Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/704 E. 2021/168 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/704
KARAR NO: 2021/168
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı İle )
TARİHİ : 10/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/64 Esas – 2018/483 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan … Tic. A.Ş tarafından ithal edilen emtiaların … isimli gemi ile Çin’den Türkiye’ye davalı şirket tarafından taşınması sırasında hasarlandığını, hasarın konteynerin su alması ve emtiaların ambalajlarına su sızması sonucu meydana geldiğini, mallar Haydarpaşa Limanına getirildikten sonra 19/06/2015 tarihinde teslim alındığını, hasara ilişkin ekspertiz raporunda hasarın taşıma sırasında emtiaların bulunduğu konteynerlerin delik olması nedeniyle yağmur sularının konteyner içerisine sirayet etmesi sonucu meydana geldiğinin belirtildiğini, sigortalı şirketin teslim aldığı üç palet içinde bulunan yedi koli şeklinde istiflenmiş 84 adet emtianın ıslanma sebebiyle hasar gördüğünü, ıslanmanın bilgisayar kasası cinsi emtianın güç kaynağında paslanma ve korozyona sebebiyet verdiğini, bu nedenle emtianın kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına 6.839,31 TL tutarında hasar bedeli ödendiğini, bu şekilde müvekkilinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, taşınan emtianın taşıma sırasında hasarlanmasından dolayı davalı taşıyıcının TTK’nın 1178.maddesine göre hasar bedelinden sorumlu olduğunu, bu nedenle sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıya rücu edilmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve faize itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşıyan sıfatına haiz olmaması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, konişmentolarda müvekkilinin tahliye limanı acentesi olduğunun anlaşıldığını, yine konişmentoda uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak Marsilya Ticaret Mahkemeleri gösterildiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın TTK’nun 1188.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının delil olarak sunduğu ekspertiz raporunun tek taraflı olarak düzenlenmesinden dolayı uyuşmazlık yönünden hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hasar tespitinin müvekkili şirkete süresi içerisinde bildirilmediğini, iddia edilen hasarın ne zaman, nerede ve nasıl meydana geldiğinin taşıyıcının sorumluluk sebeplerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ispatlanması gerektiğini, bir an için müvekkilinin hasardan sorumlu olduğu kabul edilse dahi sorumluluk sınırının gözönüne alınarak hasar miktarının tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın husumet, yetkisizlik ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/12/2018 tarih ve 2017/64 Esas – 2018/483 Karar sayılı kararı ile; ” … Yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, dosyaya sunulan navlun faturası, konişmentolar, ordino ve mal teslim şeklinin … olması birlikte değerlendirildiğinde, davalı … A.Ş’nin akdi taşıyan olduğu, fiili taşımanın ise … tarafından … gemisi ile yapıldığı, davalının akdi taşıyan olması sebebiyle taşıma sırasında yükte meydana gelecek hasarlardan dolayı TTK’nun 1178.maddesine göre yük ilgililerine karşı sorumluluğunun bulunduğu, TTK 1185.maddesine göre deniz taşıması sırasında meydana gelen yük hasarının teslim tarihinden itibaren 3 gün içerisinde taşıyıcıya ihbar edilmesi gerektiği, aksi durumda TTK’nun 1185/4 maddesine göre hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği konusunda davalı lehine karine oluşacağı, ekspertiz raporu ekinde yer alan 27/06/2015 tarihli hasar tutanağının… isimli kişi tarafından imzalandığı, tutanakta davalı firma yada fiili taşıyıcının logosunun yer almadığı, ayrıca … Gümrük Müşavirliğinin düzenlediği 19/06/2015 tarihli belgede davalı yada ihbar edilen şirket temsilcisinin imzasının bulunmadığı, bu durumda her iki belgenin de hasar ihbarı niteliğinde sayılamayacağı, hasarın 02/07/2015 tarihinde yani yasal ihbar süresi geçtikten sonra mail yolu ile davalıya bildirildiği, bu durumda hasarın yük taşıyıcının sorumluluk sahasında iken taşıyıcının kusuru ile meydana geldiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, ekspertiz raporunun yükün taşındığı konteyner üzerinde fiili inceleme yapılmadan düzenlendiği, ekinde yer alan fotoğraflarda da konteyner üzerinde herhangi bir delik gözlemlenmediği, gemi kaptanının imzalayıp mühürlediği konteyner interehange raporunda konteyenerin iyi durumda olduğunun belirtildiği, konişmentoda yer alan Shippers load stow and count kaydına göre yükün istifleme ve sayımının yükleten tarafından yapılmış olduğu, ayrıca konteynerlerin teslimi sırasında konteynerde delik yada deformasyon bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespitte yapılmadığı, konteyner gemiden tahliye edildikten sonra 19/06/2015 tarihli … nolu taşıma irsaliyesi ile … Yurt İçi Nakliye firması tarafından karayolu ile alıcının deposuna götürüldüğü ve hasarlı mallar üzerinde gümüş nitrat testinin yapılmadığı dosya kapsamına göre belirli olduğundan, bu durumda yükteki ıslanmaya bağlı hasarın karayolu taşıması sırasında meydana gelme ihtimalinin de mevcut