Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/625 E. 2019/647 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/625 Esas
KARAR NO : 2019/647 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/254 Esas 2019/151 Karar
TARİH : 06/02/2019
DAVA : Alacak (Deniz Alacağından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin, deniz taşımacılığı faaliyetinde bulunmak amacıyla kurulan …. Ltd. ve …. Ltd. şirketlerine, kuruluş ve faaliyetlerini sürdürmeleri ile gerekli sermayelerinin toplanması için mali yardımda bulunduğunu, bu çerçevede, kendilerine geri ödenmek üzere toplamda 4.947.299-USD’yi ayrı ayrı zamanlarda, davalılar tarafından ortak ve birbirleri arasında etkileşimli olarak kullanılan … Ltd.’nin hesabına gönderdiklerini, davalıların, deniz taşımacılığı faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere gemiler aldığını, … IMO numaralı … gemisinin … Ltd. şirketi adına, … IMO numaralı … gemisi ise … Ltd. şirketi adına kayıt edildiğini, taraflarınca geminin 15.11.2018 tarihinde Ünye Limanı’nda bulunduğu göz önüne alınarak Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/154 D. İş sayılı dosyası tahtında, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilince kredi amacıyla verilen ancak tahsil edilemeyen alacaklarının 1.000.000-USD’lik kısmını teminat altına almak amacıyla TTK 1352/p maddesi uyarınca … isimli geminin ihtiyaten haczi talep edildiğini, mahkeme tarafından başvurularının kabul edildiğini, ihtiyati haciz kararının Ünye İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası tahtında 15.11.2018 tarihinde uygulandığını ve … gemisinin seferden men edildiğini ileri sürerek, yukarıda açıklananlar çerçevesinde, süresi içerisinde ihtiyati haczi tamamlayıcı merasim olarak ikame edilen davalarının kabulü ile Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/154 D. İş sayılı dosyası tahtında verilen ihtiyati haciz kararının esas hakkındaki hüküm kesinleşene kadar devamına karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.947.299-USD alacaklarının şimdilik 1.000.000-USD’lik kısmının ve bu alacağa dava tarihinden itibaren devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek orana göre işleyecek faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/154 D. İş sayılı dosyası tahtında verilen ihtiyati haczin esas hakkındaki hüküm kesinleşene kadar devamını ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 1352 vd. maddelerde deniz ticaretinden kaynaklanan alacaklara ilişkin ihtiyati haciz işlemleri ile ilgili olarak özel hükümler getirdiğini, ihtiyati hacze konu … numaralı … gemisini sicile kayıtlı Donatanı müvekilleri olan …Ltd. olduğunu, iddia edilen Deniz Alacağı için “….” gemisinin ihtiyaten haczedilebilmesi açıklanan TTK Md. 1369’un a ve b bentleri uyarınca ancak ve ancak borçlu olduğu iddia edilen … Ltd’nin ihtiyati haczin uygulandığı sırada “….” gemisinin maliki (donatanı) olması halinde mümkün olduğunu, aksi durumda “…” gemisinin ihtiyaten haczedilmesi TTK md 1369 düzenlemesine aykırı olduğunu, dosyada; taraflar arasında gemi alım satımı yapıldığı ve bu alım satım işlemi sebebi ile müvekkilinin işbu borçtan sorumlu olduğuna dair herhangi bir satış sözleşmesi, mutabakat metni, açıklama ya da talep eden ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiyi gösteren somut bir veri bulunmadığını, tüm bu açıklanan nedenler çerçevesinde ihtiyati hacze konu geminin yaşı, tonajı ve ticari kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda günlük kaybı yaklaşık 3.500.- USD olup, haksız olarak ihtiyati haciz kararının devam ettiği her gün müvekkilinin kaybının arttığını savunarak, … numaralı … gemisi üzerine uygulanan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, incelemenin duruşmalı olarak gerçekleştirilmesini ve yargılama gideri, masraf ile vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 06/02/2019 tarih 2018/254 Esas 2019/151 sayılı kararında;”6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ”Deniz alacakları” başlıklı 1352/p maddesine göre ”Gemi için alınmış krediler dâhil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar” deniz alacağı hükmündedir. 