Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/664 E. 2021/74 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/664
KARAR NO: 2021/74
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/141 Esas -2018/511 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hissedarlarının … ve … olduğunu, hisselerin kendilerine 22.02.2015 tarihinde vefat etmiş olan …’in babası, …’in eşi olan …’den intikalen geçtiğini, müvekkili şirket ile … markalı … AŞ arasında 04/06/2012 tarihinde Franchısıng sözleşmesi yapıldığını, o dönemde müvekkili şirketin ortakları … ve …’ in sözleşme şartlarında anlaştıklarını, sözleşmedeki rekabete ilişkin hükümler incelendiğinde de görüleceği üzere şirketin ayrı-benzer bir faaliyet gösteremeyeceğinin sözleşme ile hüküm altına alındığını, muris …’in; … TUR. ŞTİ’ndeki hisselerini şirketin eski hissedarı olan … ile yapılan 16.12.Z014 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devraldığını, sözleşmede satıcı olarak …, alıcı olarak; …’in yer aldığını, …’nın, Pendik Marina’da faaliyet gösteren … Markalı … SAN, ve Tic. A.Ş. unvanlı şirketin Franchise Sözleşmesini devir edecekleri vaadi ile …’e 550.000 TL karşılığı 244.500 USD’ye devir sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye göre taraflar arasında 244.500 USD bedelli senet imzalandığını, müvekkili şirketin 29.12.2014 tarihli ve 2014/02 numaralı kararı ile, şirket hissedarlarından …’ın 2700 paya karşılık 67.500 TL hissesinin tamamını, şirket hissedarlarından …’ın ise 300 paya karşılık 7.500 TL hissesinin tamamını merhum …’e devrederek aynı kararla merhumu şirket müdürü olarak temsilci kıldıklarını, sözleşmede … hisselerinin %100 hisseleri karşılığı 550.000.TL. olarak değerlendirildiğini, %50 hisse karşılığı …’a ödenmesi gereken 275.000.TL’nin 75.000.TL’sinin … tarafından peşinen ödendiğini, …’a ödenmesi gereken kalan bakiye 200.000.TL bedelli senetlerin aylık 20.000.TL bedelli yapılarak …’a verildiğini ve bu senetlerin … tarafından ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, bunun karşılığı olarak 550.000 TL karşılığı sözleşmenin yapıldığı kur itibarı ile hisselerin tamamının bedeli hesaplanarak …’den 244.500 USD bedelli 01.01.2015 tanzim tarihli, 01.01.2018 vadeli 244.500.USD bedelli senet alındığını, …’nın hisseleri devretmediğini, …’in hisseleri istediği zaman alabileceği maddesini sözleşmeye yazdığını, …’in sağlığında sözleşme hükümlerinin …, … ve …’ya verilmesi dışında hiçbir maddesinin gerçekleşmediğini, …’nın; … ve …’a ödeyeceği taksitlerin senetlerini … keşideci olduğu senetleri … ve …’a iletmesi için verdiğini, şirketin eski ortakları ile … A.Ş. arasında imzalanmış olan Franchise Sözlesmesi’nin 7. maddesinin (b) bendinde ” Franchise bu sözleşmeden doğan hiçbir hakkını, yetkisini. 3. şahıslara devir ve temlik edemeyeceğini”, TTK hükümleri baz alınarak değerlendirme yapıldığında aralarında ilişki olan iki ticari şirketten birinin kar ederken diğerinin zarara uğramasının teamüle ve kanuna aykırı olduğunu, usulüne uygun olarak hisseleri devralan müvekkillerinin şirketin faaliyetinin aynı olacağı hususunda vaadlerde bulunan davalı nedeniyle müvekkili şirket ve ortakları telafisi mümkün olmayan zarara soktuğunu, hisselerini sözleşmeye aykırı olarak devreden eski ortakların, müvekkillerinin ticari faaliyet alanını kısıtlayarak ifa imkansızlığına düşürmesi ile müvekkillerinin mağduriyetine sebep olduklarını belirterek, menfi tespit taleplerinin kabulü ile, 244.500 USD bedelli senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.136′ da ifa imkansılığının düzenlendiğini, borcun sona erebilmesi için borcun ifasının borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerlerle imkansızlaşması gerektiğini, ancak … ve müvekkili arasında yapılan devir sözleşmesinde tarafların sözleşmenin tüm esaslı unsurlarında anlaşmış bulunduklarını ve bu