Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/608 E. 2019/698 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/608 Esas
KARAR NO : 2019/698 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/205 Esas 2018/1326 Karar
TARİH : 06/12/2018
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil – Alacak
KARAR TARİHİ: 08/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirketin ortaklarından olan … daha önce yönetim kurulunda olduğunu, davacı şirketin iki üyeden oluşan yönetim kurulundan istifa ettiğini, şirketin organsız kaldığını, şirketin diğer yönetim kurulu üyesi olan …’ın ise kanun maddelerini hiçe sayarak ve kötü niyeti ile kanuna aykırı davrandığını, bir üyesi kalan ve dolayısıyla organ niteliğine kaybetmiş olan yönetim kuruluna tek başına karar alarak geçici yönetim kurulu üyesi atadığını, yönetim kurulu kararının yokluk ile malul olduğunun mahkemece karar altına alındığını, yönetim kuruluna kanununa aykırı olarak 28/4/2015 tarihinde geçici üye atadıktan sonra da 29/5/2015 tarihinde tek başına ve kanuna aykırı olarak geçici yönetim kurulu üyesi atadığı kişi olmadan bir yönetim kurul kararı alarak genel kurulu toplantıya çağırdığını, davalının bu yoklukla malul genel kurulu da yaparak sonunda da kendisini şirkete imzaya yetkili tek kişi olarak imza sürkileri çıkarttığını ve ticaret siciline tescil ettirdiğini, davalının kanuna aykırı olarak aldığı yönetim kurulu kararına dayanarak tek imza ile şirkete temsil ve ilzam yetkisi alınca ilk iş olarak şirketin 19.715.545 TL değerinde olan ve şirketin hemen hemen tek malvarlığı olan gayrimenkulünü yetkisiz olan bir yönetim kurulu kararına dayanarak yine kötü niyetli olan … isimli şahsa devrettiğini, bu gayrimenkulün satışından dolayı şirketin kasasına para girişinin olmadığını, gayrimenkulün devrinin kanuna açıkça aykırı olduğunu, …’ın aynı zamanda … San ve Tic A.Ş.’ninde pay sahibi olduğunu, …A.Ş.’nin Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/665 esas sayılı dosyası ile iflas erteleme davasının devam ettiğini, …. iflas erteleme talep eden …. …. olan borcu için iyi niyetle ve tamamen karşılıksız olarak hem …’nın taşınmazını ipotek olarak vermesine razı olduğunu hem de kefil olduğunu, … ve … kefil olduğu dava dışı … ait borçların ilgili bankalar tarafından davalı …’a devredildiğini, …’ın … ipotek verdiği gayrimenkule talip olduğunu, bunun için 6.500.000,00 TL vermeyi hazır olduklarını…. bu meblağa satmaya razı olmaz ise … dahil tüm bankalara giderek …. ‘e ait tüm borçları devir alacağını ve bu şekilde gayrimenkulü icradan satışa çıkaracağını tehditkar bir şekilde beyan ettiğini, …. ise kendisinin iyi niyetli ipotek verdiğini ve kefil olduğunu kendisine 3.000.000 TL verilmesi halinde buna razı olacağını, aksi takdirde gayrimenkulün satışına razı olmayacağını beyan ettiğini, bu şahsın sonra … alacakları devralmış ve kefil olan … haciz yoluyla takip edeceği yolunda tehditler savurmaya başladığını, bunun akabinde aynı şahsın …. ait olan arabalara haciz koyduğunu, …’ın daha o dönemde … ile işbirliği yaparak ucuz fiyata gayrimenkulü satın almak için zorlamakta tehdit ettiğini ve bunun kanuna aykırı olarak yapıldığını, … aynı zamanda … kiracası olduğunu, … ile … arasında 2020 senesine kadar fabrika için kira sözleşmesi yaptığını, bundan diğer ortakların haberi olmadığını, …. kiracısı olduğu … fabrikasına 560.554,81 TL’lik haciz koyduğunu ileri sürerek, davacıya ait olan ancak ticaret kanunu ve diğer kanun hükümlerine göre kanuna aykırı olarak devir edilen ve … İli … ilçesi … Köyü … Mevkii Ada No … Parsel No … Cilt sayfa No …gayrimenkulün davalıya satışının iptal edilerek dava konusu gayrimenkulün davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, davacının hukuken satıcı sıfatıyla yapmış olduğu alım satım işlemi sonucunda tapunun iptali ve taşınmazın tescilini talep ettiğini, davacı