunu, bu satış türünde navlun ücretinden sorumlu olanın alıcı olduğunu, davalı taşıyıcının buna rağmen navlun ücretini alıcıdan tahsil etmeden malları alıcısına teslim ettiğini, navlun ücretini sorumlu olmamalarına rağmen kendilerinden talep ettiğini, haklarında navlun ücreti alacağı için takip yapıldığını, takipten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı, taşıma işleri komisyoncusudur (freight forwarder). Taraflar arasında yazılı bir taşıma sözleşmesi bulunmamaktadır. Ancak tarafların, davacının sattığı ürünlerin alıcısına ulaştırılmak üzere taşınması konusunda anlaştıkları taraf beyanlarından anlaşılmaktadır. Davaya konu yükün akdi taşıyıcı olan davalı tarafça, fiili taşıyıcı … firması aracılığı ile taşındığı ve yükün alıcısına teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık navlun ücretinden kimin sorumlu olduğundan kaynaklanmaktadır. Fob teslim, deniz ticaretinde kullanılan bir terim olup, FOB (Free On Board – Gemide Masrafsız Teslim), satıcının malları belirlenen yükleme limanında, belirlenen deniz taşıtına teslimi ile malların taşıma, sigorta gibi maliyetleri ile birlikte her türlü hak ve yükümlülüğünün alıcıya geçtiğini belirten satış şeklini göstermektedir. Fob satış, alıcı ile satıcı arasında belirlenen bir satış şekli olup, malın yükleme limanında belirlenen gemiye yüklenmesine kadar olan tüm masraflar ile malın hak ve sorumluluklarının satıcıya, malın gemiye yüklenmesinden sonra ise tüm masraflar, sorumluluk ve hakların alıcıya ait olduğunu gösteren kayıttır. Fob satış satıcı ve alıcı arasında yapılan anlaşma ile kararlaştırılır. Taşıma sözleşmesi TTK’nın 850. Maddesinde “taşıyıcının eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi, bunun karşılığında gönderenin taşıma ücretini ödemeyi üstlendiği” sözleşme olarak tanımlanmıştır. Taşıma sözleşmesi taşıyan ile taşıtan arasında düzenlenir. Taşıtan alıcı olabileceği gibi satıcı da olabilir. Taraflar arasında yazılı yapılmış bir taşıma sözleşmesi bulunmamaktadır. Ancak taraflar arasında taşıma sözleşmesi yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Buna göre uyuşmazlık konişmentoya göre çözümlenecektir. Dosya içine sunulan konişmentoya göre gönderen davacı, taşıyan (konişmentoyu düzenleyen) ise fiili taşıyıcı olan … şirketidir. Konişmentoda “freight prepaid” kaydı bulunmaktadır. Bu kayda göre navlun ücreti peşin ödenmiştir. Somut olayda taraf beyanlarına göre taşıtan davacıdır. Buna göre taşıma sözleşmesi taşıtan davacı ile taşıyan davalı arasında akdedilmiş olup yasaya göre kural olarak taşıma ücretinden (navlun) taşıtan sorumludur. Ancak bunun aksi kararlaştırılabilir. Yani taşıma ücretinden taşıtanın değil alıcının sorumlu olacağına ilişkin kayıt geçerlidir. Davacı, taşıma ücretinden sorumlu olanın alıcı olduğunu, taraflar arasında bu şekilde anlaşma yapıldığını ispatlayamamıştır. Alıcı ile satıcı arasında kararlaştırılan satım sözleşmesinin fob teslim şekline göre olduğuna ilişkin kayıt satım sözleşmesinin taraflarını baylayacı olup taşıma sözleşmesine bu konuda bir kayıt düşülmemiş ise taşıma ücretinden taşıtan sorumludur. Satış sözleşmesinde yer alan fob kaydı, malın gemiye yüklenmesinden sonra tüm masrafların alıcıya ait olduğunu göstermekte ise de taşıma sözleşmesinde bu yönde bir anlaşma veya kayıt yok ise navlun ücretinden taşıtan sorumlu olup, taşıtan navlun ücretini ödemiş ise satım sözleşmesine dayanarak alıcı adına yaptığı bu masrafı ancak alıcıdan talep edebilecektir. Davacı taşıtan taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinde navlun ücretinden alıcının sorumlu olduğuna ilişkin kayıt düşüldüğünü ispatlayamamıştır.Yine konişmentoda freight prepaid kaydı bulunmakta ve bu kayda göre navlun ücreti peşin ödenmiş ise de davacı taşıtan navlun ücretini ödediğine ilişkin bir itiraz ileri sürmemiştir. Davacı beyanına göre navlun ücreti ödenmemiştir. Bu kayda göre navlun ücreti akdi taşıyıcı (taşıma işleri komisyoncusu) davalı tarafça fiili taşıyıcıya peşin ödenmiştir. Akdi taşıyıcı navlun ücretini fiili taşıyıcıya ödediğinden navlun ücretini taşıtandan talep edebilecektir. Davalı tarafından düzenlenen navlun faturaları davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup bu fatura bedellerinin 500 USD’sinin ödendiği, kalan 2.100 USD’nin ödenmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi, birbirlerini doğrulayan taraf ticari defter kayıtları ile de sabittir. Davacı söz konusu navlun faturalarına süresinde itiraz ettiğini veya faturaları iade ettiğini iddia ve ispat etmemiştir. Buna göre itiraz edilmeksizin ticari defterlere kaydedilen ve kısmi ödeme yapılan navlun faturalarından da taşıtanın davacı olduğu, navlun bedelinin bir kısmının ödenmediği anlaşılmaktadır. Buna göre namlun alacağı ispatlanmış olduğundan davacının menfi tespit talebinin reddi gerekmektedir. Dava sırasında ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesine karar verildiğinden İİK 72/4 maddesi gereğince şartlar oluşmakla davalı yararına icra inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle davalı istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi ile kaldırılmasına ve davanın reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik ve İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) ‘nin 02/10/2018 tarih ve2016/413 Esas – 2018/358 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, 1-Davanın REDDİNE, 2-İİK’nın 72/4.maddesi uyarınca davalı lehine alacağın %20’si oranında tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Alınması gereken 54,40 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 107,40.TL harçtan mahsubu ile bakiye 53,00.TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen 50,00.TL tebligat/ posta giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihi itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına 107,50.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 9-Davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 24,30.TL olmak üzere; toplam 145,60. TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, talep halinde yatıran tarafa iadesine, 11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/11/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.