Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/65 E. 2020/862 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/65 Esas
KARAR NO: 2020/862 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2014/783 Esas – 2018/385 Karar
TARİH: 12/04/2018
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı … A.Ş. tarafından dava dışı borçlu müflis … A.Ş aleyhine 138.326,14TL alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile kambiyo takibi yapıldığını, davacı müvekkilinin, dava dışı … A.Ş.’den icra dosyasındaki alacağı ve bütün ferileri ve vecibeleri ile 05.11.2009 tarihinde temlik aldığını, dava dışı borçlu müflis … A.Ş. hakkında yapılan haciz işlemlerinin neticesiz kaldığını ve borçluya ait malvarlığı ve alacağa rastlanılmadığını, bu şirket hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/417 Esas, 2009/54 K. Sayılı ilamı ile iflas kararı verildiğini, İstanbul … İflas Dairesi Müdürlüğünde … E. sayılı iflas dosyası açıldığını, iflas davasından önce ve dava sürecinde dava dışı asıl borçlu müflis … A.Ş.’nin içinin ortakları ve yöneticileri tarafından boşaltıldığını, ortakların ve yöneticilerinin şirketin borçlarından kurtulabilmek için şirketi gayrı faal bıraktıklarını ve malvarlığını yok ettiklerini, dava dışı müflis şirketin iflas dosyasındaki mevcut malvarlığından müvekkilinin alacağını alamayacağını, iflas masasındaki alacak miktarının şirketin kayıtlı sermayesinin çok altında olduğunu, davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … A.Ş, … A.Ş ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş’nin yöneticileri ve ortaklarının aynı kişiler ve akrabaları olduğunu, davalı şahıslarında dava dışı müflis şirketin ve diğer davalı şirketlerin ortak ve yöneticileri olduğunu, ayrıca bütün davalıların çeşitli dönemlerde aynı adreslerde faaliyet gösterdiklerini, halen davalıların çoğunun aynı adresi paylaştıklarını, davalıların alacaklıların kendilerine ulaşmasına engel olmak için şirketlerinin unvanlarında, ortak ve yetkililerinde, adreslerinde dahi değişiklik yaptıklarını, davalıların ticaret sicil gazeteleri incelendiğinde şirketler, ortak ve yetkililer arasındaki organik bağın, akrabalık ilişkisinin, muvazaalı hisse devirlerinin açıkça görüldüğünü, dava dışı borçlu müflis şirketin ortak ve yöneticilerinin ticari hayatlarına davalı tüzel kişilikler üzerinden devam ettiklerini, davalıların ve ortaklarının bu davranışlarının MK. 2 maddesindeki iyi niyet kuralına aykırı olup, hakkın kötüye kullanılması ve yasanın dolanılması olduğunu, hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzence korunmayacağını, Avrupa Birliği ve ABD mahkemeleri ile Avrupa Toplulukları Adalet Divanı Kararlarında değişik isimlerle kabul gören ve uygulanan tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin hukukumuzda da teori olmaktan çıkartıldığını uygulamaya konduğunu, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2002/843 E. 2005/64 K. sayılı ilamında Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması teorisini esas alarak karar oluşturulduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2005/8774 E. 2006/5232 K. sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararını onayladığını, dava dışı borçlu Müflis … A.Ş. ile davalıların aynı gerçek kişilerin mülkiyet ve kontrolünde olduğunu, bu nedenle şirketler arasında kardeş şirket ilişkisinden kaynaklanan iktisadi özdeşlik olduğunu, şirketlerin farklı tüzel kişilik gibi görünse de aralarındaki organik bağ nedeniyle tek bir iktisadi işletme olarak kabul edilmeleri gerektiğini, davalı şirketlere ait hisselerin iyi niyetli üçüncü şahıslara önlenmesi için hisselere ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca davalıların mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulmasına, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına konu 138.326,14 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu alacağın asıl alacak kısmı olan 131.494,94 TL’ye icra takip tarihinden (27.06.2008 tarihinden) itibaren avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin ortak olduğu … A.