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8. maddesi aynen “Deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davaları;(1) 6762 sayılı Kanunun 4.maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kurulmuş bulunan denizcilik ihtisas mahkemesinin görmekte olduğu davalar, Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince, Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından, Türk Ticaret Kanunu ile diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevli kılınacak asliye ticaret mahkemesine devredilir.(2) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan deniz ticaretine ve deniz sigortasına ilişkin hukuk davalarını görmekte olan mahkemeler, yargı çevreleri içinde ve görev alanlarına giren sonuçlanmamış davaları ve işleri devredemezler.” düzenlemesini içermektedir.6103 Sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince HSK’ca İstanbul İlinde 6102 Sayılı TTK’nun Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli özel yetkili İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi belirlenmiştir. Bu durumda, 01.07.2012 tarihinden sonra 6102 Sayılı Kanunun Deniz Ticaret Kitabından doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılacak, ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi gereğince ihtisas mahkemesi olan Denizcilik İhtisas Mahkemesince görülecektir.Dava konusu olayda denizcilik alacağı talebinde bulunulduğuna göre, 6102 Sayılı TTK’nın “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” başlıklı 1119 vd. maddelerinde bu tür sözleşmeler düzenlenmiş olup uyuşmazlığın çözümünde anılan madde hükümlerinin de uygulanması gerektiğinden, davanın görülüp sonuçlandırılmasının denizcilik ihtisas mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekmekte olup mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olarak denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi görevli olduğundan mahkememiz görevsiz olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şatları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115 maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Denizcilik İhtisas Mahkemesi) 2018/154 D. İş esas, 2018/155 karar sayılı, 15/11/2018 günlü dava konusu alacaktan dolayı talep konusu gemiyle ilgili ihtiyati haciz kararı verilmiş olup, işbu ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş ise de mahkememiz görevli olmadığından işbu itirazla ilgili bir karar verilmesi hukuken mümkün görülmemiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, dava konusu alacağın deniz alacağı olmasından dolayı görevli mahkeme İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğu…”gerekçesi ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri ile 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8. maddesi gereğince görevli mahkeme İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olması sebebi ile mahkemenin görevsizliğine, Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1. maddesinde belirtilen iki (2) haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde, dava dosyasının dava bakmaya görevli İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi nezdinde görülen 06.02.2019 tarihli duruşmada Mahkemenin görevsizliğine karar verilmişse de, ihtiyati haciz taleplerine karşı itirazların veya tamamlayıcı merasim olan esas davanın hangi mahkemelerde açılacağı izahtan vareste olacak şekilde düzenlendiğini, Geminin yabancı bayraklı olması halinde ihtiyati haciz kararının hangi mahkemeden alınması gerektiği izahtan vareste olacak şekilde belirtildiğini, dolayısıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’n 