Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/694 E. 2021/166 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/694
KARAR NO: 2021/166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
DOSYA NUMARASI : 2017/143 Esas – 2019/70 Karar
DAVA: Çek İstirdatı
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, müteahhit olan … firmasından daire satın almak için ödeme yaptığını, daha sonra müvekkilinin işlerinin kötü gittiğini, dairenin kalan parasını toplayamadığım, kalan daire bedeli müvekkili tarafından ödenmediğinden, …’ın ödediği bedele karşılık müvekkiline bir takım çekleri teslim ettiğini, söz konusu çeklerin müvekkilinin uhdesîndeyken kaybolduğunu, çekin yolda kaybolarak yok olduğu düşünüldüğünden İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/918 E. sayılı dosyasıyla kaybolan diğer çeklerle birlikte çek iptali davası açtığını, mahkemece 01/02/2017 tarihli celsede taraflarına davalı aleyhine çek istirdadı davası açmak için süre verildiğini, süresi içerisinde davayı açtıklarını, davalı şirketin çeki neye dayalı olarak aldığını ispat külfeti altında olduğunu, taraflar arasında ticari hiçbir ilişki bulunmadığım, çek arkasında cirosu bulunan şahısların TC kimlik numaralarının yazılmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin çekin meşru hamili olup, çekin müvekkili tarafından hiç cirolanmadığını, çekin vadesini gelmesini beklenirken kötü niyetli kişilerin eline geçtiğini, müvekkili ile … arasında imzalanan sözleşmeler ve çek teslim evraklarının bulunduğunu, davalının, çeki …. isimli birinden devraldığını, müvekkilinin, ….’yi hiç tanımadığını, kim olduğu belli olmayan, tamamen hayal ürünü birinin çek üzerinde cirosunun bulunmasının, bu cironun davalı cirosundan önce olmasının, davalının kötü niyetli olduğunu ve çeki geçerli bir sebebe dayanmaksızın teslim aldığını gösterdiğini, davalının çeki ağır kusuruyla iktisap ettiğini belirterek, keşidecisi … olan,, 31.09.2016 keşide tarihli, … çek numaralı 48.000,00 TL bedelli çekin istirdatına, çek bedelinin davalı yan tarafından haksız olarak tahsil edilmesi halinde faiz dahil fazlaya ilişkin talep ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren kanuni faizi ile istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, çek bedelinin tahsili için bankaya başvurduğunu, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/918 E. sayılı dosyası tarafından konulan ödeme yasağı ile karşılaştığını, bunun üzerine anılan mahkemeye asli müdahale talebinde bulunuğunu, davacı tarafça süresinde istirdat davası açılmaması üzerine İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin, çekin iadesi ve ödeme yasağının kaldırılması kararı ile dava konusu çeki tekrar iktisap ettiğini ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün… E, sayılı dosyası ile çeki takibe koyduğunu, müvekkilinin, yetkili ve gerçek hamil olduğunu, davacı …’ın herhangi bir şekilde ciro zincirine dahil olmadığını, geçerli bir hamillik dununu bulunmadığını, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, müvekkili şirketin ciro zincirinde yer almakla meşru hamil olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin herhangi bir ispat külfeti altında bulunmadığım, ispat külfetinin davacı taraf üzerinede olduğunu, çekte cirosu bulanan …’ın, müvekkili şirketin ortaklarından biri olduğunu, bu sebeple … aleyhine icra takibi yapılmadığını, çek keşidecisi Yılmaz Yeşiltaş’a bîr türlü ulaşılamadığını, soyadları aynı olan Yılmaz ve …’ ın birbirleriyle ilişkisi olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/02/2019 tarih ve 2017/143 Esas – 2019/70 Karar sayılı kararı ile; ” Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, İstanbul 8.ATM 2016/918 Esas sayılı dosyası, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, çeke bağlı alacağın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır. Bilirkişi dosyaya sunduğu 21/12/2018 tarihli raporda ” Dava dışı … ticari defterlerine göre, davacı tarafin dava dışı … ile arasında ticari bir ilişkiye rastlanmadığı, davalı taraf ticari defterlerinde, dava dışı …, ciranta … ile arasında ticari ilişkiye rastlanmadığı,Davalı ticari defterlerine göre, davaya konu çeki davalı tarafın, şirket ortağı … aldığı, Çekin borç doğurup doğurmadığının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu ” görüşü bildirilmiştir. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava çek istirdatı davası olup davacı taraf, ….’ tan daire satın aldığını, sonra bedelini ödemeyemediği için …’ ın kendisine kalan bedel yönünden çekler teslim ettiğini ve davaya konu çekin kendi uhdesindeyken kaybolduğunu iddia ederek çekin istirdatını talep etmiş ise de İstanbul 8 ATM ‘de 2016/918 Esas sayılı çek iptali davasında ibraz şartı gerçekleştiğinden davaya konu çek yönünden davanın reddedildiği, davalı tarafın çeki dayanak yaparak Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığı, çekin ve ciro silsilesinin incelenmesinde cirolarda kopukluk olmayıp davalı tarafın meşru hamil bulunduğu, her ne kadar davacı taraf çek teslim protokolü ibraz etmiş ise de yaptırılan defter incelemesi sonucunda protokolün tam tersine … ile hiçbir ticari ilişkisine rastlanmadığı, tarihi belirli olmayan adi yazılı belgenin hükme esas alınmasının mümkün bulunmadığı, ayrıca davalı tarafın kötü niyet veya ağır kusuru ile hareket ederek çeki teslim aldığı ispatlanamadığından çekin istirdatının sözkonusu olamayacağı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş … ” gerekçeleri ile; ” Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup eksik inceleme sonucu verildiğini, bilirkişinin yapmış olduğu defter incelemelerinde, dava dışı çekin keşidecisi … defterlerinin incelediğini ve müvekkili ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığının görüldüğünü, yine dava dışı … ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığının görüldüğünü, Davaya konu müvekkilinin uhdesinde kaybolan çek incelendiğinde, çekin … …, ondan davalı şirket yetkilisi …’ a, ondan da davalı şirkete geçtiğinin göründüğünü, dava dışı işbu kişiler arasında herhangi bir ticari ilişkinin ortaya koyulamadığını, dava dışı defter incelemesi yapılan … ile davalı yanın ve hatta davalı yanın şirket ortağı olan …’ ın da ticari ilişkisi olmadığını, hatta davalı şirketin kayıtlarında, dava dışı … ve davalı şirketin yetkilisi … arasında bir ticari ilişki görülmediğini, bu kişilerle ilgili cari hesap, fatura veya çek girişi bulunmadığını, davalı tarafa ait BA-BS formlarının incelenmesinde, davalı tarafın dava konusu çek cirantalarına ait mal alışına veya mal satışına ait fatura bildiriminde bulunmadığının görüldüğünü, bunun yanında raporun sonuç kısmında, yine dava dışı … ile … ticari ilişkisi olmadığının ortada olduğunu, dava konusu çekin müvekkili uhdesindeyken kaybolduğunun dosyada bulunan tüm delillerle sabit olduğunu, Müvekkilinin, dava dışı … ile taşınmaz satışı için anlaşma yaptığını ve ödemesini gerçekleştirdiğini, akabinde dava dışı şahsın ticari durumunun kötüye gitmesi sonucunda müvekkiline taşınmazı devredemediğini ve müvekkilinin ödediği meblağ tutarında çek tanzim ederek müvekkiline teslim ettiğini, buna dair taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmeler ve çek teslim tutanağı bulunduğunu, Davalı yanın, dava konusu çekin davalı şirket ortağı tarafından kendisine verildiği ve bu durumun defterlerinde bulunduğunun beyan edildiğini, davalı yanın çekin arkasında bulunan ciro silsilesinin bozulduğuna hiç dikkat etmediğini, sanki şirket ortağından devralınan tüm çeklerin yasal bir ticari ilişki sonucunda ortaya çıkmış olduğunu iddia ettiğini, müvekkili uhdesindeyken kaybolan çekin, davalı şirket ortağının eline ne şekilde geçmiş olduğunun bilinmediğini ve kesin bir delille bilinebilecek durumda olmadığını, davalı tarafın dava konusu çeki hangi ticari ilişkiye dayanarak aldığını da ispatlayamadığını, Dava dışı … ticari defterlerinde, davalı yan veya dava konusu çek üzerinde cirosu bulunan kimseyle ticari ilişkisinin bulunmadığı, davalı yanın ticari defterlerinde de, çek ile alakalı olarak sadece davalı şirket ortağından çekin alındığı kaydı bulunduğunu belirterek, -İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir. Buna göre, zayi olan çekin istirdadı istemine ilişkin işbu davada ispat yükü davacıda olup, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu çek üzerinde davacının cirosunun bulunmadığı, kopukluk bulunmayan ciro silsilesine göre davalının hamil iken ödeme için çeki bankaya ibraz ettiği, mahkeme kararına binaen çek bedelinin ödenmediği, davacı tarafça açılan çek iptali davasının, ibraz şartı varlığı dikkate alınarak reddine karar verildiği, dosyada mevcut delil durumuna göre, çek teslimine ilişkin tarihsiz, adi yazılı belgenin davacının yetkili hamil olduğunu ispatlamak için yeterli olmadığı gibi davalının çeki kötü niyetle ve ağır kusurlu olarak iktisap ettiğinin de ispatlanmadığı, bu hali ile mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40TL’nin mahsubu ile bakiye 14,9 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.