Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/70 E. 2020/1076 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/70
KARAR NO: 2020/1076
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/1134 Esas – 2018/557 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilli …’in 21.08.2015 tarihli Hisse Devir Protokolü ile davalının … Ltd. Şti. adlı firmadaki hisselerini satın aldığını, davalıya protokol gereği iki adet imza edilmiş beyaza senet verildiğini, davalının senedi açıkça protokole aykırı tanzim etmek suretiyle tedavüle çıkardığını, 21.08.2015 tarihli hisse devir protokolünün 3/c maddesinde, noter hisse devir bedelinin haricinde ek hisse bedeli olarak … tarafından 31.12.2018 vadeli 333.500,00 TL bedelli, yine müvekkili … tarafından 31.12.2018 vadeli 166.500,00 TL bedelli senet verildiğini, bu senetlerin vadesi geldiğinde senedi tanzim eden devir alanlar tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, oysa davalı uhdesinde bulunan senetlerin 31.12.2017 vadeli olup sadece müvekkili … ve oğlu olan diğer müvekkili … adına tanzim edildiğini, senetlerin açıkça anlaşmaya aykırı doldurulduğunu belirterek, 31.12.2017 vadeli iki ayrı senetten dolayı davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … ve dava dışı … ile müvekkili arasında Kartal … Noterliğinin 21.08.2015 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ile … Ltd. Şti.’ nin müvekkiline ait olan payının davacı … ve dava dışı …’a devredildiğini, noter sözleşmesi haricinde aynı taraflar arasında hisse devri protokolü imzalandığını, bu protokole göre ek hisse bedeli olarak …’ın 31.12.2018 vadeli 333.500,00 TL bedelli ve davacı …’ in 31.12.2018 vadeli 166.500,00 TL bedelli senetleri imzaladıklarını, daha sonra davacı … ve oğlu … ile müvekkilinin tekrar bir araya gelerek hisse devir protokolünde yazılı olan senetlerin müvekkili tarafından davacıya iade edildiğini ve davacı …’ in asıl borçlu ve diğer borçlu …’in kefili olduğu 31.12.2017 vadeli 166.500,00 TL bedelli ve 31.12.2017 vadeli 333.500,00 TL bedelli senetleri imzalayarak müvekkiline verdiklerini, senetlerin protokole aykırı olarak tanzim edilmediğini, protokolde bahsi geçen 31.12.2018 tarihli senetlerin davacı …’e iade edildiğini ve sözleşmeden bağımsız olarak her iki davacının imzasını taşıyan ve davacı …’in kendi el yazısıyla düzenlediği dava konusu olan 31.12.2017 tarihli iki adet senedin müvekkiline verildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/05/2018 tarih ve 2017/1134 Esas – 2018/557 Karar sayılı kararı ile; ” … Dava konusu senetlerin vadesi 31/12/2017, keşidecisi davacı … ve avalisti de davacı …’dir. Protokolde belirtilen senetlerin keşidecilerin … ve dava dışı … olduğu görülmektedir. Davalı tarafından hisse devir protokolünde belirtilen 31/12/218 vadeli senetlerin iade edildiğinin ve yerine dava konusu senetlerin bizzat davacı …’in el yazısıyla doldurularak davalıya teslim edildiği belirtilmiş ve 31/12/2018 vadeli senetlerin birer sureti dosyaya ibraz edilmiştir. Davacı tarafça, davalının bu savunması kabul edilmemekte birlikte dava konusu olan 31/12/2017 vadeli senetlerdeki imzalar inkar edilmemiş ve esasında bu senetlerin davacı … tarafından doldurulduğu da kabul edilmiştir. Ayrıca davacı taraf, hisse devir protokolünde belirtilen 31/12/218 vadeli ve dava konusu olan 31/12/2017 vadeli senetler dışında davalıya güven ilişkisine dayalı olarak açığa imza atılmak suretiyle birden çok senet verildiğini beyan etmiştir. Açığa imza atılmak suretiyle senedin karşı tarafa verilmesi halinde, bu senedin taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğini bu iddiayı ileri süren tarafından yazılı belgeyle kanıtlanması zorunludur. Davacı tarafından bu yönde belge ibraz edilmiş değildir. Nitekim davacının, dava konusu senetlerin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının delili olarak dayandığı 21/08/2015 tarihli hisse devir protokolünde, 333.500 TL bedelli 31/12/2018 vadeli senet dava dışı … tarafından, 166.500 TL bedelli senet ise davacı … tarafından düzenlenerek davalıya verildiğinin ifade edildiği ancak dava konusu olan 333.500 TL bedelli ve 166.500 TL bedelli her iki senette de keşidecinin … avalistin de … olduğu açıkça görüldüğünden protokole aykırılıktan bahsedilmesinin mümkün bulunmadığı, senetlerdeki imzaların ve yazıların dahi inkar edilmediği anlaşılmakla davacının iddialarını kanıtlayamadığı sonucuna varılmıştır. Kaldı ki davalı tarafa çok sayıda boş olarak sadece imzalı senetlerin teslim edildiğinin ileri sürüldüğü, açığa imza atılmak suretiyle senet düzenlenmesi halinde anlaşmaya aykırı olduğunun ileri süren davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği bu gereğin davacı tarafından yerine getirilemediği yazılı herhangi bir belgenin sunulamadığı kanaatine varılmakta ispatlanamayan davanın reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin, iddialarının ispatlanamadığı yönündeki kararının haksız olduğunu, zira dosyaya sunulan senetler ve protokollerin yazılı delil olmakla birlikte davalının açığa verilen senedi kendi istediği tarihe göre doldurup aleyhlerine kullandığının ispatı olduğunu, Müvekkili … ve dava dışı … ile davalı … arasında … Ltd. Şti.’nin hisse devri için 21.08.2015 tarihinde hisse