Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/637 E. 2021/72 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/637
KARAR NO: 2021/72
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/322 Esas – 2018/539 Karar
DAVA: Maddi Tazminat (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; … Fulya Şubesi’ nin … numaralı müşterisi olduğunu, … numaralı … kartının 11/04/2012 Çarşamba akşamı banka tarafından güvenlik nedeniyle kapatıldığına dair mesaj geldiğini, kartının kapatıldığında 8.800 lot bjkaş hisse senedinin olduğunu, hisse senedini 12/04/2012 Perşembe günü 6.56′ ya satabilecekken 19/04/2012 perşembe günü kartını kullanıma açıldığı için elinde bulunan 8.800 lot bjkaş 5.74′ ten sattığını, 7.216-TL buradan zararının bulunduğunu, ayrıca 2.55′ den 20.000 lot bimeks hisse senedi alıp 2.70 ‘ den satamadığı için 3.000-TL’de burdan zararının bulunduğunu, sürekli telefonda işlem yaptığını, kartını açmaları için günlerce aradığını, elinde hisse senedi olduğunu, değer kaybettiğini, 8 gün sonra açtıklarını ve aynı zamanda o tarihlerde … Yazılım firmasında çalıştığını, sürekli seyehat halinde olduğu için interneti takip edemediğini belirterek, 10.216-TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işlemin 12/04/2012 tarihinde gerçekleştiğini, o tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri gereğince davanın zamanaşımına uğradığını, davanın niteliği itibariyle ticari bir dava olduğunu , ihtisas mahkemeleri olan Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili bankada hisse senedi işlemlerinin sadece telefon bankacılığı yolu ile yapılmadığını, davacının hisse senedi işlemelerini yapmak için birden çok alternatifi bulunduğunu, dava konusu olayda maddi tazminat koşulları gerçekleşmediğini, müvekkili bankanın mevduatını korumak amaçlı olarak davacının … kartını geçici olarak kapattığını, davacının … kartının geçici olarak kapatılması nedeni ile dava konusu zarara uğradığı iddiasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını belirterek, ilk itirazlar yönünden davanın reddine, ilk itirazlarının kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 22/05/2018 tarih ve 2017/322 Esas – 2018/539 Karar sayılı kararı ile; ” … Bilirkişi raporu gerekçesi itibarıyla yerinde görülerek hükme dayanak alınmıştır. İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 17/08/2011 tarihinde imza altına alınan “… A.Ş ve … A.Ş yatırım hizmetleri çerçeve sözleşmesinin bulunduğu, davacının ayrıca aynı tarihli, “… A.Ş Sermaye Piyasası İşlemleri Risk Bildirim Formu” nu ve aynı tarihli “faxs taahhütnamesini” imzaladığı, davacıya davalı banka nezdinde … nolu yatırım hesabının açıldığı, tarafların kabulündedir. Sözleşmenin B…2 maddesi uyarınca; davacının talimatı dahilinde yapılacak işlemlerden ve portföyünde oluşucak zarardan davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. İMKB yönetmeliğinin 28.maddesi ve sözleşmenin C.2 maddesi hükümleri uyarınca; müşterinin sermaye piyasası araçları için yazılı olarak emir vermesi gerekmektedir. Ancak; davalı banka SPK mevzuatına uygun şekilde uzaktan erişim araçları ile verilen emirleri kabul edip etmemekte serbest olup, müşteri tarafından verilen emirleri İMKB yönetmeliğinin 29.maddesine uygun tanzim edilmesi gerekmektedir. Müşterinin internet şube hizmetlerinin faydalanarak işlem yapabileceği, sözleşmede belirtilmiştir. Buna göre; davacının alım satımını yaptıracağı menkul kıymetler için internet şubeyi kullanarak internet üzerinden emir verebileceği gibi, yazılı, şifahi, faxla yada telefonla da emir verebileceği, hüküm altına alınmıştır. Sözleşme uyarınca davacıya verilen banka kartının kullanımı 11/04/2012 tarihinde davalı bankanın güvenlik birimi tarafından müşteri güvenliği gerekçesi ile kapatılmış, 19/04/2012 tarihinde tekrar kullanıma açılmıştır. Bu süre içinde davacının internet şubesi üzerinden hisse senedi alım satım işlemlerini yapabileceği ve bu konudaki bilginin kendisine iletildiği, bilirkişi incelemesi sonucu belirlenmiştir. Kartın kullanıma kapalı olduğu süre içinde davacının hisse senedi işlemini yapabileceği altarnatif kanallar bulunduğu