Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/630 E. 2020/405 K. 19.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/630 Esas
KARAR NO : 2020/405 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1288 Esas – 2018/771 Karar
TARİH : 26/07/2018
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/03/2020
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı ile davacı banka arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri imzalandığını; borçluya bu sözleşmelere istinaden ticari kredi hesabı ve çek hesabı açıldığını;borçluya, borçlarını ödemesi için 06/03/2017 tarihinde Beyoğlu ….Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini ve davalıya 08/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini; ancak, davalının borçlarını ödememesi nedeniyle İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini; ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini ve davalı/ borçlunun takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu; bu nedenlerle, işbu takibe ve ferilere ilişkin itirazının ipali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile takibin devamı ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalıya dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş olduğu görülmüştür. Davacı vekilince 20/07/2018 tarihli beyan dilekçesinde; işbu davanın konusuz kalması sonucu duruşma günü beklenmeksizin karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/07/2018 tarih ve 2017/1288 Esas, 2018/771 Karar sayılı kararında;”…İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu itirazın iptali davasında; davanın konusu olan icra takibine, davalı borçlu tarafından itiraz edildiği; itirazından vazgeçtiğini 20/07/2018 günlü dilekçe ile bildirmekle; davacı vekilininde UYAP’tan 20/07/2018 günü dilekçesine istinaden, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; karar vermek gerekmiştir. …”gerekçesi ile, 1-Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu itirazın iptali davasında; davanın konusu olan icra takibine, davalı borçlu tarafından itiraz edildiği; itirazından vazgeçtiğini 20/07/2018 günlü dilekçe ile bildirmekle; davacı vekilininde UYAP’tan 20/07/2018 günü dilekçesine istinaden, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 35.745,41. TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin tavzih talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi 31/10/2018 tarihli ara kararı ile; ”…İncelenen tüm dosya kapsamına göre; HMK.305-(2). maddesinde “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” düzenlemesi getirilmiş olup; tavzih talep edilen husus taraflardan birine tanınan hakka ilişkin olduğu; yine davacı vekilince ileri sürülen hususlar temyiz/istinaf konusu hususlardan olduğu da dikkate alınarak; davacı vekilinin yerinde bulunmayan talebinin reddine karar vermek gerekmiştir… ” gerekçesi ile,Davacı vekilinin talebinin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili banka ile borçlu … arasında, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığını, borçlunun borcunu ödememesi üzerine, borçluya 06.03.2017 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, yasal süresi içinde ödeme yapılmadığı takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirdildiğini, söz konusu ihtarnamenin, 08.03.2017 tarihinde davalının sözleşmedeki adresine tebliğ edildiğini,07.07.2017 tarihinde borçlunun .,.. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyaya itiraz ettiğini, 20.07.2018 tarihinde iş bu itirazlarından vekilleri aracılığıyla FERAGAT ettiğini,İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen itirazın iptali davasında davalı/borçlu tarafça icra dosyasına itirazdan feragat dilekçesi sunulduğundan dava konusuz kaldığını, ancak İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen ”İtirazın iptali” davasının 26.07.2018 tarihli gerekçeli kararında ”… 3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 35.745,41-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,…” ibaresinin yer aldığını, (Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre) Davacı tarafça 25.10.2018 tarihli talep ile, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin karardan kaldırılmasına ilişkin beyanın sunulduğunu, ancak HMK.305-(2) maddesinde “Hüküm fıkrasında taraflara tanınna haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” denilerek arar kararın ile talebin reddine karar verildiğini, Davalı tarafın, icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve iş bu itirazın iptali davası açıldıktan sonra, icra dosyasındaki itirazından feragat edildiğini, söz konusu davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın davalı olduğunu, taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte ise de; davacı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini, 26.07.2018 tarihli gerekçeli kararda davalı lehine 35.745,41.TL vekalet ücretine hükmedildiğini, 2017/1288 E. 2018/771 K. sayılı kararda da belirtildiği üzere söz konusu incelemeler dosya üzerinden yapıldığını, aynı şekilde, 31.10.2018 tarihli ara karar da yine dosya üzerinden incelenerek, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin karardan kaldırılması talebinin reddine karar verildiğini, Tahkikat, iki tarafın esas dava hakkında göstereceği bütün iddia ve savunmaların birlikte incelendiğini, tarafların gösterdikleri delillerin ileride hükme esas alınmak üzere ispat hukuku kurallarına göre değerlendirildiğini, ön inceleme aşamasında veya öncesinde HMK’ nın 318. maddesine uygun bir biçimde taraflarca delillerin sunulmuş olması tarifenin 6. maddesinde ifadesine göre delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, tahkikat aşamasına geçilmesi halinde ise delillerin Yasanın 318. maddesine uygun bir biçimde ön inceleme aşamasında veya öncesinde yada tahkikat aşamasında sunulması halinde tarife ile belirlenen ücretin tamamına hükmedilmesi gerektiğini, ( HMK’ nın 318. maddesi) İlgili dosyada duruşma dahi yapılmadan dosya üzerinden karar verildiğini, borçlu itirazından feragat etmesine ve dosya konusuz kalmasına rağmen davacı aleyhine vekalet ücretine hükmolunduğunu, haksız, yasaya ve usule aykırı aleyhe vekalet ücreti kararının kaldırılmasının talep edildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 3 nolu davalı lehine vekalet ücretine hükmolunan kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı banka ile davalı arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri kredi alacağının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiğine yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Davacı alacaklı banka tarafından davalı/borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile GKS.den kaynaklı 511.525,15 TL. Nakit alacak ve 33.360,00 TL. Depo talepli gayrinakdi alacağın tahsili için 22/06/2017 tarihinde icra takibinde bulunulduğu,takibe itiraz üzerine icra takibinin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Somut İtirazın iptali davasında, davalı borçlu vekili, uyap sisteminden gönderdiği 20/07/2018 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin verdiği talimat neticesinde itirazından feragat edildiğini beyan etmiş olup davalı/borçlu vekilinin itirazından vazgeçme beyanı doğrultusunda dava açıldıktan sonra davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. HMK 331/1 maddesinde; ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder,” hükmü düzenlenmiş olup bu madde uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle haklılık durumunun tespiti ile yargılama giderlerinin tayin ve takdiri gerekir. Yargılama sırasında davalı/borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı itirazından feragat ettiği gözetildiğinde davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmış olup dava yargılama sırasında konusuz kalsada, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği gözetildiğinde yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerekmekte ise de, davacı vekili uyap sisteminden 20/07/2018 tarihinde gönderdiği dilekçe ile; vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını beyan ettiğinden,bu beyan doğrultusunda İDM.ce davacı vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından davacı lehine vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmesi gerektiği halde yukarıdaki şekilde davalı lehine vekalet ücretine hükedilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından davacı lehine vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/07/2018 tarih ve 2017/1288 Esas – 2018/771 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Dairemiz karar tarihi itibari ile alınması gerekli 54,40-TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 6.747,65-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.693,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından, davacı lehine vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacı vekilinin yargılama gideri talebi olmadığından, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-Bakiye gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 6-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 7-Davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile toplam (31,50.TL+23,63.TL=) 55,13.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri toplamı 153,23.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 19/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.