olduğu, sonuç olarak hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten meydana geldiğine ilişkin karinenin davacı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenle de davalının yük hasarından sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından, bu kanaat ışığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükmün, eksik inceleme neticesinde usul ve yasaya aykırı olarak tesis edildiğini, davaya konu hasar meydana geldikten sonra, hasarın davalı tarafa TTK md 1185 uyarınca süresinde ihbar edilmediği hususuna katılmadıklarını, 19.06.2015 tarihinde … Ltd. Şti. şirketi tarafından düzenlenen teslim ve tesellüm belgesinde 3 palet ürünün su aldığının belirtildiğini ve söz konusu tutanağın taşıyıcı tarafından da imzalandığını, bu nedenle, mahkemenin TTK md.1185/4 uyarınca hasarın, taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği noktasında davalı lehine karine oluştuğu kabulünün mümkün olmadığını, Muhakeme sürecinde alınan bilirkişi raporunda, konteyner fotoğraflarında herhangi bir delik görünmediğinden bahsedildiğini ve bu nedenle kendilerince dosyaya sunulan ekspertiz raporunun somut gerçeği yansıtmadığının ifade edildiğini, rapora ilişkin kendilerince yapılan itirazda salt fotoğraflarda delik görünmediğinden hareketle böyle bir tespitin yapılamayacağının ifade edildiğini ve ek rapor tanzimi talep edildiğini, bu noktada yerel mahkemece, taşımada kullanılan konteynerlerin en son tarihli muayene sertifikalarının dosyaya sunulması için kendilerine süre verildiğini, mahkemenin bu talebi üzerine talep edilen belgelerin müvekkili veya dava dışı sigortalıda olma ihtimalinin bulunmadığı, bu belgelerin ancak taşıyıcı sıfatını haiz davalı tarafta bulunabileceği ifade edilmiş ise de, taşıma konteynerine ilişkin muayene sertifikalarının kendilerinden talep edildiğini, yine de yerel mahkemenin talebine ilişkin olarak müvekkili şirekt ve dava dışı sigortalıya yerel mahkemenin taleplerinin iletildiğini, ancak kendilerinde sertifikaların bulunmadığı, sertifikaların ancak taşıyan sıfatını haiz davalı veya fiili taşıyanda bulunabileceği şeklinde cevap verildiğini, 10.12.2018 tarihli celsede bu hususun dile getirildiğini, ancak huzurdaki davanın ispatına yönelik olarak fazlaca önem taşıyan bu taleplerinin kabul edilmediğini ve aynı celsede davanın reddine karar verildiğini, Davanın esasının aydınlatılması açısından, taşımanın yapıldığı konteynerlerin muayene sertifikalarının dosyada bulunması gerekliliğinin şüphesiz olduğunu, bilirkişilerin tanzim etmiş oldukları raporda da bu hususun belirtildiğini ve yerel mahkemece de eksik inceleme olmaması adına, sertifikaların dosyaya sunulmasının istendiğini, ancak bu noktada bahsi geçen belgelerin sunulmasının ispat yükünün taraflarında olması sebebiyle müvekkili sigorta şirketinden talep edilmesinin olayın niteliği itibariyle mantığına aykırı olduğunu, HMK md. 220/f.1’deki düzenleme gereğince taşıyıcı olan davalı tarafa kesin süre verilerek belgelerin ibrazının talep edilmesi gerekirken, kendilerinden talep edilmesi ve belgelerin sunulamaması üzerine davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, yerel mahkemenin davaya konu olayın aydınlatılması adına gerekenleri yerine getirmediğini ve eksik inceleme ile hüküm tesis ettiğini belirterek, – Yerel Mahkemece tesis edilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; emtia nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalanan emtianın gemi ile taşınması sırasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK’nun 1178 ve 1472 maddelerine göre taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece de belirtildiği edildiği üzere, TTK’nın 1185.maddesine göre deniz taşıması sırasında meydana gelen yük hasarının, eşyanın teslimi sırasında, zıya hasar haricen belli değilse teslim tarihinden itibaren 3 gün içerisinde taşıyıcıya ihbar edilmesi gerektiği, … Müşavirliğinin düzenlediği 19/06/2015 tarihli belgede davalı ya da ihbar edilen şirket temsilcisinin imzasının bulunmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, dolayısıyla bu belgenin hasar ihbarı niteliğinde kabul edilemeyeceği, hasarın 02/07/2015 tarihinde yani yasal ihbar süresi geçtikten sonra mail yolu ile davalıya bildirildiği, bu durumda TTK’nın 1185/4 maddesine göre hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği konusunda davalı lehine karine oluştuğu ve bu durumda hasarın, taşıyıcının sorumluluk sahasında iken taşıyıcının kusuru ile meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiği, dolayısıyla konteynerlerin muayene sertifikalarının ibrazı için ispat yükü üzerinde bulunan davacı tarafa süre verilmesinde usule aykırılık bulunmadığı gibi, mevcut delil durumuna göre davacı tarafça, hasarın, taşıyıcının sorumluluk sahasında iken ve taşıyıcının kusuru ile meydana geldiğinin ispatlanmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesince ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, hüküm ve gerekçede davacı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 14,9 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından mükerrer yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/02/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.