şirketi temsil ve ilzam ile yetkili bulunan şirket ortağı … tarafından aynı beyan ve taleplerle aynı konuda açılmış bir davanın zaten mevcut olduğunu, İstanbul 15 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/70 esas sayılı dosyası ile ikame edilmiş ve görevsizlik ve yetkisizlikle Gaziosmanpaşa 1 Asliye Hukuk Mahkemesine 2016/279 esas sayılı dosyasının açılmamış sayılmasına karar verildiğini, taşınmaz üzerinde halihazırda 2015 yılında yetkisiz mahkeme olan İstanbul 15 Asliye Hukuk Mahkemesinden verilenen ihtiyati tedbir kararı bulunduğunu, şirketi temsil ve ilzam yetkisindeki davacı şirket temsilcisinin seçilmiş olduğu genel kurul toplantısı hakkında açılmış genel kurul iptali davası İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/475 esas numaralı dosyanın derdest olduğunu, iptali talep edilen tapu işlemi ile ilgili olarak müvekkili tarfından yapılan ödemeler ve taşınmaz ile ilgili harcamalar nedeniyle uğramış olduğu zarar ziyan ile birlikte müvekkilinin alacaklı olduğunu, bu yönden ise, tapu kaydında da yer alan ipotek ve ipoteğe bağlı takiplerdeki banka alacaklarının temliki suretiyle oluştuğunu, müvekkilinin bir kısım banka ipotekli alacaklarını temlik almış yani ipotek takip bedellerini teferruatı ile birlikte ödendiğini, henüz ödememiş olduklarını da ödemeyi taahhüt ettiğini, karşılık davalının 2015 yılından bu yana açmış olduğu davalar, ithamlar ve ihtiyati tedbir uygulamaları ile tüm tasarruf ve hareket kabiliyetini kaybetmiş olmaktan ve ekonomik hayatın gayrimenkul piyasasının 3 yılda geçirmiş olduğu aşamalar nedeniyle uğramış olduğu zararlar da karşılık davalarının konusunun teşkil ettiğini, karşılık davalı temsilcisi konumundaki …tarafından yapılmış şikayet nedeniyle dava konusu taşınmaz satış işlemi hakkında yürütülmüş bulunan Savcılık soruşturmasının da müvekkilinin uğradığı zararlar arasında olduğunu, öncelikle şirketin temsilciliğinin meşruiyeti hakkında verilecek yargı kararının sonucuna bağlı olarak … hakındaki kişisel taleplerini saklı tuttuklarını, İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/475 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, müvekilinin taşınmazı satın almak gayesiyle yapmış olduğu ödemeler ve uğramış olduğu zararın şimdilik 10.000 TL belirsiz alacağının işlem tarafı olarak karşı davalı şirketten tazminine, şirket yetkilisinin şahsi hakkındaki talep ve rücu haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 06/12/2018 tarih 2018/205 Esas 2018/1326 sayılı kararında;”6102 Sayılı TTK nın 5. Maddesinde, 6335 sayılı kanunun 2. Maddesi ile, 26/6/2012 tarihinde yapılan değişiklik ile , Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir, bu nedenle mahkememizin görevli olup olmadığı hususunun resen araştırılması gerekir. Bilindiği gibi her ticari iş (TTK nın 3. Maddesi) ticari dava değildir. Bir davanın ticari dava olarak kabul edilip, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için anlaşmazlığın bir ticari işten kaynaklanması yeterli olmayıp aynı zamanda ticari dava niteliğinde de olması gerekir. Ticari davaların neler olduğu esas itibariyle TTK 4 maddesinde düzenlenmiş olup, ayrıca bazı kanunlarda uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinde çözümleneceğine dair özel hükümlerde bulunmaktadır.TTK nın 4. Maddesinin 1. fıkrasının 1-6. bentlerinde belirtilen davalar ile diğer bazı kanunlarda belirtilen davalar mutlak ticari dava mahiyetindedir. Aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen davalar ise nisbi ticari dava mahiyetindedir.TTK nın 4/1. Fıkrasına göre ” Her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ” nisbi ticari dava olarak belirlenmiştir. Davacı taraf şirket olup, davalı taraf ise şahıstır. Bu nedenle taraflar arasındaki dava nisbi ticari dava değildir, ayrıca Ticaret Kanununda sayılan mutlak ticari davada