Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/601 E. 2019/498 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/601
KARAR NO : 2019/498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/242 Esas – 2018/1318 Karar
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerini Sorumluluğundan- Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, … A.Ş.’ nin merkezi Libya İstanbul Merkez Şubesi’nin Libya’da kurulduğunu, Libya ve diğer ülke şubeleri ile Türkiye’de şirketin yönetiminin halen davacılardan… başkanlığında yedi üyeden oluşan yönetim kurulu tarafından yürütüldüğünü, genel kurulun yönetim kurulunun tayin edilmesi ve görevden alınması ile yetkili-meşru tek merci sayıdığını, davacı yönetim kurulu üyelerinin genel kurul tarafından alınan 2014/2 sayılı karar gereği tayin edildiklerini ve halen görevlerine devam ettiklerini, Türkiye ile Libya arasındaki uçuşların devam etmesini teminen yönetim kurulunun …AŞ’nin İstanbul Şubesinin açılmasına karar verdiğini ve … AŞ İstanbul Merkez Şubesi-Türkiye Cumhuriyeti ofisinde … Türkiye Bölge Müdürü, … Maliye Müdürü, …. ise İstasyon Müdürü olarak tayin ettiğini, bu şekilde davacıların yönetim kurulu olarak tayin edilen kişilerle Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliğine uygun olarak faaliyet göstermeye başladığını, davalıların 22/11/2017 tarihinden itibaren ve halen davalıların çalışmak üzere tayin edildiklerini gösteren kararlarda sahtecilik yapmak suretiyle … ofisine ve tüm malvarlığı ile banka hesaplarındaki paraya haksız bir şekilde el koyduklarını ve çalıştırdıklarını, davalıların bu eylemi nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/132907 nolu dosyası ile şikayette bulunulduğunu, ancak verilen yetkisizlik gereği dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilerek 2018/10461 soruşturma numarasıyla soruşturmanın devam ettiğini, davalılardan …’nin kendisinin Türkiye Bölge Müdürü olarak tayin edildiğine dair düzenlenen kararı ibraz ederek sahtecilikler yaptığını, sahte belge ve noter tercümeleri yaptırarak İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna başvurup yetkili olduğuna dair tescil ve ilan işlemlerini yaptığını ve Dünya Ticaret Merkezindeki Ofi/işyerine zorla kilitleri kırmak suretiyle girdiğini, davalının müdür olarak tayin edildiğine dair böyle bir kararın şirketin meşru yönetim kurulu tarafından alınmadığını, imzaların yönetim kurulu üylerine ait olmadığını, imzaların sahte ve taklit edilerek atıldığını, davalının bu sahte kararı Türk resmi kurumlarına, Ticaret Odasına, Sicil Memurluğuna, Havalimanı yetkililerine, … ve birçok bankaya sunduğunu, bankalarda işlem yaptığını ve şahsi olarak 30.000 UDS üzerinde para çektiğini, şirketin bankası ve Türkiye’deki bankalarında bulunan hesaplarından yüksek miktarlarda para çektiğini, davalılardan …’nin ise kendisini … Türkiye Bölge Müdürlüğü Maliye Müdürü olduğuna dair karar ile sahtecilik yaptığını, böyle bir kararın yönetim kurulu tarafından alınmadığını, yönetim kurulu adına atılan imzaların sahte olduğunu, anılan nedenlerle öncelikle tedbiren davalıların haksız müdahalelerinin önlenmesi bakımından tedbir kararı verilmesine, yine davalıların vermiş oldukları zararın ve haksız kazançların fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL’nin ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle işbu davada davalıların ikametgahlarının İstanbul Adliyesi yetki sınırları içerisinde bulunmadığını, davalıların İstanbul İli, Beylikdüzü İlçesinde ikame ettiklerini, …Aş Merkezi Libya İstanbul Merkez Şubesi’nin ise adresinin Bakırköy ilçesine bağlı Yeşilköy’de olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın esasına ilişkin ise davalıların Libya Yasalarına uygun olarak şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun olarak atandığını ve hiçbirinin sahtecilik yapmasının söz konusu olmadığını, davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, anılan