1359. maddesi nezdinde esas davaya bakmaya yetkili mahkeme yabancı bayraklı gemilerde geminin yanaştığı yer ve ihtiyati haciz kararının verildiği Ünye Mahkemeleri olması gerekirken, hiçbir şekilde anlaşılmayan, üstelik Kanun’un açıkça belirtilen maddelerine tamamen aykırı bir karar verilerek İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi görevli kılındığını, Bir an için aksi düşünülse dahi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin istikrar bulmuş kararları doğrultusunda, ihtiyati haciz kararına itiraz edilen tarihte, Türk Ticaret Kanunu’n 1358. Maddesinde belirtilen yetki kuralının artık işlemeyeceği, esas hakkındaki dava daha sonra açılsa dahi ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin uyuşmazlığı çözümlemesi gerektiğinin belirtildiğini, İhtiyati Haciz kararına istinaden tamamlayıcı merasim sıfatı ile hareket eden İlk Derece Mahkemesi her ne kadar görevsiz olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar vermişse de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1358/1. Fıkrası mucibince hangi durumlarda hangi mahkemenin görevli olacağını açık bir şekilde belirtildiğini, yokluklarında verilen mesnetsiz ihtiyati haciz kararına karşı itirazları sunularak seferden men kararının kaldırılması talebinde bulunulmuşsa da, Ünye Mahkemesi’nin başvurunun esas davaya bakan mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verdiğini, anılan maddede son derece açık bir ayrım olduğunu, buna göre, ihtiyati hacze itiraza bakmakla görevli mahkemelerin, -Esas hakkında dava açılmadan önce itiraz mevcutsa, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkeme görevli olacağını, -Esas hakkında dava açıldıktan sonra itiraz öne sürülüyorsa, esas davaya bakan mahkeme görevli olacağını, TTK’nın 1358. maddesinin gerekçesinin ilgili kısmı gerekçesinde görüleceği üzere ihtiyatı haciz kararını veren mahkemenin, eğer henüz uyuşmazlığın esası hakkında dava açılmamışsa, itiraza bakmakta yetkili olacağını, bu doğrultuda ihtiyati hacze itiraz ettikleri vakit henüz karşı tarafça esas dava açılmadığını,
Bu anlamda ihtiyati hacze karar veren mahkemenin itirazı çözümlemedeki görevi, sonradan esas dava açılmış olsa da devam edeceğini, aynı doğrultuda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2012 tarihli 2012/2130 K no’lu kararında, mahkemenin görevli hususunu, ihtiyati hacze itiraz tarihi ile esas davanın ikame edildiği tarihi karşılaştırarak belirlemesi gerektiği içtihat edildiğini, Yine aynı doğrultuda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkin bir davada, mahkemenin görev konusunu, ihtiyati hacze itirazdan önce esasa ilişkin bir dava açılıp açılmadığına göre belirlenmesi gerektiğini belirttiğini, Kararda açıkça görüleceği üzere, ihtiyati hacze itirazı incelemeye, bu kararı veren mahkemenin görevli bulunduğu kuralı anıldığı ve bu kuralın istisnası olarak ihtiyati hacze itiraz edilmeden evvel dava açılması hali belirtildiğini, mahkemece ihtiyati hacze konu alacağın esas hakkında ihtiyati hacze itirazdan evvel dava açılıp açılmadığının araştırılması gerekli olduğunu, Uyuşmazlıkta ihtiyati hacze itirazın 22 Kasım 2018 tarihinde yapıldığı, esasa ilişkin davanın ise 17 Aralık 2018 tarihinde ikame edildiğini, bu anlamda, ihtiyati hacze itirazdan evvel açılmış bir dava bulunmadığını, Davacı tarafın 2014 yılında diğer davalı …Ltd. ‘ye ödediklerini iddia ettikleri kredi alacakları için “…” isimli gemi aleyhine ihtiyati haciz başvurusunda bulunduğu ve akabinde bahse konu ilk derece mahkemesi nezdinde esas davayı ikame ettiğini, TTK hükümlerine yerleşik uygulamaların hilafına ve ticari örf ve adetlere tamamen aykırı hareket eden karşı tarafın tamamen kötü niyetle hareket ederek, basiretli bir tacirin davranması gerektiğinden aykırı hareket ettiklerini, Davacı tarafın 2014 yılında tekabül eden kredi alacakları için deniz alacağı