Ş’nin 2000 yılında kurulmuş olup, inşaat sektöründe faaliyet yürüten 2000-2006 yılları arasında gerek bireysel gerekse ortak girişim olarak toplam 20 adet iş bitirip teslim eden bir şirket olduğunu, son yıllarda etkisini gösteren global ekonomik kriz sebebi ile likidite darlığı yaşanan sektörde şirketinde etkilendiğini, tedarikçi firmaların önce vadeleri kısaltıp, daha sonrada açık hesap çalışmak yerine çek ve senet karşılığı mal vermeye başlamaları karşısında şirketin de zor durumda kaldığını, zira şirketin ticari hayatını önceden yaptığı inşaat sözleşmelerinden alacağı hak edişlerle sürdürdüğü için bu gelişmelere mali olarak adapte olmasının zor olduğunu, kaldı ki malzeme fiyatlarında da o yıllarda önemli dereceler de artış olduğu gibi 2007 Ekim ayından itibaren de hak ediş tahsilatlarında gecikmeler yaşandığını, global krizinde etkisi ile kredi kuruluşlarından finansal destek temininde zorluk yaşandığını, bu sebeplerden şirketin borca batık hale geldiğini, borca batık duruma gelen şirket hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/417 E. 2009/54 K. sayılı kararı ile iflasın ertelenmesi talebinde bulunulduğunu, ancak bilirkişi heyetinin iyileştirme projesinin hayata geçirilmesinin mümkün olduğu ve iflasın ertelenmesinin alacaklılar lehine olduğu konusundaki raporuna ve mahkeme başkanının muhalefet şerhine rağmen şirket hakkında iflas kararı verildiğini, davacının dava dilekçesinde dava dışı müflis … A.Ş’nin ortak ve yöneticilerinin ticari hayatlarına diğer davalı şirketlerin tüzel kişilikleri üzerinden devam ettiklerini bunun MK. 2. maddesindeki iyi niyet kuralına aykırılık teşkil ettiğini iddia ettiğini, müvekkilinin dava dışı … A.Ş. dışında, diğer davalı şirketlerden … A.Ş’de şirket ortaklığının bulunduğunu, bu şirketin kurulma amacının davacının iddia ettiği gibi muvazaalı-dolandırıcılık amaçlı paravan şirket olmadığını, ihale kanununa göre dava dışı … şirketinin girmediği küçük ölçekli kamu ihalelerine iştirak etmek için kurulmuş olup, bir adet taahhüt işi aldığını ancak işin feshedildiğini, daha sonra ihale kanununda yapılan değişiklik sebebi ile (aynı ortaklı şirketlerin aynı işe teklif veremezler) şirket ortaklığından ayrılmak zorunda kaldığını, arz edilen sebeplere binaen müvekkili hakkında açılan mesnetsiz ve gayri kanuni davanın reddi ile mahkeme ve avukatlık ücretinin karşı taraftan tahsilini savunmuştur. Davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … A.Ş.’yi temsilen, kendi adına asaleten … cevap dilekçesinde özetle; Asıl borçlu müflis şirket … A.Ş.’nin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/417 E. sayılı dosyasında iflas erteleme talebinde bulunduğunu, 18.02.2009 tarihinde ilgili mahkemenin … A.Ş. için iflas kararı verdiğini, ilgili mahkemede müdahil olarak bulunan … A.Ş.’nin davadan 9 ay sonra diğer yan şirketi olan … A.Ş’ye alacağını temlik ettiğini, bu temlik belgesinin iflas kararı verilen bir şirket için nasıl bir anlam taşıdığının taraflarınca şüphe ile karşılandığını, davacı şirketin yan şirketi … A.Ş.’nin, … Ltd Şti, … Ltd. Şti. ve …ye İst. … İcra Dairesi … E. sayılı dosyası ile 162.465,23 TL alacak, … E. sayılı dosyası ile 185.179,53 TL alacak için haciz ihbarnamesi gönderildiğini, icra müdürlüklerine gerekli cevapların o tarihte yazıldığını, mahkemeye bildirilen 138.326,14 TL’si alacağa nasıl varıldığının anlaşılamadığını, şirketlerin ortak ve yöneticileri arasında akrabalık ilişkisinin olduğunu, ancak hiçbir zaman organik bir ilişkinin olmadığını, şirketlerin her zaman ayrı birer bağımsız şirket olduklarını, davaya konu olan borca da hiçbir zaman taraflarından kefil olunmadığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Yargılama sırasında Vefat eden Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalılar ve diğer davalı şirketler ile ticari hiçbir ilişiği bulunmadığını, 08.01.2008 tarihinde hisse devri yapmak sureti ile, … A.Ş’deki sembolik olan hissesini devrettiğini, asıl davalı şirket ve icra takibinin muhatabı olan şirketle hiçbir ilişiği kalmadığını, ayrıca davalı müvekkilinin … Ltd. Şti’ndeki hisselerini de 08.09.2010 tarihinde, … Ltd. Şti’deki hissesini de 14.09.2010 tarihinde devir etmiş olup, iş bu davaya konu şirketlerle hiçbir ilişiğinin kalmadığını, ayrıca davalı müvekkilinin davacı şirketi hiç tanımamakla beraber hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, izah edilen sebepler ile iş bu davanın reddi ile dava ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Yönetim Kurulu üyesi ve ortağı olduğu … A.