Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/609 E. 2020/343 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/609 Esas
KARAR NO: 2020/343 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/649 Esas – 2019/28 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; … Bankası Tarabya Şubesi’ne keşideli, 28.000-TL bedelli, 30/06/2018 tarihli, … Seri nolu çekin rıza dışı elinden çıktığını belirterek tedbiren ödeme yasağı konulmasını ve dava sonunda çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 16/01/2019 tarih ve 2018/649 Esas – 2019/28 Karar sayılı kararında; “…Davacı 16/01/2019 tarihli duruşmada, … isimli şahsın ortağı olduğu şirketin gayri resmi şirket ortağı olduğunu, şirketi taşırken kasada olan çeki kendi rızamıza aykırı olarak bu şahsın aldığını, çekin kasada olduğunu, yani zayi olmadığını bildiğini, çeki kullanmamasını söylemesine rağmen kullandığını, kasanın anahtarının bu şahısta olduğunu beyan etmiştir. Hal böyle iken, davacının zayi olmadığını bilerek, çekin dava dışı …’un uhdesinde olduğunu bilerek, kendisinin ciranta (müracaat borçlusu) olduğu çekin rızası hilafına icraya konulduğunu beyanla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bir başka söyleyişle, çekin zayi olmadığı, nerede olduğunun bilindiği davacının kabulündedir. Dolayısıyla, bu davanın TTK’nın 757. maddesindeki şartlar yönünden dinlenme imkanının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının duruşmada ileri sürdüğü iddialar ise … isimli şahsa karşı yöneltilecek menfi tespit davasının konusunu oluşturacağından, istirdat davası için süre verilmesine gerek bulunmaksızın davanın reddi gerekmiştir…”gerekçesi ile; ”Davacının beyanları uyarınca çekin kaybolmadığı, rızasına aykırı olarak beyaz cirolu çekin dava dışı şahıs tarafından doldurulduğu davacının ileri sürdüğü iddiaların menfi tespit davasının konusunu oluşturacağı anlaşılmakla davanın REDDİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu çekin rızası dışında elinden çıktığını, mağduriyetine sebebiyet verdiğini, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık konusu, zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6102 Sayılı TTK’ nın 818/1-s maddesi gereğince olaya uygulanması gereken TTK’nın 757.maddesinde; ” İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinde, muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebilir,” hükmü düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 759/2.maddesinde; “İptal isteminde bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür,” hükmünü içermektedir. Yukarıda belirtilen kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde zıyaında “irade dışında” elden çıkma olarak kabul edilmesi gerektiği, somut olayda davacı tarafından, dava konusu çekin ciro edilerek …’a verildiği ve … tarafından 09/07/2018 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve ilk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak yaptığı gibi davacı 16/01/2019 tarihli duruşmada alınan beyanında;” … bizim gayri resmi şirket ortağımızdır, şirketi taşırken kasada olan çeki bizim rızamıza aykırı olarak almıştır.Ben, çekin kasada olduğunu biliyordum.Ancak ben kullanma dememe rağmen çeki kullanmıştır.Zaten çekde bekliyordu. Kasa ve anahtar halen kendisinin elindedir,” şeklinde beyanda bulunduğu, buna göre davacının dava konusu çekin dava dışı …’un uhdesinde olduğunu ve zayi olmadığını bilerek eldeki davayı açtığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine yönelik karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00-TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/03/2020 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.