hakkına dayanarak 2018 tarihinde yukarıda bahsi geçen ve uyuşmazlığa konu gemi üzerine ihtiyati haciz başvurusunda bulunduğunu, Kanuni rehin hakkı ve gemi alacaklısı hakkı dahi 1326. Madde mucibince gemi alacağının doğduğu tarihten itibaren 1 yıl hak düşürücü süreye tabiiken, rehin hakkı ile teminat altına dahi alınmadığı ve 1352. Maddede sayılan deniz alacakları için de doğumu olduğu iddia edilen 2014 yılından 4 yıl sonra başvuru yapılması anlaşılabilir olmadığını, yalnızca bu husus dahi davacının kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, Müvekkili donatan ile davacı arasında akdedilmiş her hangi bir sözleşme olmadığını, römorkaj hizmetinden doğan alacaklarda taraflar arasında sözleşme bulunmaması durumunda şu anki kanunda deniz alacağı olarak sayılan römorkaj hizmetinin 2 yılık zamanaşımına tabi olacağına hükmedildiğini, Bu bağlamda, davacı ile müvekkili donatan arasında bir an için herhangi bir sözleşme akdedildiği düşünülse dahi mesnetsiz davanın her halükârda zamanaşımı/hak düşürücü süre itirazlar çerçevesinde reddedilmesi gerekeceğini, Alacaklının yalnızca borçlunun geminin de makili olması halinde deniz alacağına istinaden ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğini, Davacı …adlı firmaya ödediğini iddia ettiği alacakları için müvekkili … ait “…” gemisini haczetmesi kanunda yer alan amir hükme, doktrin görüşlerine ve yerleşik mahkeme kararlarına aykırı olduğunu, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 1352 vd. maddelerde deniz ticaretinden kaynaklanan alacaklara ilişkin ihtiyati haciz işlemleri ile ilgili olarak özel hükümler getirdiğini, TTK Md. 1352’de ihtiyati haciz kararı verilebilecek Deniz Alacakları sıralandığı, ihtiyati haciz hakkının nasıl kullanılacağı ise TTK Md. 1369’da tereddütte yer vermeyecek şekilde ve açık olarak belirtildiğini, İhtiyati hacze konu 8211148 IMO numaralı SIBIRSKIY 2133 gemisini sicile kayıtlı Donatanı Müvekkil … LTD. olduğunu, bu husus işbu dilekçe ekinde dosyaya ibraz edilen Sicil Sertifikası ve Equasis kaydı çıktıları ile de sabit olduğunu, bir an için aksi düşünülse dahi alacağı ispat ettiği iddia edilen 21/07/2014 ve 28/07/2014 tarihli dekontlar incelendiğinde kredi olarak gönderildiği iddia edilen bedellerin … Ltd.’ye ithafen gönderildiğini, tüm bu sebepler doğrultusunda neye istinaden müvekkilinin borç ilişkisine dâhil olmadığı bir alacak için kendi gemisi üzerine ihtiyati haciz talep edildiği ve bunun üzerine seferden men konulmasına karar verildiğinin anlaşılamadığını, İddia edilen deniz alacağının “…” gemisinin ihtiyaten haczedilebilmesi TTK Md. 1369’un a ve b bentleri uyarınca ancak ve ancak borçlu olduğu iddia edilen … LTD’nin ihtiyati haczin uygulandığı sırada “….” gemisinin maliki (donatanı) olması halinde mümkün olduğunu, aksi durumda “…” gemisinin ihtiyaten haczedilmesi TTK Md. 1369 düzenlemesine aykırı olduğunu, Alacağa dayanak gösterilen sadece iki adet dekont bulunduğu ve bu dekontlar üzerinde müvekkilinin isminin yer almadığını, talep eden tarafından bu iddia ileri sürülürken müvekkili … Ltd.’nin işbu borçtan sorumlu olduğunu gösteren hiçbir belge dosyaya ibraz edilmediğini, bununla beraber talep edenin dilekçesinde ihtiyati haciz talebine dayanak olduğu iddia edilen alacağın …. LTD.’ye ait olduğu ve bunun yanı sıra bahse konu borcun müvekkilinin mülkiyetindeki …gemisine değil …gemisine ait olduğu da ikrar edildiğini, Dosyada taraflar arasında gemi alım satımı yapıldığı ve bu alım satım işlemi sebebi ile müvekkilinin işbu borçtan sorumlu olduğuna dair herhangi bir satış sözleşmesi, mutabakat metni, açıklama ya da talep eden ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiyi gösteren somut bir veri bulunmadığını, hatta kendilerine elektronik posta yolu ile geldiği açıkça ikrar edilen iki adet dekont dışında dosya kapsamında alacak iddiasının dayandığı herhangi bir belge