nedenlerle öncelikle davanın usulden, her halukarda esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih 2018/242 Esas – 2018/1318 Karar sayılı kararında; ” … Yönetici atanması talep edilen “Afrika Havayolları Anonim Şirketi Merkezi Libya İstanbul Merkez Şubesi”nin adresinin “… Mahallesi … Caddesi …No:…Ofis No:… Bakırköy İstanbul” olup, Bakırköy ilçesinin mahkememizin yetki alanı içinde bulunmayıp, yargı alanı olarak Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine bağlı bulunduğu, mahkememizin davaya bakmakla yetkisiz olduğu, mahkemenin yetkisinin kamu düzenine ilişkin olması ve mahkemenin yetkili olup olmadığının yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden, dava dilekçesinin yetki nedeniyle reddine, HMKnun 114/1-c ve HMKnun 115.maddesi gereğince mahkememizin yetkisizliğine, talep halinde 6100 sayılı HMKnun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde müracaat edildiğinde dosyanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracaat edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine karar vermek gerektiği …” gerekçesi ile, 1-Yönetici atanması talep edilen şirketin sicile kayıtlı adresinin … Mah. … Cad. … No:… Bakırköy/İstanbul” adresi olması sebebiyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan dava dilekçesinin YETKİ YÖNÜNDEN REDDİNE, 2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın Bakırköy Nöb. ATM’ye gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı), karar verilmiş ve karara karşı davalıların vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirket …. Libya ülkesine ait bir devlet şirketi olduğunu, davacı taraf olarak görülen kişiler ile yine davalı olarak gösterilen müvekkillerinin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadıklarını, Libya Devleti vatandaşları olduklarını, yabancılık unsuru taşıyan davaların yargılama usulünün farklı olduğunu, hukukî olay veya ilişkinin yabancılık unsuru taşıdığının kabul edilebilmesi için, o olayın veya ilişkinin yabancı ülkeyle yer bakımından irtibatının bulunmasının şart olmadığını, olayın veya ilişkinin yabancı hukuk düzeni ile herhangi bir şekilde irtibatlı hale gelmesinin gerekli ve yeterli olduğunu, işbu davada usulsüzlük yapıldığı iddia edilen işlemin Libya ülkesinde gerçekleştirildiğini, bahse konu iddianın doğru olup olmadığı, Libya yasalarına uygun olup olmadığının ancak Libya Devletinde yapılacak bir yargılama sonunda açıklığa kavuşacağını, davacı tarafın iddialarının Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinde çözümlenmesinin mümkün olmadığını, yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda yargılama yetkisinin hangi ülkeye ait olacağı ve hangi ülke kanunlarının uygulanacağının MÖHUK’de sarih olarak kayıt altına alındığını, Haksız Fiil başlıklı MÖHUK 34. maddesinde düzenlendiğini, İşbu davada iddia edilen haksız fiilin gerçekleşme ve sonuç bakımından Türkiye ile hiçbir ilişkisinin mevcut olmadığını, bu nedenle “yetki” yönünden reddini talep etmelerine rağmen ilk derece mahkemesinin bu hususta bir karar vermediğini, Davacıların hiç birinin müvekkili şirketi temsile yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirket adına dava ikame eden davacıların müvekkili şirketi temsil yetkileri olduğuna dair tek bir belgenin dahi dosyaya sunulmadığını, şirketi temsile yetkisi olmayan kişiler tarafından açılan davanın bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin huzurdaki davayı açma iradesinin mevcut olmadığını, yetkili vekil olarak işbu davadan feragat ettiklerini, ancak ilk derece mahkemesinin bu hususta bir karar vermediğini, Davayı ikame eden davacıların yabancı ve Türkiye’ de mutad meskeni olmayan kişiler olduğunu, Türkiye’de dava açacak yabancıların ile mutad meskeni olmayan kişilerin teminat yatırma zorunluluğuna ilişkin MÖHUK 48. madde ve HMK 84. maddelerindeki hükümlerinin açık olduğunu, davacıların vatandaşı olduğu Libya ülkesi ile muafiyet