Ş.’ nin inşaat şirketi olduğunu ve çoğunlukla devlet taahhüt işleri ile iştigal ettiğini, 2007 yılından itibaren piyasada ki dalgalanmaların şirketlerini nakit sıkıntısına soktuğunu, iflas erteleme için başvuruda bulunduklarını, ancak şirketin iflasına karar verildiğini, davacı tarafın iddiasının iflasın hileli olduğuna yönelik olduğunu ancak böyle bir şeyin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … mirasçısı … vekili davaya karşı beyan dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, dahili davalının Tıp fakültesi mezunu doktor olduğunu, şirket borçlarından dolayı şirket ortaklarına dahi gidilmesi mümkün değilken ortaklarının yakınlarından talepte bulunulmasının HMK’ ya ve MK.2. Md. Aykırı olduğunu, murisin şirket ortağı olmaması veya şirket malvarlığını muvazaalı devir alması nedeni ile sorumlu tutulmak istenmesinin kabul edilebilir bir husus olmadığını belirterek davanın zamanaşımı, husumet ve esastan reddine, %20 den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/04/2018 tarih 2014/783 Esas – 2018/385 Karar sayılı kararında; “toplanan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; Davalı …, …, … ve …’ün asıl borçlu Müflis … A. Ş.’nin yöneticileri oldukları, diğer davalı şirketlerde de yönetim kurulu üyeliklerinin bulunduğu, müflis şirketten davalı …’in 982.123,81.TL., …”ün 335.000.TL., …’in 332.000.TL. Davalı … Ltd. Şti.’nin 181.744,41 TL., … Ltd. Şti.’nin 32.128,49 TL., … A. Ş.’nin 459.627,41.TL., … A.Ş.’nin 443.380,17.TL. alacaklı oldukları; davalı şirketlerin ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davalı şirketlerin dava dışı … A.Ş ile ticari faaliyetlerinden kaynaklanan bakiyeleri yanında, ticari faaliyetleri dışında (çek-senet -nakit girdi-çıktı ) kaynak kullanımlarının olduğu, dava dışı … ve davalı şirketlerin tek bir şirket gibi hareket ettiklerinin tespit edildiği, gerçek kişi olan pay sahiplerinin ve davalı şirketlerin asıl borçlu müflis … A. Ş.’nin tüzel kişiliği ile özdeşleştiği, davalılar tarafların dava dışı Müflis … A. Ş. ile temel ilişkisi kanıtlanamayan, ticari iş niteliğinde olup olmadığı belirlenemeyen kaynak aktarımı niteliğinde nakit ve kambiyo alışverişleri bulunduğu, şirketlerin ortaklarının kendi ve davalı şirketlerin mal varlığı ile asıl borçlu şirket tüzel kişiliğinin malvarlığının birbirlerine karıştırdığı, art niyetli ve hesaplı davranışlarla sırf sorumluluktan sıyrılmak amacıyla hakkın kötüye kullanılması sureti ile tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanarak işlem yaptıkları hususunda kesin kanaat hasıl olmakla davacının davalı … Mirasçıları dışında ki davalılar hakkında ki davasının kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı, davalı … hakkında da aynı gerekçelerle dava açmış ise de bu davalının müflis … şirketinin eski yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmakla birlikte asıl borçlu şirket ile arasında kaynak aktarımının bulunmadığı, şirket ortağı olan bu davalının asıl borçlu şirket ile mal varlığının birbirlerine karıştığını, art niyetli ve hesaplı davranışları ile sırf sorumluluktan sıyrılmak amacıyla tüzel kişilik perdesinin arkasına sığındığını gösterir delil elde edilememiş olmakla vefat eden davalı açısından tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin uygulanması mümkün görülmediği..”gerekçesi ile, Davacı tarafından vefat eden davalı … mirasçılarına karşı açılan davanın reddine, Davacının diğer davalılara karşı açtığı davasının kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, … mirasçısı olan davalıların mirası ret ettiğine dair dosyada bir bilgi ve belge olmadığı halde mirasçılar yönünden davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, Dava devam ederken vefat eden davalı …’in mirasçılarının, davalılar; …, … ve … ile birlikte davaya sonradan dahil edilen diğer mirasçılar; …, …, … ve … olduğunu, Yerel mahkemenin ret kararının …’in sadece davaya sonradan dahil edilen mirasçıları …, …, … ve …’i mi yoksa aleyhine doğrudan dava açılan şirket ortağı veya yöneticisi diğer mirasçıları …, … ve … de dahil tüm mirasçıları mı kapsadığının belirsiz olduğunu, Yerel mahkeme kararındaki hükmün muğlak ve icra kabiliyetinden uzak olduğunu, davanın kabul kısmının hangi davalıları kapsadığının belirsiz olduğunu, İleri sürerek, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının … mirasçıları yönünden kaldırılmasına ve davanın bu davalılar yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle asıl borçlu müflis şirketin mal varlığının muvazaalı olarak alacaklılardan kaçırmak amacıyla davalılara devredildiği iddiası ile asıl borçlu şirketin borçlarından davalılarında sorumlu olduklarından bahisle alacağın davalılardan tahsiline ilişkindir. Davacı, dava dışı müflis şirket … A.