de bulunmadığını, dekont orjinalleri dahi dosyaya ibraz edilmediğini, Dosyadan anlaşılacağı kadarıyla talep eden taraf 4.947.299 USD tutarındaki 2014 yılından bu yana talep etmemiş olduğu bir alacağa yönelik elinde iki adet dekonttan başka hiçbir somut belge bulunmadığını, salt bu husus dahi hayatın olağan akışına aykırı olup işbu alacağın zorla yatırılmış olduğu ve müvekkilini zor duruma düşürmek için talep edildiğini, Nitekim konuya ilişkin olarak Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istikrar bulmuş kararları bulunduğunu, (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 5.10.2017 tarih, 2017/1140 E ve 2017/1044 K. Sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 4.6.2014 tarih,2014/1985 E. ve 2014/10549 K. Sayılı kararı , mütalaalar ve doktrin görüşleri)Yaklaşık bir sene evvel gemilerin alınması için paranın Gülnara Rahmonava tarafından verildiği bizzat aynı avukat tarafından iddia edildiği, Ünye Mahkemelerine başvuru yapılırken delil olarak sunulan banka transfer dekontlarında yazan referansların kötü niyetli bir şekilde tercüme edilmediğini, zira dekontta başka bir tarihli sözleşmeye atıf yapıldığını, bu sözleşmenin karşı tarafça hiçbir zaman sunulamadığını, (Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1100 D.İş ve 2017/1099 Karar numaralı 26/12/2017 tarihli kararı)İhtiyati haciz talep eden vekilinin aynı başvurusunda şirketlere ilişkin hisse senetlerini de bizzat kendi başvurusuna eklediğini, (Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1100 D.İş numaralı dosyası tahtında yapılan ihtiyati haciz başvuru dilekçesi ve ekindeki şirket hisse senetleri)Aynı vekilin 10 Kasım 2017 tarihli ihtarnamesinin de konuya tamamen açıklık getirdiğini, (Beyoğlu …. Noterliği’nden keşide edilen 10 Kasım 2017 Tarihli … Yevmiye numaralı ihtarname)Müvekkilinin kirli bir oyunun içerisine düştüğünü, karşı taraf ve vekilinin durumu çok iyi bildiklerini, 05/02/2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan banka kayıtlarının da bunu destekler nitelikte olduğunu, karşı tarafın kendi kendine göndermiş olduğu paralar ile müvekkilinin gemisini tutuklamaya çalıştığını, Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatını haiz 17. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2018/459 Esas numaralı dosyası tahtında verilen benzer nitelikteki bir kararda, ihtiyati haciz talep edenin talebi reddedildiğini, (İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/459 Esas numaralı dosyası tahtında verilen 22.01.2019 tarihli ihtiyati haciz kararı)… bu şirketlerin sadece müdürü olduğunu, … Azeri yatırımcıların Türkiye’de işlerini yapan ve onlar adına işleri takip eden denizcilik uzmanı olduğunu, zira TTK 1369 açık bir şekilde başka bir firmaya gönderilen paralar için başka bir firmanın gemisinin hangi koşullarda olursa olsun tutuklanamayacağına dair amir hüküm içerdiğini, TTK 1352 İSR gemilerin hangi hallerde tutuklanabileceğini düzenlediğini, ancak davacının idida ettiği alacağın bu maddede sayılanlardan biri olmadığını, aynı zamanda bahse konu geminin günlük masrafı 3.500 Amerikan Doları olduğunu ve aylardır geminin seferine müsaade edilmediğini, müvekkilinin hiçbir şekilde dahil olmadığı bir muvazaalı bir alacak ilişkisi sebebi ile geminin üzerine seferden men konulması hukukla bağdaşır mahiyette olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, kanuna ve usule aykırı olarak … IMO numaralı … gemisi üzerine uygulanan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirketin, … Ltd. ve … Ltd. şirketlerine, kuruluş ve faaliyetlerini sürdürmeleri ile gerekli sermayelerinin toplanması için karşı taraflara borç verdiğini, bu çerçevede, kendisine geri ödenmek üzere toplamda 4.947.299-USD’yi ayrı ayrı zamanlarda, davalılar tarafından ortak ve birbirleri arasında etkileşimli olarak kullanılan ….Ltd.’nin hesabına gönderdiğini, ancak söz