Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/648 E. 2020/1278 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/648 Esas
KARAR NO: 2020/1278 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2013/294 Esas – 2018/1019 Karar
TARİH: 18/10/2018
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı şirket arasındaki bayilik ilişkisinin 01/04/2013 tarihinde sona ermesinden sonra davalı şirketten daha önce alınan ve ödemesi yapılan cihazların bedeline ilişkin davalı şirketin 04/04/2013 tarih, … sayılı, 8.802,63 TL bedelli ve aynı tarihli, … sayılı, 11.482,58 TL bedelli 2 adet fatura gönderdiğini ve ödenen bedelleri tekrar talep ettiğini, söz konusu faturalardan dolayı borcun bulunmadığı bildirilerek fatura asıllarının iade edildiğini, davalının cevabi ihtarnamesi ile 25/05/2009 tarihli tedarik sözleşmesi çerçevesinde satışı yapılan telefonların yarısının daha önceden tahsil edildiğinin ve diğer yarısının da dava konusu faturalar ile talep edildiğinin belirtildiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı şirkette bulunan hakedişlerinden düşülmek suretiyle 20.285,21 TL fatura bedellerinin tahsil edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinden tahsil edilen 20.285,21 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, satışa konu telefonların siparişi, teslimi ve faturalandırılmasının müvekkili ile davacı şirket arasında yapılan 25/05/2009 tarihli tedarik sözleşmesi çerçevesinde gerçekleştiğini, fatura içeriklerindeki teşhir/ demo cihazların bedellerinin yarısının daha önce davacıya fatura edildiğini, diğer yarısının …’nin bayilik kapatılma prosedürü işleme konulması nedeniyle dava konusu faturalar ile talep edildiğini, mükerrer tahsilatın olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/10/2018 tarih 2013/294 Esas – 2018/1019 Karar sayılı kararında; “Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı tarafça dava konusu fatura bedellerinin taraflar arasındaki bayilik ilişkisi sona ermeden önce ödendiği, aradaki ilişki sonlanmasından sonra davacı hak edişinden ödemesi yapılan dava konusu fatura bedellerinin davalı tarafça ikinci kez tahsil edildiği, dava konusu fatura içeriklerinin davacı tarafından daha önce ödenen fatura içerikleri ile aynı olduğu anlaşılmakla; davacı hak edişinden tahsil edilen 20.285,21 TL’nin (davadan önce davalının temerrüde düşürülmediğinden) tahsili gerektiği …”gerekçesi ile, Davanın KABULÜ ile; 20.285,21 TL’nin dava tarihi olan 27/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararına gerekçe olarak gösterilen bilirkişi raporundaki eksik hususların dikkate alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Uyuşmazlık konusu faturalara konu edilen cihazların teşhir ürünler olduğunu yarı fiyatlarına fatura edildiğini, cihaz bedellerinin piyasa değerinin tespit edilerek dosyanın ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiğini, Davacı tarafın bayilik sona erme prosedürüne aykırı davrandığını, cihaz bedellerinin ödenmemiş kısmının müvekkili şirket tarafından tekrar fatura edildiğini, cihaz bedellerinin kalan %50 lik kısmının bayilikler hususundaki ticari uygulamalar doğrultusunda fatura edildiğini, bu uygulamaların müvekkili şirket tarafından bayilere web sitesi aracılığıyla düzenli şekilde duyurulduğunu, Davacı tarafın ticari defterlerini kanuna uygun şekilde tutmadığını, davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceği açık olmasına rağmen davacı lehinde delil olarak kabul edildiğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, hak ediş bedelinden haksız tahsil edilen fatura bedellerinin iadesi talebine ilişkindir. Davacı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erdiğini, bayilik ilişkisi sona erdikten sonra davalı tarafın daha önce fatura ettiği cihaz bedellerine ilişkin mükerrer fatura düzenleyerek gönderdiğini, faturalara süresinde itiraz edilerek iade edildiğini, davalının buna rağmen fatura bedellerini davalı tarafta bulunan hak edişlerinden düşerek tahsil ettiğini belirterek hak ediş bedelinden haksız tahsil edilen mükerrer fatura bedellerinin iadesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı, davaya konu faturaların taraflar arasında imzalanmış olan 25/02/2009 tarihli tedarik sözleşmesi çerçevesinde gerçekleştirildiğini, bu sözleşme kapsamında davacıya teşhir/demo amaçlı olarak gönderilen cihazların bedelinin yarısının fatura edildiğini ve taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi iptal edilince kalan %50 bedelin fatura edildiğini, mükerrer fatura olmadığını, söz konusu hususun taraflar arasında imzalanan sözleşmede ve … A.Ş. Tarafından Türkiye genelindeki tüm bayilerine gönderilen mesajlarda yer aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre ihtilafa konu faturalar, daha önce davalı tarafça fatura edilmiş cep telefonlarına ilişkindir. Daha önceki fatura bedellerinin ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davaya konu faturaların mükerrer olup olmadığı noktasında çıkmaktadır. Bilirkişi raporunda davalı tarafından davacıya gönderilen faturaların bir kısmında “yarı fiyatlı demo gönderimi” ibaresinin yer aldığı, bir kısmında bu ibarenin yer almadığı, ihtilafa konu faturalarda yarı fiyatlı demo olduğuna ilişkin ibarenin bulunmadığı belirtilmiştir. Somut olayda davaya konu faturaların öncesinde yarı fiyatı fatura edilen ürünlere ilişkin olduğu, taraflar arasında ürünlerin yarı bedelinin fatura edilerek ödeneceği kalan bedelin bayilik sözleşmesi sona erdikten sonra fatura edileceğine ilişkin anlaşma bulunduğunu ispat külfeti davalıdadır. Dosyaya sunulan ve taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşmede bu yönde bir hükme rastlanılmamıştır. İhbar olunan … A.Ş tarafından dosyaya sunulan ve bayilerde teşhir amaçlı olarak bulunacak ürünlerin yarı bedelinin bayi tarafından yarı bedelinin tedarikçi … tarafından karşılanacağı belirtilmiş ise de davaya konu ürünlere ilişkin olarak davalı tarafça düzenlenen faturalarda “yarı fiyatlı demo ürünler” olduğuna ilişkin bir kayıt da bulunmamaktadır. Yine bu faturalarda fatura içeriği malların yarı bedelinin fatura edildiği, kalan bedelin daha sonra talep edileceğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Davaya konu faturaların mükerrer fatura oldukları (daha önceden fatura edilmiş ürünlere ait olduğu) bilirkişi raporu ile da anlaşılmaktadır. Davalı söz konusu faturaların daha önce yarı bedeli fatura edilmiş ürünlere ait olup kalan yarı bedelin sözleşmenin feshi halinde davacıdan talep edebileceğini ispatlayamadığından istinaf sebebi yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.385,68.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 350,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.035,68.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.