haliyle sözleşmenin imzalandığını, ayrıca dava dilekçesinde kendilerinin de belirttiği gibi, somut olayda hisselerin usulüne uygun şekilde devredildiğini ve yine hisselerin usulüne uygun şekilde devralındığını, tarafların sözleşmenin tüm esaslı unsurlarında mutabakata vardıklarını, davacı tarafın, şirketin faaliyetinin de aynı olacağı hususunda bilgi sahibi olduğunun buradan açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin, davacının yanlış işletme sebebi ile zarara uğraması ile ilgili bir bağı bulunmadığını belirterek, öncelikle davanın, dava dışı … Gıda San. ve Tic. AŞ ‘ye ihbarına, davanın reddine, karşı taraf aleyhine haksız ve hukuka aykırı dava açmış olması sebebi ile HMK 329/1 md. gereği dava değerinin %10 ‘u oranında sözleşmesel vekalet ücreti ve 329/2 md. gereği de haksız açılmış bulunan dava sebebi ile davacı ve/veya vekil aleyhine 5.000,00 TL disiplin para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 30/05/2018 tarih ve 2016/141 Esas -2018/511 Karar sayılı kararı ile; ” … devir tarihinde, davacı şirketin diğer ortağı sıfatına haiz olmayıp 3. kişi durumundadır. Davacı taraf bu sözleşmedeki açık hüküm karşısında davacı şirketin eski ortaklarının paylarını müteveffa …’e devretmesi, davacı şirket ile dava dışı … AŞ arasındaki sözleşmeye aykırıdır. Bunun sonucu olarak dava dışı … AŞ tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi şeklinde düzenleme nedeniyle kendisine tek taraflı olarak fesih hakkı tanınan ve sözleşmeye aykırılığı ileri sürmekte menfaati olan taraf sözleşmenin tarafı olan dava dışı … AŞ ye aittir. Sözleşmenin 7/b md. ne aykırı devirden dolayı … AŞ tarafından feshedildiğine dair herhangi bir fesih beyanı dosyada bulunmamaktadır. Bu yönden olaya bakıldığında, davacıların dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Kaldı ki dava dışı … AŞ’ nin sözleşmeyi feshettiğine ilişkin fesih beyanı bulunmadığı gibi, dava dışı olan ve dava ihbar olunan … AŞ ile davacı şirket arasındaki sözleşme ilişkisinin başka bir sebeple dahi olsa sona erdiğini veya … AŞ nin davacı şirketten daha ağır bir sözleşme bedeli veya ek yükler getiren yeni taleplerde bulunduğunu gösteren hiçbir belge sunulmamıştır. Sözleşmenin davacı şirkete imzalanmak üzere gönderildiği ve daha ağır şartlar içerdiği kabul edilse dahi bu durumun taraflar arasında yürürlükte bulunan sözleşmenin 7/b md. ne aykırılığı ile bir illiyet bağının bulunduğuna ilişkin dosyada delil de bulunmadığından, davacı şirketin faaliyet alanının kısıtlandığı ve dava dışı … AŞ ile arasındaki sözleşmeye ilişkin ifa imkansızlığı mevcut olduğu iddiasına ilişkin dosyada başkaca herhangi bir delil de bulunmadığından dava kanıtlanamamış olmakla; tüm dosya kapsamı karşısında benimsenen bilirkişi heyet raporu da dikkate alınarak hukuki yararı bulunmayan ve kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiş … ” gerekçeleri ile; ” 1-Hukuki yararı bulunmayan ve kanıtlanamayan davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, mahkemece, her ne kadar davacı müvekkillerin dava açmada hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesi ile ret kararı verilmiş ise de, dosya içeriği ve sundukları delillerden de anlaşılacağı üzere, söz konusu kararın isabetsiz olduğunu, müvekkili şirketin eski ortakları ile … Gıda San. Tic. A.Ş. arasında imzalanmış olan Franchise Sözleşmesi’nin 7. maddesinin (b) bendinde “Franchisee bu sözleşmeden doğan hiçbir hakkını, yetkisini, 3. şahıslara devir ve temlik edemez, 3. şahıslarla yapacağı sözleşmelere konu yapamaz. Francihisee veya ortakları hisselerinin tamamını veya bir kısmını 3. kişilere devir ve temlik edemez.” düzenlemesinin bulunduğunu, müvekkilinin davalı eski ortaklarının imzaladığı sözleşme hükümlerini ihlal ederek müvekkili şirkete ve müvekkili ortaklara zarar verdiğini, iradelerini yanılttığını, Müvekkili şirketin faaliyet alanının adı geçen Franchise Sözleşmesine bağlı olarak yürüdüğünü, müvekkillerinin … Gıda San. Tic. A.