Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/667
KARAR NO : 2019/1672
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/1289 Esas – 2019/148 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/11/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satıp teslim ettiği mallardan kaynaklanan ticari alacağı nedeniyle davalıya Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi yaparak örnek no:7 ödeme emri gönderildiğini, gönderilen ödeme emrinin borçlu şirkete 07/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu şirketin tebliğ edilen ödeme emrine 14/05/2018 tarihindeki yetkiye, borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalıya karşı % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; takibin yapıldığı yerin yetkili olmayıp, yetkili icra dairesi ve mahkemesinin Hatay/Antakya olduğunu ve faturanın tek başına delil mahiyetinde olmayıp sevk irsaliyelerine, malların teslim edildiğine dair beyan ve belgelere itiraz ederek böyle borcu olmadığını, malların teslim edildiğine dair davacı tarafın ispatta bulunmasını belirterek öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesini ve davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/02/2019 tarih ve 2018/1289 Esas – 2019/148 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’ nun 67. maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda İİK’ nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir. Davalının yetki hususu ile ilgili olarak, HMK’ nun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan para borçları hakkındaki yetkide bunlar arasında yer almaktadır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. İcra dairesinin yetkisinin belirlenebilmesi için öncelikle, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin var olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Davalı tarafa, itirazında alacak – borç ilişkisini açıkça inkar etmiştir. Alacaklı ise, böyle bir ilişkinin varlığını ispata yönelik bir delil de ortaya koyamamıştır. Bu bağlamda taraflar arasında bir hukuki ilişkinin dahası sözleşmenin varlığı alacaklı tarafından ispatlanamadığından, alacağın sözleşme ücretinden kaynaklandığı kabul edilemez. Dolayısıyla HMK 10 maddesi ve BK 89 maddeleri gereğince yetkinin belirlenmesi mümkün olmayacaktır. Zira, davacı /alacaklı taraf alacağın konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkiyi ispatlayamadığına göre bu hukuki ilişkinin varlığına dayanarak kendi ikametgahında icra takibi yapmasına da yasal olanak bulunmamaktadır. Yetkili icra dairesi genel kural gereği borçlunun ikametgah adresi olan ….. İcra dairesidir. Borçlunun yetki konusundaki itirazı bu haliyle yerindedir. Takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması itirazın iptali davaları için dava şartıdır. Sonuç olarak itirazın iptali davasının dava şartları bulunmadığından işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” Davacının icra takibini yetkili icra dairesinde yapmadığı anlaşılmakla davanın HMK’ nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi (alacak-borç ilişkisini) ispat eden belgelerin dosyaya halihazırda sunulmuş olup, bu delillerin Yerel Mahkemece dikkate alınmadığını, alacağa konu olan mal alım satımına ilişkin faturalar ve faturaların davalıya tebliğ edildiğine ilişkin, aralarında bizzat davalının da teslim alınmaya dair imzası bulunan imzalı irsaliyelerin dava dosyasında mevcut olduğunu, bu faturalara ilişkin olarak davalının herhangi bir itirazı da bulunmamış olup iade edilmesinin söz konusu olmadığını, Davalının, irsaliyelerde imzası olduğu gerçeğine ek olarak yazılı beyanlarında da taraflar arasındaki ticari ilişkiyi reddetmediğini, aksine kabul ettiğini, zira davalının, icra takibine yapmış olduğu itiraza ilişkin 14.05.2018 tarihli dilekçesinde “Alacaklının edimlerini yerine getirdiğine faturadaki malları aradaki anlaşmaya uygun tam ve eksiksiz teslim ettiğine…” ve 18.01.2019 tarihli beyan dilekçesinde “…sevk irsaliyelerine ve malların teslim edildiğine dair beyan ve belgelere itiraz ederim.” ifadelerinin yer aldığını, davalının ticari ilişkiyi kabul ediyor olup, taraflar arasında dosyada mevcut faturalardan doğan bir para borcu mevcut olduğunu, Sonuç olarak; Yerel Mahkemenin davalı tarafından dahi açıkça kabul edilen ticari ilişkiyi ve bunu ispatlayıcı delilleri yok sayarak, TBK 89/1′ e dayanılmak suretiyle usul ve yasaya uygun olarak alacaklı davacı müvekkil şirketin “…. 4B (h2) Blok: … Kat: … …/İstanbul” adresindeki şirket merkezi bakımından yetkili olan Küçükçekmece İcra Müdürlüğü’ nde başlatmış oldukları icra takibinin yetkisizliğinden hareketle itirazın iptali davasının usulden reddi kararının, usul ve yasaya aykırı olup bu kararın kaldırılması gerektiğini beyanla; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1289 E – 2019/148 K sayılı ve 08.02.2019 tarihli kararının kaldırılarak davalının yetkisizlik itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satışa dayalı alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. Mahkeme icra takibinin yetkili yerde yapılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermiş, davacı istinafa gelmiştir. Mahkeme, davalının icra dairesine itirazında borç ilişkisinin inkar edildiğini kabul ederek hüküm kurmuştur. Davacı faturalar ve irsaliyelerin davalı tarafça imzalı olarak alındığını, bunun da ilişkinin ispatı olduğunu öne sürmektedir.Davalı itirazında fatura münderecatlarını kabul etmediğini, alacaklının edimini yerine getirdiğine, faturadaki malları aradaki anlaşmaya uygun tam ve eksiksiz teslim ettiğine ve kestiği faturanın sıhhatine dair mahkemelerden karar alması gerektiğini öne sürmüş olup, savunmasında da sevk irsaliyelerine ve malların teslim edildiğine dair beyan ve belgelere itiraz ederim, benim böyle bir borcum yoktur, malların teslim edildiğini davacı ispatlamalıdır. Şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalının itiraz ve savunmasının mahiyetine göre taraflar arasında ticari bir ilişki bulunup bulunmadığının, takibin yetkili yerde yapılıp yapılmadığının değerlendirilebilmesi için davacının sunduğu belgelerin hukuki durumu araştırılmalıdır. Davacının ibraz ettiği belgelerin sıhhati araştırılmadan takibin alacaklının yerleşim yerinde yapılıp yapılmadığı anlaşılamaz. Davalının itirazı İİK 50 uyarınca takibin yetkili yerde yapılmadığını kabul etmeye imkan verecek nitelikte kesin bir ifade (taraflar arasında hiçbir ilişki bulunmadığı gibi) taşımamaktadır. Davacı bir kısım fatura ve sevk irsaliyesi ile kargo belgelerine dayandığına göre bu belgelerin akdi bir ilişki sonucu düzenlenip düzenlenmediği araştırıldıktan sonra yetki itirazı değerlendirilmesi gerekirken bu yapılmadan HMK 114/2 uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır. Sonuç olarak; mahkemece davalının icra takibinin yetkisine itirazın değerlendirilebilmesi için davacının sunduğu belgelerin sıhhati belirlenerek hukuki sonucun değerlendirilmesi gerekirken bu yapılmadığından kurulan hükmün HMK 353/1-a-4 maddesinde yazılı diğer dava şartlarına aykırılık sonucu verildiği kabul edilerek kararın kaldırılması, belirtildiği şekilde araştırma yapıldıktan sonra hukuki sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 08/02/2019 tarih ve 2018/1289 Esas – 2019/148 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30 TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş-dönüş masrafı 33,00 TL olmak üzere; toplam 154,3 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/11/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.