Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/651 E. 2019/532 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/651
KARAR NO : 2019/532
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 13/02/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/1203 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA : İtirazın İptali -İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı alacaklı banka ile dava dışı …. Ltd. Şti arasındaki genel kredi sözleşmelerine, davalının müteselsil kefil olduğunu, sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerden doğan borcun ödenmediğini, hesabın kat edildiğini, asıl borçlu ile davalının da aralarında olduğu borçlular aleyhine icra takibi yapıldığını davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini istemiş, davalının cevap dilekçesi sonrasında sunduğu cevaba cevap dilekçesinde alacağın muaccel olduğunu ve borçlunun mal varlığını kaçırma hazırlığında olduğunun istihbar edildiğini ileri sürerek borçlunun malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde asıl borçlu hakkında takip yapılmadığını, asıl borçlunun temerrüde düşürülmediğini, asıl borçlunun borcunu ödeyecek durumda olduğunu, vadesi gelmemiş hesapların kat edilmesini gerektiren bir durum olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1203 Esas 13/02/2019 tarihli ara kararında; ” … Davacı tarafça, davalı hakkında Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliği ve yasal 7 günlük sürede davalı borçlu tarafça borca ve takibe itiraz edilerek takibin durduğu ve bunun üzerine itirazın hükümden düşürülmesi amacı ile davacı tarafça eldeki davanın açıldığı, bu durumda alacağın varlığı ve miktarı ile muacceliyetinin yargılamayı gerektirdiği, dolayısı ile İİK.’ nın 257.maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği, diğer yandan İİK.’ nın 257/2. maddesindeki koşulların varlığına ilişkin herhangi bir kanıt sunulmadığı…”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın yasa ve usule aykırı olduğu, İİK 257. ve maddeler uyarınca ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu, müvekkili banka tarafından noter aracılığıyla gönderilen ihtarname ile davalı borçlunun temerrüde düşürüldüğü, muaccel hale gelen borç sebebiyle borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczinin talep edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Müvekkili banka alacağının muaccel hale geleceğinin taraflarca kabul edildiği, kanun ve taraflar arasında akdedilmiş bulunan sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili banka tarafından davalı kredi borçlusuna Kahramanmaraş … Noterliği’ nin 01.10.2018 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği, bu sebeple ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul, yasa ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine aykırı olduğu, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarının da bu yönde olduğu, ( Yargıtay 11.HD’nin 13.05.2013 tarihli, E.2013/6254, K.2013/9715 – Yargıtay 11. HD., E. 2016/750 K. 2016/1406 T. 15.2.2016 – Yargıtay 19. HD., E. 2016/2067 K. 2016/10868 T. 16.6.2016 ve Yargıtay 19. HD., E. 2016/1984 K. 2016/10631 T. 14.6.2016 ) ileri sürülerek 13/02/2019 tarihli ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda davalı borçlunun malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu derdest itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı, bu bağlamda mahkemece verilen kararın usul ve yasaya dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktalarındadır. Davacı banka, davalının müşterek borçlu müteselsil kefillerinden olduğu davacı ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasındaki genel kredi sözleşmelerine dayanarak asıl borçluya kullandırdığı kredilerin ödenmediğini belirterek kredi hesabını 28/09/2018 tarihinde kat etmiş ve bunu Kahramanmaraş … Noterliği’ nin 01/10/2018 tarih ve … no.lu ihtarnamesiyle borçlu ve kefillere ihtarını talep etmiş, daha sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında müteselsil kefiller aleyhine ilamsız icra takibi yapmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmış bulunmaktadır. Davacı ile dava dışı …. Ltd. Şti. arasında 17/09/2015 tarihli 2.000.000,00 TL limitli ve 04/12/2015 tarihli 3.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmelerine davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attığı, bu sözleşmeler kapsamında dava dışı borçluya çek taahhüt kredisi, nakdi krediler adı altında spot krediler, devre faizli nakdi krediler adı altında rotatif krediler, ticari kredili mevduat hesabı adı altında tüzel kredili mevduat hesabı kredisi ve taksitli ticari kredi adı altında ihtiyaç kredileri kullandırıldığı, hesabın yukarıda belirtildiği gibi 28/09/2018 tarihinde kat edildiği, ihtarnamenin sözleşmede bildirilen adreslere gönderildiği anlaşılmaktadır. Hesap katıyla birlikte kredi alacağı, muaccel bir alacağa dönüşmüştür. Müteselsil kefalet durumunda alacaklı 6098 sayılı TBK’ nın 586/1. maddesine göre alacaklı borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Davaya konu alacak açısından dava dışı asıl borçlu ve dava dışı bir kefilin taşınmaz ve taşınır rehni verdikleri ifade edilmiştir. İtirazın iptali davasında itirazın hükümden düşürülmesi amaçlanmaktadır. Bu durum bütün davalar gibi yargılamayı gerektirir. Bununla beraber ihtiyati haciz İİK’ nın 257/1. maddesinde düzenlenmiş olup, rehinle temin edilmemiş muaccel bir para alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği adı geçen maddede ifade edilmiştir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.Davacı alacaklı, kredi hesabını kat ederek borçlunun kredi hesabında bildirdiği adrese ihtarını göndermiş olup, ihtarın sonuç vermediği anlaşılmaktadır. İİK’ nın 68/b maddesine göre bu ihtar geçerlidir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.12.2017 tarih, 2016/1 Esas, 2017/6 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ihtiyati haciz icra işlemi olmayıp özel geçici hukuki koruma müessesesidir ve İİK’nın 257. maddesindeki şartlar çerçevesinde sadece para alacakları için öngörüldüğünden teminat alacakları için ihtiyati haciz kararı verilemez.Somut olayda nakdi olmayan çek taahhüt kredisinden kaynaklanan alacak, bir para alacağı olmadığı için 30.400,00 TL lık talep yönünden ihtiyati haciz kararı verme koşulları oluşmamıştır. Sonuç olarak sunulan belgelerden kullandırılan nakdi krediler açısından ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak gayrinakdi talep dışındaki diğer alacak kalemlerinin toplamı olan 2.489.839,78 TL nakdi alacak için, bu miktar üzerinden % 15′ si oranında hesaplanacak teminat karşılığı dairemizce ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/02/2019 tarih ve 2018/1203 Esas sayılı ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 1-Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve davalı – borçlunun durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, davacı vekilinin talebinin kabulü ile İİK.’ nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince davalı – borçlunun 2.489.839,78 TL’ lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 2-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafın İİK. 259, HMK.87 maddesi uyarınca belirlenen ve alacak miktarının %15′ sine tekabül eden 373.475,97 TL tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kat’i süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 3-İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince yatırılan 121,30 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf yönünden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ve 31,5TL istinaf posta gideri toplamı 152,8 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2019 tarihinde İİK. 258/2 ve HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.