Ş. ile usulüne uygun yeni bir sözleşme yaparak, yeni bir sözleşme bedeli ödemesinin, yeni sözleşme şartları ile katılım bedellerini ödemesinin müvekkili şirkete ve ortaklara maddi bir külfet getirmekte olduğunu, bu durumun dosya içeriğinde mevcut olan … Gıda tarafından müvekkillerine gönderilen örnek tipi sözleşmelerden de anlaşıldığını, mahkemece, sunmuş oldukları deliller göz önünde bulundurulmayarak, müvekkillerinin içine düştüğü ifa imkansızlığını dikkate almayarak, hakkaniyete aykırı karar verdiğini, bu yönüyle gerekçede belirtilen hukuki yarar unsurunun müvekkili adına mevcut olup, yeni sözleşme şartlarının fahiş ve ağır sorumluluk getiren nitelikte olmasının müvekkillerinin dava açmakta yararının olduğunu gösterdiğini, Yerel Mahkemenin yargılama sırasında dosyayı hukuk bilirkişisine tevdii ederek rapor almasının, HMK hükümlerine aykırı olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın bilirkişinin hukuki değerlendirmelerde bulunmasının kesin ve açık dille yasaklandığını, dosya kapsamında bulunan raporda ise bilirkişinin açıkça hukuki mütalaada bulunduğunu, yerel mahkemenin objektif değerlendirmede bulunmayarak isabetsiz karar verdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, menfi tespit ve bono iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … ile dava dışı …’in davacı şirketteki paylarını müteveffa murisleri …’den miras yoluyla iktisap ettikleri, muris …’in de, bu payları davalı … ve dava dışı … ile …’tan devren iktisap ettiği, pay devrine ilişkin … ile müteveffa … arasında 16.12.2014 tarihinde yazılı sözleşme yapıldığı ve hisse devirlerinin gerçekleştiği, müteveffa … tarafından düzenlenen ve lehtarı davalı … olan 01/01/2015 tanzim 01/01/2018 vadeli 244.500 USD bedelli bononun pay devri bedeli olarak davalı …’ya verildiği hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacı şirket ile dava dış … AŞ arasında 04/06/2012 tarihinde Franchise Fırın Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 7/b md. uyarınca; davacı şirket ve ortaklarının hisselerini diğer bir ortağa devredebilecekleri, buna karşılık davacı şirket ve ortaklarının, paylarının bir kısmını veya tamamını 3. şahıslara devredemeyecekleri, böyle bir devir ve temlik olduğu taktirde (yani ortak olmayan 3. şahsa devir ve temlik halinde) … AŞ tarafından tek taraflı olarak sözleşmenin feshedilebileceğinin düzenlendiği, yine sözleşmenin “sır saklama ve rekabet yasağı” başlıklı 8-c maddesinde; davacı şirketin, işletmenin işinin aynısını veya benzerini yapan bir işte ortak, işletmece, çalışan, danışman olamayacağı veya böyle bir işle doğrudan veya dolaylı olarak veya herhangi bir sıfatla uğraşamayacağının hüküm altına alındığı, davacı tarafça, şirketin eski ortaklarının imzaladıkları Franchise sözleşme hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle şirkete ve ortaklara zarar verdikleri, iradelerini yanılttıkları, davacı şirketin faaliyet alanının sözleşmeye bağlı olarak yürütüldüğü, … Gıda San. Tic.AŞ ile usulüne uygun yeni bir sözleşme yaparak yeni bir sözleşme bedeli ödemenin müvekkili şirkete ve ortaklara maddi külfet getirdiği, bu nedenle müvekkilinin ifa imkansızlığına düştüğü, şirketin hisse devirlerinin ortakların iradelerini sakatlamak suretiyle ayıplı olarak gerçekleştiği, davacıların ticari faaliyet alanını kısıtlayarak ifa imkansızlığına düşürdüğü ileri sürülerek, hisse devri karşılığı davalıya verilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve bononun iptaline karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece hukuki yarar yokluğu ve ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Dava, şirketin eski ortağına yöneltilmiş olup, davacı …’ın babası …’in, şirketin eski ortaklarından hisse devri karşılığı