olmadığından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir…”gerekçesi ile, Dava ve karşı davanın mahkemenin görevli olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememizde talepte bulunulması halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı – karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davanın tapu iptali ve tescil davası olduğunu, tapu iptali ve tescil davalarına bakmakla yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu hususun HMK ve Yargıtay içtihatlarında doğrudan kesin yetki olarak ve kamu düzeninden olmak kaydıyla düzenlenmiş bulunduğunu, (HMK mad.12, HUMK mad.13, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2017/14-2260, K.2018/1191, T.13.6.2018)İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararda “dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar vermiş olmasının hatalı olduğunu, Yetki kuralına göre davanın görülmesi gereken mahkemenin İstanbul Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, İşbu davanın her ne kadar davacı … A.Ş. tarafından açılmış ise de, daha önce aynı davanın, aynı taşınmaz ve aynı davalı hakkında önce İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığını, bu Mahkemenin (İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/70) yetki yönünden reddi ile dosyanın Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiğini (2016/279 E.) (2016/449 K.) sayılı karar ile de görevsizlik kararı verilerek, Yargıtay incelemesinden geçtiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/2863 E. 2017/4221 K. 11.9.2017 tarihli ilamı ile onandığını, Süresinde gönderme başvurusu yapılmaması nedeniyle; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince de Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine iade edildiğini, Davacı bu kez de önce ihtiyati tedbir talebi ile İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/50 D.iş dosyasına başvurduğu, bu mahkemenin K. 2018/50 red kararı ile talebinin reddedildiğini, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararında yer alan gerekçede “ihtiyati tedbir talebini ancak (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2017/108-174 Sayılı Kararı da dikkate alınarak ) önceki malik …Sanayi Ticaret Anonim Şirketi isteyebilecektir.” denildiğinden, davacının bu kez … A.Ş. olarak önce İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/166 D.İş, dosyası ile yine tedbir talep ettiği ve nihayetinde işbu davayı ikame ettiğini, aynı şahısın bu kez davacı … A.Ş. yetkilisi olarak aynı davayı ikame ettiğini, Bu gelişmeler ışığında davanın gerek Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi ve gerekse İstanbul Asliye Hukuk ve İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından görev ve özellikle yetki yönünden birer kez red edilmiş olması karşısında ortaya HMK 21/b,c,ç maddesi kapsamına giren “yargı yeri belirlenmesini gerektiren sebepler” ortaya çıkmış bulunduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, HGK hükümlerine göre sayılan sebepler ortaya çıkmış bulunduğundan, dosya hakkında yargı yerinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/205 Esas 2018/1326 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Asıl dava, davacı şirket yöneticisinin yetkisi dışında yaptığı işlemle devrettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tescili, karşı dava ise taşınmazı devreden tarafça yapılan çeşitli şikayet ve açılan davalar nedeniyle uygulanan tedbirler dolayısıyla taşınmazdan istifade edilememesiyle oluşan zararın tazmini davasıdır. Asıl ve karşı davalar TTK 4. maddede ve özel kanunlarda sayılan mutlak ticari davalardan olmayıp, asıl dava davalısı ve karşı davanın davacısı tacir olmadığından, dava nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı- karşı davacı vekillinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verimesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.