anlaşmasının da bulunmadığını, ilk derece mahkemesinden davacılara teminat yatırmaları hususunda süre verilmesi gerektiğini, belirlenecek teminatın yatırılmaması halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmelerine rağmen bu talep hakkında da bir kararın verilmediğini, kararın bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davanın içeriği ve davacı tarafın iddiaları incelendiğinde işbu davanın “mutlak ticari dava” niteliğinde olmayıp “haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası” olduğunun görüldüğünü, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında da Asliye Ticaret Mahkemelerinin değil Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, Davacıların, davalı müvekkiller ve diğer davalıların hiçbirinin şirket hissedarı yahut ortağı olmadığını, dosyada mübrez belgelerde müvekkili şirket …tarafından atanmış şirket çalışanları olduğunu, davalıların şirket ortağı olduğuna dair hiçbir beyan da bulunmadıklarını, bu nedenle ilk derece mahkemesinin ‘Görev’ itirazlarını davacı tarafın yanlış ve şifahi beyanına dayanarak reddetmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, Müvekkilleri aleyhine huzurdaki dava ile aynı içeriğe sahip, yapılan atamaların usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle Ticaret Sicil Gazetesi ilanın iptali istemiyle dava ikame edildiğini ve İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1038 E., 2018/ 352 K. Sayılı ilamı ile davanın reddedildiği ve kesinleştiğini, işbu davada ileri sürülen aynı iddialar ile müvekkili davalıların müvekkili şirket …tarafından yapılan atama kararlarının usulüne uygun olmadığı iddiasının mahkeme tarafından reddedildiğini beyanla, İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu davada yetkili mahkemenin neresi olduğu ve bu bağlamda mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktalarındadır. Dava, … A.Ş İstanbul şubesini temsilen 6 adet Libya vatandaşı tarafından açılmıştır. Davacılar, davalıların … A.Ş İstanbul şubesinin yönetimini haksız yollarla ele geçirdiklerini öne sürmüş, şirket yönetiminin davacılardan …’a kayyım olarak tevdii ile birlikte birtakım tedbirler talep edilmiş ve davalıların verdikleri zarar ve haksız kazançların tespiti ile tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Davalılar vekili, … A.Ş nin yönetiminin davalılara ait olduğu yönünde Libya Ankara Büyükelçiliğinin yazılarını sunmuş ve davadan feragat etmiş bulunmaktadır. Uyuşmazlık … A.Ş Merkezi Libya İstanbul şubesinin yönetiminin kime ait olduğuna ilişkin olup, dava mezkur şirket yöneticilerinin sorumluluk davasıdır. ….Ş. Merkezi Libya İstanbul Merkez şubesi’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı olduğu ve adresinin Bakırköy olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’ nın 14/2.maddesine göre “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”Dava, Türk yasalarına göre tescil edilmiş bir şirketin yabancı yöneticilerine yönelik yahut eski yöneticilerle, yeni yöneticiler arasında bir dava olduğuna göre; davanın şirket merkezinde görülmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ç maddesine göre “Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması” davanın görülebilmesi için gerekli bir dava şartıdır. Davalılar vekili davanın MÖHUK hükümlerine göre ve feragatları nedeniyle öncelikle reddi gerektiğini öne sürmektedir. Dava şartları diğer itirazlardan önce değerlendirilir. Davalıların yabancılık itirazı ile davaya son veren feragat taraf işleminin olup olmadığının değerlendirilmesi, davanın öncelikle yetkili mahkemede görülmesini gerektirmektedir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya dosya içeriğine uygun olup, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davalılar tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/04/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c ve HMK 362/1-a maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.