verdiği bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve bononun iptalinin talep edildiği, davacı şirketin bononun borçlusu olmadığı dikkate alındığında, davacıların netice-i taleplerine göre davacı şirketin işbu davada davacı taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hisse devrinin iptali ile birlikte menfi tespit talep edilmemiş olup, davacı …’ın murisi … devir tarihinde, davacı şirketin diğer ortağı sıfatına haiz olmayıp 3. kişi durumunda olması nedeniyle, davacı şirket ile dava dışı … AŞ arasında yapılan sözleşmenin 7/b maddesi uyarınca, … AŞ tarafından sözleşme tek taraflı olarak feshedilebilecek ise de, davadan önce sözleşmenin feshedildiğine dair bir iddia bulunmadığı gibi davacı …’in murisi ile davalı arasında imzalanan hisse devrine ilişkin sözleşmede konunun, “Pendik Marina’da Bulunan … Markalı Cafe’nin …’e satışı” olduğu, içerikte … hissesinin devredildiğinin belirtilmesi karşısında sözleşmenin yapılması sırasında davacı murisinin davacı şirket ile dava dışı … AŞ arasında yapılan Franchise sözleşmesini bilmediği, davalı tarafça iradesinin sakatlandığı hususlarının kabulünün mümkün olmadığı, ifa imkansızlığı veya oluşmuş bir zararın dosya kapsamı ile ispatlanmadığı, şirket hisse devirlerinin resmi olarak tamamlandığı da dikkate alındığında, hisse devri karşılığı verilen bono bedelinden muris … mirasçılarının sorumlu oldukları, dolayısıyla davacı …’in, menfi tespit ve bononun iptalini talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır. Mahkemece verilen karar sonucu itibarı ile doğru ise de, gerekçede hata edildiği, ayrıca davanın hem usulden hem de esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulüne, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (İlk derece mahkemesince davalı lehine tek nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olup, Dairemizce verilen karar sonucuna göre, davalı lehine, davacı şirket yönünden maktu, davacı … yönünden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte ise de, kararın sadece davacı tarafça istinaf edildiği nazara alınarak ve istinafa gelen aleyhine karar verilemeyeceğinden, Dairemizce davalı lehine tek nispi vekalet ücretine hükmedilerek, maktu vekalet ücretine ilişkin kısmın her iki davalıdan, bakiye kısmın ise davalı …’den tahsiline karar verilmiştir.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacıların istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ İLE, HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca gerekçesi düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 30/05/2018 tarih 2016/141 Esas – 2018/511 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; a) Davacı … Ltd. Şti. tarafından açılan davanın HMK’nın 114/1-d maddesinde yazılı davacı taraf sıfatı dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, b) Davacı … tarafından açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile Harçlar yasası uyarınca davacılardan alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin alınan 12.266,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.212,24.TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 4-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 70,00 TL yargılama giderinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 52.964,60 TL vekalet ücretinin, 4.080,00.TL’lik kısmının davacılardan, bakiye 48.884,60 TL’lik kısmının davacı …’ dan alınarak davalıya verilmesine, 6-Artan gider avansı bulunduğu takdirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN; 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 8-Davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 23,63.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş-dönüş masrafı olmak üzere; toplam 121,73 TL’ nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 9-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.