konusu bedelin, müvekkiline geri ödenmediğini, Dava dosyasına sunulan dilekçelerde taraflar arasındaki ilişkiler detaylı olarak izah edildiği, bu çerçevede müvekkilinin alacağının tek teminatı ve müvekkilinin gönderdiği meblağlar ile alınan … numaralı … gemisi olduğundan taraflarınca 15.11.2018 tarihinde Ünye Limanı’nda bulunduğu göz önüne alınarak Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/154 D. İş sayılı dosyası tahtında, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, geminin ihtiyaten haczi talep edildiğini, mahkeme tarafından talep yerinde görüldüğünden geminin ihtiyaten haczine karar verildiği ve taraflarınca ihtiyati haciz kararının Ünye İcra Müdürlüğü tarafından uygulanması talep edildiğinden gemi seferden men edildiğini, Devamında, taraflarınca ihtiyati haczi tamamlayan merasim olarak karşı tarafın İstanbul, Anadolu tarafında ofisleri bulunduğu ve her ne kadar TTK 1352 vd. maddelerine göre ihtiyaten haczedilmiş ise de uyuşmazlığın esası karşı tarafa verilen borç çerçevesinde ticari olup deniz ticaretine ilişkin olmadığından İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde esas dava ikame edildiğini, mahkeme tarafından dava konusu alacağın deniz alacağı olmasından dolayı görevli mahkemenin İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verildiğini, Ancak görevli mahkeme İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğundan, yerel mahkemenin, dava konusu alacağın deniz alacağı olmasından dolayı görevli mahkemenin İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi olduğu yönündeki görevsizlik kararının kaldırılmasını ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitini talep ettiklerini, zira, taraflar arasındaki uyuşmazlığın esası, karşı taraflara verilen borç bedelinin müvekkiline geri ödenmeme olduğunu, uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olup söz konusu uyuşmazlık, deniz yolu ile gerçekleştirilen ticarete ilişkin olmadığından uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme de ticaret mahkemeleri olacağını, her ne kadar müvekkilinin alacağı TTK m. 1352 kapsamında deniz alacağı olsa dahi bu, ihtiyati haciz aşamasına ilişkin olup alacağın deniz alacağı olması uyuşmazlığın esasının denizcilik ihtisas mahkemesi tarafından görülmesini gerektirmediğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin kararları da bu hususu destekler nitelikte olup dairenin 2016/14874 E.- 2018/5012 K. sayılı kararı bulunduğunu, Uyuşmazlığın esasına deniz ticaret mahkemelerinin bakması için, uyuşmazlığın deniz taşımasından kaynaklanması, deniz yolu ile gerçekleştirilen ticarete ilişkin olması gerektiğini, bu çerçevede İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bir kararında da, gemiye alınan yakıtın ayıplı olup olmadığına, arızanın yakıttan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin uyuşmazlığa bakmakla görevli olmadıklarına kanaat getirildiğini, zira söz konusu uyuşmazlık her ne kadar bir gemiye verilen yakıt ile ilgili olsa da, netice itibariyle ticari nitelikle bir ayıp iddiasına ilişkin olduğunu, dolayısıyla olayın gemi ile ilişkili olması, uyuşmazlığı deniz ticaret mahkemelerinin görev alanına girer hale getirmediğini, (İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/164 E. sayılı dosyasında verdiği görevsizlik kararı)Bu bağlamda dava konusu uyuşmazlığın, taraflar arasındaki adi ticari ilişkiye ilişkin olup karşı taraflara verilen borçlarla gemiler alınmış olması uyuşmazlığı deniz ticaretine ilişkin hale getirmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespiti ile dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/254 Esas 2019/151 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, deniz taşımacılığı faaliyetinde bulunmak amacıyla kurulan davalı şirketlerin kuruluş ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli olan sermaye ihtiyaçlarının karşılanması