anlaşılmaktadır. Hisse senedi alım satım işlemlerinin münhasıran davaya konu olan … kartı ile yapılacığı konusunda sözleşmede bir hüküm bulunmadığından, davacının buna ilişkin iddiası başkaca bir yazılı delil ile kanıtlanamamıştır. Kartın kapalı olduğu süre içinde bağıtlanan sözleşme kapsamına göre; davacının alım satımını yaptıracağı menkul kıymetler için internet şubeyi kullanarak emir verebileceği gibi, yazılı, sözlü, faxla ya da telefonla emir verebileceği anlaşılmaktadır. Davacının imzaladığı çekişmesiz bulunan sözleşme hükümleri dikkate alındığında; … kartın kapatılmış olmasının davacının bu dönemdeki hisse senedi alım satım işlemlerine engel teşkil etmediği, kartın kapalı olduğu dönemde alternatif yollarla işlem yapabileceği, bu nedenle; varlığı iddia edilen davacı zararı ile davalı banka eylemi arasında bir illiyet bağının bulunmadığı ve zarardan sorumlu tutulamayacağı … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, yargılama sırasında usul gereklerinin eksik olarak yapıldığını, delillerin toplandığını ve mahkemenin bilirkişi raporundaki değerlendirmeyi esas alarak ve sunulu rapora itirazlarını dikkate alınmayarak aleyhine karar verildiğini, bilirkişi raporunda, … ile işlem yapılacağı konusunda sözleşmede hüküm bulunmamasının gerekçe kılınmasının raporun haksız ve sübjektif olduğunun açık bir delili niteliğinde olduğunu, zira sözleşmede banka kartları ile işlem yapılamayacağına dair bir yasaklayıcı madde bulunmadığını, banka kartlarının netice itibariyle internet üzerinden kurulan bir sistem ile çalıştığını, kullanımının meşru ve geçerli olduğunu, ayrıca … kartla işlem yapılamayacağı varsayımının, kendisinin daha önce bu kartı kullanarak yaptığı söz konusu işlemleri yok saymak olacağını, bilirkişi raporuna itirazlarının kabul görmeyişinin usul hukukuna aykırı olduğunu, Mahkeme kararlarının, Anayasa ve yasalara uygun bir biçimde hükmün gerekçelerini açık, anlaşılabilir şeklide ihtiva edici olması gerektiğini, aleyhine kurulan hükmün sadece bir bilirkişi raporundan hareketle kurulduğunu, gerçek gerekçelerden yoksun olduğunu, Mahkemenin, delil ve karşı delilleri değerlendirirken objektif kıstasları kullanması ve bankacılık sektörünün işleyişini de detaylı şekilde incelemesi gerektiğini, özellikle banka kartlarının mahiyetini, hangi işlemlerde kullanıldığını ve bankanın diğer müşterilerinin bu tür alım satımlarda banka kartını kullanıp kullanmadığını, yani bu konudaki teamülleri değerlendirmeden salt bilirkişinin beyanına dayalı olarak hüküm kurulmasının ve doğmuş maddi zararın tazmini yolunun kapatılmış olmasının davanın esasındaki eksiklikleri ve değerlendirme hatalarını gösterdiğini, kurulan hükmün usul ve esas yönlerinden hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı ileri sürülen maddi zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında … A.Ş. ve … A.Ş Yatırım Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı ve davacıya davalı banka nezdinde yatırım hesabı açılarak … verildiği, banka kartının kullanımının davalı banka tarafından güvenlik nedeniyle 11/04/2012 tarihinde kapatıldığı, 19/04/2012 tarihinde tekrar kullanıma açıldığı, bu tarihler arasında davacı neokartı kullanamamış ise de, sözleşmenin C.2.2.12 maddesi uyarınca, kartın kapalı olduğu süre içinde davacının alım satımını yaptıracağı menkul kıymetler için internet şubeyi kullanarak emir verebileceği gibi, yazılı, sözlü, faxla ya da telefonla emir verebileceği, bu hali ile, … kartın kapatılmış olmasının, davacının bu dönemdeki hisse senedi alım satım işlemlerine engel teşkil etmediği, varlığı iddia edilen davacı zararı ile davalı banka eylemi arasında bir illiyet bağı bulunmadığı, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olduğu nazara alındığında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçeli kararın HMK 297. maddesinde yer alan düzenlemeye uygun ve yeterli olduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacının istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,4.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/01/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.