Ş.’nin alacağı temlik eden dava dışı … A.Ş.’ye çeklerden kaynaklı borcu olduğunu, bu alacağın müvekkili tarafından temlik alındığını, müflis şirketin borcunu ödeyecek mal varlığı bulunmadığını, müflis şirket içinin ortakları ve yöneticileri tarafından boşaltıldığını, davalı şirketlerin ortak ve yetkililerinin müflis şirket ortak ve yetkilileri ile aynı kişilerden ve akrabalarından oluştuğunu, davalı gerçek kişilerinde dava dışı asıl borçlu müflis şirket ile davalı şirketlerin ortak ve yöneticileri olduklarını, davalı gerçek kişilerin muvazaalı hisse devirleri gerçekleştirdiklerini, müflis şirket ortak ve yetkililerinin ticari hayatlarını davalı tüzel kişilikler üzerinden devam ettirdiklerini, şirketler arasında organik bağ olduğunu, iktisadi özdeşlik bulunduğunu, bu nedenle tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak ve şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı olarak müflis şirketin temlik alınan borcundan davalılar sorumlu olduğundan bu borcun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, davalılar davanın reddini savunmuş, dava sırasında davalılardan …’in vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Mahkemece davalı … mirasçıları aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili, hakkında dava reddedilen davalı … mirasçıları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyanın incelenmesinde, dava dışı asıl borçlu … A.Ş.’nin iflas ettiği ve borcu karşılayacak mal varlığının bulunmadığı, davacının, dava dışı … A.Ş. ‘nin müflis şirketten olan alacağını temlik aldığı anlaşılmaktadır. İncelenen ticaret sicil kayıtlarından hakkındaki davanın reddine karar verilen davalı …’in dava dışı asıl borçlu müflis şirketin eski ortağı ve eski yönetim kurulu üyesi olduğu, diğer davalı şirketlerde her hangi bir şekilde yönetim kurulu üyeliğinin olmadığı, davalı … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti.’deki hisselerini de 2010 yılında devrettiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan icra dosyasından alacağı temlik eden dava dışı … A.Ş.’nin müflis şirketten olan alacağının 4 adet çekten kaynaklandığı, iş bu çeklerin keşide tarihlerinin 06/06/2008- 02/08/2008- 18/08/2008 ve 07/10/2008 tarihleri olduğu, davalı …’in ise müflis şirketteki hisselerini 15/01/2008 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan şirket yönetim kurulu kararına göre 08/01/2008 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devrettiği, bu devir işleminin şirket yönetim kurulunca şirket pay defterine işlendiği ve bu davalının bu tarihten sonra müflis şirkette her hangi bir ortaklığının kalmadığı anlaşılmıştır. Buna göre davalı … asıl borçlu müflis şirketteki hisselerini davaya konu borcun doğumundan önce devrederek şirket ortaklığından ayrılmıştır. Davacı taraf bu devir işleminin muvazaalı olduğunu, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ispatlayamamıştır. Dava, davalı şirketler ile yönetim kurulu üyesi ve ortak olduklarından bahisle gerçek kişiler …, …, …, … ve … hakkında açılmıştır. Davanın yargılaması sırasında davalılardan …’in vefat etmesi üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Bu davalının mirasçıları arasında haklarında dava açılmış bulunan …, … ve …’te bulunmaktadır. Mahkemece … (ölü olduğundan davaya dahil edilen mirasçıları ) hakkındaki davanın reddine diğer davalılar hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli karar başlığında da asıl davalılar ile davaya sonradan dahil edilen mirasçılar ayrı olarak yazılmıştır. Bu nedenle mahkeme kararı açık olup herhangi bir muğlaklık ve icrada tereddüde yol açacak husus bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 17/09/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.