için verildiği iddia olunan borcun tahsili davasıdır.Mahkemece TTK 1352/p maddesi gereğince gemi için alınmış krediler dahil olmak üzere, geminin veya malikinin adına yapılmış harcamaların deniz alacağı olduğu, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesine göre deniz ticareti ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla denizcilik ihtisas mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.TTK 5/2 maddesinde bir yerde ticaret davalarına bakan birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Kurulunun asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçını münhasıran bu kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortasına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirebileceği düzenlenmiş, anılan kanuni düzenlemeye dayalı olarak da HSK tarafından İstanbul da deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanan davalara bakmak üzere denizcilik ihtisas mahkemesi olarak İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir.Deniz ticareti genel olarak TTK’nın 5. kitabında düzenlenmiştir. Birinci kısım da Gemi, ikinci kısımda donatan ve donatma iştiraki, üçüncü kısım da kaptan, dördüncü kısımda deniz ticareti sözleşmeleri, beşinci kısımda deniz kazaları, altınca kısımda gemi alacakları, yedinci kısımda sorumluluğun sınırlanması ve petrol kirliliği zararının tazmini, sekizinci kısımda cebri icraya ilişkin özel hükümler düzenlenmiş olup, gemi alacakları başlıklı altınca kısımda yer alan 1320. madde de gemi alacaklısı hakkı veren alacaklar, sekizinci kısımda yer alan 1352. madde de ise deniz alacakları düzenlenmiştir. Davacıların iddiası deniz taşımacılığı konusunda faaliyet göstermek üzere kurulmuş olan davalı şirketlere borç olarak verildiği belirtilen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacılar davalı şirkete geri ödenmek üzere borç verdiklerini, davalı şirketlerinde iki adet gemi satın aldıklarını borçlarını ödemediklerin ileri sürmektedir. Buna göre dava konusu deniz ticaretine ilişkin olmayıp, borç olarak verildiği iddia olunan bedelin belirli bir geminin satın alınması için verildiği iddia olunmadığı gibi davalıların savunması da bu yöndedir. Bu nedenle uyuşmazlık 1352. maddede öngörülen deniz alacaklarından kaynaklanmamaktadır. Uyuşmazlık TTK’nın 5. kitabında düzenlenen Deniz ticaretinden veya deniz sigortasından kaynaklanmadığı gibi uyuşmazlığın bu hususlardan kaynaklandığına ilişkin özel bir kanuni düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde ihtisas mahkemesi değil genel asliye ticaret mahkemeleri görevlidir.Davaya bakma görevi genel Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine girdiğinden, denizcilik ihtisas mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup resen gözetileceğinden HMK’nın 353/1-a3 maddesine göre mahkeme kararının kaldırılmasına dosyanın görülmek üzere görevli mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Dairemizce ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine kaldırıldığından, verilen ihtiyati haciz kararına itiraz görevli mahkemece incelenerek bir karar verildikten sonra istinaf edilmesi halinde istinaf incelemesi yapılabileceğinden ve mahkemece ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilmiş bir karar bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2019 tarih ve 2018/254 Esas – 2019/151 Karar sayılı görevsizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın görevsizlik kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,4-Davacı tarafça yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,5-Davalı tarafça yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 6-İstinaf yönünden davacı tarafından sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 39,00.TL olmak üzere toplam 160,30.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/05/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.