devir protokolü imzaladığını, akabinde 30.20.2015 tarihinde ek protokol imzalanmış olup, şartların belirlendiğini, İş bu hisse devir protokolüne bakıldığında noter devir işlemlerindeki esas bedelin haricinde müvekkilinin 166.500,00 – TL , dava dışı …’ın ise 333.500,00-TL bedelli senetleri 31.12.2018 vadeli olarak açığa imza atıp şirket sahibi olan davalı …’e verdiklerini, Protokolün 3d maddesine bakıldığında davalı …’ in protokol şartlarına uymadığı takdirde devir alanlardan ek hisse bedeli olarak aldığı senetlerin hükümsüz olup geçersiz olacağının belirtildiğini, ancak düzenlenen senetlere bakıldığında hem davalının senedi kafasına göre doldurup vade tarihini 31.12.2017 olarak yazması hem de iş bu protokol şartlarına uymaması gerekçeleri ile dava konusu senedin geçersiz ve hükümsüz olduğunu, Alacaklının kendi iradesine göre doldurmasının, lehdar ile borçlu arasındaki sözleşmeye uygun olarak doldurulduğu anlamına gelmemekle birlikte mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, Senetler doldurulmuş olmakla birlikte, dava dışı …’ın yüklendiği 33.500,00.TL’ lik senedin hem müvekkili adına hem de … adına doldurulduğunun görüleceğini, tüm bunların senet vade tarihleri ve miktarlardaki protokol şartlarına aykırılıkları ispatlar nitelikte yazılı deliller olduğunu, Müvekkilin açığa imza atıp senedi vermesinin her şeyi göze aldığı anlamına gelmediğini ve tüm sorumluluğun müvekkilinde olduğu yönündeki açıklamaların da hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarına bakıldığında ticari hayatta açığa senetler düzenlenmesinin olağan bir durum olduğunu, Sunulan protokol, senet ve ihbarnamelerin yazılı delil niteliğinde olup, taleplerini ispatlar nitelikte olduğunu, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek, Yerel Mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, limited şirket hisse devri için verilen senetlerin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasından kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … ve dava dışı … ile davalı arasında Kartal … Noterliğinin 21.08.2015 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesine göre davalı …’in … Ltd.Şti.’deki 12.750 TL’lik hissesinin 4.250 TL’ lik kısmını davacı …’e, geri kalan 8.500 TL’lik hissesini de dava dışı …’a devrettiği, ayrıca ismi geçen taraflar arasında noter sözleşmesine ek olarak 21/08/2015 tarihli hisse devir protokolü imzalandığı, bu protokolün 3/c maddesinde, hissesini devreden …’ e ek hisse bedeli olarak dava dışı … tarafından düzenlenen 31/12/2018 vadeli 333.500TL bedelli ve … tarafından da 31/12/2018 vadeli 166.500 TL bedelli senetlerin verildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, bu senetlerin açığa imza atılmak suretiyle verildiği, davalı tarafça aradaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu, protokolde senetlerin vadesinin 31/12/2018 olmasına rağmen protokole aykırı bir şekilde senet vadelerinin 31/12/2017 olarak yazıldığı, protokolün 3d maddesi gereğince davalının protokol şartlarına uymaması nedeniyle de geçersiz olduğu, 333.500,00-TL bedelli senedin hem davacı hem de dava dışı … adına doldurulduğu ileri sürülmüş; Davalı tarafça, gerek 31/12/2017 gerekse 31/12/2018 vade tarihli senet örnekleri dosyaya ibraz edilerek, protokolden sonra davacı … ve oğlu … ile davalının tekrar biraraya geldikleri, hisse devir protokolünde yazılı olan senetlerin davacıya iade edildiği, davacı …’in asıl borçlu ve diğer borçlu …’in kefili olduğu 31.12.2017 vadeli 166.500,00 TL bedelli ve 31.12.2017 vadeli 333.500,00 TL bedelli senetlerin imzalanarak davalıya verildiği, dolayısıyla senetlerin protokole aykırı olarak tanzim edilmediği savunulmuştur. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, 31/12/2017 vade tarihli senetlerin taraflar arasındaki başka bir alacak borç doğuran işlem nedeniyle verildiği ileri sürülmediği gibi, bu senetlerin davacı … tarafından doldurulduğunun kabul edildiği, senetlerdeki imzaların inkar edilmediği, davacılar vekilince protokol müzakerelerinde çok sayıda boş olarak sadece imzalı senetlerin teslim edildiğinin beyan edildiği, açığa senet düzenlenmesi hukuk sistemimizde mümkün olup, ilgili belgede boş bırakılan kısımların sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden tarafın bu iddiasını kesin delillerle ispatlamakla yükümlü olduğu, açığa imza atılmak suretiyle düzenlenen belgelerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ispatlanmadıkça geçerli olacağı, senedin hüküm ve gücünü ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin HMK’nın 201.maddesine göre yazılı belgeyle ispatlanması gerektiği, davacı tarafça bu hususta yazılı delil ibraz edilmediği, yemin deliline dayanılmış, mahkemece yemin delili hatırlatılmamış ise de, bu husus istinaf sebebi yapılmadığından belirtilen eksiklik nedeniyle kararın kaldırılamayacağı, hisse devrinin gerçekleştiği sabit olmakla davalının protokol şartlarına uymaması nedeniyle senetlerin geçersiz olduğu yönündeki iddianın da yerinde olmadığı, tüm istinaf itirazları karşılıklarının gerekçeli kararda yer aldığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,5 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 08/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.